Browsing by Author "Koyuncu, Mehmet"
Now showing 1 - 20 of 58
- Results Per Page
- Sort Options
Item Allelic frequencies of a SacII RFLP at Exon 7 of the β-lactoglobulin gene in Turkish hair goat breed(Academic Journals, 2009) Elmacı, Cengiz; Öner, Yasemin; Koyuncu, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Hayvan Bilimleri Bölümü.; 0000-0003-0379-7492; 0000-0003-4819-0221; AAG-8536-2021; ABB-3181-2020; V-7882-2019; 26653986100; 26654359800; 26654193700Polymorphism in the exon 7 to the 3' flanking region of beta-lactoglobulin (beta-lg) gene in Turkish hair goat populations were investigated. The study was carried out including 233 hair goats using PCR-RFLP. Digestion of amplification product with SacII restriction enzyme revealed two alleles namely S(1) and S(2) (which was produced by a single nucleotide substitution) and three genotypes (S(1)S(1), S(1)S(2) and S(2)S(2)) in the studied population. The genotypic frequencies of S(1)S(1) and S(1)S(2) were almost equal. S(2)S(2) genotype was found to be lower than other genotypes (S(1)S(1) and S(1)S(2)) in the studied population. The allele frequencies of S(1) and S(2) at beta-lg locus were 0.67 and 0.33 in hair goat population, respectively. Deviation from Hardy-Weinberg equilibrium was not detected.Item Anadolu Merinosu, Kıvırcık, Türkgeldi koyunlarının yapağı verim ve özellikleri üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1996) Koyuncu, Mehmet; Tuncel, Erdoğan; Ferik, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Bu araştırma Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi uygulama ağılında bulunan Anadolu Merinosu, Kıvırcık ve Türkgeldi koyunlarının yapağı verim ve özelliklerini belirlemek ve karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Kirli yapağı verimi, lif inceliği, lüle uzunluğu, randıman ve ondülasyon özellikleri bakımından Merinos yapağıları Kıvırcık ve Türkgeldi yapağılarından daha üstün bulunmuştur. Elastikiyet ve mukavemet bakımından ise ince yapağı veren Merinos'lar doğal olarak Kıvırcık ve Türkgeldi'lerden daha düşük bir değer göstermişlerdir. Yapağı verim ve özellikleri bakımından üç ırk için bulunan değerler arasındaki farklılıkların önemli olduğu belirlenmiştir (P<0.05 ve P<0.01).Item Ankara keçisi x kıl keçisi F1 melezlerinin lif özellikleri ve çeşitli büyüme dönemlerindeki performansları üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1994-02-16) Koyuncu, Mehmet; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Zootekni Anabilim Dalı.Bu araştırmada, Ankara keçisi X Kıl keçi Fı melezlerinde büyüme ve gelişme, besi ve kesim-karkas özellikleri, kasgora lifi nin üretim durumu ve çeşitli kalite faktörlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Melez hayvanların sütten kesim ve birinci yaşa kadar ki yasama güçleri sırasıyla, %89.2 ve %80.6 bulunmuştur. Doğum, sütten kesim ve birinci yasta alman vücut ölçüleri (cidago yüksekliği, vücut uzunluğu, göğüs derinliği ve göğüs çevresi) ile canlı ağırlıklar arasında önemli bir fenotipik korrelasyon belirlenmiştir (P<0.01).Ankara keçisi X Kıl keçi Fi melez erkek oğlaklarının 25 adedi sütten kesimden sonra (120 gün) ,70 gün süre ile entansif besiye tabi tutulmuştur.Besi süresince oğlaklara sadece yoğun yem verilerek serbest besleme (adlibitum) uygulanmış ayrıca kaba yem verilmemiştir. Besi süresince; toplam canlı ağırlık artısı 13.96±0.656 kg, günlük ortalama canlı ağırlık artısı 199.5±9.40 g,ortalama günlük yem tüketimi 1268.2 g, yemden yararlanma 6.356 kg ve besi maliyeti 7705.4 TL/kg canlı ağırlık olarak saptanmıştır. Oğlaklarda 70 gün süren besi sonunda sürü ortalamasına yakın 5 bas oğlak kesilerek kesim ve karkas özellikleri belirlenmiştir.Kesim özelliklerinde dikkate alınan önemli bir nokta yenilebilir ve satılabilir parçaların toplam ağırlıkları ve bunların kesimevi ağırlıklarındaki payı olmuştur. Burada yenilebilir parçalar olarak karkas, baş, dört ayak, ciğer takım, iç yağ, işkembe ve barsak dikkate alınırken, satılabilir parçalar olarak ise yenilebilir parçalara ilaveten deri alınmıştır. Yenilebilir parçaların kesimevi ağırlığındaki payı %69.86 bulunurken, derinin eklenmesiyle bulunan satılabilir parçalar için bu oran %76.88'e çıkmıştır. Karkas değerlendirmesinde önemli bir faktör olan randıman sıcak ve soğuk olarak ayrı ayrı hesaplanmış ve sırasıyla %48.81 ve %47.60 bulunmuştur. Melez oğlaklar üzerinde yapılan karkas çalışmalarında Colomer-Rocher ve ark. (1987) tarafından keçiler için geliştirilen standart karkas parçalama yöntemi uygulanmış ve karkas 5 parçaya ayrılmıştır. Sol yarım karkastaki bu parçaların oranları büyükten küçüğe sırasıyla but %30.55, sırt+bel %23.81, kol %18.81, etek (bögür+dös) %15.47 ve boyun %11.07 olarak saptanmıştır. Pirzola bölgesinin doku kompozisyonunun karkas doku kompozisyonunu büyük ölçüde temsil ettiği görüsünden hareketle fiil. omurları içeren pirzola parçası sırt+belden ayrılıp, doku analizi uygulanmıştır .Burada %50.55 lik bir payı kas dokusunun oluşturduğu bunu %23.26'lık bir pay ile kemik ve %20.66'lık bir pay ile de yağ izlediği saptanmıştır. Araştırmada ayrıca sol yarım karkas ağırlığı ile karkas parçalarının ağırlığı arasındaki fenotipik korrelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Bunlardan sol yarım karkas ağırlığı ile kol ağırlığı arasında Önemli bir ilişki bulunmuştur (P<0.05) .Pirzola ağırlığı ile pirzolayı oluşturan dokuların arasındaki fenotipik korrelasyon katsayılarından, kemik ve kas ağırlığı ile kayıp ağırlığı arasında bulunan ilişkinin önemli olduğu saptanmıştır (P<0.05). Araştırmada ayrıca melez keçilerden kasgora lifi üretilmesi olanakları üzerinde durulmuş ve bu konuda kaliteye ilişkin bazı özelliklerin ortalama değerleri saptanmıştır. Melez keçiler bir yasma geldiklerinde kırkılmış, ortalama lif üretimi 346.7 g bulunmuştur. Bu liflerde yapılan incelemelerde; incelik ortalama 19.1 mikron, uzunluk ortalama 8.4 cm, kemp kıl ve medullalı kıl miktarı ortalamaları sırasıyla %8.4 ve %6.8 bulunmuştur. Melez keçilerde canlı alırlık ile lif verim ve kalite faktörleri arasındaki fenotipik korrelasyon katsayıları hesaplanmış ve sonuçta canlı ağırlık ile lif verimi ve kemp kıl oranı ile medullalı kıl oranı arasında pozitif ve önemli fenotipik ilişkiler saptanmıştır (P<0.01) .Bunun yanında lif uzunluğu ile kemp kıl ve medullalı kıl oranları arasında negatif ve önemli bir ilişki saptanmıştır. (P<0.01 ve P<0.05).Item Ankara keçisi x kıl keçisi melez oğlaklarında besi ve karkas özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1996) Koyuncu, Mehmet; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Bu araştırmada, Ankara keçisi x Kıl keçisi F; melez erkek oğlaklarının entansif koşullardaki besi gücü ve karkas özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Deneme, oğlaklar sütten kesildikten sonra (120 günlük yaşta) başlamış ve 70 gün sürmüştür. Beside bulunan hayvanlara yoğun yem serbest olarak (ad libitum) yedirilmiş, ayrıca kaba yem verilmemiştir. Besi süresince, toplam canlı ağırlık artışı 13.96 ± 0.656 kg, günlük ortalama canlı ağırlık artışı 199.5 ± 9.40 g, ortalama günlük yem tüketimi 1268.2 g ve yemden yararlanma 6.356 kg olarak saptanmıştır. Oğlaklarda 70 gün süren besi sonunda canlı ağırlıkları sürü ortalamasına yakın 5 baş oğlak kesilerek kesim ve karkas özellikleri belirlenmiştir. Randıman, sıcak ve soğuk karkas için ayrı ayrı hesaplanmış ve sırasıyla % 48.81 ve % 47.60 bulunmuştur. Colomer-Rocher ve ark. (1987) tarafından keçiler için geliştirilen standart karkas parçalama yöntemi ile parçalanan karkaslardan elde edilen bilgiler çizelgeler halinde verilmiştir.Item Bursa ili koyunculuk işletmelerinin yapısal özellikleri ve refah ölçütleri açısından değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014) Altınçekiç, Şeniz Öziş; Koyuncu, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Zootekni Anabilim Dalı.Bu çalışmada Marmara Bölgesi'nde tarımsal üretim faaliyetleri açısından öne çıkan Bursa ilinde koyunculuk işletmelerinin yapısal durumu, yetiştiricilik özellikleri ve ele alınan bu özelliklerin hayvan refahı kapsamında incelenmesine yönelik gözlem ve anket sonuçlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Araştırma materyalini, tarımsal faaliyet içinde ağırlıklı olarak koyun yetiştiriciliği ile uğraşan işletmeler oluşturmuştur. Bu kapsamda Yenişehir, Gürsu, M. Kemalpaşa, Karacabey, Keles, Büyükorhan, İnegöl ve Nilüfer ilçelerinde basit tesadüfi örnekleme yöntemiyle anket yapılacak örnek işletme sayısı 99 olarak hesaplanmıştır. Değerlendirmeye alınan işletmeler küçük ölçekli (50-100 baş), orta ölçekli (101-150 baş) ve büyük ölçekli (151baş ve üstü) olarak üç grup altında toplanmıştır. Elde edilen kategorik değişkenler frekans ve ilgili yüzde değerleri ile ifade edilmiştir. Gruplar arasında yapılan karşılaştırmalarda Fisher'in genelleştirilmiş kesin ki-kare testi kullanılmıştır. Bağımsız risk faktörlerini belirlemek amacıyla isimsel lojistik regresyon analizi uygulanmıştır. Çalışmada; yetiştiricilerin yaşları, meradan yararlanma süreleri, bakım yönetim işlerinden olan kuzuların ayrılması, koç katım yöntemi, koç katım zamanı, göbek kordonu bakımı, yavru zarları ile ilgilenme, damızlıktan çıkarma kriterleri, yapağı ve gübrenin değerlendirilme şekli, çoban kullanımı, merada farklı türlerle otlama, barınak duvar malzemesi, tarım örgütüne üyelik ve işletmede kayıt tutulması gibi koyunculuğun yapısal ve donanımsal özelliklerini ortaya koyan kriterler bakımından işletmeler arasında görülen farklılıklar önemli bulunmuştur. İşletmelerin yapısal ve yönetsel bazı özelliklerinin hayvan refahı noktasında değerlendirildiğinde; yetiştirme, bakım–yönetim uygulamaları, sağlık koruma ve yapısal özellikler bakımından yetersiz ancak iyileştirmeye açık olduğu belirlenmiştir.Item Bursa ili merkez ilçesi entansif süt sığırcılığı üretim faaliyetinde işgücü kullanım düzeylerinin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1991) Çetin, Bahattin; Koyuncu, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Ekonomisi Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Bu araştırmada, Bursa ili merkez ilçesinde entansif süt sığırcılığı yapan tarım işletmelerinde, süt inekçiliği üretim faaliyetinde çeşitli işlemler için kullanılan işgücü miktarı EİB cinsinden inek üretim ünitesi (birimi) esas alınarak hesaplanmaya çalışılmıştır. İncelenen işletmelerde hayvan varlığı BBHB cinsinden 1. grup (510 ineğe sahip) işletmelerde 9,32 iken, 2. grup işletmelerde 29, 94'dür. 1. grup işletmelerde BBHB başına 0,70 dekar, 2. grup işletmelerde ise 1,01 dekar yem bitkileri arazisi düşmektedir. İşletmeler ortalamasında üretim ünitesi başına. 45,51 dak/gün erkek gücü sarfiyatı olduğu saptanmıştır. Söz konusu değer 1. grup işletmelerde 48,09 dak/günlük miktarıyla, 2. grup işletmelere nazaran (41,35 dak/gün) daha yüksek bulunmuştur.Item Bursa ili süt sığırcılığı işletmelerinin biyogüvenlik uygulamaları açısından değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-08) Yılmaz, Şehri; Koyuncu, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Zootekni Anabilim Dalı.Biyogüvenlik yönetimi, potansiyel olarak zararlı olduğu düşünülen patojenlerin ve zehirli maddelerin kullanılmasını önleyerek çiftlik hayvanının sağlığını koruyan yönetim uygulamalarını ifade eder. Süt sığırcılığı işletmelerinin temel hedefi insanlara, hayvanlara, toprağa ve çevresine önem verirken, kaliteli ürünleri üretme noktasında işletmeleri iyi yönetmek için sürekli olarak riskleri tanımlamalı ve doğru yönetmelidir. Bu araştırma Bursa ilinde sığırcılık işletmelerinin biyogüvenlik açısından, biyogüvenlik uygulamalarının mevcut işletmelerdeki durumunun incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada Türk- vet ve e- ıslah sistemi veri tabanına kayıtlı Bursa ilindeki 20 baş ve üzeri sığır varlığına sahip olan işletme ve ilçeler belirlenmiştir. Bu tip işletmelerin yoğun olduğu 5 ilçedeki (Mustafakemalpaşa, Yenişehir, Karacabey, Nilüfer, Osmangazi) işletmeler hayvan varlıklarına göre gruplandırılmıştır. Bu kapsamda işletmeler 20-50 baş, 51-100 baş, 101-300 baş ve 300 baş üzeri sığır varlığına sahip olan işletmeler olmak üzere 4 tabakaya ayrılmıştır. Tabakalı örnekleme yöntemine göre örnek büyüklüğü belirlenmiş ve tabaka içerisindeki işletmeler tesadüfi olarak seçilip ziyaret edilmiştir. Ziyaret esnasında yetiştiricinin gönüllü olarak katılımı ile 120 soruluk anket doldurulmuş ve mevcut biyogüvenlik durumu tespit edilmiştir. Araştırmada yetiştiricilere yönelik hazırlanan işletmelerdeki temel biyogüvenlik kuralları ve işleyiş hakkındaki konuları değerlendirmeye alınmıştır. Genel olarak büyük kapasiteli işletmelerin işletmede uzman (veteriner, zooteknist) çalıştırdıkları ve biyogüvenlik ilkelerinin daha sıkı ve düzenli uygulandığı bulunmuştur. Bu çalışma ile hedeflenen, yetiştiricilere biyogüvenlik ile bağlantılı riskleri yönetmeye katkıda bulunan çiftlik uygulamalarını anlatmaktır.Item Bursa yöresi kıl keçilerinde transferrin polimorfizmi(TÜBİTAK, 2001) Elmacı, Cengiz; Koyuncu, Mehmet; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zooteknik Anabilim Dalı.; 0000-0003-0379-7492; 0000-0003-4819-0221; AAG-8536-2021; V-7882-2019; 6602597697; 16156692300; 7006929824In this study transferrin polymorphism was investigated in hair goat breeds raised in the Bursa region by using 148 blood samples of hair goat. The separation of transferrin types was carried out using horizontal starch-gel elertrophoresis. The frequencies of transferrin alleles were calculated to be 0.54 ± 0.029 and 0.46 ± 0.029 for TfA and TfS. respectively. Differences between the expected and observed number of transferrin genotypes were insignificant.Item Characterization of semi-extensive goat production systems in South Marmara region of Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2008) Koyuncu, Mehmet; Uzun, Şebnem Kara; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.This study attempts to describe the semi-extensive goat farming sector in south Marmara region of Turkey and to establish characteristics. Ninety-two goat farmers were surveyed in four provinces of this region. The aim of the study was to assess and document the prevailing goat production systems in the provinces. Information obtained was mainly on flock sizes, reasons for keeping, breeding and management practices. A structured questionnaire, based on interviews of 92 respondents revealed variability in response among flock sizes (116–220). Most of the goat farms studied is single-worker or family managed. Goat supply kids, milk and fiber, especially to farmers moving their animals through seasonal grazing. Farms specializing in milk production, whose main activity is dairy goat farming. Feeding depends largely on grazing, with little area being cultivated to produce feed for the goats. Goats in these systems have not been adequately studied, nor have they received the same attention as sheep. Goat production practices are essentially traditional and characterized by low productivity. Poor overall management, inadequate housing, malnutrition, improper use of grazing resources, inadequate health services, lack of organized marketing and lack of a national policy on small ruminant production, were identified as major constraints. However, recently more attention has been paid to goat production by producer and productivity is increasing. This work supposes previous steps for improving the semi-extensive goat farming sector. From a methodological point of view, the discussion on variable types and utility establishes farm type characteristics.Item Çiftlik hayvanları ve küresel iklim değişikliği arasındaki etkileşim(Uludağ Üniversitesi, 2017-05-10) Koyuncu, Mehmet; Akgün, Hilal; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda küresel ısınma ortaya çıkmaktadır. Hayvancılık sektörü antropojenik metan emisyonların %25-40’ını oluşturmaktadır. Bu değer enterik fermantasyon sürecinde geviş getiren hayvanların selülozu parçalaması sonucu ortaya çıkmaktadır. Hayvancılıkta metan üretiminin yaklaşık % 10'u anaerobik gübre depolanmasından üretilmektedir. Ancak hayvanlar otlatıldığında gübre doğrudan topraklara bırakılır bu da hayvan gübresinden kaynaklanan emisyonları azaltır. Hayvansal üretim CO2 emisyonunun %9’u, CH4 emisyonunun %35-40’ı ve N2O emisyonunun %65’ini oluşturan payı ile küresel ısınmaya etki yapmaktadır. Diğer taraftan küresel ısınma ile ortaya çıkan yüksek sıcaklık ve kuraklık, sürdürülebilir hayvansal üretim sistemleri ve çeşitli ekosistemlerin hayatta kalmasına karşı tehdit olarak görülmektedir. Hayvansal üretim, mera/yem bitkisi miktar ve kalitesi, yoğun yem hammaddesi üretimi ve fiyatı, hastalık, zararlıların gelişimi, yayılması ile sıcaklık ve su varlığındaki değişmelerden etkilenir. Hayvan yetiştiriciliği, en büyük arazi kullanan sektör olup, küresel biyokütlenin yaklaşık % 60'ını oluşturmaktadır. Gelecek yıllarda gelişmesi beklenen iklim değişikliği olguları, hayvansal üretiminin doğal kaynağını oluşturan arazi ve yem bitkisinin verimliliğini de etkileyecektir. Çiftlik hayvanlarının üretim sisteminde sera gazı salınımını azaltma yüksek öncelikli olarak görülmesine rağmen, emisyonun azaltılması stratejileri ile işletmelerin ekonomik güçlerinin zayıflaması kaçınılmazdır. Bu derlemede; hayvancılığa bağlı sera gazı emisyonlarını azaltma yolları ve küresel ısınma ile hayvancılık sektörü arasındaki ilişkiler incelenmiştirItem Çiftlik hayvanlarında refahın iyileştirilmesinde yetiştiricinin rolü(Uludağ Üniversitesi, 2012-04-09) Altınçekiç, Şeniz Öziş; Koyuncu, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Çiftlik hayvanları ile yapılan birçok çalışma göstermiştir ki, hayvanlar ve yetiştiriciler arasındaki ilişkiler hayvanın verimliliğini ve refahını etkileyebilmektedir. Özellikle hayvan refahının sağlanmasında yetiştiriciler kritik öneme sahiptirler. Hayvan refahı yalnızca insanlar tarafından yaratılan üretim, yetiştirme ve besleme sistemleri ile değil aynı zamanda hayvanların doğal davranışlarını gösterebilecekleri koşulların yaratılması ile de yakından ilgilidir. Bu durum insan ve hayvan arasındaki etkileşimin ana unsurunu oluşturmaktadır. Bu ilişki, insanların hayvanları nasıl algıladığına bağlı olarak hem etkilenmekte hem de etkilemektedir.Publication Comparison of milk yield and animal health in turkish farms with differing stall types and resting surfaces(Asian-Australasian Assoc Animal Production, 2015-02-01) Kara, Nurcan Karslıoğlu; Galiç, Aşkın; Koyuncu, Mehmet; KARSLIOĞLU KARA, NURCAN; KOYUNCU, MEHMET; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; 0000-0003-0379-7492; AAG-8536-2021; ABB-3323-2020The current study was carried out to determine the influence of different resting surfaces and stall types on milk yield and animal health. Study was carried out in Bursa that is one of the most important cities of Turkey in terms of dairy production. Effects of resting surfaces and stall types on milk yield were found to be important. Also influence of different resting surfaces and stall types on lactation length was examined and found that rubber mats were different from the two other options. Relationships between different resting surfaces or stall types and health problems were examined and connection between stall type and repeat breeding (RB), dystocia, retained placenta and a connection between resting surface types and RB and clinical mastitis were found to be important. Considering their economic reflections, it can be said that results are quite important to the Turkish dairy industry.Publication Determination of udder characteristics in kivircik sheep under the breeder conditions(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2021-01-01) Akgün, Hilal; Koyuncu, Mehmet; KOYUNCU, MEHMET; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü; FFK-4918-2022This study was conducted to determine udder characteristics, linear udder scores and the relationship of these characteristics with each other of Kivircik sheep in breeder conditions. A total of 38 heads of Kivircik ewes were used in the study. Udder morphology characteristics of the traits including udder circumference, udder height, udder length, teat distance, teat width and teat length values were measured as 37.2 cm, 17.1 cm, 22.8 cm, 16.5 cm, 18.8 mm and 27.3 mm respectively. Linear scores including teat placement, udder depth, degree of separation and degree of suspension of the udder were scored as 4.6, 8.0, 3.4 and 6.9, respectively. The effect of the control periods and live weight of the sheep were significant on the udder characteristics (P<0.05, P<0.01), and the effect of the type of birth was insignificant. The effects of the live weight and type of birth on the linear scores udder characteristics were insignificant.Item Development of testicular dimensions and size, and their relationship to age and body weight in growing Kivircik (Western Thrace) ram lambs(Czech Academy Agricultural Sciences, 2005-06) Koyuncu, Mehmet; Uzun, Şebnem Kara; Öziş, Seniz; Duru, Serdar; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Hayvan Bilimleri Bölümü.; 16156692300; 15064551600; 8622951900; 7003939054Forty-seven Kivircik ram lambs, aged 2 months, raised and managed under an intensive system were used to measure the development of testis diameter and length, and scrotum circumference, length and volume, and their association with the development of body growth. The effects of age and body weight of lambs, type of birth and dam age on the development of the five testicular parameters from weaning at 2-6 months of age were investigated. In ram lambs, the respective least-squares means of testis measurements: testis diameter, testis length, scrotum circumference, scrotum length and scrotum volume were 2.55 +/- 0.099 cm, 5.83 +/- 0.165 cm, 15.23 +/- 0.650 cm, 7.24 +/- 0.287 cm and 87.57 +/- 5.921 cm(3) at 2 months; and 2.99 +/- 0.099 cm, 6.59 +/- 0.164 cm, 14.24 +/- 0.657 cm, 10.60 +/- 0.290 cm and 157.49 +/- 5.987 cm(3) at 6 months. The effect of birth type on testis diameter and the effect of dam age on testis length were significant (P < 0.05 and P < 0.01), besides the effects of lamb age and live weight of lambs on the whole testis measurements were significant (P < 0.01).Item Distinctive features of the sheep farmer, management practices of feeding and breeding, and products of sheep farms in Bursa province (Turkey)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-20) Altınçekiç, Şeniz Öziş; Koyuncu, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Hayvan Bilimleri Bölümü.The objective of this study was to examine the structural status and the breeding characteristics of sheep farms that stand out in the city of Bursa with regard to their agricultural production activities. The farms were divided i93nto three groups: small-size farms (50 to 100 head), medium-size farms (101 to 150 head) and large-size farms (above 151 head). Sheep farms in Bursa are carried out in a settled style, and this agricultural activity is the main income source of breeders. The main reasons for the changes in the sheep population are economic problems and the difficulty of finding shepherds. Various problems that have come about due to the problematic use of pastures, which are indispensable for sheep breeding, now create significant limitations for sheep breeding. On the other hand, the geographical structure and the land size of Bursa Province, in addition to its proximity to metropolitan cities and markets, present important opportunities for the development of sheep breeding. At this point, it is important that the establishments included in the study put into effect the already existing dynamics to be more active for increasing profitability and productivity.Item Effect of carvacrol on intake, rumen fermentation, growth performance and carcass characteristics of growing lambs(Taylor & Francis, 2010-12) Koyuncu, Mehmet; Canbolat, Önder; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; 0000-0003-0379-7492; AAG-8536-2021; 16156692300; 7004338636Effect of carvacrol on feed intake, ruminal fermentation, growth performance and carcass characteristics was determined using 40 male Kivircik lambs fed on diets supplemented with carvacrol at the rate of 0.0, 0.15, 0.30 and 0.45 g / kg of dry matter (DM). Total volatile fatty acid (VFA) concentrations of acetate decreased and propionate and butyrate were increased by carvacrol levels. Inclusion of carvacrol in diets did not alter dry matter intake or average daily gain of lambs.Item Effect of cow traffic type on automatic milking system performance in dairy farms(Pakistan Agricultural Scientists Forum, 2017) Ünal, Halil; Kuraloğlu, Hasan; Koyuncu, Mehmet; Alibaş, Kamil; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; 0000-0003-0379-7492; AAH-4410-2021; AAG-8536-2021; 55807866400; 56728845100; 16156692300; 20733393300The performance of automatic milking system (AMS) units on three farms with free and directed cow traffic was examined in this study. Farm A housed 123 Holstein cows and used free traffic. Farms B and C housed 104 and 102 Holstein cows, respectively, and both used milk-first-cow traffic. Daily milking frequency per cow was highest on Farm B (2.85), followed by Farm C (2.69), and Farm A (2.36). Although the daily milking rate per cow was lowest on Farm A, the daily milking yield was higher than those on the other two farms (Farm B, 25.30 kg; Farm C, 24.33 kg) with 27.33 kg. The number of daily refusals was significantly higher on Farm A (34.93) compared to refusals on the other two farms (P<0.05). The hourly milking capacities of the two AMS were lowest throughout the day on Farm A (4.4 visits), followed by Farms B and C, with 6.5 and 7.2 visits, respectively. AMS loading was higher on Farm A (78.09%) than on the other farms, which reduced the time wasted on Farm A by 15.23%. Most cows were milked two to four times daily on Farms B and C and one to two times daily on Farm A. A cow-traffic system must be chosen at the beginning of the investment. No traffic type is inherently better than any other. Farmers must be able to choose the appropriate cow traffic system for their farm, lifestyle, and labor qualification.Publication Effect of sex on fattening performance and carcass characteristics in kivircik lambs(Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2021-01-01) Koyuncu, Mehmet; KOYUNCU, MEHMET; Altincekic, Seniz Ozis; ÖZİŞ ALTINÇEKİÇ, ŞENİZ; Duru, Serdar; DURU, SERDAR; Canbolat, Onder; CANBOLAT, ÖNDER; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.; 0000-0001-9044-8092; 0000-0001-5243-4458; I-9517-2017; AAG-8210-2021; JPL-0865-2023The aim of this study was to evaluate the effect of sex on fattening performance and carcass characteristics of Kivircik lambs. Fifty head weaned Kivircik lambs, half males and half females, were used in fattening period. After weaning, the growth and feed consumption of the male and the female lambs fattened for 56 days were recorded. Average daily weight gain differed significantly (P<0.01) between the males and the females (294.9 and 214.2 g, respectively). A total of 10 lambs (5 males and 5 females) were slaughtered and the left side of the carcasses was cut into five joints. Dressing percentage (hot/cold) based on full weight and empty body weight were lower (P<0.05) for the males than the female lambs. Sex had a significant effect on kidney-knob and channel fat weight, M. longissimus dorsi section area (MLDA) and liquid expelled (P<0.01). Sex primarily affected the quantity of all types of fat deposits. The male lambs had higher muscle, muscle/bone and muscle/total fat ratios than females.Item Effect of vitamins A, E and selenium and progestagen-PMSG on reproductive performance in Kivircik sheep(Indian Veterinary Journal, 2005-06) 8622952000; Koyuncu, Mehmet; Uzun, Şebnem Kara; Öziş, Şeniz; Yerlikaya, Hüseyin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Hayvan Bilimleri Bölümü.; 0000-0003-0379-7492; AAG-8536-2021; 16156692300; 6505653891; 8622951900The experiment was conducted on 102 Kivircik ewes (2-5 years age), during the anestrus period (spring to early summer) which were allocated randomly into two groups, group A of 72 and group B of 30 ewes. Group A; 72 ewes were synchronized using 30 mg FGA sponges inserted intravaginally for 14 days, plus 500 IU PMSG administered intramuscularly at sponge withdrawal At standing estrus ewes were natural mated (three cycles). Group B; Two commercial drugs were used for 30 ewes which were used three weeks before mating period. At first, the commercial vitamin preparations used in this group was Bavitsole containing 15.000 IU/ml Vitamin A (as vitamin A propionate) and vitamin E 20 mg/ml. This drug was injected intramuscularly one after the other during three days (before three weeks from mating season) 5 ml per ewe/per day. In the second application used in this group was Injacom E-selenium containing 150 mg/ml vitamin E and 0.5 mg/ ml selenium. This drug was injected intramuscularly 5 ml/per ewe once (at fourth day to follow vitamin application). Lambing percentage as a result of ram set free was similar in both groups. The mean for litter size per lambing ewe, was higher in group A than in group B (P<0.01). Ewes treated with vit A, E + Se expressed higher number of lambs reared to 70 days of age than treated with sponges + PMSG, mortality rate 2.25% and 3.57%, respectively in groups. The body weight of lambs on day 70 (23.4 and 21.5 kg) and daily live weight gains during first 70 days (265.4 and 234.4 kg) with sponges + PMSG and vit. A, E + Se respectively. Only the daily live weight gain was significantly different (P<0.05).Item The effects of carvacrol and/or thymol on the performance, blood and rumen parameters, and carcass traits of Merino sheep(TÜBİTAK, 2016-04-19) Oral, Hülya Hanoğlu; Taluğ, Ali Mehmet; Biricik, Hakan; Cengiz, Şerife Şule; Koyuncu, Mehmet; Dikmen, Serdal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Zootekni Anabilim Dalı.; 0000-0003-0379-7492; 0000-0003-0708-3833; 0000-0002-5611-4993; AAG-8536-2021; B-1526-2018; AAH-4032-2021; A-5731-2018; 6602982111; 56329475100; 16156692300; 8280302600The objective of this study was to investigate the effects of increasing doses of carvacrol (C) and/or thymol (T) on the performance, rumen fermentation, and blood and carcass parameters of Merino sheep. Eighty-four 12-week-old male Merino lambs were randomly assigned to 7 treatment groups. The sheep were fed with the same concentrate mixtures including a control diet, carvacrol 100 mg/kg (C-100), carvacrol 300 mg/kg (C-300), thymol 100 mg/kg (T-100), thymol 300 mg/kg (T-300), carvacrol+ thymol 100 mg/kg (C-50 + T-50), and carvacrol+ thymol 300 mg/kg (C-150 + T-150). The C and/or T supplementation did not affect the feed conversion. The lambs fed with C and/or T diets had higher rumen pH, NH3-N, and total volatile fatty acid (VFA) compared to those in the control group. However, essential oil supplementation did not change the molar concentration of VFA. The serum urea and glucose in C and/or T groups were not found significant on days 0, 35, and 70 compared to the control group. Slaughter weights and other carcass parameters were similar between the groups. The effects of C and/or T supplementation on the rumen and production parameters showed limited effects when lambs were fed with the high concentrate diets.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »