Browsing by Author "Urhan, Veli"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aristoteles’in siyaset felsefesinde anayasal yönetim(Uludağ Üniversitesi, 2016) Urhan, VeliAristoteles’in siyasetle ilgili düşüncelerinin, Politika, Nikomakhos’a Etik, Eudemos’a Etik, Atinalıların Devleti ve Retorik adlı eserlerinde yer aldığı söylenebilir. Politika’nın ikinci kitabında sözlerine “sırada devletin biçimini tartışmak ve hangisinin daha iyi olduğunu anlayabilecek durumda olduğumuzu varsayarak bunu anlamaya çalışmak var” diyerek başlayan Aristoteles, bunun için iyi yönetilen bazı devletlerin anayasalarına bakmaya ve, hiç kuşkusuz Platon’u kast ederek, bazı yazarların ütopyalarına bakmaya ihtiyaç duyulacağına işaret eder. Platon’da olduğu gibi, devletten hep site devletini anlayan Aristoteles’e göre, devlet adamıyla devlet, kralla uyrukları, aile reisiyle ev halkı, efendiyle köleleri arasındaki ilişkilerin hep aynı türden ilişkiler olduğunu sanmak yanlıştır. Aristoteles, ne zengin azınlığın ne de yoksul çoğunluğun değil de, ancak ortak çıkarın gözetilmesiyle oluşabilecek orta tabakanın güçlü olduğu ve adaletin kendisiyle tecelli ettiği bir yönetim biçimi olan politeianın oligarşi ile demokrasinin uzlaştırılması sonucunda ortaya çıkabileceğini öne sürer. Demokratik anayasanın oligarşik anayasaya göre isyana ve devrime daha az açık olması nedeniyle ötekine göre daha sürdürülebilir bir nitelik taşıdığı kanısında olan Aristoteles, hem etik hem siyaset anlayışının merkezinde yer alan altın orta ilkesi gereği, güçlü bir orta tabakaya yaslanan anayasanın en güvenli ve en sürdürülebilir bir anayasa olacağından kuşku duymamaktadır.Item M. Foucault ve bilgi/iktidar ilişkisinin soykütüğü(Uludağ Üniversitesi, 2007) Urhan, VeliFoucault soykütüğünü Nietzsche'den almış ve eserlerinde kullanmıştır. Nietzsche'nin bu kavramıyla o tarihsel olayları bütün karmaşıklığı içerisinde ortaya koymayı amaçlar. Foucault'ya göre, tarih, şimdide bir işe yarasın diye, geçmişin olaylarının derinlemesine araştırılmasıdır. Ona göre. soykütüğü özünde yaratıcı bir eylemi bulunduran böyle bir tarihtir. 1970 yılından beri iktidar kavramı üzerinde çalışan Foucault, iktidar mekanizmalarını hukuk ve gerçeklik eksenlerinde açıklamak ister. O, xıı. yy. ile xıx . yy. arasında, özünde monarşik olan "hükümranlık hukuku"ndan, "disiplinci iktidar" aracılığıyla ''düzenleyici iktidar"a geçildiğini öne sürer. Gelinen bu noktadan itibaren, Foucault iktidarı mikro-iktidar mekanizmalarını içeren nüfusun biyo-iktidarı kavramıyla dile getirir.Item Siyaset felsefesinde adalet, eşitlik, özgürlük(Uludağ Üniversitesi, 2016) Urhan, VeliDüşünce tarihine, Greklerden günümüze gelinceye kadar, bütünlüğü içerisinde bakıldığında, genel hatlarıyla birbirinden farklı iki adalet anlayışının oluşageldiğini söylemek mümkündür. İnsanların niteliksel eşitsizliği fikrine dayanan, etikle siyasetin birbirinden ayrı olarak düşünülmediği klasik etik ve siyaset felsefesinin adaleti. İnsanların niteliksel eşitliği fikrine dayanan, etikle siyasetin birbirinden tamamen ayrı olarak ele alındığı modern siyaset felsefesinin adaleti. Bu adalet artık söz konusu dört ana erdemden biri olarak düşünülmemektedir. Eşitlik kavramı, zaman zaman yanlış olarak, özdeşlik ya da aynılık anlamlarında da kullanılmakla birlikte, onun asıl anlamının her hangi bir şeyin bireyler arasında dengeli biçimde bölüştürülmesi olduğunun unutulmaması gerekir. Bireyler arasında neyin bölüştürüldüğüne bağlı olarak, birbirinden farklı eşitlik kavramlarından söz edilebilir. Eşitliğin en çok görülen üç şekli olarak, kurumsal eşitlik, biçimsel eşitlik ve fırsat eşitliği örneklerinden söz edilebilir. İnsanın var olduğu yerde varlıklarından söz edilebilecek olan ve birbiriyle bir karşıtlık ilişkisi içerisinde bulunan kavramlardan biri özgürlük diğeri otoritedir. Bu karşıtlık ilişkisi, toplum ya da bazı toplumsal sınıflar ile onları yöneten hükümet arasında var olduğu için, özgürlük otorite sahibi olan yöneticilerin despotik yönetimine karşı korunmayı ifade eden bir kavram olarak dikkati çeker. Özgürlük, en geniş anlamıyla, insan bireysel bir varlık olarak dikkate alındığında irade özgürlüğü, toplumsal bir varlık olarak dikkate alındığında siyasal özgürlük olarak gündeme gelir.