1983 Cilt 4 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20296
Browse
Browsing by BUU Author "İyibozkurt, M. Erol"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Enflasyon dönemlerindekı paracı politikalarda ücretlerin fıyatlara göre endekslenmesi gereği(Uludağ Üniversitesi, 1983) İyibozkurt, M. Erol; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiÜlkemizdeki 24 Ocak 1980"e kadarki fiyat yükselmeleri incelendiğinde, fiyat yükselmelerindeki en önemli etkenin uygulanan structuralist (yapısalcı) politikalar olduğu görülür. Bu görüşe göre; enflasyon, yapısal dar boğazların sonucudur. Yapısal darboğazlar ise büyüme için gerekli ithalat, hammadde ve kıt sermayeden kaynaklanır. Ekonomik büyüme ancak enflasyonla birlikte gerçekleştirilebilir. Bu nedenle enflasyonu önlemek birinci amaç değildir; birinci amaç ekonomik gelişmeyi sağlamaktır. Açık bütçe politikası ve para arzının arttırılması ile enflasyon oluşur. Enflasyon sonucunda emek dışındaki faktör fiyatları (cebri tasarruflar yoluyla) reel olarak artar; reel ücret oranı düşer. Ekonomide sermaye birikimi artar. Ekonomik büyüme başlar ve toplam talebin artması ayrıca reel ücretin düşük tutulmasıyla da işsizliğin azalması beklenir. Fiyat hareketlerinin durması, yatırımları iten gücün ortadan kaldırılması ekonomik gelişmenin durması demektir.Item Uluslararası faktör hareketleri teoremleri ışıgında aet'de işçilerimizin serbest dolaşımı ve sanayi yapımızın geleceği(Uludağ Üniversitesi, 1983) İyibozkurt, M. Erol; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesiİkinci dünya savaşının etkileri Avrupa'da kaybolmaya başladığı 1950'li yılların sonlarında, birçok ülke atıl sermaye fazlalarını harekete geçirecek emek arıyordu. Bu durum özellikle Batı Almanya'da kendisini göstermekte idi. O günlerde Batı Almanya kalifiye emek ihtiyacının büyük bir kısmını Batı Almanya'dan karşılıyordu. 1961 yılına gelindiğinde Doğu Almanya batıya göçü kesin önlemlerle engellemeye yönelmiş ve Berlin duvarı yapılmıştı. öte yandan, Batı Almanya'nın emek arzının diğer bazı nedenlerle daralması bu yıllara rastlar. Okul terketme yaşının iki katma, askerlik hizmet süresinin de on ikiden on sekiz aya çıkarılması; sendikaların çalışma saatlerini azaltma, daha uzun tatil yapma, daha erken emekli olma isteklerinin kabulü bu yıllarda olmuştur. Böylece Batı Almanya'nın yabancı emek talebi artmış; İtalya, İspanya, Yugoslavya, Yunanistan, Portekiz ve Türkiye'den işçi akımı başlamıştı. ülkemizde zaten nüfus artışı yüksek, açık ve gizli işsizlik olduğundan işgücü fazlası mevcuttu. Batı Almanya'da ücretlerde ülkemize göre yüksekti. İşçilerimize bu nedenle Batı Almanya'ya gitmek çekici geliyordu. Diğer taraftan, Türkiye sanayilere örnek istiyordu; işgücü azalışı sanayileşmeyi teşvik edebilirdi. Ayrıca ülkenin döviz ihtiyacının bir bölümü de bu şekilde karşılanabilecekti. Belki giden işgücü bilgi, görgü· ve tecrübesini de artırarak, öğrendiği teknolojiyi de ülkeye getirebilirdi. Bu nedenle işçilerin gitme istekleri genelde teşvik edildi. Türk işçilerinin yurt dışına çıkışları işte bu koşullarda başladı. Gidenlerin % 80'i Batı Almanya'ya gitmişti.