Browsing by Author "Bayram, Ali"
Now showing 1 - 20 of 85
- Results Per Page
- Sort Options
Item Abrasive and sliding wear characteristics of Al-Si cast alloys before and after coating by plasma electrolytic oxidation process(Walter de Gruyter, 2008) Uǧuz, Agâh; Aydın, Hakan; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; JQB-9181-2023; GZC-1297-2022; 16312009400; 7004197848The wear resistance of a series of Al-Si cast alloys with 5%, 8% and 11% silicon contents have been investigated after spheroidising heat treatments, and after coating these alloys by a plasma electrolytic oxidation (PEO) process for comparison. The alloys were subjected to wear tests by using SiC and steel counterfaces. The most remarkable observation is the increase in the wear resistance of the 5% Si containing alloy against SiC counterface, which is 70 times. However, the increase in the wear resistance is 5 times in the 11% Si containing alloy under same conditions, and only about 50% increase is observed when the counterface is steel. It is argued that, coating of these alloys by plasma electrolytic oxidation improves the wear resistance more effectively if the silicon content of the alloy is low, since the silicates (or aluminosilicates) in the coating layer has deleterious effect on wear resistance.Publication AISI 1050 çeliği üzerine inconel 718 lazer dolgu kaynağının morfolojisi, mikroyapısı ve mekanik karakterizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-08) Arı, Ali; Karagöz, Taner; Arslan, Orhun; Bayram, Ali; BAYRAM, ALİ; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-7311-8358Bu çalışma kapsamında, Inconel 718 tozunun AISI 1050 imalat çeliği üzerine lazerle dolgu kaynağı işlemi uygulandı. Bu işlem sırasında, dispersiyonun mekanik özellikler üzerindeki etkisini analiz etmek için, ilgili parametrelerde üretilen numuneler üzerinde ampirik bir çalışma gerçekleştirildi. Sonuçlar, kopma gerilmesi ve süneklik için yüksek sapmalar olduğunu göstermektedir. Bu dağılım, biriken malzemede gözenekliliğin varlığından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, en iyi sonuçlar merkez bölgedeki numunelerden alınırken, dış bölgelerden alınan numuneler üzerinde yapılan testler kopma gerilmesi ve süneklik için daha düşük değerler göstermiştir. Bunun yanında sertlik değerleri incelendiğinde ısıdan etkilenen bölgenin ana malzemeden daha sert olduğu ve bu da ısıdan etkilenen bölgenin soğuma hızından kaynaklandığı görülmüştür. Buna ilaveten de Laves fazı, zamanla kırılmaya yol açan mikro boşlukların üretilmesinin ana nedeni olduğu anlaşılmıştır.Item AISI 316L paslanmaz çeliğin yüzey özelliklerine akımsız Ni-B, Ni-P/Ni-B VE Ni-B/Ni-P kaplamaların etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-11) Mindivan, Ferda; Bayram, Ali; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0002-6046-2456AISI 316L östenitik paslanmaz çelikler, birçok çözelti ortamında yüksek korozyon dirençleri nedeniyle farklı endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak düşük sertlikleri ve düşük aşınma dirençleri endüstriyel uygulamalar için dezavantajlı özellikleridir. Geleneksel nitrürleme ve ısıl işlem prosesleri ile sertlik ve aşınma direnci özellikleri iyileştirilmesine rağmen çözelti ortamlarında klorür iyonu saldırısından çok hızlı etkilenmeleri nedeniyle genellikle korozyon dirençleri azalmaktadır. Akımsız nikel alaşım kaplamaların sert, aşınmaya ve korozyona dirençli bir yüzey sağladığı bilinmektedir. Bu yüzden mevcut çalışmada, tek tabakalı Ni-B ve dubleks Ni-P/Ni-B ve Ni-B/Ni-P ile kaplanmış 316L’nin kuru ve %0,9 NaCl çözelti ortamlarında aşınma, korozyon ve tribokorozyon davranışlarının, kaplanmamış 316L ile karşılaştırılarak incelemesi amaçlanmıştır. XRD analizi sonuçları ile kaplamaların kristal ve amorf yapı karışımına sahip olduğu belirlenmiştir. Optik mikroskop kesit görüntüleri kaplamaların ara yüzeylerinin homojen ve tabakalar arasında iyi bir uyum sağlandığını göstermiştir. Ni-B ve Ni-P/Ni-B kaplamaların en yüksek sertlik ve yüzey pürüzlülüğü değerleri gösterdikleri tespit edilmiştir. Yüksek sertliğinden dolayı Ni-B kaplama, 316L ve diğer dubleks kaplamalara kıyasla kuru ve korozif aşınma ortamlarında en düşük aşınma hacmi ve aşınma hızı değerlerine sahip olmuştur. Ni-B kaplamanın taramalı elektron mikroskobu görüntüleri ise plastik deformasyona karşı direnci artırdığı ve temas yüzeyleri arasındaki yapışmayı engellediğini göstermiştir. En yüksek korozyon potansiyeline sahip kaplama Ni-P/Ni-B olmasına rağmen Ni-B kaplama bu kaplamaya yakın korozyon özellikleri sergilemiştir. Tüm test sonuçları mekanik etkinin korozyondan daha baskın olduğunu göstermiştir. Bu yüzden mekanik (aşınma) ve kimyasal (korozyon) işlemlerin bir arada olduğu proseslerde 316L çelik için Ni-B kaplama kullanılması önerilmiştir.Item Al-alaşımlarında dispersoidlerin mekanik özelliklere etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2001-09-18) Değirmenci, Deniz; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Alüminyum döküm alaşımları; hafif oluşları, nispeten düşük ergime sıcaklığına, akışkan özelliğine sahip olmaları ve temiz yüzey vermeleri gibi avantajlarından dolayı çok yönlü döküm alaşımlarıdır. Özellikle Al-Si alaşımları korozyona yüksek direnci ve iyi kaynak edilebilme kabiliyetinden dolayı en önemli döküm alaşımı grubunu oluşturmakta ve otomotiv sektöründe geniş uygulama alanları bulmaktadır. Fakat bu uygulamalar alüminyum döküm alaşımlarının sertlik, mukavemet ve kırılma toklukluğu değerleri ile sınırlıdır. Alüminyum alaşımlarında yaşlandırma ile oluşturulan intermetalik fazlar, yaşlandırılabilir malzemelerin sertlik, çekme, darbe ve aşınma mukavemeti değerlerinde önemli artışlar sağlayabilir. Çok farklı alanlarda kullanılan malzemelerin özellikle yüksek sıcaklıklarda mukavemetlerini korumaları beklenir. Buda yüksek sıcaklıklarda kararlı olan ve küçük boyutlu intermetalik fazların alüminyum matrikste bulunmaları ile mümkün olur. Bu çalışmada; 3 değişik Mn kompozisyonundaki Al-Si-Mg döküm alaşımı incelenmiştir. Üretim metodu, intermetalik fazlar (dispersoidler) içeren alaşımlar elde etmek esasına dayandırılmıştır. Mn oranlarının değiştirilmesi suretiyle elde edilmiş, farklı mikroyapılarm özellikle alaşımların mukavemet özellikleri ve kırılma tokluğuna etkileri araştırılmıştır. Ayrıca çentik yarıçapı değişiminin kırılma tokluğu üzerine etkisi incelenmiştir.Item Application of grey relation analysis (GRA) and taguchi method for the parametric optimization of friction stir welding (FSW) process(INST ZA Kovinske Materiale I in Tehnologie, 2010-07) Eşme, Uğur; Kazancoğlu, Yiğit; Güven, Onur; Aydın, Hakan; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 16312009400; 7004197848This study focused on the multi-response optimization of friction stir welding (FSW) process for an optimal parametric combination to yield favorable tensile strength and elongation using the Taguchi based Grey relational analysis (GRA). The objective functions have been selected in relation to parameters of FSW parameters; rotating speed, welding speed and tool shoulder diameter. The experiments were planned using Taguchi's L-8 orthogonal array. Multi-response optimization was applied using Grey relation analysis and Taguchi approach to solve the problem. The significance of the factors on overall quality characteristics of the welding process has also been evaluated quantitatively by the analysis of variance (ANOVA) method. Optimal results have been verified through confirmation experiments. This study has also showed the application feasibility of the Grey relation analysis in combination with Taguchi technique for continuous improvement in welding quality.Item Araç koltuk kızağının roll forming işlemi ile üretilmesi ve sonlu elemanlar yöntemi ile analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-11-13) Doğan, Serdar; Bayram, Ali; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı/Konstrüksiyon ve İmalat Bilim DalıRoll forming şekil verme prosesi soğuk şekillendirme prosesleri içerisinde, profil tip parçaların üretiminde özelleşmiş bir operasyondur. Otomotiv sektöründe gerek ek operasyonların eklenmesiyle gerekse yeni nesil ileri yüksek mukavemetli sacların şekillendirilmesindeki başarısı sebebiyle gitgide yaygınlaşmaktadır. Bu çalışma kapsamında roll forming hat tasarımında dikkat edilmesi gereken hususlar, sac açınım metotları, prosese özgü hata tipleri incelenmiş olup sonrasında sonlu elemanlar metodu ile şekil verme analizleri ve prototip profil üretimi gerçekleştirilmiştir. Yapılan simülasyon ve prototip üretim çalışmalarında roll forming ile bükülebilirliğe yatkın olan kompleks fazlı çelik 800CP kullanılmıştır. Simülasyon sonuçlarında oluşan plastik uzamalar incelenmiş olup bu şekil değişiminin prosese özgü hata tipleri ile ilişkisi değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonrasında, simülasyon ve prototip profil kesitine ait ölçüm sonuçlarının kıyaslanmasıyla korelasyon faaliyetleri gerçekleştirilmiştir.Item Çeşitli oranlardaki Al-Cu-B alaşımlarında intermetalik faz tane büyüklüğünün mekanik özelliklere etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1994-04-08) Bayram, Ali; Demirci, A.Halim; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makina Mühendisliği Anabilim Dalı.Alüminyum alaşımlarında yaşlandırma ile oluşturulan intermetalik fazlar, yaşlandırılabilir malzemelerin sertlik, çekme, darbe ve aşınma mukavemeti değerlerinde önemli artışlar sağlayabilir. Çok farklı alanlarda kullanılan malzemelerin özellikle yüksek sıcaklıklarda mukavemetlerini korumaları beklenir. Ancak yaşlandırma ile oluşan intermetalik fazların yüksek sıcaklıklarda kararlı olmamaları nedeniyle malzemelerden beklenen bu özellik çok sınırlanır. Bu sınırlılık yapı içersinde yüksek sıcaklıklarda kararlı fazların oluşturulması ile önemli ölçüde genişletilebilir. Teknolojik uygulamalarda basan ile yararlanılan bor esaslı intermetalik fazlar yüksek sıcaklıklarda kararlıdırlar. Ancak bu fazlan alüminyum matriks içinde üretilmesi kolay değildir. Klasik yöntemlerle üretilmesi durumunda katılaştırma aralığının geniş olması sebebiyle tane oluşumlar istenilen ölçüde kontrol edilemez. Bu sebeple sonuç özelliklerinin iyileştirilmesi istenilen aralıklarda gerçekleştirilemez. Yüksek sıcaklıklarda kararlı olan ve küçük boyutlu intermetalik fazları alüminyum matrikste üretebilmek özel yöntemlerle mümkün olmuştur. Bu çalışmada, ötektik bölgesi Cu-B alaşımlarının katılaştırma hızının değiştirilerek değişik büyüklükte intermetalik faz içeren alaşımların elde edilmesi ve bu alaşımlardan intermetalik fazlar tekrar parçalanmadan ayırt edilmesi (ve alaşımların 800° C daki sıvı alüminyum içine aşılanması) esasına dayanan bir üretim yoluna gidilmiştir. Bu amaçla üretilen Al-%4.5(Cu-B) alaşımlan seçilen şartlarda yaşlandırma işlemine tabi tutulmuş ve belirlenen bir tribosistemde aşınma miktarları değişimleri, çekme ve çentik-darbe mukavemetleri uygulanan üretim parametrelerine bağlı olarak incelenmiştir.III Şimdiye kadar uygulana gelen yöntemlerle, aynı kompozisyon ve yaşlandırma şartlarında üretilen alaşımların yine aynı tribosistemdeki aşınma miktarları değişimleriyle, çekme ve çentik-darbe mukavemetleri mukayese edilmiştir. Uyguladığımız yöntemlerle üretilen Al-%4.5(Cu-B) alaşımlarının aşınma dayanımı, çekme ve çentik-darbe mukavemeti değerlerinde, uygulana gelen (klasik) yöntemlerle üretilmiş aynı kompozisyonlu alaşımlara göre önemli ölçüde iyileşmeler kaydedilmiştir.Publication Comparative evaluation of mechanical properties of short aramid fiber on thermoplastic polymers(Sciendo, 2023-03-01) Arı, Ali; Arslan, Orhun; Bayram, Ali; BAYRAM, ALİ; Karahan, Mehmet; KARAHAN, MEHMET; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; AAA-3643-2019 ; AAK-4298-2021This study investigated the mechanical performance of short aramid fiber on polypropylene, polyethylene, polyamide 6, and polyamide 12. Extrusion, press molding, and CNC cutting methods were used in the production of composite samples. Tensile, three-point bending, drop weight and hardness tests of the composites were carried out. As the fiber volume fractions increased, the mechanical properties of the composites improved, but the most efficient fiber fractions for each matrix changed. To analyze the performance of the fibers in the matrix on the composites, scanning electron microscope (SEM) images of the fractured surfaces as a result of tensile and drop weight tests were examined. As the fiber volume fractions increased, the fiber deformation increased, and as a result, the mechanical performance of the composites was adversely affected. Analysis of variance (ANOVA) and F test were performed using signal/noise values to analyze in detail the effect of experimental parameters on output values. Finally, the results of a regression equation model were compared with the experimental readings. It was found to be in good agreement with the model and the results of the experiment.Publication Comparison of the mechanical properties of chopped glass, carbon, and aramid fiber reinforced polypropylene(Sage Publications, 2022-05-01) Arı, Ali; Bayram, Ali; Karahan, Mehmet; Karagöz, Secgin; BAYRAM, ALİ; KARAHAN, MEHMET; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü; Bursa Uludağ Üniversitesi/Meslek Yüksekokulu/Tekstil Bölümü; 0000-0003-3915-5598; AAK-4298-2021; GZC-1297-2022In this work, a comparative assessment of the mechanical properties of chopped glass-carbon-aramid fiber reinforced polypropylene (PP) composites was carried out. Reinforcement and matrix materials were mixed with the extrusion method, and then composite materials were produced in the form of plates with the press molding technique. The composites' tensile, 3-point bending, and drop weight tests were carried out and the surface morphology of the fractured surfaces was examined by Scanning Electron Microscope (SEM). The tests' results indicate that the mechanical properties increase significantly in the presence of fiber. On the other hand, it is observed that the effect in percentage decreases as the fiber content increases. Moreover, It was observed that some of the fiber materials were pulled out from the matrix as a result of stress. ANOVA analysis using S/N values, and F-Test were performed to observe the effectiveness of each test factor (fiber type, and fiber additive content) on the test results. Finally, an optimization study was carried out to obtain the mathematical expression by fitting the experimental data.Item Correlation of brain atrophy with cognitive evaluation and OCT results in multiple sclerosis(Sage Publications, 2012-10) Yurtoğulları, Şükran; Taşkapılıoğlu, Özlem; Hakyemez, Bahattin; Bilgiç, Başar; Öztürk, Burkay; Bayram, Ali; Türkeş, Nevin; Sığırlı, Deniz; Turan, Ömer Faruk; Bakar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0003-4436-3797; 0000-0002-3425-0740; AAA-7472-2021; AAK-6623-2020; X-4479-2018; AAI-2318-2021Item D2 çeliğinden üretilmiş ve değişik şartarda plazma nitrürlenmiş zımbaların aşınma davranışının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Saraçoğlu, Murat Hayri; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Plazma ile yüzey işlemleriyle malzemenin yüzey ve yüzeye yakın bölgelerinin yapısal özellikleri değiştirilerek aşınma, korozyon direnci ve yorulma mukavemeti artırılır. Plazma nitrürasyonu ile yüzeyi sertleştirilen D2 çeliğinin kuru sürtünmeli şartlarda aşınma deneyi yapılmıştır. Plazma nitrürasyon işleminde, süre ve basınç işlem değişkenleri olarak kullanılmıştır. Plazma nirürasyonu ile aşınma dayanımında önemli artışlar elde edilmiştir. Aşınma dayanımı ile sertlik arasında bir ilişki belirlenememiştir.Item Debriyajda kullanılan histerezis rondelası için yeni bir malzeme seçimi ve geometrisinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Sayaca, Seren; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada debriyajdaki H4 histerezis rondelasının sanayide üretimi esnasında karşılaşılan problemler incelenmiştir. H4 histerezis rondelasının sanayide üretimi esnasında parçanın kulak kısmında yırtılmalar ve belli bir kilometreden sonra parçada kırılmalar görülmektedir. H4 histerezis rondelası ile ilgili karşılaşılan problemleri çözmek amacıyla C15E malzemesi seçilmiştir. Parça geometrisinin yeniden belirlenmesi sonucunda parça iç çapı küçültülerek taşıyıcı kısmın kesit yüzeyi artırılmıştır. Seçilen malzeme ve parça geometrisi ANSYS programı ile doğrulanmıştır. Yapılan ön araştırmalarda üretim yöntemi olarak da bileşik kalıp yönteminin seçimine karar verilmiştir. Karbonitrürleme yüzey işlemi uygulamanın ve yağlayıcı kullanmanın da H4 histerezis rondelası ile ilgili sorunları çözmek için gerekli olduğu anlaşılmış ve uygulanmıştır. Yapılan iyileştirmeler sonucu bu parçaların kullanım esnasında karşılaşılan yırtılma ve benzeri problemler önemli ölçüde giderilmiştir.Item Debriyajlardaki histerezis rondelası için yeni bir malzeme kullanımı ve parça geometrisinin değiştirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Sayaca, Seren; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Makine Mühendisliği Bölümü.Bu çalışmada debriyajdaki H4 histerezis rondelasının sanayide üretimi esnasında karşılaşılan problemler incelenmiştir. H4 histerezis rondelasının sanayide üretimi esnasında parçanın kulak kısmında yırtılmalar ve belli bir kilometreden sonra parçada kırılmalar görülmektedir. Çalışmada, H4 histerezis rondelası ile ilgili karşılaşılan problemleri çözmek amacıyla C15E malzemesi seçilmiştir. Seçilen malzeme ve uygun geometri ANSYS paket programı kullanılarak doğrulanmıştır. Yapılan ön araştırmalarda üretim yöntemi olarak da bileşik kalıp yönteminin uygun olduğu belirlenmiştir. Parçanın iç çapı küçültülerek taşıyıcı kısmın kesit yüzeyi artırılmıştır. Karbonitrürleme yüzey işlemi uygulamanın ve yağlayıcı kullanmanın da H4 histerezis rondelası ile ilgili sorunları çözmek için gerekli olduğu anlaşılmış ve uygulanmıştır. Yapılan iyileştirmeler sonucu bu parçaların kullanım esnasında karşılaşılan yırtılma ve benzeri problemler önemli ölçüde giderilmiştir.Item Değişik oranlarda bakır içeren alüminyum alaşımlarında çentik geometrisinin kırılma tokluğu üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2003-10-15) Argun, R. Haydar; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Al döküm alaşımları hafif olmaları ve kolay şekil verilebümeleri nedeniyle imalat sanayii için önemli bir malzeme grubunu teşkil etmektedir. Özellikle Al - Cu döküm alaşımları yüksek çekme mukavemeti, uzama ve sertlik değerlerine sahip oldukları için vida, civata, uçak konstrüksiyonu, perçin ve uçak pervanelerinin imalatında kullanılmaktadır. Ancak bu uygulamalar alüminyum döküm alaşımlarının mukavemet, sertlik ve kırılma tokluğu değerleri ile sınırlıdır.Alüminyum alaşımlarında yaşlandırma ile oluşturulan intermetalik fazlar, yaşlandınlabilir malzemelerin sertlik, çekme, darbe ve aşınma mukavemetleri değerlerinde önemli artışlar sağlanmaktadır. Bu çalışmada 3 değişik (%1,5, %2,5, %3,5) Cu oranındaki Al-Cu döküm alaşımları incelenmiştir. Elde edilen alaşımlar çelik kalıplar içerisine dökülüp, çeşitli imalat yöntemleri yardımı ile deney numuneleri hazırlanmıştır. Çekme testleri bilgisayar destekli bir test cihazında gerçekleştirilmiştir. Söz konusu alaşımların sertlik ve çekme mukavemeti değerlerinde Cu oram arttıkça artış gözlenmektedir. Cu oranına bağlı olarak kırılma tokluğu değerlerinde sistematik bir değişim görülmemiştir. Ancak çentik dibi yarıçapı arttıkça kırılma tokluğu değerleri artmaktadır. Ayrıca bu alaşımlar kırılma esnasında plastik bir davranış göstermiştir.Item Derin çekme saclarının deformasyon davranışının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001-10-24) Alıcı, İnönü; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Yapılan çalışmanın amacı sac formlandırma işleminde sacın davranışını kalıpların imalinden önce belirlemek için kullanılan simülasyon programının güvenilirliğini araştırmaktır. Bu sayede formlandırma işleminde sac davranışı önceden belirlenerek doğru kalıpların imali sağlanacaktır. Tez kapsamında COŞKUNÖZ A.Ş' kalıplarının imalatı yapılmış ve parça basımı yapılan iki adet kaporta parçasının(çamurluk ve panel) gerçek kalıptan çıkan saçlarıyla, Autoform simülasyon programı sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda simülasyon programı çıktıları İle gerçek durumun oldukça benzer olduğu ve form kalıplarında geliştirme yüzeylerinin final kalıp imalatı öncesi simülasyon programı ile denenmesinin gerçeğe yakın sonuçlar vereceği görülmüştür.Item Direkt enerji girdili katmanlı imalatın proses ve malzeme karakterizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Karagöz, Taner; Bayram, Ali; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0002-4021-3460Direkt enerji girdili ya da yönlendirilmiş enerji girdili olarak bilinen eklemeli imalat yöntemi (DED) havacılık, otomotiv, enerji gibi sektörlerde büyük parçaların üretimi ve onarımı amaçlı olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda DED içerisinde gelişen yöntemler ve kontrol sistemleri ile özellikle havacılık ve enerji sektöründe kullanılan titanyum ve nikel bazlı pahalı alaşımlı malzemeler ile parça üretimi için en uygun çözümlerden biri haline gelmiştir. Bu tez çalışmasında titanyum malzeme ve toz hammaddeli lazer metal depozisyonu (LMD) yöntemi kullanılarak parça üretilmesi için gerekli olan prosesin optimizasyonu, proses ve malzeme karakterizasyonu, ardıl işlemler ile mekanik özelliklerin değişimi incelenmiştir. LMD yöntemi ile titanyum parça üretiminde yüksek sıcaklıklara çıkıldığından oksitlenmenin önlenmesi için robota özel argon kabini tasarlanarak, üretimi yapılmıştır. Uygun ortam şartları sağlanarak farklı lazer gücü, ilerleme hızı ve toz besleme hızı parametre seti ile tek kaynak dikişli çok katmanlı numuneler üretildikten sonra mikrosertlik, porozite oranı, porozitelerin büyüklüğü, verimlilik, nüfuziyet ve mikroyapıları incelenmiştir. Sonuçlar ve parametreler yanıt yüzey metodu (YYM) ile optimize edilerek optimum parametre belirlenmiştir. Bu parametre ile duvar geometri üretimi yapılarak çekme numuneleri çıkarılmıştır. Üretilmiş halde ısıl işlemsiz, sıcak preslemeli (HIP) ısıl işlem uygulanmış ve 24 - 36 saat sürelerinde kriyojenik işlem uygulanmış numuneler ayrı ayrı incelenerek mekanik özelliklere ve mikroyapı değişimine etkisi incelenmiştir. Sıcak presleme sonrası kriyojenik işlem uygulanmasının ısıl işlemden farklı olarak mukavemeti düşürmeden uzamayı bir miktar arttırdığı görülmüştür. Kriyojenik ısıl işlem uygulaması ile titanyum havacılık parçalarının daha sünek, yorulma, kırılmaya daha dayanıklı bir hale getirilebileceği ve mekanik özelliklerinin iyileştirilebileceği gösterilmiştir.Item Dual fazlı çelik saclarda geri yaylanma probleminin deneysel olarak incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-10-21) Umur, Yeliz; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada, DP600 ve DP780 dual fazlı çeliklerde farklı kalınlık, zımba eğrilik yarıçapları, hadde yönleri ve V bükme açılarında meydana gelen geri ya da ileri yaylanma değerleri deneysel olarak incelenmiştir. 1,2 – 1,6 ve 2,0 mm kalınlıklarındaki dual fazlı çelik numunelerin, 2, 3 ve 4 mm lik eğrilik yarıçaplarında, 0°, 45° ve 90° hadde yönlerinde 30° – 45° – 60° – 75° – 90° – 105° V bükme açılarında geri yaylanma değerleri ölçülmüştür. Hadde yönüne 0°, 45° ve 90°'lik açılarda kesilen deney numuneleri 30 kN luk, C tipi hidrolik preste, 12,5 mm/s sabit strok hızıyla, istenilen bükme açısında teste tabi tutulmuş ve geri yaylanma değerleri ölçülmüştür. Bükme işleminin ardından geri yaylanma değerleri, 1 dakika ölçüm hassasiyetine sahip, bir açı ölçer ile okunmuştur. Deneylerin tekrarlanabilirliğini görmek amacıyla her bir test için 3 ayrı numunede 3 ayrı noktadan alınan ölçümlerin ortalaması alınmıştır. Ölçümlerdeki farklılık daima %1'in altında kalmıştır. Deneysel çalışma sonucunda sac malzemelerde küçük açılarda ileri yaylanma büyük açılarda ise geri yaylanma görülmüştür. İleri yaylanma açısı 2 mm zımba eğrilik yarıçapında 30° de görülürken, 3 mm zımba eğrilik yarıçapında 45° de, 4 mm zımba eğrilik yarıçapında ise hem 45° hem de 60° de görülmüştür. DP600 sacına göre yüksek karbon oranına sahip DP780 sac malzemesinde meydana gelen geri veya ileri yaylanma değerleri, DP600'den daha fazla olmuş ve geri yaylanma artan hadde yönü açısı ile %5 oranında azalırken, ileri yaylanma ise %10 oranında artmıştır. Geri yaylanma açısı sac kalınlığı ve zımba eğrilik yarıçapının artmasıyla azalırken, bükme açısının artmasıyla artmaktadır. Zımba eğrilik yarıçapının (R) sac kalınlığına (t) oranı olan R/t arttıkça geri yaylanma azalmıştır. Yapılan analizler sonucunda boyutsuz bir A parametresi tanımlanmış ve bu değerin 1,92 olması halinde geri yaylanmadan ileri yaylanmaya geçiş başlamıştır.Item Dual fazlı çeliklerde gerilme-birim şekil değiştirme eğrilerinin analizi(Uludağ Üniversitesi, 2000-08-14) Durmuş, Ali; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada dual fazlı çelik elde etmek için %0,16 C'lu çelik kullanılmıştır. Standartlara göre hazırlanmış çekme deneyi numuneleri, iki farklı ısıl işlem yöntemi ve iki farklı temperleme işlemi olmak üzere dört farklı ısıl işleme tabi tutulmuştur. I. grup ısıl işlemde, normalize edilmiş numuneler ferrit + ostenit bölgesinde 760, 790 ve 820 °C sıcaklıklarda 40 ve 60 dakika tavlanmış, daha sonra numunelere suda su verilmiştir (intercritical annealing). ILgrup ısıl işlemde, numuneler 910 °C'de (y) 45 dakika tutulup suda su verilmiştir. Daha sonra bu numuneler 760, 790 ve 820 °C (a-Hy) tavlama sıcaklıklarında 40 dakika tutulmuş ve suda su verilmiştir (intermediate quenching). IH. ve IV. grup ısıl işlemlerde ise, n. grup ısıl işlem ile üretilen numunelere 400 °C tavlama sıcaklığında sırasıyla 1 saat ve 3 saat tavlama sürelerinde temperleme işlemi uygulanmıştır. Farklı ısıl işlem programlarına göre elde edilen değişik iç yapılı dual fazlı çelik numunelere sabit hızda çekme testleri uygulanmıştır. Çekme testleri ile elde edilen gerilme - birim şekil değiştirme eğrileri analiz edilmiştir. Gerilme - şekil değiştirme ilişkisini ampirik olarak ifade eden denklemler irdelenmiş, en uygun denklem kullanılarak farklı iç yapılardaki dual fazlı çeliklere ait deformasyon sertleşmesi parametreleri olan deformasyon sertleşmesi üssü (n), mukavemet katsayısı (K) değerleri bulunmuştur. I. grup dual fazlı çeliklerde tavlama sıcaklığı ve süresinin artımı ile martenzit hacim oranı ve tane boyutunun arttığı, fakat mekanik özellikler üzerine tane boyutunda meydana gelen artışın daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Bu yüzden bu grupdaki numunelerde, tavlama sıcaklığı ve süresinin artımı ile akma ve çekme dayanımları ile mukavemet katsayısı (K)'nın düştüğü, sünekliğin ve deformasyon sertleşmesi üssü (n)'nün arttığı gözlenmiştir, n. grup dual fazlı çeliklerde tavlama sıcaklığının artmasına bağlı olarak martenzit hacim oranın artması ile, çeliğin akma ve çekme mukavemetleri artmış, toplam birim şekil değiştirme değerleri azalmıştır. Martenzit hacim oranının artması mukavemet katsayısı (K)'da artışa, deformasyon sertleşmesi üssü (n) değerinde düşüşe neden olmuştur. Temperleme sonucunda, çeliklerin mukavemet değerleri bir miktar düşmesine rağmen süneklik değerlerinde meydana gelen önemli miktardaki artıştan dolayı optimum mekanik özellikler elde edilmiştir.Ayrıca çeliklerin deformasyon sırasındaki davranışları belirlenmeye çalışılmış, bu amaçla gerilme - birim şekil değiştirme eğrilerinden yararlanılarak Crussard - Jaoul (C -J) analizi olarak bilinen log "Deformasyon Sertleşmesi Hızı" - log (Plastik Birim Şekil Değiştirme" (log da/de - log e) eğrileri elde edilmiştir, log (da/de) - log e grafiklerine göre deformasyon sertleşmesinin üç bölgede gerçekleştiği gözlenmiş ve bu bölgelerde deformasyon etkisi ile dislokasyon alt yapısında meydana gelen olaylar açıklanmaya çalışılmıştır.Item Dual fazlı çeliklerde ikinci faz martenzit morfolojisinin mekanik özelliklere etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1999-02-15) Ula, Murat; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada düşük karbonlu(yaklaşık %0. 1 C) alaşımsız çelikler kullanılmıştır. Deneysel çalışmaların gerektirdiği ölçülerde hazırlanan numuneler üç farklı ısıl işleme tabii tutulmuştur. A grubu numuneler a+y (820°C) bölgesinde 1 saat tutulup suda su verilmiştir (Intercritical annealing). B grubu numuneler y (910°C) bölgesinde 45 dakika tutulup suda su verilmiştir. Daha sonra bu numuneler a+y (820°C) bölgesinde 1 saat tutulduktan sonra suda su verilmiştir (Intermediate quenching). C grubu numuneler ise y (910°C) bölgesinde 40 dakika bekletilerek fırında a+y (820°C) bölgesine soğutulup bu bölgede 40 dakika bekletilip suda su verilmiştir. (Step quenching), a+y bölgesinde su verme ile elde edilen A grubu numunelerde en yüksek çekme değerleri elde edilmiştir. Üç alaşım içinde en düşük süneklik ve kırılma tokluğu değerleri kademeli su verme ile elde edilen C grubu numunelerde gözlendi. Fiberli martenzit yapısına sahip B grubu numunelerde ise en yüksek süneklik ve kırılma tokluğu değerlerine ulaşıldı. En yüksek aşınma direnci ise B grubu alaşımlarda tespit edildi. Bu üç alaşım içerisinde optimum mekanik özellikler fiberli martenzit yapıdaki B grubu alaşımlarda gözlendi.Item Dual fazlı sacların mekanik özelliklerinin deformasyon hızına bağlı olarak belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014) Tokgöz, Gökhan; Bayram, Ali; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Makine Mühendisliği Anabilim Dalı.Tez çalışmasında otomotiv sektöründe kullanımına yoğun bir şekilde hız verilen yüksek mukavemetli ve yüksek şekillendirilebilirlik kabiliyetine sahip DP600 ve DP800 sac malzemelerin benzer koşullarda ve farklı hızlarda çekme testine tabi tutularak mekanik özelliklerinin mukayesesi yapılmıştır. Deneylerde DP600 ve DP800 için aynı sac kalınlığı kullanılmış, 5, 15, 25, 50, 100, 150 ve 250 mm/dak deformasyon hızlarındaki davranışları incelenmiştir. Sonuç olarak her DP600 ve DP800 için yapılan testlerde deformasyon hızlarındaki artışla beraber DP600 malzemesinin akma mukavemetindeki artış oranı DP800 malzemesinin akma mukavemetindeki artış oranından fazla olduğu, ancak çekme mukavemeti artış oranlarının sabit kaldığı gözlenmiştir. Sac malzemeler için şekillendirilebilirliğin ölçütü olan pekleşme katsayısı ise deformasyon hızı arttıkça her iki malzeme içinde azalmaktadır.