Browsing by Author "Turan, Faruk"
Now showing 1 - 20 of 26
- Results Per Page
- Sort Options
Item Agrafisiz Aleksi (Olgu sunumu)(Uludağ Üniversitesi, 1995-02-08) Bakar, Mustafa; Turan, Faruk; Zarifoğlu, Mehmet; Bora, İbrahim; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Agrafisiz Aleksi, bilgisayarlı beyin tomografisinde sol oksipital lezyonu olan hastada tespit edildi. Nadir bir sendrom olduğu için klinik bulguları takdim edilerek ilgili literatür gözden geçirildi.Item Akut serebrovasküler hastalıklarda gliserolün antiödem etkisinin kompüter tomografi ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1988) Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Akut serebrovasküler hastalıklarda ölümün temel sebebi beyin ödemidir. Beyin ödeminin tanısında CT önemli bir tanı metodudur. Bu çalışmada akut CVA lı hastalarda gliserolün antiödem etkisi CT ile incelemiştir. Sonuçlar literatür bulguları ışığında tartışılmıştır.Item Akut serebrovasküler hastalıklardagliserolun antiödem etkisinin kompüter tomografi ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1985) Turan, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Akut serebrovasküler hastalıklarda en önemli ölüm nedenleri beyin ödemi/ intrakranial basınç artışı ve trans tentorial herniasyonlardır. Beyin ödemi 4. günde maksimum olmakta ve giderek azalmakta 4. hafta sonunda kaybolmaktadır. Bu dönemde yapılacak anti ödem tedavi mor tali te ve morbidi- teyi etkilemektedir. CT nin Nöroloji pratiğine girmesiyle beyin ödemi tanısı ve tedavisinde ilerlemeler kaydedilmiştir. CT de beyin ödemi düşük dansiteli alanlar olarak görülür ve beyin ödeminin şiddeti ventriküler sisteme ve orta hat yapılarına olan şift ile belli olur. CT de maksimum serebral ödem 3 ila 6. günde, en fazla 5. günde olmakta ve 17. günde normale dönmektedir. Kitle etkisinin kaybolması infarktlarda 9. güırâe olmakta, 4. haftada tamamen kaybolmaktadır. Hematomlarda ise kitle etkisinin, azalması ortalama 16.7 gün sonra olmakta, 4. haf tanın sonunda tamamen kaybolmaktadır. Akut serebral infarktlı hastalarda kitle etkisi % 21 - 70 arasında bildirilmiştir.- 39 - Beyin ödemi tedavisinde kullanılan hiperosroolar ajanlar dan gliserolun rebaund fenomeni olmadan, serebral ödemi azalttığı, bölgesel kan akımını artırdığı, BOS basıncını düşürdüğü, serebral metabolizmayı düzenlediği bilinmektedir. Gliserol akut serebral infarktlarda antiödem ajan olarak 1971 den bu yana kullanılmaktadır. Bu çalışmada akut serebrovasküler hastalıklarda olu şan serebral ödemin azaltılmasında kullanılan gliserolun, ödem üzerine etkisi CT ile takip edilmiştir. 10 u akut se rebral infarkt, 10 u hematomlu toplam 20 hasta değerlen dirmeye alınmış, 10 hasta antiödem tedavinin 1,2,3 ve 7 gün ler arası kaybedildikleri için çalışmaya alınmış ancak değer lendirme dışı tutulmuşlardır. Kliniğimize ilk 24 saat içinde başvuran ilk CT leri 24-48 saatler arasında kontrastsız ve kontrastlı çekilen ve kesin tanıları konulan hastalara % 10 luk gliserol 500 cc/gün tek doz ve 4 saatte gidecek şekilde başlanmıştır. Tedaviye 10 gün süreyle devam edilmiş olup, antiödem tedavi altında 4. günde kontrastsız 2.CT 1er 10. günde 3.CT 1er çekilmiştir. Gliserole ait bir yan etki gö rülmemiştir. Klinik değerlendirmede Gilzansın modifiye skalası kullanılmış ve infarktlı grupta istatistiki olarak anlamlı bir iyileşme kaydedilmemiş, hematomlu grupta ise anlamlı bir iyileşme kaydedilmiştir. Klinik iyileşme ile CT bulguları arasında bir korelasyon kurulamamıştır. Kitle etkisi infarktlı grupta % 50, hematomlu grupta ise % 90 bulunmuştur. CT de ma ks imal serebral ödem 4. günde görülmüştür.- 40 - Sonuç olarak büyük damar tıkanmalarında gelişen tab lolarda, antiödem tedavinin fazla etkili olmadığı buna muka bil ventriküle açılmayan veya çok az olarak ventriküle açı lan, tamponant oluşturmayan hematomlarda ise antiödem teda vinin daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır.Item Anterior komunikan arter anevrizmalarmda amnezi (olgu sunumu)(Uludağ Üniversitesi, 1996-05-22) Bakar, Mustafa; Bora, İbrahim; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada rüptüre olmuş anterior komunikan arter anevrizmasına bağlı subaraknoid kanama nedeniyle kliniğimize başvuran bir olgunun nöropsikolojik testleri yapılarak oryantasyon bozukluğu ve amnezi saptandı. Bu olgu nedeniyle özellikle anterior komunikan arter anevrizması rüptürünün yol açtığı nöropsikolojik bozukluklar incelenerek ilgili literatür gözden geçirildi.Item Autonomic function tests in migraine patients(Sage Publications, 1999-05) Tangay, Meral; Zarifoğlu, Mehmet; Karlı, Necdet; Turan, Faruk; Bora, İbrahim; Bakar, Mustafa; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Item Beyin damar hastalıklarını takiben erken dönemde görülen epileptik nöbetler(Uludağ Üniversitesi, 1995-02-08) Bora, İbrahim; Seçkin, Basri; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Ceylan, Saniye Özalan; Bakar, Mustafa; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada, supratentoryel lokalizasyonlu serebral infarkt ve kanama olgularında, erken dönemde görülen epileplik nöbetlerin tipi ve sıklığı, lezyon lokalizasyonu ve nöbetlerin mortalite ile ilişkisi retrospektif olarak araştırıldı. Bizim serimizde, BDH sonrası erken dönemde serebral infarktlı 416 hastanın % 5.05'inde ve intraserebral hemarajili (İSH) 228 hastanın % 10.5'inde epileptik nöbet görüldü. İSH’ Iardan sonra görülen nöbet sıklığı anlamlı derecede yüksek bulundu (p = 0. 014). Serebral infarkt sonrası nöbet geçiren bulguların % 86'sında lezyon kortikal lokalizasyonlu idi ve kortikal tutulum ile nöbet ilişkisi anlamlı bulundu (p < 05). BDH sonrası nöbet geçiren ve geçirmeyen hastalarda erken dönem mortalite oranları arasında her iki grupta anlamlı fark bulunmadı (infarktlarda % 23.8'e karşın % 22.4; İSH’ larda 37.5'e karşın % 46.5). Sonuç olarak, BDH sonrası epileptik nöbetler mortaliteyi etkilememekle birlikte, kronik dönemde tekrarlama olasılığının yüksek olması ve tedaviye direnç göstermeleri nedeniyle BDH olgularında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.Item Beyin sapı hemorajileri (Klinik, CT lokalizasyonları ve prognoz açısından yaklaşım)(Uludağ Üniversitesi, 1991) Bora, İbrahim; Turan, Faruk; Zarifoğlu, Mehmet; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Sadıkoğlu, Sadık; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada, CT ile beyin sapı hematomu tanısı konulan 24 olgu klinik, CT lokalizasyonları ve prognoz açısından incelenmiş ve sonuçlar literatür ışığı altında tartışılmıştır.Item Cerebral dominancy in migraine(Sage Publications, 1999-05) Zarifoğlu, Mehmet; Tangay, Meral; Karlı, Necdet; Gücü, İlknur; Bora, İbrahim; Turan, Faruk; Bakar, Mustafa; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Item Epileptik fokus tespitinde interiktal spect ile EEG'nin kıyaslanması(Uludağ Üniversitesi, 1995-11-29) Sadıkoğlu, Sadık; Bakar, Mustafa; Tatlıkazan, Ömer; Alper, Eray; Bora, İbrahim; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Oğul, Erhan; Güneş, İlknur; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.Nöbet formlarına bakılmaksızın EEC 'lerinde fok us tespit edilen 17 olguda SPECT çalışıldı. Çalışmaya alınan 17 olgunun 14 'ünde (% 82. 3) ve tekrarlanan EEC 'lerinde fokusu aynı tarafta ısrar eden 10 olgunun 7 'sinde EEC ve SP ECT patolojisi uyumlu bulunarak epilepside SPECT çalışmasının fokus tespitinde yararlı olduğu sonucuna varıldıItem Flair MR in partial epilepsy(Wiley, 1999) Kar, N.; Bora, İbrahim; Tangay, Ziya; Turan, Faruk; Zarifoğlu, Mehmet; Bakar, Mustafa; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.Item Imaging of active multiple sclerosis plaques: Efficiency of contrast-enhanced magnetization transfer subtraction technique(Türk Radyoloji Derneği, 2010-06) Algın, Oktay; Hakyemez, Bahattin; Taşkapılıoğlu, Özlem; Parlak, Müfit; Turan, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-3425-0740; 0000-0002-3877-8366; AAI-2318-2021; 23995109100; 6602527239; 23037226400; 7003589220; 17636734100PURPOSE T1-weighted (T1W) magnetic resonance images with magnetization transfer (MT) are widely used in the evaluation of multiple sclerosis (MS) plaques. We aimed to evaluate the contribution of the subtraction technique with MT in the detection of acute MS plaques. MATERIALS AND METHODS Sixty-four patients during an MS attack were enrolled in the study. Axial T1W spin echo (SE) with MT, axial-sagittal T2W fast SE, axial FLAIR and postcontrast axial T1W SE magnetic resonance imaging sequence with MT were acquired from all patients. The subtraction (postcontrast-precontrast) images were obtained on the workstation. FLAIR and T2W images were used as reference for plaque imaging. Contrast material enhanced plaques were considered as acute plaques. Qualitatively, both subtracted and contrast-enhanced with MT images were evaluated visually. Quantitatively, signal-to-noise ratio (SNR) and contrast-to-noise ratio (CNR) were calculated. RESULTS A total of 464 plaques were detected on T2W and FLAIR images. Thirty-five acute plaques were detected on both postcontrast MT and subtracted images. Additionally, 66 acute plaques were only detected on subtracted images visually. CNR and SNR values of acute MS plaques were significantly higher on subtracted MT images than on postcontrast MT images (P < 0.001). CONCLUSION The subtraction technique seems to facilitate the detection of acute MS plaques by intensifying the visibility of poorly enhanced plaques without use of high dose contrast medium. We suggest the use of subtraction technique in routine imaging work-up of MS patients with acute attacks.Item İntervertebral disk herniasyonunda klinik, elektronöromyografik, myelografik ve postoperatif bulguların karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1988) Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Korfalı, Ender; Aksoy, Kaya; Bora, İbrahim; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Uysal, Sait; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroşirürji Anabilim Dalı.Bu çalışmada intervertebral disk herniasyonlu 160 olgunun nörolojik, elektronöromyografik, myelografik ve operasyon bulguları incelenmiştir. Sonuçlar tartışılmış ve literatür gözden geçirilmiştir.Item Isolated sixth nerve palsy due to plasma cell granuloma in the sphenoid sinus: Case report and review of the literature(Springer Heidelberg, 2011-05) Taşkapılıoğlu, Özlem; Yurtoğulları, Şükran; Yılmaz, Emel; Hakyemez, Bahattin; Yılmazlar, Selçuk; Tolunay, Şahsine; Turan, Faruk; Bora, İbrahim Hakki; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroşirürji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Patoloji Anabilim Dalı.; 0000-0003-3633-7919; 0000-0002-3425-0740; AAH-5070-2021; AAI-2318-2021; AAI-1612-2021; AAK-6623-2020; 23037226400; 36873746200; 22037135100; 6602527239; 6603059483; 6602604390; 17636734100; 6602914249Item Jeneralize epilepside fenitoin ve karbamazepin monoterapi sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 1994-08-06) Bora, İbrahim; Seçkin, Basri; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Nöbet türüne uygun olarak seçildiğinde tek bir antiepileptik ilacın birden fazla antiepileptik ilacın kullanımı kadar etkili olduğu ve ayrıca yan etki ve toksisile insidanslarının daha düşük olduğu bildirilmektedir. Bu çalışmada jeneralize nöbeti olan ve karbamazepin ve fenitoin kullanan erişkin epileptik hastalarda monoterapi sonuçlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla jeneralize nöbetleri olan ve fenitoin (150 olgu) veya karbamazepin (101 olgu) monoterapi alan toplam 251 erişkin hasta prospektif olarak incelenmiştir. Son doz ayarlamasından sonra en az 12 aylık takip süresi sonunda her iki grupta nöbet frekansında ki azalma ve yan etkiler incelendi ve iki grubun bulguları karşılaştırıldı. Nöbetlerin kontrol altına alınmasında fenitoin hastaların% 77. 3 'ünde, karbamazepin ise% 74. 3 'ünde etkili bulundu. Fenitoin alan hastalarda yan etkiler biraz daha sık görüldü (fenitoin grubunda % 16. 7, karbamazepin grubunda % 14.8). Sonuç olarak tedavi etkinliği ve yan etki insidansı bakımından iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı.Item Jeneralize tonik klonik statusta klonazepam(Uludağ Üniversitesi, 1994-06-15) Bora, İbrahim; Seçkin, Basri; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, ErhanJeneralize tonik klonik status (JTKS) tıbbi olarak acil bir durumdur. Eğer hasta tedavi edilmez yada tedavi gecikirse kalıcı nörolojik sekel veya ölüm görülebilir. Bu çalışmada, 51 olguda görülen 69 jeneralize tonik klonik status epileptikus araştırılmış, tüm olgulara başlangıç tedavi olarak klonazepam uygulanmış ve klonazepamın status epileptikus üzerine olan etkisi gözden geçirilmiştir. Sonuçta klonazepamın JTKS'ta % 78.3 oranında başarılı olduğu bulunmuştur.Item Kapalı kafa travmalarında EEG'nin yeri(Uludağ Üniversitesi, 1988) Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Balkır, Nihat; Oğul, Erhan; Korfalı, Ender; Bora, İbrahim; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Bu çalışmada kapalı kafa travmalı 74 hasta EEG ile incelenmiştir. Çalışmanın sonuçları literatür bulguları ile karşılaştırılmış ve kapalı kafa travmasında seri EEG çekimlerinin gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.Item Myasthenia gravis following IFN-alpha-2a treatment(Karger, 1997) Bora, İbrahim; Karlı, Necdet; Bakar, Mustafa; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Oǧul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; 6602914249; 6506587942; 26643051200; 6603411305; 17636734100; 6603268541Item Myotonik sendromlar - Klinik elektrofizyolojik ve histopatolojik özellikleri (15 olgunun analizi)(Uludağ Üniversitesi, 1990) Zarifoğlu, Mehmet; Bora, İbrahim; Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Balkır, Nihat; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.Çizgili kasta aktif bir kontraksiyonu takiben hareket impulsu kesilmesine rağmen kas kontraksiyonunun devam "Miyotoni" denir. Myotonik fenomenin görüldüğü, klinik olarak daha sık görülen, otozomal dominant geçişli üç sendrom vardır. 1-Myotonia Congenita, 2- Myotonic Dystrophy, 3- Paramyotonia Congenita. Çalışmamızda Myotonik Sendromlu 15 olgu klinik laboratuvar, tedavi ve prognoz açılanından değerlendirilmiştir.Item Primary gait ignition disorder: Report of three cases(Springer, 2009-08) Taşkapılıoğlu, Özlem; Karlı, Necdet; Erer, Sevda Özbek; Zarifoğlu, Mehmet; Bakar, Mustafa; Turan, Faruk; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.; AAK-6623-2020; 23037226400; 6506587942; 25635370800; 6603411305; 26643051200; 17636734100Gait ignition failure (GIF) classifications all had major limitations. Few years ago, a new and simpler classification was proposed by Liston. The aim of this paper is to discuss three GIF patients with respect to this new classification. All three patients presented with hesitation to start walking and turning and their neurological examination revealed start and turn hesitation without any other abnormality. We classified our patients according to Liston's classification as ignition apraxia, which enabled us to approach the patients in a practical way. This classification helps to understand the underlying pathologies and combines clinical characteristics and pathophysiology. We reported our experience with pergolide in the treatment of patients suffering from primary GIF and underline the fact that more research is needed on the treatment of this condition.Item Risk of recurrence after first unprovoked tonic-clonic seizure in adults(Springer Verlag, 1995) Bora, İbrahim Hakkı; Seçkin, Basri; Zarifoğlu, Mehmet; Turan, Faruk; Sadıkoğlu, Sadık; Oğul, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroloji Anabilim Dalı.The likelihood of seizure recurrence after a first unprovoked seizure has profound social, vocational and emotional implications for the patients. Recurrence rates have varied between 27% and 71% in various studies, and the management of patients with a single unprovoked seizure is a controversial topic. In this prospective study we investigated the influence of age, sex, family history, EEG patterns, and anticonvulsant drug (ACD) therapy on seizure recurrence after a first unprovoked tonic-clonic seizure in adults. For this purpose, between October 1988 and January 1991, we studied adult patients who had experienced their after unprovoked tonic-clonic seizure within last 2 months before neurological consultation, and followed them until June 1993. There were 147 patients who met the criteria for inclusion. Overall cumulative recurrence rates were 31.8% by 6 months, 41.3% by 1 year, 44.1% by 2 years, 42.2% by 3 years, and 45.2% by 4 years. Among the risk factors that were evaluated, the time of the day at which the initial seizure occurred was associated significantly (P < 0.05) with seizure recurrence. In our series, 62 patients received ACD and 85 did not. We did not find a significant difference in recurrence rate with regard to ACD therapy. Our results are comparable with those of studies reported preeviously and suggest that the majority of recurrences after a first unprovoked seizure were seen in the first year (in our series 89% of all recurrences). In our study there was no significant predictor of seizure recurrence, except the time of day at which the initial seizure occurred.