Browsing by Author "Akkuş, Handan"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item 6-13 yaş arası okul çocuklarında bel ve kalça çevresi persentilleri(Uludağ Üniversitesi, 2010) Akkuş, Handan; Sağlam, Halil; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Obezitenin görülme sıklığının her yaş grubunda giderek arttığı çok iyi bilinmektedir. Çocukluk çağında bel çevresi ölçümü ile obezite ve ilişkili metabolik durumlar arasında güçlü bir korelasyon vardır ve bel çevresi ölçümü risk altındaki çocukları tanımlamada yeterli ve tekrarlanabilir olarak görülmüştür. Bu çalışmanın amacı Bursa'da 6-13 yaş arası okul çocuklarının bel çevresi, kalça çevresi, bel/kalça oranı ve bel/boy oranı referans tablolarının ve persentillerinin çıkarılması ve ülke genelinde oluşturulacak ulusal bel çevresi persentiline katkı sağlanmasıdır.Bursa'da il merkezini oluşturan 3 ilçeden basit rastgele örnekleme yöntemiyle seçilen 5 ilköğretim Okulunda Eylül-Ekim 2008 döneminde okula devam eden öğrencilerden 5500'üne çalışmaya ilişkin onam formu dağıtılarak bu öğrenciler çalışma kapsamına alındı. Çalışmayı kabul eden öğrencilerin ağırlık, boy, bel çevresi ve kalça çevresi ölçümleri yapıldı. Bel/kalça ve bel/boy oranları hesaplandı. Persentil eğrileri LMS Chart Maker Pro Version 2.3 kullanılarak oluşturuldu.Çalışmaya 2519'u (%50,9) erkek, 2433'ü (%49,1) kız olmak üzere toplam 4952 çocuk katıldı. Bel çevresi (erkeklerde r=0,569; p<0,001, kızlarda r=0,607; p<0,001) ve kalça çevresi (erkeklerde r=0,603; p<0,001, kızlarda r=0,618; p<0,001) ölçümleriyle yaş arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon, bel-boy oranları (erkeklerde r=-0,149; p<0,001, kızlarda r=-0,184; p<0,001) ile yaş arasında ise istatistiksel olarak anlamlı negatif bir korelasyonun olduğu saptandı. Kızlarla erkekler arasında bel çevresi (p<0,001), bel/kalça (p<0,001) ve bel/boy (p<0,001) oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede farklılıklar gözlenirken, kalça çevreleri açısından istatistiksel olarak anlamlı derecede bir farklılık saptanmadı (p=0,67). Bel/boy=0.5 sınır değerinin yaklaşık olarak 90-95'inci persentiller arasına denk geldiği saptandı.Oluşturulan bel çevresi, kalça çevresi, bel/boy oranı ve bel/kalça oranları için yeni referans tabloları ve persentil eğrileri gelecekte çocukluk çağı obezitesi açısından risk altında olan bireylerin belirlenmesinde yol gösterici olacaktır. Özellikle bel/boy oranı tabloları ve persentil eğrileri metabolik açıdan risk taşıyan abdominal obezitesi olan bireylerin ayırt edilmesine ve metabolik taramaların seçici olarak planlanmasına katkıda bulunacaktır.Item Rh hemolitik hastalığında intrauterin transfüzyonun neonatal sonuçlara etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010-01-06) Çetinkaya, Merih; Özkan, Hilal; Köksal, Nilgün; Akkuş, Handan; Kimya, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı/Neonatoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Giriş: Bu çalışmanın amacı Rh hemolitik hastalığı olan yenidoğanların hemolitik hastalığın şiddetine (hafif, orta ve ağır) ve intrauterin transfüzyon (İUT) uygulanmasına göre postnatal kan değişimi, fototerapi uygulanma ihtiyacı ve neonatal anemi şiddeti açı- sından değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya Ocak 2000 ile Kasım 2008 tarihleri arasında Rh hemolitik hastalık tanısı ile Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine yatırılan bebekler alındı. Kord kanı hemoglobin ve bilirübin düzeyleri ile retikülosit sayısı, en yüksek bilirübin düzeyi, intrauterin transfüzyon sayısı, fototerapi süresi, postnatal kan değişimi ya da eritrosit süspansiyonu ile transfüzyon gereksinimleri kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 44 bebek alındı. Bebeklerin ortalama gestasyonel yaşı 37,6±0,3 hafta, ortalama doğum ağırlığı 3031±53 gram idi. Bebeklerin 13’ü (%29,5) hafif, 13’ü orta (%29,5) ve 18’i (%41) ise ağır hemolitik hastalığa sahip idi. On iki (%27) bebekte ‹UT öyküsü mevcut olup, bu hastaların 9’unda (%75) ağır hemolitik hastalık saptandı ve bu oran ‹UT yapılmayan bebeklere göre anlamlı yüksekti. Benzer şekilde İUT uygulanan hastalarda postnatal kan değişimi gereksinimi de İUT yapılmayanlara göre anlamlı yüksek bulundu. İUT uygulanan ve uygulanmayan bebekler arasında fototerapi süresi, en yüksek bilirubin düzeyleri ve transfüzyon gereksinimi açısından anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç: Bu çalışmada İUT uygulanan bebeklerde ağır hemolitik hastalık görülme olasılığının ve postnatal kan değişimi gereksiniminin İUT uygulanmayanlara göre daha fazla olduğu saptandı. Bu nedenle in utero şiddetli seyreden Rh hemolitik hastalığının postnatal dönemde de ağır hemolitik hastalık şeklinde ortaya çıkabileceği sonucuna varıldı.