Browsing by Author "Yaman, Berker"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1861-1957 yılları arasında İngi̇ltere'de i̇şsi̇zli̇k sevi̇yesi̇ i̇le parasal ücretlerdeki̇ deği̇şme haddi̇ arasındaki̇ i̇li̇şki̇(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1974) Phillips, A.W.; Yaman, BerkerBir mal veya hizmete olan talep o mal veya hizmetin arzından fazla ise fiatlarının yükseleceği beklenir, bu yükselme oranı ise talep arttıkça büyüyecektir. Diğer taraftan mal ve hizmetlere olan talep o mal ve hizmetlerin arzlarına göre daha düşük seviyeye inerse fiatların düşeceği ve bu düşme oranının, talep açığının büyümesiyle artacağı beklenir. Bu ilkenin parasal ücret oranlarındaki değişmeyi, diğer bir deyişle, emeğin fiatını tayin eden faktörlerden biri olarak geçerli olması akla uygun gelmektedir. Emek talebinin yüksek ve istihdam edilmemiş emeğin çok az olması halinde işverenler ücret oranlarını çabukça arttırma yolunu seçebilirler, her firma ve endüstri çok az da olsa bir ücret arttırmasına giderek diğer endüstri ve firmalardan emeği kendilerine çekme teşebbüsünde bulunurlar. Diğer taraftan, emek talebi düşük ve işsizlik oranı yüksek olduğunda ücretler ağır ağır düşer, ayrıca cari oranlardan daha aşağı ücret alan işçiler firmaların servislerinde çalışmaya istekli değildirler. Bu yüzden, işsizlikle ücret oranlarındaki değişme arasındaki ilişki doğrusal değildir.Item Dev firmalar kapitalizmi, mültinasyonal (1) firmalar ve dünya ekonomisindeki yeri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Yaman, BerkerBüyük tip işletmeler XIX. asrın ikinci yarısında ev ela mali sahalar ,ve demir yollarında, yüzyılın sonlarına doğru ise ulusal ekonominin bir çok dallarına el atmak için endüstrinin geri kalan alanlarında görünmeye başlamışlardır. Amerikan tarihinde «mogols>>, «tycoons», ve «hırsız baronlar» adı altında meşhur olarak hüküm süren bir grup banker ilk dev işletmelerin kurucularıdırlar. Bu kuruculara atfedilen tabirler kendilerinin feodal senyöre benzer hallerini iyi ifade etmektedir.Item Eğitim ve istihdam politikasının uygunlaştırılması gereği üzerine bir deneme(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1975) Yaman, BerkerEğitim sisteminin bir çok kültürel ve sosyo - ekonomik hedefleri vardır. Ancak eğitim sisteminin incelenen ülkenin üretim biçim ve ilişkilerinden soyutlanamayacağını ve bu hedeflerin üretim biçim ve ilişkilerinin bir uzantısı olduğunu varsaymak gerekir. Bizim bu çalışmada yapmak istediğimiz ise sadece eğitim ve istihdam arasındaki uyumsuzluğun genel bir görünümünü vermektir. Eğitim sistemi bir ulusun kültürel gelişmesini ve uygariaşmasını sağladığı gibi vatandaşlarını biçimlendirir, politik ideallerini harekete geçirir, fırsat eşitliğini sağlar ve en önemlisi kişilere kişi oldukları bilincini aşılar. Kişilere saygı bilincini, davranışlarında tutarlılığı, kişilik bulmayı eğitim sistemi verir. Kişi için eğitim bir tatmin kaynağı olduğu gibi aynı zamanda kişiye gelir ve sosyal prestij kazandırır. Bu incelemeyle ilgili sorunların evrensel yönü olmakla beraber ağırlık ve önemin kalkınmakta olan ülkelere verilmesi daha uygundur. Kalkınmakta ve nüfusu hızla artmakta plan ülkelerde şayet ekonomik büyümeyi şu üç noktada teşvik ediyorsa; eğitim en uygun bir kalkınma biçimidir (¹) ; a ) Gerekli saikleri yaratarak topluma «kalkınma bilincini» aşılıyorsa, b) Gelecekteki ihtiyaçların tahmini fonksiyonuna göre vasıflı işgücü yetiştiriyorsa, c) Dinamik bir elit yaratıyorsa. İşte bu üç hedef yine üç eğitim seviyesine tekabül eder; ilk, orta ve yüksek öğrenim. Vasıflı işgücüne olan ihtiyaçların tatmini ekonomik kalkınmayı etkileyeceği gibi teorik ve ideal olarak eğitimin en önemli amacıdır da. Eğitim planlamasının rolü vasıflı emeğin arzı ile talebi arasındaki dengenin sürekliliğinin teminidir. Bu itibarla istihdam ile eğitim arasındaki ilişkinin incelenmesi, özellikle kalkınmakta olan ülkelerin üzerinde durması gereken, önemli bir sorundur. Bu ilişkinin sınırlarının kesin bir biçimde mi yoksa değişebilir mi olduğu ve bu bağlantının kurulmasında eğitim sisteminin rolünün saptanması gerekir. İncelemenin vasıflı emeğin noksan olması, arzının talebinden fazla olması ve işsizlik hallerinde yapılması sorunun daha iyi anlaşılması bakımından önemlidir.Item Geliri belirleyen model(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1974) Kogiku, K. G.; Yaman, BerkerKlasik iktisatçılar eksik istihamı yüksek nominal ücret oranının bir sonucu saydılar ve nominal ücret oranının düşmesiyle eksik istihdamın da ortadan kalkacağını savundular işsizliğe karşı öngörülen çare ücretierin azalmasıydı. Fleksibl ücretler işsizliği önleyebilir mi? Bu soruya cevap vermek için analizimize işgücü piyasasını da katmamız gerekmektedir. Piyasadaki arz şartlarını ihtiva eden varsayımlar şunlardır: 1) Firmalar gelirlerini ve giderlerini hesaba katarak, fiat seviyesi ve nominal ücret oranlarına bağlı olarak etkilenmiş olan karlarını maksimize etmeden önce üretimlerini ayarlarlar. 2) Para otoriteleri nominal para arzını sabit halde tesbit ederler.. 3) Bu makalenin birinci kısmında emek arzını sabit nominal ücretsınında ve tam elastik varsayıyoruz. İkinci kısımda ise yüksek ücret hadlerinde eğin daha çok arz edileceği varsaylmaktadır. 4) Sermaye piyasası dikkate alınmamaktadır.Item Marksi̇st açıdan genel ve uzun dönem i̇stihdam kuramı(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1978) Robinson, Joan; Yaman, BerkerUzun dönem ortodox denge kuramı kapital stoğunun ekonomik koşullara uyduğu ve net yatırımların sıfır olduğu varsayımına dayanır. Ekonomik koşulların değişmesine göre kapitalin buna uyma süreci daha yavaş ortaya çıkar. Bu nedenle uzun dönem istihdam kuramına birikim sürecinin devam ettiği kısa dönem analizini ilave etmek gerekir.Item Sosyalist iktisadi düşüncede uluslararası işbölümü(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1976) Yaman, BerkerDış ticarette klasik ve ya Neo-Klasik adıyla anılan mukayeseli masraflar teorisi çağdaş iktisat literatüründe hala geçerliliğini sürdürüyorsa bunun ana nedeni söz konusu teoriye getirilen yeni varsayımlardan (1) Bilindiği gibi mukayeseli üstünlükler teorisi emeğin değer teorisine dayanmaktadır. Ancak iktisatçılar emeğin değer teorisinin dış ticaret analizinde kullanılması konusunda şüpheler uyanmıştır. Gerçekten emek değer teorisini savunmak oldukça güçtür. Üretime emek değer teorisini dış ticarette kullanmak güçlükler yaratan katkıda bulunmaktadır.