Akademi: Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/18623
Browse
Browsing by BUU Author "İyibozkurt, M. Erol"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1935-1969 Dönemi ticaret hadlerimiz ve iktisadi kalkınma(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) İyibozkurt, M. Erol; Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat BölümüTicaret haddi baz yılla mukayese dildiğinde ticaret birimi başına olan kazanç veya kaybı ifade eder. Birçok ticaret haddi kavramı arasında en genel olanı «Net trampa ticaret haddidir.» Buna bazen «Mal ticaret haddi» de denmektedir. Net trampa ticaret haddi indeksi ihracat fiat indeksinin ithalat fiyat indeksine bölünmesiyle elde edilir.Item Gümrük tarifeleri ve iktisadi kalkınma: bazı teorik tartışmalar(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Jonhson, Harry G.; İyibozkurt, M. Erol; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiSon otuzbeş yıl içinde, iktisatçılar arasında ticaret siyasetinin iktisadi kalkınmaya etkisine dair hüküm süren görüşler, köklü bir şekilde değişmiştir. İngiliz klasik iktisatçılarınca kurulan iktisadın ana geleneği, serbest ticareti iktisadi büyümenin kudretli bir makinesi, ve himayeyi kaynaklan israf ve iktisadi kalkınmayı önleyici bir siyaset olarak görmüştür. Serbest ticaretin klasiklerce savunması, Adam Smith'in merkantilizme hücumundan doğmuştu. Teorik açıdan, sadece Ricardo ve Mill tarafından geliştirilen karşılaştırmalı üstünlükler statik teorisine değil, fakat iktisadi büyüme ve sosyal değişimin gelişiminde dış rekabet ve yabancı ülke kültürüne açılışın olumlu etkilerini tanıyan geniş bir sosyolojik yana dayanıyordu.Item Marji̇nali̇zm ve Marki̇sm(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1978) Meek, Ronald L.; İyibozkurt, M. ErolMarjinalizm ve marksizm ilk bakışta tartışmak için çok bayat, sadece antika meraklıları ve çağ kutlayıcılarının ilgisini çeken konular olarak görünmektedir. Denebilir ki bir asır kadar önce ileri sürülen ve önemli birtakım koşullarla geçerlilikleri kabul edilen iki kuramsal sistem hakkında ne düşünülebilir? Bugün tek metalizme karşı ikili metalizm tartışmaları hakkında kendimizi sıkmayız; Öyleyse niçin <>? Konuya girmeden önce iki nokta üzerinde durmakta yarar vardır.Item Marki̇st ve Ortodoks ekonomi̇ bili̇mi̇(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1978) Sweezy, Paul M.; İyibozkurt, M. ErolBöyle ilgili bir topluluk karşısında dahi, Markist sosyal düşünce ilkelerini bilinmiş varsaymakta muhtemelen haklı değilim. Marksizm tamamiyle, Üniversitelerimizin korumak için üzerinde titizlikle durdukları «batı uygarlığının» bir parçasıdır; ayrıca Marx, anti-Markist bir ekonomistin (1) son günlerde söylediği gibi <<19 yy.'ın en etkin kişisi>> dir. Buna rağmen üniversitelerimizin Marx ve Marksizm üzerine ilgilerinin bir düzüne ikincil entellektüel düşünce üzerine olanlardan daha az olması da çelişkilidir. Bu nedenle, daha sonra söyleyeceklerimin özünü içermesi bakımından Markist ekonominin çok kısa bir özetiyle konuşmama başlayacağım.Item Ödemeler bilançosu genel teorisi : Serbest piyasa, karma ekonomi ve planlı ekonomilerde(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1975) İyibozkurt, M. ErolÖdemeler bilânçosu denkliğini sağlama da fiyat ve gelir mekanizmalarının tek başlarına yetersiz olduğu açıktır. Ayrıca her iki mekanizma bir ekonomi de iç içe çalışırlar. Gelir ve fiyat mekanizmasının birlikte işleyişini ele alan bazı iktisatçılar vardır (1). Bunlardan ilki A.C. Harberger'in yaptığı çalışmadır. A.C. Harberger fiyat ve gelir mekanizmalarını özetledikten sonra bazı varsayımlar altında millî paranın değer kaybetmesi sonucu her iki mekanizmanın birlik te işleyişini genel bir modele dayındırmaktadır. S. Laursen ve L.A. Metzler soruna ticaret hadlerini de katarak, W.F. Stolper'de ithalât fiyatlarının önemi üzerinde durarak açıklık getirmeye çalışmışlardır. Fakat bu konuda asıl gelişme S.S. Alexander tarafından yapılmıştır.Item Sanayilerimizi koruma politikaları tümüyle yenilenmelidir(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1978) İyibozkurt, M. Erol; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi1978 yılı başında «sosyal demokrat» olduğunu vurgulayan iktidar iş başına gelmiştir. Sosyal demokrat kavramında önemli sanayilerin devlet eline kaydırılması yanında devletin doğrudan dış ticarete müdahalesi de vardır. Sanayileşme ve dış ticaretin devlet eliyle yürütülmesinin yararlan kuşkusuz sayılamayacak kadar çoktur. Yazımızın amacı bu yararlar üzerinde durmak değil; ülkemizde şimdiye kadar gerçek anlamda uygulanmayan ve ihmal edilen, fakat sanayileşme için üzerinde titizlikle durulması gereken, koruma politikalarını ele almaktır. Bu noktada Türkiye'nin dış ticaretinin yaklaşık % 60 ını oluşturan AET ile ilişkilerini öncelikle düşünmek gerekecektir.Item Ticaret hadleri dalgalanmaları ve faktör sahiplerinin gelir istikrarı(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1975) Berry, R. Albert; İyibozkurt, M. ErolBir ülkenin ticaret hadlerindeki dalgalanmaların sebep olduğu refah dalgalanmalarının büyüklüğü üstüne, ekonominin katı olmasının etkisi daha önce yayınlanan bir makalede tartışılmıştı (¹) . (O analizde, yapının katılılığı dönüşüm eğrisinin içbükeylilik derecesiyle aynı anlamda kullanılmıştı (²) ) . Belki de, sürpriz kabul edilecek sonuç şu idi : ticaret hadleri dalgalanmalarının bir çok çeşidi için, ilgili refah dalgalanmaları (³) katı bir ekonomide, esnekliği olan bir ekonomiye göre, daha küçük olmaktaydı; bu sonuç istikrarsız ticaret hadleriyle ilgili problemlerin tartışmasında genellikle kabul edilen zimni varsayımın aksidir. Bu çalışma toplam nüfus içindeki grupların gelir dalgalanmalarını analiz etmektedir. Onların dikkate alınması, ticaret hadlerindeki değişikliklere yeni bir görüş getirmektedir ve genel olarak düşünülen fiyat hareketlerinin katı bir ekonomide, esnek bir ekonomiye nazaran, daha ciddi olması görüşünü de değiştirmektedir. Bu tartışmada kabul edilen genel hipotez şudur eğer onlar, katı bir ekonomide, esnek bir ekonomiye göre, toplam gelirde küçük değişikliklere sebep oluyorsa, ticaret hadleri dalgalanmaları daha büyük refah kaybı yaratır; çünkü gelir istikrarsızlığı nüfusun bir kısmı (bazı gruplar) veya hepsi için daha büyük olabilir. Burada, ilgili bir grubun, verilen bir faktörün sahiplerini kapsadığı varsayılmaktadır. Şanssız olarak, bu hipotezin test edilebileceği iktisadi yapıdaki değişiklikler çok geniştir. Burada, hipotezin genelliği üstünde durmaktan ziyade, sadece iktisadi yapının bazılarında geçerli olabilecek durumları göstereceğiz. Varsayıları ele alırken, her faktörün gelirini ticaret hadlerinin bir fonksiyonu olarak gösteren <> katı, esnek ve orta derecede esnek iktisadi yapı içersinde incelenip, karşılaştırılacaktır (⁴). Analizin tümünde, üretim fonksiyonlarının doğrusal homojen olduğu varsayılmaktadır; tartışma iki mal ve iki faktörle sınırlandırılmıştır; mallar x ve y dir. Px/Py ile faktör gelirlerindeki değişiklikler, kısmen (a) dönüşüm eğrisinin içbükeylilik derecesiyle, (b) doğrusallığıyla, (c) her mal üretimindeki faktör ikame derecesine, d) Px/PY nin değişim aralığına, özellikle dalgalanmaların münhasıran Px/PY > Pa aralığında olup olmadığına veya Px/Py < Pa aralığına (Pa ticaretin olmadığı zamanki nisbi fiyatı göstermektedir, yani kendi kendine yeterlilik fiyatı (⁵) ) ; nihayet, (e) iki mal arasındaki tüketim ilişkisine bağlıdır.Item Uluslararası işgücü hareketleri ve Türkiye'den işgücü göçü(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1976) İyibozkurt, M. Erol; İktisadi ve İdari Bilimler FakültesiGöçlere eski çağlardan beri rastlanmaktadır. Roma İmparatorluğunun son yıllarında barbar istilaları, Türk kavimlerinin. zaman zaman tarih boyunca göçleri sadece bazı örneklerdir. XIX. yüzyıldaki yeni kıtalara (Amerika, Avustralya, hafu Afrika'ya) göçler de önemlidir. Fakat bilinçli olarak işgücü göçü II. Dünya Harbinden sonra başlamıştır. 1950'lerden sonra İtalyan, Yunan, Yugoslav, İspanyol, Portekiz ve Türk işçileri göçlerin önderliğini yapmaktadır. Göçler çeşitli şekillerde ortaya çıkmaktadır; savaş göçleri, mecburi göçler ve üretim faktörü olarak işgücünün göçü. Savaş göçleri isminden anlaşılacağı üzere savaş nedeniyle kitlelerin göçünü açıklamaktadır. Mecburi göç ise, kuraklık, kölelik v.s. nedenler ile halkın başka -bir yere naklini ifade eder. Fakat asıl üzerinde durulması gereken işgücü göçüdür. Yani işgücünün üretim faktörü olarak bir yerden bir yere gidişini gösterir. Elbette işgücü göçü işgücünün sermaye ve doğal kaynaklara göre bol olduğu ülkelerden kıt olduğu bölgelere doğru yapılacaktır. İşgücünün bol olduğu yerlerde ücretler düşük, kıt olduğu yerlerde ise yüksektir. Kısaca üretim unsuru olarak işgücü göçü masraf-gelir karşılaştırması sonucu ortaya çıkmaktadır.