Browsing by Author "Yanar, Murat"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çalışan kalpte koroner baypas ile eş zamanlı ve aşamalı karotis endarterektominin erken dönem sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 2008-02-01) Biçer, Murat; Çokünlü, Özgür; Saba, Davit; Yanar, Murat; Cangür, Şengül; Şenkaya, Işık; Kalyoncu, Ayhan; Özkan, Hayati; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyoistatistik Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.Karotis arter hastalığı ile birlikte koroner arter hastalığı olan hastalarda cerrahi yaklaşım açısından fikir birliği sağlanamamıştır. Kombine cerrahi girişimle başarılı sonuçlar bildirilmekle birlikte mortalite ve morbidite riskini artığını gösteren yayınlarda bildirilmiştir. Bu çalışmada aynı dönem içinde aşamalı karotis endarterektomi ile çalışan kalpte koroner baypasla birlikte karotis endarterektomi uygulanan olguların sonuclarını karşılaştırmayı amaçladık. Kliniğimizde 2000-2006 tarihleri arasında aşamalı ve çalışan kalpte koroner arter bypass (OPCABG) ile birlikte karotis endarterektomi (CEA) uygulanan 15 bayan, 30 erkek 45 olgu retrospektif olarak incelendi. Olgular Grup1(G1); CEA+OPCABG(eşzamanlı) (22), Grup2(G2); CEA sonra CABG(aşamalı) (23) olmak üzere 2 grupta incelendi. Preoperatif demografik özellikler açısından gruplar arasında anlamlı fark yoktu Hastaların yaş ortalaması G1 de 65.7±4.7 G2 de 66.1±4.3 idi.G1 de Kadın(K)/Erkek(E): 7/15, G2 de K/E: 8/15. Postoperatif G1 de 1 olguda düşük kalp debisi nedeniyle mortalite gelişti, G 2 de mortalite yoktu. Grup 1 de 1 olguda geçici stroke görüldü. Grup 2 de 1 olguda transiskemik atak görüldü. Gruplar arasında mortalite ve morbidite açısından istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. OPCAB ile birlikte CEA sonuçlarının aşamalı uygulama sonuclarına benzer olmasıyla kritik karotis stenozu ve koroner arter hastalığı olan hastalarda kombine girişimin güvenle uygulanabileceği düşünmekteyiz.Publication Coronary-to-pulmonary artery fistulas: A report of three cases(Turkish Soc Cardiology, 2008-07-01) Biçer, Murat; BİÇER, MURAT; Yanar, Murat; Ercan, Abdulkadir; Şenkaya, Işık; ŞENKAYA SIĞNAK, IŞIK; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-1771-2659; ABC-2231-2020; AAW-1039-2020; AGD-8334-2022Congenital coronary-to-pulmonary artery fistulas are rare anomalies and they generally have an asymptomatic course. We presented three symptomatic patients (2 men, 1 woman; age range 46 to 53 years) who underwent surgical repair via the epicardial approach for coronary to-pulmonary artery fistulas. Treatment was successful in two patients. Reoperation in extracorporeal circulation was required in one patient having a plexus-like fistula. The distal orifice of the fistula was closed under direct vision from within the pulmonary artery. No complications or symptoms were seen during the follow-up of patients ranging from six months to four years. During repair of coronary-to-pulmonary artery fistulas, the presence of a plexus-like variant must be kept in mind and the treatment should be planned accordingly.Item Doğuştan kalp cerrahisinde beyin natriüretik peptid plazma düzeyinin prognostik önemi(Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, 2011-03-14) Şenkaya, Işık; Yanar, Murat; Helvacı, Hülüsi; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.; AAW-1039-2020; 56495079800; 25642208800; 55123484900Background: In this study we investigated the prognostic importance of the relationship of the role of pre- and postoperative N terminal-pro brain natriuretic peptide (NT-proBNP) levels in the early diagnosis and monitoring of postoperative deficiency with morbidity and mortality in patients operated on under extracorporeal circulation support for congenital cardiac surgery. Methods: The pre- and postoperative echocardiographic data, the pre- and postoperative 2- and 24-hour NT-proBNP levels along with the hemodynamic and laboratory values of 20 consecutive patients were evaluated. Patients were divided into two groups, with those being under volume load in group 1 and those being under pressure load in group 2. Results: The pre- and postoperative NT-proBNP levels followed a parallel course in both groups. The postoperative NT-proBNP levels were found to be higher when compared to the preoperative NT-proBNP levels in both groups. It has been observed that the NT-proBNP level gives an idea about cardiac functions when intra-group and general evaluations are considered. No significant difference could be found between the groups regarding the preoperative and postoperative NT-proBNP plasma levels. Conclusion: In conclusion, there was no statistically significant differenece between the groups in terms of pre- and postoperative NT-proBNP levels. We advocate that the NT-proBNP levels in patients with congenital hearth disease is an important diagnostic tool in the early evaluation of pre- and poetoperative cardiac failure. In addition, it is also important test to commence proactive treatment of cardiac failure.Item Effects of off-pump versus on-pump coronary artery bypass grafting: Apoptosis, ınflammation, and oxidative stress(Forum Multimedia Publishing, 2014-10) Biçer, Murat; Şentürk, Tunay; Yanar, Murat; Tütüncü, Ahmet S.; Oral, Arzu Yılmaztepe; Ulukaya, Engin; Serdar, Zehra; Şenkaya, Işık; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.; 0000-0002-0909-618X; 0000-0003-0463-6818; 0000-0003-4875-5472; ABC-2231-2020; C-1517-2017; AAW-1039-2020; AAH-6200-2021; K-5792-2018; A-5841-2017; 6507770944; 8342098300; 25642208800; 7004229025; 23091316500; 6602927353; 57222002284; 56495079800Background: It has been suggested that off-pump coronary artery bypass grafting (CABG) surgery reduces myocardial ischemia-reperfusion injury, postoperative systemic inflammatory response, and oxidative stress. The aim of this study was to measure serum malondialdehyde (MDA), high-sensitivity C-reactive protein (hs-CRP), M30, and M65 levels and to investigate the relationship between M30 levels and oxidative stress and inflammation in patients undergoing on-and off-pump CABG surgery. Methods: Fifty patients were randomly assigned to on-pump or off-pump CABG surgery (25 patients off-pump and 25 on-pump CABG surgery), and blood samples were collected prior to surgery, and 30 minutes, 60 minutes, 6 hours, and 24 hours after CABG surgery. Results: Compared to the on-pump group, serum MDA levels at 30 minutes, 60 minutes, 6 hours, and 24 hours after the CABG surgery were significantly lower in the off-pump group (P = .001, P = .001, P = .001, and P = .001, respectively). Serum M30 levels were found to be elevated in both groups, returning to baseline at 24 hours. When compared to baseline, the hs-CRP level reached its peak at 24 hours at 13.28 +/- 5.32 mg/dL in the on-pump group, and 15.44 +/- 4.02 mg/dL in the off-pump group. Conclusion: CABG surgery is associated with an increase in inflammatory markers and serum M30 levels, indicating epithelial/endothelial apoptosis in the early period.Item Kontrollü arteryel hipertansiyon altında, geri kanama kontrolü ile şant kullanılmadan yapılan karotis endarterektomi; tek bir merkezin deneyimleri(Uludağ Üniversitesi, 2011-05-02) Biçer, Murat; Saba, Davit; Yanar, Murat; Sığnak, Işık Şenkaya; Tok, Mustafa; Sevingil, Tolunay; Yolgösteren, Atıf; Önder, Tolga; Cengiz, Mete; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Bu çalışma, şantsız karotis endarterektomi yapılan hasta grubunda kontrollü arteryel hipertansiyon, normokapni ve geri kanama kontrolü hakkındaki tecrübemizi yansıtmaktadır. Genel anestezi, normokapni ve kontrollü hipertansiyon altında 112 hastada yapılmış 116 ardışık karotis endarterektomi (KEA) verileri retrospektif olarak incelendi. Karotis endarterektomi geri kanama, basınç ve renk değerlendirilmesi sonrası gerçekleştirildi. Hastaların ortalama yaşı 64.2 ± 8.6 (47-83), Erkek/kadın oranı 79/37 ve ortalama kros-klemp zamanı 25.63±5.1 (1555) dakika idi. Otuz hastada %70’in üzerinde bilateral karotis darlığı mevcuttu. On dört hasta asemptomatik (%12) ve 102 hasta (%88) semptomatik idi. Karotis endarterektomilerin tamamı intraluminal şant kullanılmadan uygulandı. 93 hastada(%80) arteriotomi primer, 23 hastada (%20) yama ile kapatıldı 30 günlük hastane içi nörolojik komplikasyonlar iki hastada (%1.7) gelişti. Bunlar; bir hastada inme ve bir hastada amarozis fugaks gelişti. Çalışma grubunda ölüm görülmedi. Bu çalışmanın gereksiz şant uygulamasından sakınmak için bir görüş sağladığını düşünmekteyiz. Şant uygulamadan kontrollü hipertansiyon, normokapni ve internal karotis arterden (İCA) geri kanama kontrolü ile karotis endarterektomi düşük morbitide ve mortalite oranlarıyla cerrahi yapabilmemizi sağlamaktadır.Item Pediyatrik kalp cerrahisinde steroid kullanımının kardiyopulmoner bypass sonrası görülen sistemik inflamatuar yanıta etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Yanar, Murat; Şenkaya, Işık; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Kardiyopulmoner bypass sistemik inflamatuar cevabı indüklemektedir. Bypass sonrası görülen inflamatuar yanıt, içinde interlökin-6'nında bulunduğu proinflamatuar sitokinlerin salınımı ile karakterizedir. Kardiyopulmoner bypass öncesi steroid kullanımı inflamatuar cevabı baskılayabilir ve postoperatif toparlanmayı iyileştirebilir. Bu prospektif ardışık randomize yapılan çalışmada amaç konjenital kalp cerrahisinde deksametazon kullanımının kardiyopulmoner bypass sonrası görülen sistemik inflamatuar yanıta etkisini göstermektir.Normotermik kardiopulmoner bypass altında elektif konjenital kalp cerrahisi yapılacak 30 hasta ardışık randomize olarak çalışmaya alındı. Steroid alan grupta (grup 2) kardiyopulmoner bypass devresinin başlangıç solüsyonuna deksametazone (1 mg/kg) eklendi. Diğer grupta steroid kullanılmadı (grup 1). Kan örnekleri anestezi indüksiyonundan önce, postoperatif 1. saat ve 24. saat arteryel yoldan alındı. Laboratuvar parametreleri tam kan sayımı, üre, kreatinin, interlökin?6, C-reaktif protein, serum amiloid A, prokalsitonin çalışıldı. Klinik parametre olarak kardiopulmoner bypass ve kros klemp süresi, inotrop ihtiyacı, respiratörde kalış, yoğun bakım ünitesinde kalış ve hastanede kalış süreleri ölçüldü.İki grup arasında preoperatif klinik parametreler, kardiyopulmoner bypass ve kros klemp zamanları benzerdi. Grup 1'de postoperatif 1. ve 24. saat interlökin?6 plazma seviyeleri ile inotrop kullanımı grup 2'den belirgin olarak yüksek iken, akut faz reaktanları da steroid almayan grupta, steroid alan gruba göre yüksek bulundu. Her iki grup arasında populasyon sayısının azlığı sebebiyle istatiksel fark bulunamadı. Steroid tedavisi alan grup ile almayan hastalar arasında postoperatif klinik izlem benzerdi.Bu çalışmada çocuklarda kardiyopulmoner bypass devresi içindeki başlangıç solüsyonuna konulan deksametazon, bypass sonrası inflamatuar yanıtın şiddetinde azalma sağladığı gösterilmiştir.