Welcome to the Uludag University Academic Repository!

Bursa Uludağ University aims to contribute to the advancement of science and technology by adopting clear, repeatable and reliable research outputs and applications; is committed to the broad dissemination of knowledge for the benefit of society and all external stakeholders.

BUU Open Access System offers scientific and artistic products such as books, articles, theses, encyclopedias and works of art produced by our faculty members and students in accordance with international standards and intellectual property rights.

Bursa Uludağ University is a leading institution using DSpace.

Supported by @SelenSoft Yazılım



 

Recent Submissions

Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Ratlarda deneysel oluşturulan osteoartritis modelinde ozon, hiyaluronik asit ve ozon-hiyaluronik asit kombinasyonunun etkinliğinin klinik, bilgisayarlı tomografik, histopatolojik, immunohistokimyasal ve serolojik yönlerden araştırılması
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-04-25) Ünlü, Elif; Satar, Nihal Y. Gül; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Veterinerlik Fakültesi; Cerrahi Ana Bilim Dalı; 0009-0005-4173-7548
Bu çalışmada, cranial cruciate ligament transeksiyonu ile oluşturulan diz osteoartritis modelinde, tıbbi ozon, hiyaluronik asit ve ozon-hiyaluronik asit kombinasyonunun intraartiküler uygulamaları ile sistemik ozon tedavisinin karşılaştırmalı etkileri araştırıldı. Çalışmada, 60 dişi Sprague Dawley ırkı ratın sağ dizine cranial cruciate ligament transeksiyonu uygulandı. Altı gruba ayrılan deneklere cerrahi işlem sonrası 2. haftadan başlayarak haftada bir kez, toplam beş hafta süren tedavi protokolü uygulandı. Radyolojik değerlendirme amacıyla 2. ve 8. haftalarda bilgisayarlı tomografi görüntüleri alındı. Histopatolojik olarak Modifiye Mankin skoru, kıkırdak matriks kaybı ve kıkırdak dejenerasyon skoru, ayrıca immünohistokimyasal olarak kollajen tip II ve matriks metalloproteinaz-13 ekspresyonu incelendi. Serolojik değerlendirmede TNF-α düzeyleri ELISA ile ölçüldü. Sekizinci haftada, intraartiküler ozon ve ozon-hiyaluronik asit kombinasyonu gruplarında Mankin skorlarının anlamlı şekilde düşük olduğu belirlendi (p< 0,05). Kıkırdak matriks kaybı ve kıkırdak dejenerasyon skorları da ozon uygulanan gruplarda daha düşük bulundu. İntraartiküler ozon uygulamasının, sistemik uygulamaya kıyasla daha etkili sonuçlar verdiği belirlendi. Kollajen tip II düzeyleri de intraperitoneal kontrol grubuna kıyasla intraartiküler ozon ve ozon- hiyaluronik asit kombinasyonu gruplarında anlamlı şekilde arttı (p= 0,010). Elde edilen bulgular, özellikle hiyaluronik asit ile kombine edilen ozon tedavisinin osteoartritis’te belirgin iyileştirici etkiler sağladığını göstermektedir. Bu kombine tedavi şekli, CrCL transeksiyonu ile indüklenen OA modelinde kapsamlı olarak değerlendirilen ilk çalışmalardan biri olup, ozon temelli yaklaşımların terapötik potansiyelini ortaya koymaktadır.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Genetik kodun p-sel sayılarla modellenmesi ve uygulamaları
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-05-15) Bilgin, Elif Esenoğlu; Soydan, Gökhan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Matematik Ana Bilim Dalı; 0009-0008-6506-8117
Translokatör protein (TSPO) geni protein kodlayan bir gendir. TSPO proteininin kolesterol taşınması, tümör oluşumu ve iltihaplanma dahil olmak üzere çeşitli hücresel işlevlere dahil olduğu bilinmektedir. Ayrıca, TSPO proteininin anlatım düzensizliğinin kardiyovasküler hastalık, kanser, nöroinflamatuar, nörodejeneratif, neoplastik bozukluk dahil olmak üzere farklı insan hastalıklarının patolojileri ile de ilişkili olduğu tespit edilmiş olup bu ilişkiye dair literatürde sınırlı sayıda çalışma vardır. Genetik varyantların hastalığa sebep olup olmadığının değerlendirilmesi, varyantların fonksiyonel öneminin ve klinik kullanımının önceliklendirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle, sekans varyasyonların protein fonksiyonları veya gen düzenlenmesi üzerindeki etkilerinin tahmin etmek için farklı algoritmaları birleştiren çeşitli in-silico tahmin araçları geliştirilmiştir. Tez 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde moleküler biyoloji ve genetikten bazı kav- ramlar ile p-sel sayılar teorisi hakkında temel bilgiler verilir. İkinci bölümde mevcut in- silico tahmin araçlarına bir alternatif elde etmek için Dragovich ve Dragovich tarafından önerilen ve geliştirilen “genetik kodun modellenmesinde p-sel uzaklık” yaklaşımı tanıtılır. Bu yaklaşıma göre, kodonların 5-sel uzayı inşa edilirek kodonlar arasında en küçük 5-sel ve 2-sel uzaklığa sahip ve aynı amino asit ile durdurma sinyaline kodlanmış olan iki kodon elde edilir. Bu model genetik kodun dejenerasyonunu tanımlar. Tezin üçüncü bölümünde in-silico tahmin araçlarından elde edilen veriler birleştirilir ve değişken sınıflandırma ve önceliklendirme için diğer tahmin araçlarıyla Dragovich’in yaklaşımının karşılaştırılması yapılarak potansiyel faydası değerlendirilip TSPO geninin SNP’lerini kodlamanın işlevsel uygunluğunu belirlemek için biyoinformatik bir yaklaşım kullanılır. Son bölümde ise TSPO geninin in-silico varyantalarının sonuçları ile p-sel yaklaşım ile yapılan hesaplamalar karşılaştırılarak p-sel yaklaşımın diğer araçlara bir alternatif olma potansiyeli tartışılır.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Ürün tasarım süreçlerinde yenilikçi yapıların dinamik ve mekanik davranışlarının incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-04-17) Kotaman, Mehmet Mert; Yıldız, Ali Rıza; Fen Bilimleri Enstitüsü; Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0002-9254-5149
Çarpışma kutuları, taşıtlarda çarpışma anında ortaya çıkan enerjiyi sönümleyerek yolcu kabinine iletilen kuvvetleri azaltmayı amaçlayan, yapının ön kısmında yer alan pasif güvenlik elemanlarıdır. Bu tez çalışmasında, çarpışma kutularında enerji sönümleme kapasitesini artırmak amacıyla kafes (lattice) yapılar ve enerji absorban maddelerle desteklenmiş hibrit sistemlerin mekanik davranışları deneysel olarak araştırılmıştır. AlSi10Mg alaşımı kullanılarak seçici lazer ergitme (SLM) yöntemiyle üretilen kafes yapılar, farklı üretim yönlerinde imal edilmiştir. Numunelerden bazıları poliüretan köpük ile doldurulmuş, bazıları ise PLA kaplama ile desteklenmiştir. Çalışma kapsamında üç faktörlü ve üç seviyeli L9 tipi Taguchi deney tasarımı uygulanarak; enerji absorban madde kullanımı, üretim oryantasyonu ve lattice tipi gibi parametrelerin çarpışma davranışına etkisi incelenmiştir. Numunelere uygulanan basma testleri sonucunda, en büyük çarpışma kuvveti (EÇK), sönümlenen toplam enerji (STE) ve özgül enerji sönümleme kapasitesi (ÖEK) gibi kriterler değerlendirilmiştir. İstatistiksel analizler sonucunda, üretim oryantasyonunun da mekanik performans üzerinde önemli ölçüde etkili olduğu belirlenmiştir. Özellikle yatay üretim yönünde imal edilen numunelerin daha yüksek enerji sönümleme kapasitesine sahip olduğu görülmüş; lattice yapıların tek başına sunduğu enerji sönümleme avantajlarının, uygun dolgu malzemeleriyle birleştirildiğinde daha da artırılabildiği ortaya konmuştur. Bu çalışmanın, darbe dayanımı gerektiren uygulamalarda yapılacak ileri araştırmalara ve tasarım geliştirme çalışmalarına katkı sağlaması amaçlanmaktadır.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Farklı kompozit yüzey plakalı ondüla çekirdekli sandviç yapıların geliştirilmesi ve anlık darbe yükleri altındaki davranışlarının incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-05-22) Özerol, Burak; Yazıcı, Murat; Fen Bilimleri Enstitüsü; Otomotiv Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0003-7447-9691
Kompozit malzemeler, üstün mekanik ve fiziksel özellikleri sayesinde havacılık, mimari, otomotiv ve savunma sanayii gibi pek çok sektörde geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Çeşitli elyaflarla takviye edilen bu malzemeler, geleneksel malzemelere kıyasla daha üstün performans göstermekte ve bu nedenle sandviç yapıların yüzey plakaları için ideal bir tercih oluşturmaktadır. Bu çalışmada, alüminyumdan üretilmiş çift yönlü oluklu şerit çekirdek yapılar tasarlanmış ve bu yapılar, noktasal darbelere karşı dayanımı artırmak amacıyla kompozit plakalarla sandviç yapı haline getirilmiştir. Yüzey plakaları, cam, karbon ve kevlar elyaf kumaşların vakum infüzyon yöntemiyle epoksi reçine emdirilmesi yoluyla üretilmiştir. Farklı fiber türlerinden üretilmiş yüzey plakalarına sahip sandviç yapılar, dinamik üç nokta eğilme testine ve sivri uçlu bir darbe başlığı kullanılarak noktasal delme testlerine tabi tutulmuştur. Bu testlerde her bir yapının delinme direnci ve enerji sönümleme kapasitesi analiz edilmiştir. Test sırasında çekirdek yapıda oluşan burkulma davranışları, yüzey plakalarının rijitliği ve elastisite özellikleriyle yakından ilişkilendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar geliştirilen sandviç yapıların batarya kutuları ve yakıt tankerleri gibi noktasal darbelere karşı dayanıklı malzemelere ihtiyaç duyulan uygulamalarda potansiyel bir alternatif olarak kullanılabileceğini ortaya koymaktadır.
Thumbnail Image
PublicationOpen Access
Bir elektromekanik yük taşıma sisteminin modellenmesi ve enerji tüketiminin incelenmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-05-27) Özçay, Batuhan; Topçu, Elif Erzan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0001-3895-3208
Günümüzde endüstriyel uygulamalarda doğrusal çıkış veren güç iletimi genellikle elektrohidrolik, elektropnömatik valf-silindir sistemleriyle veya elektromekanik eyleyicilerin kullanıldığı sistemlerle yapılmaktadır. Elektromekanik eyleyicili sistemlerde de çıkışta doğrusal hareket elde edilmesi için doğrusal motorlar veya elektrik motoru tahrikli elektromekanik eyleyici mekanizmalı sistemle kullanılmaktadır. Dönme hareketinin doğrusal harekete çevrilmesi için bilyalı vida-mil, rulo vida, kayış-kasnak, kremayer dişli ve trapez vida milli mekanizmalar kullanılabilmektedir. Mekatronik alanındaki gelişme ve teknolojideki ilerlemeyle birlikte servo motor tahrikli elektromekanik eyleyicili sistemler günümüzde otomasyon sistemleri başta olmak üzere robotik, savunma, havacılık, otomotiv, tekstil sektörleri gibi pek çok farklı alanda yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu sistemlerin elektrohidrolik sistemlere göre güç yoğunluğu hala düşük olsa da elektropnömatik tipteki eyleyici sistemlerine alternatif olmaya başladıkları pek çok sanayi uygulamasında görülmektedir. Elektrik enerjisinin üretiminin ve tasarruflu kullanımının gün geçtikçe önem kazandığı günümüzde sanayinin pek çok alanında kullanılan eyleyici mekanizmalarının güç aktarımında tükettikleri enerjinin belirlenmesi ve takibi de ürün seçiminde incelenmesi gereken bir parametre olarak incelenmeye başlamıştır. Bu tez çalışmasında, servo motor kontrollü, bilyalı vida-mil mekanizmalı elektromekanik eyleyiciye sahip bir yük taşıma sisteminin güç ve enerji tüketimi farklı hız profilleri, hızlanma/yavaşlama davranışları, yük kütlesi ve yüzey eğimi gibi faktörler dikkate alınarak incelenmiştir. Ele alınan sistemin özellikleri endüstriyel ihtiyaçlar da dikkate alınarak belirlenmiştir. Sistemin matematiksel modellemesi MATLAB/ Simulink programı kullanılarak yapılmıştır. Matematiksel model üzerinden üç farklı hız profilinin oluşturduğu hareket tipine bağlı olarak farklı çalışma koşulları altında sistemin dinamik davranışı, güç ve enerji tüketimi incelenmiştir. Kurulan deney düzeneği ile trapezoidal hız profiline sahip matematiksel model çıktıları olarak incelenmiş ve doğrulanmıştır. Deneysel ve teorik sonuçların birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür.