Browsing by Author "Ersen, Burak"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Item 106 primer palatoplasti olgusunda oronasal fistül oranının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015-03-05) Ersen, Burak; Özberk, Serhat; Şakı, Mehmet Can; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Köse, Mehmet; Kastamoni, Menekşe; Uludağ ÜniversitesiTıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Yarık dudak ve damak, dünya genelinde her 700 doğumda 1`lik oranı ile en sık rastlanan doğumsal anomalilerdendir. Primer palatoplasti yarık damak tedavisinde en önemli basamaktır. Çalışmamızda Haziran 2009 – Haziran 2014 yılları arasında kliniğimizde gerçekleştirilen 106 primer palatoplasti cerrahisi ve sonuçları retrospektif olarak incelendi. En sık cerrahi yapılan yarık damak tipinin unilateral inkomplet tip (%67) olduğu görüldü. Yarık damak cerrahisinde bütün damak yarıkları genelinde en sık kullanılan tekniğin Bardach 2 flep palatoplasti (%33.9) olduğu görüldü. Çalışmamızda primer palatoplasti sonrası damak fistülü oranı %10.3 olarak hesaplandı. Çalışmamızda elde edilen primer palatoplasti sonrası damak fistülü insidansının benzer yayınlarla karşılaştırıldığında düşük olduğu görüldü.Item 22 olguda pulpa rekonstrüksiyonu için kullanılan ters akımlı digital arter ada flebinin i̇ncelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-07-29) Ersen, Burak; Akın, Selçuk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Pulpa rekonstrüksiyonu sırasında pulpanın duysal yastıksı yapısının sağlanması elin fonksiyonel kapasitesinin korunması için oldukça önemlidir. Özellikle kemik, tendon ya da eklemi açıkta bırakan distal parmak doku defektlerinin rekonstrüksiyonu cerrahi açıdan zorlayıcıdır. Literatürde pulpa rekonstrüksiyonu için tanımlanmış birçok teknik bulunmaktadır. Ters akımlı digital arter flebi kozmetik kalitesin yüksek olması, post operatif olarak mobilizasyonun hemen sağlanabilmesi, minimal donor alan morbiditesi ve pulpanın duysal yastıksı yapısının sağlanabilmesi ile diğer tekniklerin bir adım önüne geçmektedir. Çalışmada Semmes-Weinstein testinde bütün hastalar için normal duyu oranı %81.8, 2 nokta ayrım testinde ise iyi ve orta dereceli skorların bütün hasta grubuna oranının %95.4 olduğu görüldü. Flebin parmak pulpasının benzersiz yapısını ideale yakın rekonstrüksiyonuna imkanını vermesi, duysal geri dönüşünün yüksek olması ve minimal donör alan morbiditesine sahip olması sebebiyle cerrahın geniş pulpa defektlerinde ilk tercihidir.Item Alt ekstremitede mevcut semisirküler doku defektinin bölünmüş ALT serbest flebi ile rekonstrüksiyonu(Uludağ Üniversitesi, 2017-04-12) Ersen, Burak; Tunalı, Orhan; Kahveci, Ramazan; Aksu, İsmail; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Anabilim Dalı.Anterolateral uyluk flebinin bölünüp, şimerik paternde geniş doku defektlerinin rekonstrüksiyonu son yıllarda popülerlik kazanmıştır. Olgumuzda 55 yaşında kadın hasta alt ekstremitesinde mevcut geniş açık yara ile kliniğimize başvurdu. Düzgün sınırları olmayan açık yara için, defekte uygun Anterolateral uyluk flebi dizayn edilerek bölündü. İyileşme sürecinde hastada herhangi bir problem yaşanmadı. Tatmin edici kozmetik ve fonksiyonel sonuç elde edildi.Item Analysis of 41 suicide attempts by wrist cutting: A retrospective analysis(Springer Heidelberg, 2015-11-16) Saki, Mehmet Can; Ersen, Burak; Kahveci, Ramazan; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Cerrahi Polikliniği.; AAG-4626-2019; 56374705300; 6602079953; 24167797800; 56184589900Self-cutting injuries have a low mortality rate, but this type of injuries has special clinical significance because they have the potential of leading to devastating disability and repeated suicide attempts. The purpose of this study is to analyze the nature and outcomes of wrist-cutting injuries. A retrospective study was designed in order to investigate 41 suicide attempts by wrist cutting attended to Uludag University Faculty of Medicine Emergency Department between June 2008 and December 2014. The patients were analyzed for age, gender, alcohol intake, psychological state, prior suicide attempts, and clinical features such as injury side, injury pattern, and used tool. It was seen that the severity of wrist-cutting injury variates between gender and age. Alcohol or drug consumption and having a diagnosed psychiatric disorder create a higher risk for extensive wrist lacerations. It was seen that skin only lacerations were most likely to repeat the act and therefore are most in need of psychiatric intervention.Item Anterolateral uyluk flebi: 16 olguda klinik deneyimlerimiz(Uludağ Üniversitesi, 2015-11-23) Ersen, Burak; Şakı, Mehmet Can; Akın, Selçuk; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Kalay, Ayşe Şahin; Çeçen, Süleyman; Karabulut, Furkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Çalışmanın amacı; kliniğimizde Ocak 2014 – Ocak 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen 16 Anterolateral uyluk (ALT) flebi vakasının retrospektif olarak incelenmesidir. Çalışmamızda 4’ü kadın, 12’si erkek hasta olmak üzere toplam 16 hasta değerlendirildi. Mevcut defektlerin rekonstrüksiyonunda Anterolateral uyluk flebinin,13 olguda serbest stil, 3 olguda pediküllü olarak uygulanmış olduğu görüldü. Serbest stil anterolateral uyluk flebinin; baş-boyun bölgesi defektleri ve alt ekstremite doku defektleri rekonstrüksiyonu için kullanıldığı görüldü. Uyluk bölgesi, trokanterik bölge ve perine gibi yakın bölgelerde ise pediküllü flebin tercih edilmiş olduğu görüldü. Anterolateral uyluk flebi serbest ve pediküllü olarak yumuşak doku rekonstrüksiyonunda önemli bir seçenek haline gelmiştir. Minimal donör alan morbiditesi yaratarak büyük defektlerin rekonstrüksiyonuna olanak sağlamaktadır.Item Baş ve boyun doku defektlerinin rekonstrüksiyonu: 33 serbest flebin analizi(Uludağ Üniversitesi, 2014-12-08) Ersen, Burak; Şakı, Mehmet Can; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Kalay, Ayşe; Karabulut, Furkan; Çeçen, Süleyman; Akın, Selçuk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik, Rekonstruktif ve Estetik Anabilim Dalı.Çalışmamızın amacı; kliniğimizce baş ve boyun rekonstrüksiyonu amacı ile yapılan 33 serbest flep olgunun sonuçlarının incelenmesidir. 33 flebin 28`i tümör rezeksiyonuna, 5`i travmaya bağlı oluşan defektlere uygulandı. Kliniğimizin serbest flep kaybı oranı %9 olarak bulundu. Baş ve boyun rekonstrüksiyonunda en sık kullanılan flebin serbest radial ön kol flebi olduğu görüldü (%54). Cerrahi müdahale yapılan hastaların mortalite oranı %9, morbidite oranının %33 olduğu görüldü. Yüksek serbest flep başarı oranı görülmesine rağmen operasyon sonrası takip periodunda yüksek mortalite ve morbidite olanları dikkat çekmiştirItem Bir can kurtaran olarak meme implantı(Uludağ Üniversitesi, 2015-11-05) Ersen, Burak; Özgenel, Güzin Yeşim; Kastamoni, Menekse; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Sarkut, Pınar; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik/Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Genel Cerrahi Anabilim Dalı.Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygınlaştı. İmplantların yerleştirilmesiyle beraber yıllar geçtikçe implant dayanıklılığının azaldığı ve rüptür ihtimalinin arttığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Sunduğumuz olguda; 10 yıl önce meme büyütme operasyonu geçiren bir hasta bıçaklı saldırıya uğramıştır. Sağ meme implantı rüptüre olmuş ve sağ hemopnömotoraks gelişmiştir. Meme implantının varlığı darbenin şiddetini abzorbe ederek daha dramatik bir durumun gelişmesini önlemiştir.Item Dupuytren kontraktürü: 87 olgunun retrospektif incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-16) Şakı, Mehmet Can; Ersen, Burak; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Kahveci, RamazanDupuytren kontraktürü elin palmar bölgesi ve parmakların fleksör yüzlerinde anormal skar dokusu oluşumu ile karakterize, palmar ve dijital fasyanın benign fibroproliferatif bir hastalığıdır. Bu çalışmada Temmuz 2009- Aralık 2013 yılları arasında kliniğimizde Dupuytren kontraktürü nedeniyle opere edilen 87 hasta hastane kayıtları ve ameliyat notları taranarak retrospektif olarak incelendi. Hastaların 74’ü erkek (%85); 13’ü (%15) kadın idi. 12 hasta (%13.8) çift taraflı el tutulumu nedeniyle; 75 hasta (%86.2) tek taraflı el tutulumu nedeniyle ameliyat edildiler. Tek taraflı el tutulumu olanların 40 tanesi (%53) sol elinden; 35 tanesi (%47) sağ elinden opere edildi. Hastaların 74’ü erkek (%85); 13’ü (%15) kadın idi. (erkek/kadın oranı: 5.6/1). Hastaların en küçüğü 25 yaşında; en büyüğü 83 yaşında idi. Toplam 87 hastada opere edilen 99 elde tutulan parmakların cinsiyete göre sıklığı incelendi. Erkeklerde yaş ortalaması 58 yaş; kadınlarda 53 yaş olarak bulundu. Bu çalışmada kliniğimizde opere edilen hastalar retrospektif olarak incelenerek Bursa ilinde Dupuytren kontraktürünün prevelansına katkı yapmak amaçlandı.Item Glomus tümörü : Parmak yerleşimli 23 olgunun incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012-01-03) Şimşek, Muhammed Eren; Akın, Selçuk; Ersen, Burak; Özkan, Melekber Çavuş; Gökmen, Zeynep Gül; Aygören, Binevş Heja; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Kliniğimizde 2005–2011 yılları arasında cerrahi tedavi uygulanan, parmakta glomus tümörü yerleşimli 23 hasta (21 kadın, 2 erkek ) çalışmamıza dahil edilerek nüks ve komplikasyon açısından incelendi. Çıkarılan materyallerin tamamı immünohistolojik incelemeye gönderildi. Bu olgular retrospektif olarak incelendi. Çalışmamızda ortalama yaş 44,5 (18–71) olarak hesaplandı. Toplam 21 kadın, 2 erkek olmak üzere 23 hasta 27 ay (3–65 ay) ortalamasıyla takibe alındı. 7 hastada lezyon sağ elde(%30), 14 hastada sol elde (%70) olduğu görüldü. Toplam 4 olguda pulpadan tümör eksizyonu yapıldı. 18 hastaya tırnak çekilmesi sonrası tırnak yatağından yapılan insizyona tümör eksizyonu uygulandı. Sonrasında tırnak splint olarak yerleştirildi. Ayrıca 1 hastada interosseoz yerleşimli lezyon subungual yaklaşımla kürete edildi. 1 hastada glomüs tümörüne ek olarak 5. parmakta bulunan AV malformasyonu eksize edildi. Postoperatif dönemde sadece 1 olguda rekürrens görüldü (%4,3) ve cerrahi uygulandı. İkinci ameliyattan sonra klinik iyileşme sağlandı. Parmak uçlarında özellikle temas sonucu şiddetli ağrısı olan hastalarda glomus tümörü olasılığı akla gelmelidir.Item Mandibula anterior segment rekonstrüksiyonu: Literatürün derlemesi ve bir olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2015-12-04) Ersen, Burak; Akın, Selçuk; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Çeçen, Süleyman; Köse, Mehmet; Kurt, Ozan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Çalışmamızın amacı; geçtiğimiz 30 yıl boyunda mandibula rekonstrüksiyonu hakkında yapılmış yayınların incelenmesi, özellikle mandibula anterior segment rekonstrüksiyonu için yıllar içinde değişen serbest flep tercihlerinin ve tercih sebeplerinin incelenmesi, ayrıca kliniğimizde yapılmış bir olgunun sunulmasıdır. Çalışmamız sonucunda mandibula anterior segment rekonstürksiyonunda başlıca 4 flebin sıklıkla kullanıldığı görülmüştür. Bu flepler; fibula flebi, iliak flep, scapula flebi ve radial ön kol flebidir. Bu fleplerden iliak ve fibula flebi popülerliğini korumakta iken, radial ön kol ve skapula flebinin özellikle yumuşak doku komponenti ön planda olan doku defektlerinde kullanılabilir alternatifler haline geldiği görülmüştür.Item Sakral bası yarası onarımı: superior gluteal arter perforatör (SGAP) flebi deneyimlerimiz ve 9 vakanın analizi(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-21) Aksu, İsmail; Akın, Selçuk; Ersen, Burak; Tunalı, Orhan; Şakı, Mehmet Can; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Sakral bası yarası özellikle yatağa bağımlı hastalarda oluşan ve sık görülen bir durumdur. Bası yaralarının tedavisinde çeşitli cerrahi yöntemler tanımlanmıştır. Özellikle son yıllarda önem kazanmış superior gluteal arter perforatör flebi (SGAP) bu yöntemlerden birisidir. Çalışmamızın amacı; kliniğimizde bası yarası onarımında kullandığımız superior gluteal arter perforatör (SGAP) flebi deneyimlerimizi paylaşmak ve uygulamış olduğumuz 9 flebin sonuçlarının incelenmesidir. 6 erkek, 3 kadın hasta ameliyat edilmiş ve 2-15 ay aralığında takip edilmiştir. Uygulamış olduğumuz 9 flebin birinde seroma gelişmiştir, bir flep verici alanında açılma olmuştur ve bir vakada tam flep kaybı meydana gelmiştir. Sakral bası yarası onarımında kullandığımız SGAP flebinin sahip olduğu avantajları ve diğer flep seçenekleriyle benzer komplikasyon oranlarına sahip olması nedeniyle bu bölgenin onarımında kullanılabilecek iyi bir seçenek olduğunu düşünmekteyiz.Item Serbest doku nakli ile post travmatik ayak bileği rekonstrüksiyonu(Uludağ Üniversitesi, 2017-02-11) Ersen, Burak; Şakı, Mehmet Can; Akın, Selçuk; Aksu, İsmail; Tunalı, Orhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Çalışmanın amacı; 4 yıllık bir süre boyunca ayak bileği bölgesinde meydana gelmiş kompleks yaraların tedavi süreci ve komplikasyonları ile ilgili faktörlerin analizidir. Mevcut retrospektif çalışma, Ocak 2011- Ocak 2015 yılları arasında ayak bileği defektlerinin serbest fleplerle onarımı yapılmış 20 hastayı kapsamaktadır. Bütün vakalar demografik yapı, oluş mekanizması, yerleşim, eşlik eden yaralanmalar, flep seçimi, flep boyutu, alıcı vasküler yapılar, anostomoz sayısı, hastanede yatış süresi ve post operatif komplikasyonlar açısından analiz edilmiştir. Çalışmamızda ayak bileği defektleri için 20 hastaya toplam 22 serbest flep yapılmıştır. 6 hastada anterolateral uyluk flebi, 6 hastaya lateral kol flebi, 4 hastaya latissimus dorsi kas deri flebi, 3 hastada radial ön kol flebi ve 1 hastada yüzeyel femoral arter perforatör serbest flebi kullanılmıştır. Vakalarda başarı oranının %85 olduğu görülmüştür. Alt ekstremite rekonstrüksiyonunda birincil amaç fonksiyonun geri kazanılması ve korunmasıdır. Uygun tedavi planının yapılması hayatidir ve bu tip yaralanmalarda serbest flep ile rekonstrüksiyon en ideal tercihtir.Item Sıçan modelinde erken dönem sinir onarımında yağ grefti kullanılmasının sinir iyileşmesi üzerine etkisinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015) Ersen, Burak; Kahveci, Ramazan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Periferik sinir kesisi onarımından sonra ideal sinir iyileşmesini sağlamak her zaman mümkün olmamaktadır. Sinir iyileşme kalitesini arttırmak için farklı cerrahi teknikler, malzemeler, çeşitli farmakolojik kimyasal ajanlar kullanılmıştır. Fakat sinir onarımı için mükemmel olarak tanımlayabileceğimiz bir yöntem hala bulunmamaktadır. Bu çalışmada, sıçan siyatik sinir kesisi onarım hattı çevresine sarılan yağ greftinin sinir iyileşmesi üzerine etkisinin incelenmesi amaçlandı. Bunun için, 24 adet Sprague-Dawley cinsi sıçan seçildi ve eşit 2 gruba ayrıldı. 12 sıçanın sağ gluteal bölgesinden yapılan insizyona gluteal kaslar arasından siyatik sinir açığa çıkarıldı. Sinir tam kat kesildikten sonra primer sinir onarımı aynı seansta yapıldı. Bu grup normal sinir iyileşme modeli olarak belirlendi. Diğer 12 sıçanda aynı şekilde siyatik sinir kesisi ve onarımı yapıldıktan sonra sağ poplitea posteriorundan alınan yağ grefti sinir hattı çevresine sarıldı. Bütün denekler 3.haftada sakrifiye edilerek sinir segmentleri çıkarıldı ve histopatolojik incelemeye gönderildi. Sonuç olarak çalışmada; Yağ grefti kullanımının erken dönem sinir onarımında sinir iyileşmesi üzerine makrofaj ve lenfosit infiltrasyonunu arttırarak olumlu etki yaptığı gözlemlendi.Item Yerleştirme sırasında gerçekleşen meme implantı rüptürü(Uludağ Üniversitesi, 2014-02-17) Ersen, Burak; Şakı, Mehmet Can; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Özbek, Serhat; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.Cronin ve Gerow`un silikon jel ile doldurulmuş silikon torbaları meme büyütme amaçlı kullanmasından beri silikon jel implantlar 50 yıl boyunca yaygın olarak kullanıldı. Bu prosedür için çeşitli istenmeyen komplikasyonlar mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de implant rüptürüdür. İmplant rüptür oranları üzerine bir çok çalışma yapılmıştır. İnsidans %3.1 - 5.7 arasında değişmektedir. Kliniğimize bilateral meme büyütme amacı ile başvuran 30 yaşında kadın hasta sunmaktayız. 240 ml`lik anatomik implantın sol memeye yerleştirilmesi sırasında rüptürü gerçekleşmiştir. Bu durumun nadir görünen bir durum olduğu görüşündeyiz.Item Yüz ve saçlı deri yerleşimli subkutan nodüler kitleler: 56 vakanın retrospektif analizi(Uludağ Üniversitesi, 2015-11-03) Ersen, Burak; Karabulut, Furkan; Özbek, Serhat; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Kalay, Ayşe; Çeçen, Süleyman; Köse, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı.Derinin selim tümörleri klinik pratikte sık gözlenen patolojilerdendir. Yüz bölgesi, selim tümörlerin yerleşimi açısından sık görülen bölgelerden birisidir. Derinin histolojik yapısını oluşturan farklı hücrelerden çok sayıda selim tümör oluşabilmektedir. Çalışmamızda 2012-2014 yılları arasında, polikliniğimize yüzde kitleye bağlı kozmetik rahatsızlık şikayetiyle başvuran 56 hastada, tarafımızca müdahale edilen toplam 65 kitle incelenmiştir. Çalışmamız sonucunda sadece kozmetik sıkıntı yarattığı düşünülen lezyonların %87’sinin malignite ya da zemininde malignite geliştirme potansiyeli olan kistler olduğu görüldü. Epidermal kistlerin yüzde yerleşen subkutan nodüller arasında en sık gözlemlenen patoloji olduğu saptandı. Alın bölgesi ise yerleşim yeri itibari ile en sık müdahale edilen bölgeydi. Sonuç olarak yüzde varlığı selim olarak kabul görmüş, sadece kozmetik rahatsızlık nedeniyle doktora başvuru sebebi olan rin %87`sinin malign dönüşüm ya da zemininden malignite gelişme ihtimali olduğu saptanmıştır.