Browsing by Author "Esenyel, Adnan"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Arthur Schopenhauer'ın özgürlük anlayışı(Uludağ Üniversitesi, 2009-08-12) Esenyel, Adnan; Eren, Işık; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe Anabilim Dalı/Sistematik Felsefe ve Mantık Bilim Dalı.Özgürlük probleminin varlık ve kişinin varlıkla kurduğu epistemolojik ilişki temelinde çözülebileceğini ileri süren Schopenhauer varlığın ve kişinin gerçek doğasının ifşa edilmesini, özgürlük düşüncesinin doğru bir şekilde anlaşılması için vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir. Ona göre varlık, kendinde-şey olarak istemedir, kişi ise bir tasarım olarak bu istemenin nesneleşmiş halidir. Kişinin özgür olup olamayacağını belirleyen şey onun istemeyle kurduğu epistemolojik bağlantının biçimidir. Kişi istemenin bir görünüşü olarak bilgisiyle istemenin amacını onayladığı müddetçe özgürlük gerçekleştirilemez. Özgürlük sadece kişi, istemenin gerçek doğasını görüp onu bütünüyle yadsıdığında ortaya çıkar. Bu çalışmanın amacı, Schopenhauer'ın metafizik ve ontoloji temelli özgürlük kavrayışının izlerini sürerek, özgürlük probleminin çözümü için bu temellerin ne gibi avantajlar ve dezavantajlar ortaya çıkardığını tartışmaktır.Item Felsefe için yeni bir başlangıç olanaklı mı?: Nietzsche ve Heidegger'de felsefenin neliği üzerine bir soruşturma(Uludağ Üniversitesi, 2016-06-13) Esenyel, Adnan; Eren, Işık; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe Anabilim Dalı.Bir metafizik olarak gelişen Batı felsefesinin, insanlığın en önemli sorunları karşısında sözsüz kaldığı için sonlandığını düşünen Nietzsche ile Heidegger bu yüzden felsefenin yeni bir başlangıca ihtiyaç duyduğunu ileri sürer. Bu yeni başlangıcı mümkün kılabilmek için her iki düşünür de felsefenin temellerini önce açığa çıkarmayı sonra da onları radikal bir şekilde dönüştürmeyi ve değiştirmeyi hedefler. Fakat felsefenin mevcut temelleri bir kez yıkıldıktan sonra geriye yeniden inşa edilebilecek bir öğenin kalıp kalmadığı kuşkulu hale gelir. Böylelikle, felsefenin temellerinde meydana gelecek olan bir dönüşüm ve felsefedeki yeni başlangıç fikri belli ölçülerde bir risk içerir. Ancak buna rağmen, insanoğlunun en temel problemlerine yanıt verebilmek için hem Nietzsche hem de Heidegger felsefeyi yeniden tanımlama riskine girer. Bu yeni tanımlama sonucunda her iki düşünür için de felsefe, bilime değil fakat sanata yakın duran bir faaliyeti simgeler. Böylece Nietzsche'de felsefe insanın yaşamla bağını tesis edecek değerleri yaratan bir faaliyet haline gelirken Heidegger'de felsefe, insanın Varlıkla ilişkisini açığa çıkaran ve dile getiren bir tecrübeye dönüşür.Item Felsefenin özünden felsefenin felsefesine: Dilthey’da bir dünya görüşü öğretisi olarak felsefe(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-15) Esenyel, AdnanBir metafizik olarak gelişen geleneksel felsefenin özcü ve evrenselci yapısının, insanın bilinçli ve amaçlı dünya tecrübesini anlama noktasında tümüyle işlevsiz kaldığını düşünen Alman filozof Wilhelm Dilthey, insanın tarihsel ve kültürel tekilliğini verecek olan bir anlama yöntemi geliştirmek ister. Dilthey bu sebeple her şeyden önce geleneksel metafiziğin çıkmazını göstermek durumundadır. Ona göre geleneksel felsefenin, evrensel bir hakikate ulaşma ideali, tarihselliğin üstesinden gelinemez önceliği sebebiyle hayata geçirilemez bir proje olarak ortaya çıkar. Dahası Dilthey geleneksel felsefenin yalnızca tarihsel ve kültürel bağlama ait olan bir Dünya Görüşü meydana getirdiği görüşündedir. Eğer metafizik bu şekilde, yaşamı yalnızca bir yönüyle sunabilen bir Dünya Görüşü olarak ortaya çıkıyorsa o halde metafizik yönelim, insanın araştırılmak ve anlaşılmak durumunda olan tekil bir kültürel yaşantısına dönüşmektedir. İşte bu yolla felsefe Dilthey’ın kavrayışında bir metafelsefeye dönüşmektedir. Zira Dilthey geleneksel felsefeyi, incelenmesi gereken bir Dünya Görüşü olarak ileri sürerek aslında bir felsefenin felsefesini gerçekleştirmek ister. Bu çalışma Dilthey'ın geleneksel felsefe eleştirisini değerlendirmeyi ve onun tarafından ortaya konulan bir metafelsefenin olanağını incelemeyi amaçlamaktadır.Item İdealizm ve Kant’ın uzam görüşü(Uludağ Üniversitesi, 2011) Esenyel, Adnan; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Modern felsefenin temel çıkmazlarından bir tanesi, bilen öznenin kendisinden bağımsız nesnel bir dünyayı haklılandırma çabası sürecinde ortaya çıkar. Descartes’tan başlayarak öznenin bilinç içeriğinden hareket eden modern felsefe kendisini çoğunlukla, Hume ve Berkeley’in de göstermiş olduğu gibi, idealizm ve solipsizm “batağına” saplanmış bulur. Kant, ortaya koymuş olduğu fenomen ve kendinde-şey arasındaki ayrım ile modern felsefenin çıkmazına bir çözüm üretme iddiasındadır. Ne var ki, temelde modern felsefenin varsayımlarından kurtulamayan Kant’ın kuramı da bu sebeple idealizm ve solipsizm tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Bu makalenin amacı Kant’ın uzam görüşünden hareketle, onun idealizm karşısındaki konumunu değerlendirmektir.Item The problem of knowledge in Hume's philosophy and Kant's attempt to solve it(Uludağ Üniversitesi, 2008) Esenyel, Adnan; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.The philosophical motion from Hume to Kant is a cornerstone in the history of philosophy. This is the motion which I will try to evaluate here. The problem of knowledge which was formulated by Hume shows us how the cartesian tradition since Descartes ' cogito finds itself in a blind alley. This is why Kant's attempt to solve that problem is very vital for epistemolgy. First of all we will see how Hume's empiricism ends with universal scepticism and I will try to show why he can not avoid that end. Then we will pass on Kant's response to Hume's scepticism. I will discuss whether his response is right and legitimate. In conclusion we will see that despite the strength which Kant's response possess, it contains also some unsolved problems which open door for scepticism.