Browsing by Author "Aslan, Mahmut"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item İnvolusyonel osteoporoz hastalarında kemik mineral yoğunluğu ve risk faktörlerinin vertebra kırığı ile ilişkisinin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Aslan, Mahmut; İrdesel, Jale; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı.Çalışmanın amacı, involusyonel osteoporoz (postmenopozal ve senil osteoporoz) hastalarında kemik mineral yoğunluğu (KMY) ve risk faktörlerinin vertebra kırığı ile ilişkisini değerlendirmektir. Çalışmaya, 1997-2005 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi (U.Ü.T.F) Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı polikliniğine başvuran ve ilk olarak postmenopozal veya senil osteoporoz (OP) tanısı konmuş kadın hastalar alındı. Tüm olguların risk faktörlerini içeren OP sorgulama formu retrospektif olarak incelendi. Sekonder osteoporoza neden olabilecek sistemik hastalığı olanlar ile kemik metabolizmasını etkileyebilecek ilaç kullananlar çalışmaya dahil edilmedi. Olguların lateral torakal ve lomber grafileri U.Ü.T.F. Radyoloji Anabilim Dalı’nda görevli aynı radyolog tarafından değerlendirildi. T4-L4 arası vertebra kırıklarının değerlendirilmesinde semikantitatif metod olan Genant yöntemi kullanıldı. Tüm olguların DEXA ile ölçülen lomber total, femur boyun, trokanter ve total kalça KMY (gr/cm2) ile t skoru ve osteoporoz risk faktörlerinin vertebra kırığı ile ilişkisi değerlendirildi. Yaş ortalaması 62.13 ± 8.58 olan toplam 382 olgu çalışmaya alındı. 65 olguda vertebra kırığı saptanırken, 317 olguda ise vertebra kırığı yoktu. Risk faktörleri açısından karşılaştırıldığında vertebra kırığı olan olgularda yaşın oldukça yüksek, eğitimin belirgin derecede düşük, giyim tarzı olarak geleneksel giyimin fazla ve menopoz süresinin daha uzun olduğu bulunurken, kırık oranının yaş ile birlikte artış gösterdiği saptandı (p<0,05). Güneşlenme, vertebra kırığı olanlarda daha az olmasına rağmen istatistiksel olarak anlamsızdı (p>0,05). Oral kontraseptif kullanımı ise vertebra kırığı olmayanlarda daha yüksekti (p<0,05). KMY ve t skoru değerleri açısından lomber bölgede bir farklılık saptanmazken, total kalça KMY ve t skorları vertebra kırığı olan grupta daha düşüktü (p<0,05). Risk faktörlerinden 65 yaş üstü (>65 yaş) ve sigara kullanımı için yapılan logistik regresyon analizi sonucunda sigara kullanımı anlamsız bulunurken, 65 yaş üstü kadınlarda ise %28,7 oranında vertebra kırığı saptandı (p<0,05). Çalışmanın sonucunda; yaş ve menopoz süresinin uzun olmasıyla OP’a bağlı vertebra kırığının arttığı, risk altındaki birçok hastayı gelecekte oluşabilecek kırıklardan korumak amacıyla OP tanısının erken konulabilmesi, OP risk faktörlerinin değiştirilebilir olanları konusunda hastanın bilinçlendirilmesi ve korunma prensiplerinin verilmesi, vertebra kırığının lomber bölgedeki KMY düşüklüğü ile her zaman uyumlu olmadığı, yaşın osteoporotik kırık oluşumunda KMY’dan bağımsız olarak rol oynadığı, kırığı olan hastaların KMY ölçümü yanında klinik ve radyografik görüntüleme yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.