Browsing by Author "Dumlu, Hediye"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Jürgen Habermas’ın müzakereci demokrasi teorisi ve toplumsal cinsiyet eşitliği talepleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-02-17) Dumlu, HediyeBatılı demokrasilerde etnik, din, ırk, toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim temelli gruplara mensup bireyler, kolektif farklılıklarının kamusal alanda tanınması yönündeki taleplerini dile getirmektedirler. Biz bu çalışmada, toplumsal cinsiyet temelli grupların ileri sürdüğü toplumsal cinsiyet eşitliği taleplerini odağımıza alıyoruz ve Jürgen Habermas’ın müzakereci demokrasi anlayışının bu talepler için uygun bir tartışma zemini sunduğu argümanını geliştirmeye çalışıyoruz. Bu amaçla, tartışmamızın ilk bölümünde, demokratik tanınma taleplerinin kamusal müzakere süreçlerinde içerilmesi ve kamusal meseleler haline gelmesi için gerekli olan kapsayıcı katılım anlayışının temel koşullarını tartışıyoruz. Bu koşullar, kapsayıcılık, rasyonellik ve meşruiyettir. Kapsayıcılık, çıkarların, etik-siyasal söylemlerin ve adalete ilişkin ahlaksal söylemlerin kamusal tartışmalarda birlikte kapsanmasıyla; rasyonellik, katılımcıların genişletilmiş bir bakış açısından ilgili herkesin rasyonel gerekçelerle onayını alabilen normlar ve ilkeler üzerine iletişimsel anlaşmaya varmasıyla; meşruiyet ise anlaşmaya ulaşmayı amaçlayan katılımcılar arasındaki kısıtlanmamış kapsayıcı ve rasyonel tartışmaların kendisi içinde gerçekleştiği kamusal alan fikriyle ilişkilidir. Tartışmamızın ikinci bölümünde, özel alan ve kamusal alan arasında olduğu varsayılan ayrım nedeniyle kamusal tartışmaların dışında bırakılan toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelli adaletsizliklere karşı ileri sürülen ve toplumsal cinsiyet eşitliğini amaçlayan tanınma taleplerini ele alıyoruz. Bu taleplerin, etik-siyasal söylemlerle ilişkili olan iyi yaşam ve değerlerle ve pragmatik söylemlerle ilişkili olan genelleştirilemez çıkarlarla özdeşleştirilen özel alana ilişkin meseleler olduğu ve adalet, normlar ve ortak çıkarlarla özdeşleştirilen kamusal alana ilişkin meselelerden ayrıldığı varsayılmaktadır. Buradaki tartışmada, bu varsayıma rağmen, kapsayıcı katılım anlayışı için gerekli koşulların, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin katılımcıların perspektifinden kamusal mesele haline getirilmesini mümkün kılabildiğini ileri sürüyoruz.