Browsing by Author "Karaca, Esra"
Now showing 1 - 20 of 34
- Results Per Page
- Sort Options
Item Analysis of the fracture morphology of polyamide, polyester, polypropylene, and silk sutures before and after implantation in vivo(Wiley, 2008-11) Karaca, Esra; Hockenberger, Aslı Şengönül; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1777-3977; AAS-8480-2020; GWA-4691-2022; 17344029200; 6507435813This study has analyzed fracture morphology of four nonabsorbable commercially available sutures before and after implantation in rats. Also, tensile and knot strength retention have been evaluated after 3 and 8 weeks in vivo. Scanning electron and optical light microscopes were used for analysis of fracture morphologies and surface changes of the sutures. A clear effect of in vivo on the tensile and knot strength changes, and the fracture mechanism was seen for braided sutures. The suture size was also important for braided sutures, as fibrous tissue formation plays an important role in terms of the size. The fiber's surface properties were also important for the fracture morphology. A smooth and even surface was not suitable for the fibrous tissue formation as seen in monofilament sutures. Therefore, the polymer type was very important for the monofilament sutures, as it was the most important parameter to determine the fracture morphology and was not affected by the implantation and the implantation time. The size of the suture was also important for the polypropylene in terms of axial splitting before and after implantation. This, however, was not the case for knot strength tests. The knot was undone regardless of the size. Surface characteristics were very important for braided sutures, as they have a rough surface that supports tissue formation on the fracture mechanism, tensile and knot strength. Silk suture has single filaments with no regular diameter and smooth surface. Therefore, silk suture has more tissue formation postimplantation compared to polyester suture.Item Assessing colour values of polyester fabrics produced from fibres having different cross-sectional shapes after abrasion(Wiley, 2007-05-15) Becerir, Behçet; Karaca, Esra; Ömeroğlu, Sunay; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-2655-2773; 0000-0002-1618-6562; AAM-7071-2020; AAH-1445-2021; AAS-8480-2020; 9839809500; 17344029200; 11339973900This study assesses the colour, colour difference and colour strength values obtained for eight disperse-dyed polyester fabric samples produced from full and hollow round and trilobal fibres after four sets of abrasion cycle. Each fabric was produced from the same yarns in warp and weft directions. The L*, C* Delta E-ab(*) and K/S values of the undyed fabrics and dyed fabrics before and after increasing cycles of abrasion are presented and discussed. Fabrics produced from full and hollow fibres showed great differences regarding colour values in abrasion behaviour. Fabrics produced from hollow fibres were found to be very sensitive to increasing abrasion cycles.Item Biyobozunur polimerlerden elektro çekim yöntemiyle üretilen nanolifli yüzeylerin cerrahi adezyon bariyeri olarak kullanımlarının araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2016-12-02) Şafak, Şerife; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada; elektro çekim yöntemiyle biyobozunur polimerler kullanılarak nanolifli yüzeylerin üretilmesi ve bu yüzeylerin adezyon bariyeri olarak kullanım performansının in vitro ve in vivo çalışmalarla değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Adezyonlar; seröz zarı ile çevrili olan organların, yaralanmalarını takiben aralarında meydana gelen anormal birleşmelerdir. Adezyonlar; bağırsak tıkanıklıklarının yanı sıra kronik karın ağrısına ve kısırlığa da neden olmaktadır. Adezyon oluşumu ve komplikasyonlarının tedavisi ise, ciddi iş gücü ve ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Karın içi yapışıklıkların azaltılması veya önlenmesi için çalışmalar devam etmekte ve ortaya konan ürünler milyon dolarlık sağlık pazarı oluşturmaktadır. Klinik uygulamalarda mevcut membran bariyerlerinin; kullanımında özel bir beceri gerektirmesi, komplikasyonlara yol açabilmeleri, her bölgede kullanılamamaları ve en önemlisi pahalı olmaları nedeniyle kullanımları sınırlıdır. Bu çalışmada; elektro çekim yöntemiyle karboksimetil selüloz, hyaluronik asit ve sodyum alginat polimerleri kullanılarak nanolifli yüzeylerin üretimi yapılmıştır. Üretilen nanolifli yüzeyler, taramalı elektron mikroskobu (SEM/EDS), fourier transform infrared spektrometresi (FT-IR), yüzey alanı ve gözeneklilik (BET), analizleri, hava geçirgenliği ve kalınlık testleri ile karakterize edildikten sonra, in vitro ortamda sitotoksisite ve biyobozunurluk özellikleri tespit edilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeylerin abdominal bölgede adezyon bariyeri olarak kullanım performansları, in vivo ortamda gerçekleştirilen çalışmalarda adezyon skorlama tekniği ile ve histopatolojik olarak değerlendirilerek ticari bir adezyon bariyeri ile kıyaslanmıştır.Item Biyomedikal uygulamalar için polisakkarit esaslı nanolifli yüzey üretimi ve çapraz bağlanması(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-05) Şafak, Şerife; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.Polisakkarit esaslı polimerler, biyomedikal uygulamalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada; polisakkarit hyaluronik asit, karboksimetil selüloz ve sodyum alginat polimerleri kullanılarak elektro çekim yöntemiyle nanolifli yüzey üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeye, suya dayanımını geliştirmek amacıyla, 1-etil-3-(3-dimetilaminopropil) karbodiimid hidroklorit ve Nhidroksisülfosüksinimit karışımı ile çapraz bağlama işlemi uygulanmıştır. Nanolifli yüzey, çapraz bağlama işlemi öncesi ve sonrasında, taramalı elektron mikroskobu, fourier transform infrared spektrometresi, atomik kuvvet mikroskobu, BET analizi ve suya dayanım testi ile karakterize edilmiştir. Sonuçlar; çapraz bağlama işlemi ile lifli yapının deformasyona uğramadan nanolifli yüzeyin suya dayanıklı hale geldiğini göstermiştir.Item Comparison of bending, drapability and crease recovery behaviors of woven fabrics produced from polyester fibers having different cross-sectional shapes(Sage Publications, 2010-07) Ömeroğlu, Sunay; Karaca, Esra; Becerir, Behçet; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1618-6562; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-2655-2773; AAM-7071-2020; AAS-8480-2020; AAH-1445-2021; 11339973900; 17344029200; 9839809500In this paper, full and hollow fibers having round and trilobal cross-sectional shapes were produced in equal manufacturing conditions and bending, drapability and crease recovery behaviors of the woven fabrics produced from these fibers were investigated. The bending rigidities of the fabrics produced from hollow fibers were higher than the bending rigidities of the fabrics produced from full fibers. The highest bending rigidities were obtained in fabrics produced from hollow round fibers. The bending rigidities and drapabilities of the fabrics produced from fibers of similar cross-sectional shapes were in close relation with each other. The fabrics produced from full fibers had higher drapabilities than those produced from hollow fibers. The fabrics produced from full fibers had higher crease recovery angles than those produced from hollow fibers. Considering that the construction properties of the fabrics were kept constant, it could be concluded that the differences among the properties of the fabrics which were produced from full and hollow fibers (for both round and trilobal cross-sectional shapes) basically emerged from the very high differences between moments of inertia of full and hollow cross sections. It was also considered that another factor which caused differences between the fabric properties was the different bulkiness of the fibers and also the different bulkiness of the yarns with the same counts. The best results could be obtained with round and trilobal full fibers at fabrics in which drapability and crease recovery are desired.Item Çörek otu yağı katkılı nanokompozit poliüretan nanolifli yüzey üretimi, karakterizasyonu ve yara örtüsü olarak kullanım performansının araştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-04) Aras, Cansu; Karaca, Esra; Tümay, Elif Özer; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0003-0773-4560; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-5225-0146Bu çalışmanın amacı, elektro çekim yöntemiyle üretilen çörek otu yağı katkılı nanokompozit poliüretan nanolifli yüzeylerin medikal amaçlı yara örtüsü olarak kullanım potansiyelinin araştırılmasıdır. Bu amaçla, farklı oranlarda çörek otu yağı içeren nanokompozit lifli yüzeyler farklı elektro çekim parametreleri ile üretilmiş ve karakterize edilmiştir. Daha sonra, in vivo ve in vitro çalışmalar ile üretilen yüzeylerin yara örtüsü olarak kullanım performansı incelenmiştir. Çalışmanın ilk kısmı çörek otu yağı katkılı nanokompozit lifli yüzeylerin üretilmesidir. Bu amaçla, farklı çörek otu yağı katkı oranları içeren nanokompozit poliüretan ve katkısız poliüretan elektro çekim çözeltileri hazırlanmış ve viskozite, yüzey gerilimi ve pH gibi çözelti özellikleri karakterize edilmiştir. Hazırlanan çözeltilerden, farklı elektro çekim parametreleri kullanılarak çörek otu yağı katkılı nanolifli yüzeyler üretilmiştir. Üretilen nanolifli yüzeylerin karkaterizasyonu taramalı elektron mikroskobu (SEM) analizleri, Fourier Transform Infrared (FTIR) spektroskopisi ve temas açısı ölçümleri ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, in vivo ve in vitro çalışmalarda kullanılacak en iyi nanolif yüzey morfolojisini veren çözelti konsantrasyonu ve elektro çekim üretim parametreleri tespit edilmiştir. Çalışmanın ikinci kısımda, üretilen yüzeylerin in vivo ve in vitro ortamda yara örtüsü olarak kullanımın potansiyeli araştırılmıştır. Polimerik nanolif içerisinden in vitro ortama salınan çörek otu yağı bileşen miktarları, UV-VIS spektrofotometreden alınan absorbans değerleri ile hesaplanmıştır. Polimerik nanoliften yağ salınımı verilerine en uygun kinetik modelin, Korsmeyer-Peppas matematiksel modeli olduğu belirlenmiştir. In vitro çalışmalarda, üretilen çörek otu yağı katkılı ve katksız nanolif yüzeylerin HUVEC hücre hattında sitotoksisiste etkinlikleri için WST analizi yapılarak, hücre canlılığı indeksi belirlenmiştir. Yüzeyde hücre canlılık indeksleri %70’in üzerinde olduğu ve hücre çoğalmasının en fazla çörek otu yağı katkılı nanolif yüzeyde gerçekleştiği tespit edilmiştir. Çalışmanın in vivo adımında, dişi sıçanlar üzerinde yara oluşturulmuştur. Oluşturulan yara bölgesi üzerinde çörek otu yağı katkılı ve saf poliüretan nanolifli yüzey ile ticari yara örtüsü kullanılmış ve yara alanı küçülmesi incelenmiştir. çörek otu yağı katkılı nanolifli yüzeyin, yara küçülmesi açısından; katkısız nanolifli yüzey ve ticari yara örtüsüne göre daha iyi performans sergilediği görülmüştür.Item Design and in vivo evaluation of alginate-based pH-sensing electrospun wound dressing containing anthocyanins(Springer, 2021-02) Pakolpakçıl, Ayben; Osman, Bilgen; Göktalay, Gökhan; Özer, Elif Tümay; Şahan, Yasemin; Becerir, Behçet; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği.; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Kimya Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği.; 0000-0002-6981-4980; 0000-0002-2655-2773; 0000-0003-1777-3977; 0000-0001-6261-4233; ADX-6657-2022; ABF-4791-2020; AAH-1448-2021; JIV-6630-2023; IHI-9909-2023; AAH-1445-2021; AAS-8480-2020; 57204420713; 15221651200; 6508023759; 37047586000; 25629856600; 9839809500; 17344029200In this study, a pH-sensing electrospun mat containing purple cabbage (PC) (Brassica oleracea) anthocyanins was developed for wound dressing application. The pH-sensing electrospun mat was prepared from sodium alginate (Alg) and poly (vinyl alcohol) (PVA) via electrospinning. PC anthocyanins were embedded into the electrospun mat with the addition of PC extract into the Alg/PVA electrospun solution. The characterization studies were conducted by scanning electron microscopy (SEM), Fourier-transform infrared spectroscopy (FTIR), water contact angle (WCA) and thickness measurements. The halochromic behavior of the pH-sensing Alg/PVA/PC electrospun mat was elucidated via UV-Vis spectrophotometric analyses and color measurements obtained from quantitative color data. In vivo performance of the pH-sensing mat was evaluated by animal studies. The electrospun mat was successfully used to monitor pH changes of an open wound. In addition, wound healing efficacy of the electrospun mat was compared with a commercial wound dressing. The results revealed that a wound dressing benefiting from halochromic properties of the anthocyanins besides wound healing efficacy of Alg was successfully developed. The pH-sensing Alg/PVA/PC electrospun mat has a usage potential for wound dressing applications especially for monitoring wound status on real-time during healing period.Item Development of water vapor resistance feature of polyester woven fabrics by using perlite additive(Ege Üniversitesi, 2013-07) Akçam, Okan; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1777-3977; AAS-8480-2020; 35797969200; 17344029200The aim of this study is to improve the water vapor permeability of woven fabrics produced from polyester yarns including perlite additive Commercial perlite material with micron size was reduced to nano size by grinding and various physical and thermal analysis were made to characterize the new material. As a result of analysis it was determined that available water adsorption feature in perlite structure was protected and even increased. Polyester yarns which were produced by melt spinning process with the addition of perlite material were used for production of woven fabrics. In order to evaluate the effect of perlite additive on water vapor permeability of the fabric, water vapor resistance test was applied to fabrics with perlite additive and to reference fabrics produced with same parameters. According to the data obtained, it was concluded that water vapor resistance of the woven fabric decreased by 22% due to perlite containing polyester yarns.Item Doğal pH indikatörleri içeren sodyum alginat/polivinil alkol esaslı akıllı nanolifli yara örtüsü üretimi ve değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020) Pakolpakçıl, Ayben; Karaca, Esra; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0002-6981-4980Bu tezde; yerli mor lahana, kara havuç ve kırmızı pancar bitki ekstraktları içeren sodyum alginat/polivinil alkol çözeltilerinden elektro lif çekim yöntemiyle nanolifli yüzeyler üretilmiş ve yaraların iyileşme sürecinin takibinde kullanılabilecek pH ile renk değiştiren nanolifli yara örtülerinin geliştirilmesi ve in vivo ortamda performanslarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çevresel şartlara bağlı olarak renk değiştiren kromik tekstiller, akıllı tekstillerin alt başlığı altında incelenmektedir. Esneklik, mukavemet, hafiflik ve biyouyumluluk gibi pek çok avantaja sahip olan tekstil malzemeleri çok eski çağlardan beri tıbbi alanda kullanılmaktadır. Yaraların iyileşme sürecinde, yara eksudasının pH değeri önemli bilgiler içerir. Bu nedenle, yara pH’ındaki değişimlerin takibi yara sağlığı ve iyileşme süreci için kritik öneme sahiptir. Ortamdaki pH değişimine karşı renk değiştirebilme özelliğine sahip halokromik tekstillerin tıbbı alanda kullanımı oldukça faydalı olabilir. Tezde üretilen nanolifli yüzeyler, taramalı elektron mikroskobu, Fourier transform infrared spektrometresi, UV/VIS spektrofotometresi, reflektans spektrofotometresi, termogravimetrik analizler, hava geçirgenliği, kalınlık ölçümleri ile morfolojik, kimyasal, termal ve halokromik özellikler açısından karakterize edilmiştir. Ayrıca, nanolifli yüzeylere, antibakteriyel etkinlik, boya sabitliği ve renk kararlılığı testleri uygulanmıştır. Nanolifli yüzeylerin pH ile renk değiştiren akıllı bir yara örtüsü olarak kullanım performansları, deney hayvanları üzerinde gerçekleştirilen in vivo çalışmada değerlendirilerek ticari bir yara örtüsü ile kıyaslanmıştır. Çalışmalar sonucunda; üretilen nanolifli yara örtülerinin, tersinir olarak pH ile renk değiştirme özelliğine sahip olduğu ve ayrıca ticari bir yara örtüyle kıyaslandığında yara iyileşme hızını artırdığı ortaya konulmuştur. Bundan dolayı, bu çalışmada üretilen nanolifli yüzeylerin pH-sensör özellikli yara örtüsü olarak yara iyileşmesinin takibinde kullanım potansiyeli olduğu düşünülmektedir.Item Effect of suture structure on knot performance of polyamide sutures(Natl Inst Science Communication-NISCAIR, 2004-09) Hockenberger, Aslı Şengönül; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1777-3977; AAS-8480-2020; 6507435813; 17344029200The knot performance of monofilament and braided polyamide (PA) sutures has been characterised by applying two different knots with two, three and four throws. It is observed that generally granny knot and braided structure have better knot performance. An additional throw does not increase the force required to break the suture. Suture size is also important for knot performance and the sutures behave differently when they are wet.Item Effects of fiber cross sectional shape and weave pattern on thermal comfort properties of polyester woven fabrics(Inst Chemical Fibres, 2012) Karaca, Esra; Kahraman, Nalan; Ömeroğlu, Sunay; Becerir, Behcet; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Mimarlık Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1618-6562; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-2655-2773; AAM-7071-2020; AAS-8480-2020; AAH-1445-2021; 17344029200; 55774908500; 11339973900; 9839809500Thermal comfort properties, i.e. thermal conductivity, thermal absorption and thermal resistance, and the water vapour and air permeabilities of fabrics woven from different cross sectional shaped polyester fibres were investigated. A total of eight woven fabrics were produced in two different weave patterns (plain and twill) from polyester yarns of four different fibre cross sectional shapes (round, hollow round, trilobal and hollow trilobal). The fabrics consisting of hollow fibres had higher thermal conductivity and thermal absorption values but lower thermal resistance, water vapour and air permeability values than their counterparts of solid fibres. The twill fabrics produced from trilobal fibres showed the lowest thermal conductivity and thermal absorption but the highest thermal resistance, water vapour and air permeability.Publication Effects of fiber cross-sectional shapes on tensile and tearing properties of polyester woven fabrics(Ege Üniversitesi, 2015-10-01) Karaca, Esra; Ömeroğlu, Sunay; Becerir, Behçet; KARACA, ESRA; ÖMEROĞLU, SUNAY; BECERİR, BEHÇET; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-2655-2773; AAH-1445-2021; AAM-7071-2020; AAS-8480-2020Breaking load and elongation, and tearing load properties of two type fabrics (plain and twill) woven from polyester fibers having round, hollow round, trilobal and hollow trilobal cross-sectional shapes were investigated. The fabrics produced from full fibers had higher breaking elongation and tearing load values but generally lower breaking load values than the fabrics produced from hollow fibers. The highest breaking load value was obtained in twill fabric woven from filaments having hollow round cross-sectional shape, while the highest tearing load value was obtained in twill fabric woven from filaments having round cross-sectional shape. The fabrics constituting filaments with round cross-sectional shapes had the highest breaking elongation values It was concluded that the effect of fiber cross-sectional shape on breaking strength and on tearing strength differed from each other.Item Elektrospinning yöntemi ile biyomedikal kullanıma yönelik nanolif yüzey üretimi ve uygulaması(Uludağ Üniversitesi, 2009-11-03) Üstündağ, Gökçe Çoşkun; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada, elektro çekim yöntemi kullanılarak elde edilen poli(vinil alkol) (PVA)/sodyum alginat (NaAlg) karışımı nanolifli yüzey özelliklerine çözelti parametrelerinin etkisi incelenmiş ve devamında, bu yüzeylerin yara örtüsü olarak kullanım potansiyeli in vivo çalışmalarla araştırılmıştır.Öncelikle, PVA'nın sulu çözeltileri ile nanolifli yüzey üretimi denemeleri yapılmış, bir takım parametreler değiştirilerek yapılan üretimler gözlemlenmiştir. Ardından, sodyum alginatın iki farklı konsantrasyondaki sulu çözeltileri, PVA'nın sulu çözeltisi ile farklı hacim oranlarında karıştırılmış, elde edilen çözeltilere ait viskozite, yoğunluk, pH, elektrik iletkenliği ve yüzey gerilimi özellikleri tespit edilmiştir. Bu çözeltilerden elektro çekim yöntemi ile üretilen nanolifli yüzeyler, Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiş, ortalama lif çapları hesaplanmıştır. Böylece, çözelti parametreleri ile nanolif çapları ve yüzey özellikleri ilişkilendirilmiştir. Tez çalışmasının son ve en önemli kısmında, 2/1 %9 PVA / %1 NaAlg çözeltisinden elektro çekim ile elde edilen nanolifli yüzeyler, çapraz bağlama ve sterilizasyon işlemlerinden sonra yara örtüsü olarak değerlendirilmiştir. Çapraz bağlama işleminin başarısını değerlendirmek için yüzeylere, işlem öncesi ve sonrasında suya dayanım testi yapılmıştır. Nanolifli yüzeylere (çapraz bağlama öncesi ve sonrası) ve in vivo çalışmalarda kıyaslanacağı ticari alginatlı yara örtüsü, Suprasorb-A'ya, kalınlık, hava geçirgenliği ve su emicilik testleri ve SEM analizleri uygulanmıştır. Nanolifli yüzeylerin yara iyileştirme performansının değerlendirildiği in vivo çalışmalarında, tavşanlarda oluşturulan yaralara ticari yara örtüleri (tül gre, Bactigras, Suprasorb-A) ile birlikte elektro çekim yöntemi ile elde edilen PVA/NaAlg nanolifli yüzey kapatılmış, belirlenen günlerde yara küçülmeleri hesaplanarak makroskobik değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca, yine belirlenen günlerde yara alanlarından alınan doku örneklerine ait kesitler, histolojik değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Böylece, ticari örtülerin ve nanolifli yüzeyin epitelizasyon üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.Çalışmanın sonunda, çözelti parametrelerinin nanolif yüzey özellikleri ve çap değerleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. In vivo çalışmasından elde edilen sonuçlar ise, nanolifli yüzeylerin yara örtüsü olarak kullanım potansiyeli olduğu öngörüsünü doğrulamıştır.Item Evaluation of biocompatibility of fibroin-based electrospun nanofibrous mats for medical applications(Inst Natl Cercetare-Dezvoltare Textile Pielarie-Bucuresti, 2016) Şafak, Şerife; Düzyer, Şebnem; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-3673-1940; 0000-0003-1777-3977; 0000-0003-3737-5896; AAB-4034-2020; AFO-0698-2022; AAS-8480-2020; 55292814400; 36815823800; 17344029200In this study, Bombyx Mori silk fibroin and poly(vinyl alcohol) polymers were used. Blend solutions in two different ratios were prepared and solution parameters were determined by pH, conductivity and viscosity measurements. Silk fibroin/poly(vinyl alcohol) nanofibrous mats were produced by electrospinning process. The morphological characterization of electrospun nanofibers was examined by scanning electron microscope. Biocompatibility of the silk fibroin/poly(vinyl alcohol) nanofibrous mats was investigated by cytotoxicity, sensitization and irritation tests. As a result, both of the silk fibroin/poly(vinyl alcohol) nanofibrous mats were evaluated as noncytotoxic, nonirritative and sensitive materials.Publication Evaluation of Nigella sativa oil loaded electrospun polyurethane nanofibrous mat as wound dressing(Taylor, 2021-06-02) Aras, Cansu; Özer, Elif Tümay; Göktalay, Gökhan; Saat, Gülbahar; Karaca, Esra; ARAS GÜL, CANSU; TÜMAY ÖZER, ELİF; GÖKTALAY, GÖKHAN; KARACA, ESRA; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Bölümü; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Kimya Bölümü; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Farmakoloji Anabilim Dalı; 0000-0003-1777-3977; AAI-3137-2021; AAS-8480-2020; EKA-8835-2022; AAI-3137-2021; JKY-1522-2023; DPL-6507-2022Electrospun nanofibers have a natural wound healing effect due to their similarity to the extracellular matrix (ECM). Nigella sativa oil, which has therapeutic properties, is used for a wide variety of applications in traditional medicine. The aim of this study was to investigate the release characteristic and wound healing performance of Nigella sativa oil (NSO) loaded polyurethane (PU) electrospun nanofibrous mats in wound dressing applications. In addition, the antibacterial activity and cytotoxicity of the electrospun mats were studied. Analyses using a scanning electron microscope (SEM) showed that PU/NSO nanofibrous mat with an average fiber diameter of 416 +/- 66 nm were successfully fabricated. NSO was released at a maximum ratio of 30% from the electrospun mat, and the Korsmeyer-Peppas model was identified as best for determining the release mechanism. Significant antibacterial activity was observed against Staphylococcus aureus (90.26%) and Escherichia coli (95.75%). The developed PU/NSO nanofibrous mat increased the cell viability more than 100% in human umbilical vein endothelial cell line (HUVEC) cell line. The NSO loaded PU nanofibrous mat significantly promoted the wound healing process on a rat wound model, and its wound closure reached approximately 85% compared to the control groups on the 9(th) day (p < 0.01). The results indicated PU/NSO nanofibrous mat is a suitable candidate for a wound dressing.Item Farklı kesite sahip filamentlerden oluşan poliester ipliklerde bükümün mukavemet özelliklerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-30) Ömeroğlu, Sunay; Karaca, Esra; Becerir, Behçet; Akbaş, Elif Başak; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.Bu çalışmada; aynı üretim parametreleriyle elde edilmiş 4 farklı kesit tipindeki filamentlerden oluşan poliester ipliklere, 6 farklı seviyede büküm uygulanmış ve toplamda 24 farklı ipliğe ait kopma mukavemeti ve kopma uzaması değerleri ile büküm miktarı arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlardan; farklı kesite sahip filamentlerden oluşan ipliklerin tamamında, bükümün kopma mukavemeti ve kopma uzaması değerleri üzerinde istatistiki olarak anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüş, incelenen iplik özellikleriyle büküm arasında güçlü bir regresyon katsayısına sahip ilişkiler elde edilmiştir. Bükümsüz haldeki kopma mukavemet değerleri dikkate alındığında, içi boş filamentlerden oluşan iplik yapılarındaki kopma mukavemeti kaybı değerlerinin, içi dolu filamentlerden oluşan iplik yapılarındakine göre daha düşük olduğu gözlenmiştir. Kopma uzaması değerlerinde ise; içi boş filamentlerden oluşan iplik yapılarında gerek bükümsüz haldeki kopma uzaması değerlerine göre, gerekse uygulanan büküm miktarına göre daha yüksek değişimler görülmüştür.Item Glokom tedavisinde kullanılmak üzere latanoprost ilacı yüklü pva nanolifli yüzey üretimi, karakterizasyonu ve ilaç salım performansının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-12) Cesur, Merve İlkay Altuntuğ; Karaca, Esra; Bilgen, Osman; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Biyomalzemeler Anabilim Dalı.; 0000-0003-2239-3493; 0000-0003-1777-3977; 0000-0001-8406-149XBu çalışmanın amacı, anti-glokom ilacı olan latanoprostun, elektro çekim tekniğiyle polivinil alkol (PVA) polimerinden elde edilen nanolifli yüzeye başarıyla yüklenmesi ve nanolifli yapıdan ilaç salım performansının araştırılmasıdır. Bu amaçla, farklı parametrelerle PVA polimerinden nanolifli yüzey üretimleri yapılmış ve en ideal üretim parametreleriyle ilaç yüzeylere dahil edilmiştir. Hazırlanan PVA çözeltilerinin viskozite, yüzey gerilimi, pH ve elektriksel iletkenlik gibi çözelti özellikleri karakterize edilmiştir. Üretilen yüzeyler Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), Fourier Transform Infrared Spektrofotometresi (FTIR), temas açısı, gözeneklilik, şişme, hidrolitik degradasyon ve in vitro ilaç salımı çalışmalarıyla karakterize edilmiştir. SEM analizinde; ilaç yüklü ve çapraz bağlı nanolifli yüzeylerin, lif çaplarında kalınlaşma olduğu görülmüştür. PVA nanolifli yüzeyin temas açısı 79,17°, latanoprost yüklü PVA nanolifli yüzeyin temas açısı 114,97° olarak ölçülmüştür. Nanolif içerisinden in vitro ortama salınan latanoprost miktarı, yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) yöntemiyle analiz edilmiştir. Nanolifli yapıdan latanoprost salım kinetiği; sıfır derece, birinci derece, Higuchi ve Korsmeyer-Peppas matematiksel modellere uyumlarıyla birlikte incelenmiştir. İlaç yüklü PVA nanolifli yüzeylerden 28 güne kadar düzenli ilaç salımı tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar; üretilen nanolifli yüzeylerin, glokom tedavisinde kullanılmak üzere, latanoprost salımı yapabilecek bir biyomalzeme olarak kullanım potansiyeli olduğunu göstermiştir.Item Halochromic composite nanofibrous mat for wound healing monitoring(IOP Publishing, 2019-12) Pakolpakcil, Ayben; Osman, Bilgen; Ozer, Elif Tumay; Sahan, Yasemin; Becerir, Behcet; Göktalay, Gökhan; Karaca, Esra; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-2655-2773; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-6981-4980; 0000-0001-8406-149X; AAI-3137-2021; ABE-6748-2020; AAH-1445-2021; AAS-8480-2020; AAH-1448-2021; AAH-1448-2021; ABF-4791-2020; 57204420713; 15221651200; 37047586000; 25629856600; 9839809500; 6508023759; 17344029200This study was focused on the development and characterization of a wound dressing for pH monitoring based on a sodium alginate (SA) and polyvinyl alcohol (PVA) nanofibrous mat including anthocyanins extracted from black carrot (BC). The pH-sensitive mat was prepared through the electrospinning method. The crosslinking of the nanofibrous mat was carried out using glutaraldehyde (GA). The functionalized PVA/SA/BC nanofibrous mat was characterized by scanning electron microscopy (SEM), Fourier-transform infrared spectroscopy (FTIR), and thermogravimetric analysis (TGA). The colors of the nanofibrous mat resulting from pH changes were evaluated using a digital camera. The images were processed using Adobe Photoshop software, CS5 version, and analyzed through RGB and CIELAB. When the dried nanofibrous mat with a light pink color was immersed in buffer solutions at different pHs, the color of the nanofibrous mat ranged from red (in acidic medium) to blue (in neutral medium) and then to black-green (in basic medium). The response time and temperature stability of the nanofibrous mat were also investigated. It was concluded that the developed pH-sensing composite nanofibrous mat could be successfully used as wound dressing for monitoring healing.Item Histological evaluation of wound healing performance of electrospun poly(vinyl alcohol)/sodium alginate as wound dressing in vivo(Ios Press, 2014) Coşkun, Gökçe; Karaca, Esra; Özyurtlu, Mustafa; Özbek, Serhat; Yermezler, Aysun; Çavuşoğlu, İlkin; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0003-1777-3977; 0000-0002-9156-2214; AAS-8480-2020; AFT-8971-2022; AAH-5441-2021; 56094840400; 17344029200; 39962152600; 7005245657; 55938747300; 6602910240Poly(vinyl alcohol)/sodium alginate nanofibrous mats were produced by electrospinning method at optimum process parameters. Evaluation of alginate-based electrospun nanofibrous mats as a wound dressing material and their comparison to commercially available wound dressings produced with conventional methods were carried out in vivo. Tissue specimens were examined histopathologically on 4th, 6th, 15th, 21st postoperative days. In contrast to other dressings it was observed that nanofibrous mat could survive on the wound crust in early stages of healing. In terms of epithelization, epidermis characteristics, vascularization and formation of hair follicles, nanofibrous mat showed the best healing performance. This could be explained with presence of nanofibrous mat acting as an artificial skin on the wound region until new tissue regenerated.Item İçi boş lif üretiminde bazı parametrelerin lif özellikleri üzerine etkilerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2005-10-26) Özçelik, Fatma Feryal; Karaca, Esra; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tekstil Bilimleri Anabilim Dalı.Bu çalışmanın amacı, içi boş liflerden oluşmuş FDY multifilamentlerin üretiminde önemli bazı parametrelerin, multifilament ipliğin bazı kullanım özellikleri üzerine etkilerinin incelenmesidir. Bu amaçla üç farklı üretim parametresi kullanılmıştır. Bunlar iplik sarım hızı, üfleme havası sıcaklığı ve düze enine kesit şeklidir. Bu ipliklerden çeşitli özelliklerin test edilebilmesi için örme kumaşlar üretilmiştir. İplik ve kumaş numunelerinin mekanik, optik ve boya alma özellikleri farklı tekstil test metodları ile incelenmiştir. Multifilament iplik numuneleri için düzgünsüzlük, dayanım, modül, uzama ve kaynama çekme testleri; örme kumaş numuneleri için kalınlık ve gramaj, boncuklaşma eğilimi, dikey yönde kılcal ıslanma ve boya alımı testleri yapılmıştır.