Browsing by Author "Karaer, Feza"
Now showing 1 - 20 of 47
- Results Per Page
- Sort Options
Item Adaptive neuro-fuzzy inference technique for estimation of light penetration in reservoirs(Springer, 2007-02-05) Soyupak, Selçuk; Şentürk, Engin; Hekim, Hüseyin; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-3984-2021; 6602782136An adaptive neuro-fuzzy inference technique has been adopted to estimate light levels in a reservoir. The data were collected randomly from Doganci Dam Reservoir over a number of years. The input data set is a matrix with vectors of time, depth, sampling location, and incident solar radiation. The output data set is a vector representing light measured at various depths. Randomization and logarithmic transformations have been applied as preprocessing. One-half of the data have been utilized for training; testing and validation steps utilized one-fourth each. An adaptive neuro-fuzzy inference system (ANFIS) has been built as a prediction model for light penetration. Very high correlation values between predictions and real values on light measurements with relatively low root mean square error values have been obtained for training, test, and validation data sets. Elimination of the overtraining problem was ensured by satisfying close root mean square error values for all sets.Item Akçalar (Musa) deresi azot ve fosfor yüklerinin mevsimsel değişimi ve Uluabat Gölü’ne etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2013-07-08) Katip, Aslıhan; Karaer, Feza; İleri, Saadet; Onur, S. Sonay; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Uluslararası öneme sahip, Ramsar sözleşmesine tabi olan Uluabat Gölü’ne kıyısı bulunan Akçalar Beldesi’nin evsel atıksuları ve beldede bulunan sanayi kuruluşlarından ve mezbahalardan kaynaklanan atıksular Akçalar Deresi (Musa Deresi) yoluyla Uluabat Gölü’ne deşarj olmaktadır. Atıksular gölün özellikle doğu kısmını kirleterek su kalitesini düşürmektedir. Bu çalışmada Akçalar Deresi’nin 2008-2009 yılı boyunca debi ölçümleri yapılarak, TN, NH4-N, NO3-N, TP ve PO4-P konsantrasyonları ve kirlilik yükleri incelenmiştir. Buna göre TN, NH4-N, NO3-N, TP ve PO4-P yıllık toplam kirlilik yükleri sırasıyla 22,45 ton/yıl, 3,14 ton/yıl, 3,04 ton/yıl, 0,58 ton/yıl ve 0,46 ton/yıl olarak hesaplanmıştır. Kirlilik yüklerinin aylık değerlendirilmesine göre en yüksek değerler Mart Ayı’nda belirlenmiştir. Akçalar Deresi ve Uluabat Gölü’ndeki kirliliği önlemek ve kirlik yüklerini azaltmak amacıyla en kısa sürede evsel ve endüstriyel atıksular için arıtma tesisleri yapılmalı, tarımsal uygulamalarda gübre ve pestisit kısıtlaması getirilmeli ve Avrupa Birliğine uyum sürecinde Su Çerçeve Direktifi için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır.Item Analysis and assessment of trace elements pollution in sediments of Lake Uluabat, Turkey(Triveni Enterprises, 2012-09) Aydoğan, Nurcan; Zenginay, Sinem; Katip, Aslıhan; Karaer, Feza; İleri, Saadet; Sarmaşık, Sonay; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-3984-2021; 49961509300; 6602782136; 49961363000; 49962293400During the period 2008-2009, eight sampling stations were carried out on Lake Uluabat to assess trace element distribution in the lake sediments and to identify major sources of the sediment pollution. Ten elements, including Iron (Fe), Manganese (Mn), Zinc (Zn), Chromium (Cr), Nickel (Ni), Copper (Cu), Lead (Pb), Cadmium (Cd), Arsenic (As), Boron (B) were determined in the sampled lake sediments. The lowest and highest variation intervals (5.0377-27664.197 mg kg(-1)) were found for Cd and Fe, respectively. Concentrations of Cr (131.627 mg kg(-1)), Ni (220.032 mg kg(-1)) and Cd (5.0377 mg kg(-1)) in sediment samples were higher than in the other regions. Moreover, suspended solids, conductivity, pH, temperature and the organic matter % were found to affect the concentrations of sediment. On the basis of the findings of the study, it was concluded that higher concentrations of trace elements in dry seasons increased with the increase in suspended matter, pH, percentage organic content, and conductivity.Item Applications of geographic information system (GIS) analysis of lake Uluabat(Springer, 2016-04-26) Hacısalihoğlu, Saadet; Karaer, Feza; Katip, Aslıhan; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-3984-2021; 57189214186; 6602782136; 49961509300Lake Uluabat is one of the most important wetlands in Turkey because of its rich biodiversity, lying on a migratory bird route with almost all its shores being covered by submerged plants. The lake has been protected by the Ramsar Convention since 1998. However, the Lake is threatened by natural and anthropogenic stressors as a consequence of its location. Geographic Information System (GIS) analysis is a tool that has been widely used, especially for water quality management in recent years. This study aimed to investigate the water quality and determined most polluted points using GIS analysis of the lake. Temperature, pH, dissolved oxygen, chemical oxygen demand, Kjeldahl nitrogen, total phosphorus, chlorophyll-a, arsenic, boron, iron, and manganese were monitored monthly from June 2008 to May 2009, with the samples taken from 8 points in the lake. Effect of pH, relation of temperature, and Chl-a with other water quality parameters and metals are designated as statistically significant. Data were mapped using ArcGIS 9.1 software and were assessed according to the Turkish Water Pollution Control Regulations (TWPCR). The research also focused on classifying and mapping the water quality in the lake by using the spatial analysis functions of GIS. As a result, it was determined that Lake Uluabat belonged to the 4th class, i.e., highly polluted water, including any water of lower quality. A remarkable portion of the pollution in the water basin was attributed to domestic wastewater discharges, industrial and agricultural activities, and mining.Item Arıtılmış atıksuların tarımsal sulama kriterleri açısından değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2005) Yılmaz, Didem; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Birçok iklim kuşağında doğal yağışların zaman ve mekanda düzensiz dağılımı, bitkisel üretimde sulama yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışma, arıtılmış atıksuların yeniden kullanım alternatiflerinin araştırılması ve tarımsal sulama açısından incelenmesi amacıyla yürütülmüştür.Bu amaca yönelik olarak, Bursa Ticaret Sanayi Odası (BTSO) Su Üretim Tesisi’nin giriş, biyolojik çıkış ve kimyasal çıkış olmak üzere üç farklı kademesinden alınan atıksu örneklerinde değişebilir sodyum oranı, sodyum adsorbsiyon oranı, sodyum karbonat kalıntısı, bor, çinko, nikel, fekal koliform, askıda katı madde, pH, iletkenlik, toplam tuz konsantrasyonu, klorür, civa, arsenik, kurşun, krom, amonyum, sülfat, demir, bakır, sıcaklık, BOI5 değerleri belirlenmiştir. Elde edilen bulgular, arıtılmış atıksuyun tarımsal sulama amaçlı kullanılmasının Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliği’nde yer alan belirli sulama suyu kalite kriterleri ve FAO Standartları uyarınca uygun olduğu yönündedir. BTSO Su Üretim Tesisi kimyasal çıkış suyu numunesi civa ağır metali konsantrasyonu dışında tarımsal sulama kriterlerini sağlamaktadır. Yine bu kapsamda, Nilüfer Çayı ile sulanan ve BTSO Su Üretim Tesisi kimyasal çıkış suyu ile sulanan iki farklı saksı toprağı numunesi üzerinde, toprakta beklenen sodyum adsorpsiyon oranı, klorür, nitrat, fosfat, amonyum, civa ve krom analizleri yapılmış ve Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ndeki sınır değerlere uygun olup olmadığı tartışılmıştır.Item Assessment of some pollution parameters with geographic information system (GIS) in sediment samples of Lake Uluabat, Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2014-04-08) İleri, Saadet; Karaer, Feza; Katip, Aslıhan; Onur, S. Sonay; Aksoy, Ertuğrul; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.The scope of work is to determine the quality of the lake Uluabat sediment. pH, electrical conductivity (EC), orthophosphate phosphorus (PO4-P), total phosphorus (TP), ammonium nitrogen (NH4-N), nitrate nitrogen (NO3-N), total nitrogen (TN), organic matter, and water content were monitored from June 2008 to May 2009 monthly with the samples taken from 8 different stations in the lake. Additionally sediment quality parameters were mapped to the ArcGIS 9.1 software and distribution of pollution were visualized with pollution distribution maps. As a result, in the stations 1., 5., 7., 8. have been found to be more intense pollution load when these maps were examined.Item Bursa İlinin hava kirliliği haritasının çıkartılması(Uludağ Üniversitesi, 1997-03-03) Payan, Fatma; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada Bursa'da sabit kaynaklarda ısınma ve trafikten kaynaklanan hava kirliliğinin dağılımı ve değerlendirilmesi ele alınmıştır. Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırlan içerisinde yer alan sabit kaynakların ısıtılması ve motorlu taşıtların neden olduğu en önemli hava kirleticilerinden kükürtdioksit ( SO2 ) ve azotoksitlerin ( NOx ) ölçüm ve hesap sonuçlan derlenerek hava kirliliğinin etkisi altoda kalan bölgeler "uzaysal enterpolasyon metodu" Kriging kullanılarak belirlenmiştir. Hava kirliliğine maruz kalan bölgeler ve gelecekte kirlilik yoğunluğu beklenen bölgeler saptanmaya çalışılmıştır. Yapılan ölçümler ve hesaplamalar sonucunda, kış dönemini temsil eden 1995 Kasım - 1996 Mart ( Aralık 1995 hariç ) aylarında, nüfusun ve trafiğin yoğun olduğu Heykel, Yıldırım ve Altıparmak' da kirliliğin yoğunlaştığı görülmektedir. Bu semtlerde hem kükürtdioksit ( SO2 ) hem de azotoksitlerin (NOx ) tüm aylar boyunca en yüksek değerleri aldığı görülmektedir. Kirliliğin yoğun olduğu bölgelerde doğalgaz kullanımının artırılması, kaliteli kömür kullanılması ve ısı izolasyonu gibi önlemlerle enerji kayıplarının azaltılması sonucunda özellikle kış aylarında görülen hava kirliliğinin hissedilir derecede azalacağı düşünülmektedir.Item Bursa Nilüfer Çayı su kalitesi parametrelerinin istatistiksel yöntemlerle değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-13) Yolcu, İpek Diğdem; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Etkili bir su yönetimi, dünyada ve ülkemizde su kaynakları kirliliğinin artması, bu kaynakların miktarının ve iyi kalitede su bulma imkanlarının azalması açısından önem arz etmektedir. Etkili bir su yönetimi, kontrol, önleme ve denetim mekanizmalarının yanı sıra su kaynaklarında su kalitesinin izlenmesi ve izleme sonuçlarının değerlendirilmesini gerektirmektedir. İzleme ve değerlendirme, su kalitesini düşüren faktörlerin kontrol edilebilmesi açısından önemlidir.Nilüfer Çayı, Marmara Bölgesi'nin en önemli su kaynaklarından birisidir. Çay, Bursa kenti için hem içme ve kullanma suyu kaynağı olması, hem de atıksuların deşarj edildiği alıcı ortam olması nedeniyle oldukça önemlidir. Ancak, özellikle son yıllarda çayın su kalitesi özellikle gelişen sanayileşme ve nüfus artışı nedeniyle oldukça düşmüş ve risk altındadır. Nilüfer Çayı su kalitesi 1990'lı yılların sonundan itibaren BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından izlenmektedir. Bu tez çalışmasında, izlemenin sistemli hale geldiği 2002 yılından itibaren 2011 yılı sonuna kadar su kalitesinin izlendiği 15 noktada su kalitesi verilerinin istatistiksel değerlendirmesi yapılmıştır.Çalışma kapsamında yapılan değerlendirmede, su kalitesi verilerinin normal dağılıma uygun olmaması nedeniyle, parametrik olmayan yöntemler kullanılmıştır. Bu doğrultuda verilere ülkemizde ve dünyada su kalitesinin değerlendirilmesi amacıyla yaygın olarak kullanılan Eğilim Analizi, Temel Bileşenler Analizi ve Zaman Serileri Analizi uygulanmıştır. Verilere Seasonal Kendall yöntemi ile Eğilim Analizi uygulanmış, izleme noktalarında seçilen parametrelerin artma ya da azalma eğilimleri tespit edilmiştir. Ayrıca, su kalitesi verilerine Temel Bileşenler Analizi uygulanarak su kalitesini en iyi temsil eden parametrelerin belirlenmesi sağlanmıştır. Zaman Serileri Analizi de verilere uygulanarak matematiksel yöntemlerle su kalitesinin geçmişteki durumundan yola çıkılarak yakın geleceğe yönelik su kalitesi hakkında tahminler yapılmıştır.Yapılan eğilim analizi ile, çayın genelinde başta BOİ ve KOİ parametreleri ve AKM parametresinde olmak üzere azalan yönde eğilime rastlanırken, özellikle kentin batı bölgesinde NO2-N parametresinde ve 8 numaralı membaada yer alan noktada BOİ parametresinde artan yönde eğilime rastlanmış, ağır metal parametrelerinden yalnızca 12 numaralı noktada ise, T.Cr ve Ni parametrelerinde azalan yönde eğilim tespit edilmiştir. BOİ, KOİ ve AKM parametrelerindeki istatistiksel olarak azalan yönde eğilimler, kent içerisindeki kanal hatlarının iyileştirildiği bölgelerin ve kentsel atıksu arıtma tesisleri ile Organize Sanayi Bölgelerinin deşarjlarından sonra bulunması, yapılan çalışmaların olumlu sonuçlarını gösterirken membadaki yükselme eğilimi düşündürücü bulunmuş, öncesindeki özellikle evsel atıksuların kontrol altına alınması gerekliliğine işaret edilmiştir. Ağır metal parametrelerinde istikrar bulunmaması ise, endüstriyel deşarjlar ile ilgili kontrol mekanizmasının etkili bir şekilde işletilmesi gerektiğini göstermektedir. Yapılmış olan Temel Bileşenler Analizi ile kentsel atıksu arıtama tesislerinin yapıldığı dönem öncesi (2002-2006) ve sonrasında (2007-2011), ayrıca her iki dönemi (2002-2011) kapsayan dönemde çayın su kalitesini temsil eden en iyi parametreleri birinci grupta BOİ, KOİ ve AKM parametreleri yer almıştır. Birinci dönemde bu parametreler suyun kalitesini % 23,368 oranında, ikinci dönemde % 34,229 oranında ve her iki dönemi kapsayan dönemde ise % 30,020 oranında temsil ettiği bulunmuştur. Bu sonuç da genel olarak su kalitesini gösteren ana parametreler olan BOİ, KOİ ve AKM parametrelerinin yapılan Temel Bileşenler Analizi ile çayın su kalitesini temsil eden en iyi parametreler olması yöntemin etkinliğini göstermiştir. Ayrıca, yapılmış olan Temel Bileşenler Analizi ile 19 parametreden her üç dönemde suyun kalitesini temsil eden 6 grup bileşene indirgenerek suyun kalitesinin temsil edilebilmesi imkanına ulaşılmıştır. Böylece, izleme çalışmalarında öncelikle izlenmesi gerekli parametreler konusunda tavsiyeler yapılabilmiştir. Yapılmış olan Zaman Serileri Analizi ile Nilüfer Çayı'nın BUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından ölçümleri yapılan 15 noktasında çayın gelecekteki su kalitesi matematiksel hesaplamalar yolu ile tahmin edilmiştir. Bu doğrultuda çayın kenti terk ettiği son durumunu temsil eden 1 numaralı ölçüm noktasında NO2-N parametresinde artış öngörüsünde bulunulmuş, incelenen diğer parametreler de ise azalma tahmin edilmiştir. Sonuç olarak bu azalmaların çayın iyi kalite su seviyesine yükselmesine yetmeyeceği değerlendirmesinde bulunulmuştur.Çalışmanın son bölümünde ise su kalitesi ile ilgili edinilen sonuçlar değerlendirilerek dikkat edilmesi gerekenler hususlar ve alınması gereken önlemler konusunda öneriler geliştirilmiştir.Item Bursa Osmangazi belediyesi iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-06) Turan, Rüveyşa Burça; Karaer, Feza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0001-5984-4484Bu çalışmada, iklim değişikliğine uyum sağlamak amacıyla Bursa ili Osmangazi Belediyesi tarafından gerçekleştirilen çevreci projelerin kazançlarını ortaya koyan hesap sonuçlarına yer verilmektedir. İlk olarak, belediyenin merkez hizmet binasına ait karbon salınım miktarları ve karbon ayak izi değerleri hesaplanmıştır. Hesap sonucunda; 2014-2017 yılları arası karbon salınım miktarı toplamda 2.537,03 ton CO2 bulunmuştur. Karbon ayak izi değeri; 2014 yılında 1,60 ton CO2/kişi-yıl iken, 2017 yılına gelindiğinde 1,73 ton CO2/kişi-yıl değerine yükselmiştir. 4 yıllık süreç sonunda atmosfere salınan karbon miktarının ton CO2 cinsinden %8,12 oranında arttığı tespit edilmiştir. 2009-2014 yılları arasında gerçekleştirilen 1.000.000 Fidan Dikim Kampanyası ile atmosfere salınan karbon miktarının tutulması amaçlanmıştır. Dikilen fidanların 1 yıllık karbon yok etme miktarının "7.275 ton CO2" olduğu hesaplanmıştır. Buna göre; merkez hizmet binasından 2014-2017 yılları arasındaki 4 yıllık süreçte gerçekleşen karbon salınım miktarının yaklaşık 2,9 katı, dikilen fidanlar sayesinde yalnızca 1 yılda tutulmaktadır. İkinci olarak, Bursa'da kamu kurumuna ait ilk yeşil yapı olma özelliği taşıyan Bursa Panorama 1326 Fetih Müzesi'nin güvenli-yeşil bina belgesi alma süreci anlatılmıştır. Müzenin hizmete açıldığı süreç ele alınarak mevsimsel kullanımlar göz önünde bulundurulmuş ve yıllık bazda elde edilen kazançlar ortaya konulmuştur. Her bir teknolojinin sağladığı faydalar göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamalar sonucunda, yapının ısıtma amaçlı kullanılan doğalgaz harcamalarından yıllık 130.602,28 m3'lük, soğutma amaçlı kullanılan elektrik harcamalarındansa yıllık 344.473,46 kW'lık enerji kazancı elde ettiği görülmektedir. Ayrıntılı açıklamalarına ve hesaplamalarına yer verilen projeler sayesinde; gerek Bursa atmosferine sağlanan faydalar, gerekse enerji kaynaklarının korunması yönünden elde edilen faydalar somut bir şekilde ortaya konulmuştur.Item Bursa'nın öncelikli çevre sorunlarının tespiti ve eylem planı geliştirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Cindoruk, Yıldız Odaman; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Bilimleri Ana Bilim Dalı.Bu çalışmada; Bursa kentinin, Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım ilçeleri baz alınarak, öncelikli çevre sorunlarının belirlenmesi ve sorunların çözümüne yönelik eylem önerilerinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Yerel Çevre Eylem Planı sürecinin aşamaları takip edilmiştir. Bu çerçevede; paydaş grubu oluşturulmuş, toplumsal vizyon belirlenmiş, öncelikli çevre sorunları tespit edilmiş ve eylem planı geliştirilmiştir. Halkın ve kurum temsilcilerinin sürece katılımını sağlamak ve görüşlerini almak amacıyla iki farklı anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Kurumlara yönelik anket formunun çevresel önceliklendirme bölümü karşılaştırmalı risk analizi yöntemine göre değerlendirme yapılacağı düşünülerek hazırlanmıştır. Anket sonuçlarının değerlendirilmesinde SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) Programı kullanılmıştır. Frekans tabloları oluşturulmuş, farklı değişkenler arasında karşılaştırmalar yapılmış ve ki-kare testi uygulanarak değişkenler arası ilişkiler sorgulanmıştır. Kentin sahip olduğu doğal kaynaklar ve çevresel riskler belirlenmiştir. Çevresel risklerin önlenmesine yönelik yapılan çalışmalar araştırılmış ve Bursa’da mevcut çevre yönetimi ortaya konmuştur. Anket çalışmasından çıkan sonuçlar ve Bursa’da mevcut çevre yönetimi verileri birlikte değerlendirilerek eylem önerileri geliştirilmiştir. Araştırma sonucunda öncelikli çevre problemleri; sanayiden kaynaklanan atıksuların arıtılmadan alıcı ortama deşarjı ile su kaynaklarının kirlenmesi ve hava kirliliği olarak belirlenmiştir. Bu sorunların çözümüne yönelik eylemler geliştirilmiştir. Çalışma sonunda; halkın ve kurumların çevre sorunlarına aynı perspektiften baktıkları, kurumların çevre korumaya yönelik çalışmalarının tam yeterli olmadığı, halkın çevre konusunda genel bir farkındalığa sahip olduğu ancak çevre bilincinin geliştirilmesi ve çevre sorunlarına katılımının arttırılması gerekliliği sonuçları elde edilmiştir.Item Çevre boyutuyla sürdürülebilir kent yönetimi: Bursa ili örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019) Kırktorun, Ezgi; Karaer, Feza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Sürdürülebilir kent anlayış biçimi günümüzde ve ileride yaşanması mümkün olan şehirler oluşturmak ve odağında insan bulunan bir kent oluşturabilmektir. Bursa ili ülkemiz içerisinde gelişmişlik seviyesi bakımından beşinci il olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ilde tarım, sanayi, turizm olmasının yanı sıra madencilik faaliyetlerinin de yapıldığı bilinmektedir. Nüfusun hızlı biçimde artması bunun yanı sıra, konut alanında ve altyapı hizmetlerinde yaşanan sıkıntıların yanı sıra ulaşım sorunu, işsizlik, eşitsizliğin özellikle kentsel sürdürülebilirliği olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Özellikle kentsel sürdürülebilirliğin artırılması için mutlaka, yerel yöneticilerin, sivil toplum kuruluşlarının, kentlerde planlamacılık yapanların, iş adamlarının ve sivil halkın beraber çalışması ve bütün olması gerekmektedir. Bu çalışmada Bursa içinde meydana gelen hava kalitesi, su yönetimi, gürültü şikayetleri, atık sorunları, arazi kullanımı ve sera gazı konuları ele alınarak incelenmiştir. Bu çalışma kapsamında Bursa ile ilgili olan veriler, şekiller ve çizelgeler ile ele alınarak çalışılmıştır. Sürdürülebilirliğin çevresel boyutuna ilişkin olumsuzluk yaratan değişkenlere bağlı olarak belirli öneriler ortaya konulmuştur.Item Çevre kirliliği kontrolünde uygulanan kirlilik standartları(Uludağ Üniversitesi, 1991) Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Bu makalede, çevre kirliliği kontrolünde bir araç olarak kullanılan standartların önemi vurgulanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, öncelikle standart tanımı yapılarak, kirliliğin etkilerinin belirlenmesinde standartların rolü belirtilmiştir. Daha sonra, kirlilik standartları sınıflandırılarak, hava ve su ortamlarında uygulanan türleri belirtilmiştir. Son olarak da, çevre kirliliği kontrol uygulamalarında fayda-maliyet analizinin önemi vurgulanarak, çevre koruma ve uygulama politikaları açısından standartlar incelenmiştir.Item Çevre korunmasında kirlilik standartları(Uludağ Üniversitesi, 1986) Karaer, Feza; Altuğ, Fevzi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Yönetimi Bölümü.Bu çalışmada, çevre kirliliğinin önlenmesinde ve kontrolünde çok önem taşıyan standartların önemi vurgulanmaya çalışılmıştır. Kirliliğin etkilerinin belirlenmesinde standartların etkinliği belirtilmiş, birkaç anlamda kelime olarak standart tanımlanmıştır. Çevre kirliliği standartlarının tipleri açıklanmış, çevre korunmasındaki önemleri belirtilmiştir. Ortamlara göre inceleme devam etmiş, hava ve su kirliliği standartları arasındaki farklılaşan yönler açıklanmıştır. Ülkelere göre, sosyoekonomik ve çevresel yapıların Farklılaştığı açıktır. Dolayısıyla, ülkelere göre bu standartların belirlenmesi ve uygulama yöntemleri de değişmektedir. Bu amaçla, değişik ülkelerde uygulanan standartlar çalışmamıza ek olarak sunulan tablolar halinde gösterilmiştir. Uluslararası düzeyde eşdeğer standartların belirlenmesinin zorluğu belirtilmiş, ve bu standartların rolü irdelenmeğe çalışılmıştır. Eşdeğer standartların tespit edilme gerekliliği, biyolojik etkilerin yapısından kaynaklanmıştır, bunların çevre denetimindeki rolleri ve yaşam kalitesinin artırılmasındaki etkinlikleri açıklanmaya çalışılmıştır. Ülkemizdeki çevre sorunları ve sosyal düzenlemeler son bölümde yer almıştır. Su ve hava kirliliği konusunda yer alan düzenlemelere yer verilmiş, standartlar konusuna geçilmiştir. Türkiye'de pek çok standart uygulanmamaktadır. Özellikle bu konuda çalışmalara yeni başlanılmıştır. Sadece içme suyu standartlarının kullanıldığı ülkemizde, çevre kalitesini korumak için, ortamlara bırakılan kirletici miktarlarını sınırlamak, kirletici kaynaklardan çıkan zararları tespit etmek çok önemli konular olmaktadır. Ülke şartlarına uygun değerlerin ortaya çıkarılması, bunların uygulanabilmesi ve denetimi söz konusudur. Bu amaçla, merkezi düzeyde düzenlemelere gidilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Merkezi ve mahalli idareler arasındaki görev ve sorumluluk ilişkileri ile sorunları belirtilmeye çalışılmıştır. Sağlık açısından olduğu kadar, iktisadi, ekonomik ve sosyal içerikli olan çevre kirliliğinin çözümü için, bilimsel ve idari yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.Item Çevre yönetiminde ekolojik risk değerlendirmesi ve Uluabat ramsar alanı için problem formülasyonu(Uludağ Üniversitesi, 2000-12-22) Çelik, Güray; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışma, "Ekolojik Risk Değerlendirmesi"ni Türkiye'de ekolojik değerlerin korunması yolunda kullanılabilecek bir araç olarak tanıtmayı amaçlamıştır. Bu amaçla "Risk Değerlendirmesi" kavramının çevre yönetimindeki yeri irdelenmiş, bu aracın kullanım sistematiği araştırılmış ve Bursa' mn önemli bir ekolojik değeri olan Uluabat Gölü Ramsar Alam için, Ekolojik Risk Değerlendirmesinin bir adımı olan "Problem Formülasyonu" çalışması yürütülmüştür. Uluabat Gölü Ramsar Alam için tartışılan ekolojik risk değerlendirme yaklaşımında, alanın değerlerinin maruz kaldığı olumsuz şartlar ve bunlardan kaynaklanan riskler belirlenmiştir. Bu belirleme, alan araştırması, mevcut bilgilerin değerlendirilmesi, hipotez etki matrisinin kullanılması, kavramsal model geliştirilmesi, kimyasal analiz sonuçlarının göl ve havza için yorumlanması, uydu görüntüleri yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Alandaki, uzun süreli baskı unsurları ve gelecekteki insan faaliyetlerinden beklenen potansiyel riskler belirlenmiştir. Uluabat Ramsar Alanı için yapılan uygulama, bu aracın kullanılmasının, çalışmanın yürütülmesine bir sistematik katacağı, riskleri somuta indirgeyebileceği ve alınacak karar için gerekli bilimsel dayanağı sunarak uygun politikanın belirlenmesine katkı koyacağı görülmüştür. Ancak böyle bir çalışma, multidisipliner uzman bir ekiple gerçekleştirilmelidir. Risk değerlendirmesi çalışmaları her zaman bir belirsizlik içermektedir, bu nedenle çalışma kapsamında belirsizliğin ölçüsü hesaplanmalı ve ifade edilmelidir. Elde edilen bulgular, Türkiye'de "Ekolojik Risk Değerlendirmesi"nin uygulanabilmesi için kurumlar arası ortaklık bağlarının güçlenmesi gerektiği bu sayede ihtiyaç duyulan veri kalitesi ve yeterliliğine ulaşılabileceği yönündedir. Ekolojik risk değerlendirmesi ancak ilgili tüm grupların ve yetki sahiplerinin birlikteliğinde yapılacak bir planlama çalışmasının ardından başlatıldığında, gerçek amacına ulaşacaktır. Elde edilen sonuçlar risk yönetim kararlarının üretilmesinde veya karar alternatifleri arasında doğru seçimin yapılmasında kullanılabilir. Ekolojik Risk Değerlendirmesinin, Türkiye'de daha çok tanınmış olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporlarının hazırlanmasında tamamlayıcı bir araç olarak kullanılması mümkündür ve çalışmaya yeni boyutlar kazandıracaktır.Publication Determination of the trophic state of lake Uluabat (Bursa-Turkey)(Foundation Environmental Protection & Research-fepr, 2015-01-01) Katip, Aslıhan; İleri, Saadet; Karaer, Feza; Onur, Sonay; KATİP, ASLIHAN; İleri, Saadet; KARAER, FEZA; Onur, Sonay; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Bölümü; 0000-0001-5969-4180; AAH-3984-2021; KGL-1554-2024; FDU-0542-2022; FTS-9841-2022Eutrophication has become a widespread matter of concern during the last 50 years. Because of the relationship between biotic and abiotic factors, the determination of the trophic level of lakes is important. In this study, the trophic level of Lake Uluabat was determined using different trophic states indices (TSISD, TSICHL, TSITp, and TSITN) in 8 stations between May-2008 and May-2009. As a result, the indices were above the eutrophic level during the year. With regard to the seasonal variations of the indices, the highest values were in the summer and autumn (hypertrophic), while the lowest values were in the spring and winter seasons (hypertrophic-eutrophic). It was seen that in addition to nitrogen and phosphorus, temperature affected the growth of algae in the summer. For this reason, Chl-a (maximum 43.87 mg/m(3)) and alkalinity (maximum 282.85 mg/L) concentrations raised, and the dissolved oxygen (minimum 5.08 mg/L) concentrations decreased in the summer. It was observed that the diversity of the aquaculture species (fish and algae) decreased and the species having low economic value were dominant with an increase of the eutrophication level. According to the ratio between the nitrogen and phosphorus and a significant statistical correlation between nitrogen forms and chl-a, the algae species were co-limited by nitrogen with phosphorus the whole year and might be species that were each limited by different nutrients. The high diversity of species in the Lake, discharging of untreated domestic wastewater and chemical fertilizer usage were determined as the reasons of the co-limitation of the nitrogen with phosphorus. Also according to the trophic level and concentration values, Lake Uluabat exceeded the limit for potable water and water-oriented recreation.Item Doğancı Baraj rezervuarı su kalitesinin temel bileşenler analizi yardımıyla değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2012) Kurt, Ayşe; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmada, Doğancı Baraj Rezervuarı üzerindeki dört adet gözlem istasyonundan, 2002-2010 yılları arasında elde edilen 27 adet su kalitesi parametresi değerlendirilmiştir. Bu veriler üzerinde Temel Bileşenler Analizi uygulanarak, 27 parametre; Sıcaklık, pH, Bulanıklık, AKM, TÇM, Geçici Sertlik, Kalıcı Sertlik, Top. Sertlik, Top. Alkalinite, Kalsiyum Sertliği, Magnezyum Sertliği, Serbest Karbondioksit, Top. Demir, Top. Mangan, Klorür, Sülfat, Nitrat Azotu, Nitrit Azotu, Silisyum Dioksit, Amonyum Azotu, Çözünmüş Oksijen, Orto Fosfat Fosforu, İletkenlik, Organik Madde Miktarı, Sodyum, Potasyum ve BOİ daha sonra 5-6 bileşene indirgenmiştir. Yapılan analizle su kalitesi araştırmalarında çok fazla sayıda parametrenin ölçülmesi yerine önceden dikkatlice seçilmiş, daha az sayıdaki kritik parametrelerin tespitinin yapılabileceği gösterilmiştir.Item Doğancı Barajı havza yönetiminde, rezervuar matematik modellemesi(Uludağ Üniversitesi, 1998-07-17) Genç, Hülya; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı.Bu çalışmanın amacı, göl ve rezevuarlardaki su kalitesi ve ekosistem yönetimi için bilgisayar modellerinin kullanımıdır. Ekolojik bir model kullanılarak Doğancı Barajı Rezevuarı örneğinde yönetim amaçlı model kullanım esasları ayrıntılı olarak verilmiştir. Kaynak Araştırması Bölümü'nde, içme ve kullanma amaçlı su kaynaklarının su kalite değişimlerinin izlenmesi ve yönetim planlarının geliştirilmesinde model kullanımı hakkında bilgi verilmiştir. Yine aynı bölümde havzanın; topoğrafik, hidrolik, hidrojeolojik v.b yapısı incelenmiş ve ekolojik yapıyı oluşturan ana unsurlar değerlendirilerek havza içinde yapılan koruma çalışmaları hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmaya temel alınan Doğancı Barajı'nın Su Kalitesi, aynı bölüm içinde belirlenmiştir. 3. Bölüm içinde ise ekolojik model kavramı ele alınmış ve EGÖLEM Modelinde kullanılan süreç ve mekanizmaların genel denklem ve ifadelerine yer verilmiştir. 3. Bölüm'ün sonunda da modelin çalışmasına temel olan verilerin analizi ve model tarafından değerlendirilmesi için yöntem seçimi, modelin rezervuardaki ve akarsudaki su kalite parametrelerinin başlangıç koşullan değerlendirilmiştir. Çalışmada, DSİ'nin Doğancı Barajı Rezervuarı ve bu rezervuarı besleyen derelerde yaptığı su kalitesi ölçümlerinden en fazla sayıda verinin bulunduğu 1990 yılı verileri kullanılmıştır. Model kalibrasyonu için yapılan işlemler ve bunların sonuçlan da aynı bölümün içinde verilmiştir. Yapılan çalışmalardan ve modelden elde edilen sonuçlar da 4. bölümde sonuçlar başlığı altında sunulmuştur. Havzada oluşturulacak yönetim planına temel alınmak amacıyla, rezervuarın işletme koşullarının ya da havzada su kalitesini etkileyebilecek herhangi bir parametrenin değişmesi durumunda; su kalitesine olan etkiler tahmin edilmek istenirse; programa gerekli veriler girilerek simusyon yapılabilir. Bu tez kapsamında modelin yönetim amaçlı kullanımına örnek teşkil edecek şekilde model, iki farklı senaryo için ayrı ayrı çalıştırılmış ve bunun rezervuara olan etkileri değerlendirilmiştir.Item Ecological risk assessment and problem formulation for Lake Uluabat, a Ramsar state in Turkey(Springer, 2004-06) Salihoğlu, Güray; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAG-9399-2021; AAH-3984-2021; 8551769300; 6602782136Unlike the United States and the European Union, developing countries do not have sufficiently structured legal and institutional systems to apply certain environmental management tools such as ecological risk assessment. However, it is important for countries with valuable environmental and ecological resources to have appropriate tools and to strengthen their environmental management capabilities and capacities for the sake of those resources. The case study described in this paper attempts to be a case study towards developing environmental management plans, especially in developing countries. The problem formulation step of Ecological Risk Assessment applied in this study contributed to the basic elements of an environmental management plan including the following: the partnership-building process, prioritization of the problems and issues of the ecosystem, and development of the action plan. Based on the information provided by participants from a series of workshops held to develop an environmental management plan for Uluabat Lake, ecosystem risks were ranked and an action plan was formed. The results obtained with the aid of fuzzy set theory provided a base for identification of the action steps by allowing scientific information to be included in the process. The degree to which Uluabat Lake's problem formulation fits into the existing legal framework of Turkey is also analyzed in this paper.Item Eskikaraağaç Köyü evsel atıksularının dip akışlı yapay sulakalan arıtma yöntemiyle arıtılması(Uludağ Üniversitesi, 2006) Saraçoğlu, Serap; Karaer, Feza; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Çevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı.Doğal sulakalanların su kalitesinin iyileştirilmesi üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda, doğal sulakalanlardan esinlenerek atıksuların arıtılması için yapay sulakalan sistemleri tasarlanmış ve uygulanmıştır. Yapay sulakalanlar, akış özelliklerine göre; dip akışlı ve yüzey akışlı olmak üzere iki şekilde tasarlanmıştır. Bu çalışmada, arıtma sistemleri olarak yapay sulakalan sistemleri, özellikleri ve yurtdışında yapılmış olan çeşitli sulakalan arıtması uygulama çalışmaları incelenmiştir. Dünyada uygulanan yapay sulakalan arıtma sistemleri uygulamalarının ışığında, bölgemizde uygulamaya alınan pilot ölçekli dip akışlı yapay sulakalan arıtma sisteminin su kalitesini iyileştirme verimliliği araştırılmıştır. Bu çalışmada uygulama alanı olarak Eskikaraağaç köyü seçilmiştir. Köye ait evsel atıksuların arıtılması için, dip akışlı yapay sulakalan arıtma sistemi seçilerek, sistemin mühendislik tasarımı Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü’nce yapılmıştır. Uluabat gölü kıyısında yer alan sisteme, inşaatı tamamlandıktan sonra bitki ekimi yapılmıştır. Sisteme ekimi yapılan bitkiler, yöreye ait bitkiler olup sistemin yanındaki Uluabat gölü’nden alınan, saz (Typha) cinsi bitkilerdir. Sistemde bitki ekim işleminin tamamlanmasından sonra bir senelik izleme periyodu ile sistem girişinden ve arıtma sonrası, sistem çıkışından numuneler alınmış ve atıksuların analizleri yapılmıştır. Yapılan analizlerde; su sıcaklığı, pH, elektriksel iletkenlik ve çözünmüş oksijen değerleri ile askıda katı madde, toplam katı madde, biyolojik oksijen ihtiyacı, kimyasal oksijen ihtiyacı, azot, fosfor fraksiyonları ile koliform parametrelerine bakılmıştır. Kirletici parametrelerine ait giderim verimleri, azot için %30-60, fosfor için %10-40, BOI için %35-85, katı madde için %20-80 ve toplam koliform % 60-70 arası bulunmuştur. Yapılan analizler ve araştırmalar sonrasında evsel atıksulardan kirletici parametrelerin giderimi için, dip akışlı yapay sulakalan arıtma sistemlerinin güvenilir ve verimli sistemler oldukları gözlenmiştir. Bu sistemlerin yapım maliyetleri ve bakım masrafları, konvensiyonel arıtma sistemlerine göre çok daha düşüktür. Doğal çevreyle bütünlük sağlayan sistemlerdir ve peyzajı artırmaktadırlar. Bu nedenlerle küçük nüfuslu yerleşim yerleri için evsel atıksuların arıtımında güvenle kullanılabilecekleri belirtilebilir.Item Fraction distribution and risk assessment of heavy metals and trace elements in sediments of lake Uluabat(Springer, 2012-09) Katip, Aslıhan; Karaer, Feza; Başkaya, Hüseyin Savaş; İleri, Saadet; Sarmaşık, Sonay; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; AAH-3984-2021; 49961509300; 6602782136; 8574002200; 49961363000; 49962293400To examine the status and risk of heavy metal pollution, the distribution of As, Cd, Cr, Ni, and Pb in the sediment of Lake Uluabat was characterized. The present study used a four-stage method to assess the ecotoxicological effects of the heavy metal and trace elements fractions in the sediment of Lake Uluabat. Total Cr and Ni concentrations in the sediment were determined to have exceeded the severe effect level (SEL) limit values. The percentages of the variable fractions of Cr and Ni were below 10%. Because of this reason, they were not defined to have a high risk. The relationships among the physicochemical parameters, heavy metals and trace elements in water and sediment were determined statistically. Pb, Cd, and As in the water were found in relation with some of the fractions. Moreover, it was thought that the amounts of the elements of As releasing into the water might be increased due to their relations with the physicochemical parameters.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »