International Journal of Social Inquiry
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/3646
Browse
Browsing by Department "Ekonometri Bölümü"
Now showing 1 - 15 of 15
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çalışan memnuniyetinde yöneticinin rolü: Bursa ilinde yapısal eşitlik modeli uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-30) Aksan, Adem; Oğuzlar, Ayşe; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ekonometri Bölümü; 0000-0003-0545-4143; 0000-0003-3228-9366Dijital dönüşümün hızla devam ettiği bu dönemde, bireylerinde beklenti ve ihtiyaçları da çok hızlı bir şekilde değişmektedir. İşletmeler için hızla değişen müşteri ve beklentileri, çalışanlar içinde geçerlidir. Müşteri memnuniyetinin sağlanması için işletmeler çalışan memnuniyetini göz ardı etmemelidir. Çalışanlar, işletmelerin stratejik amaç ve hedeflere ulaşabilmesinde önemli bir faktördür. Bu çalışmanın temel amacı çalışan memnuniyetinde yöneticinin etkili bir unsur olup olmadığının incelenmesidir. Çalışmada kullanılan model, çalışan memnuniyetine yönelik literatür taraması ve araştırmanın yapıldığı şirket yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonucunda şirkete has dinamikler göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Model test etmek için Yapısal Eşitlik Modeli uygulanmıştır. Çalışma Türkiye genelinde hizmet veren bir kargo şirketinin Bursa ilinde görev yapan saha çalışanları ile yüz yüze anket yöntemiyle yapılmıştır. Hazırlanan model AMOS paket programıyla anket verileri analiz edilmiş ve model için oluşturulan hipotez tez edilmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda yönetici faktörü ve yönetici özellikleri arasında yer alan liderlik faktörünün çalışan memnuniyetinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür.Item Dirençli kent tasarımında katılımcılık: Türkiye’de belediyeler ve STK’lar arasındaki paydaşlık ilişkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-10) Eroğlu, Erdal; Taş, Semra; Dev, Mine Aydemir; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0003-3276-8148Bir kentte fiziksel, çevresel, sosyal ve ekonomik anlamda ortaya çıkabilecek tüm sorunlarla mücadelede kentin paydaşları ile ortaklaşa hareket edilmesi, kenti daha dirençli hale getirebileceği gibi tüm paydaşları kendilerini daha güvende hissedebilecekleri bir kente dönüştürecektir. Bu durum her şeyden önce belediyelerde katılımcı bir modelin benimsenmesi ve paydaş katılımına önem veren bir yönetim anlayışıyla mümkündür. Bu çalışmada dirençli kent tasarımında belediyelerin önemli bir paydaşı olan STK’larla olan katılımcılık ilişkisinin mevcut durumuna odaklanılmaktadır. Çalışmanın amacı Türkiye’de belediyeler ile STK’lar arasındaki katılımcılık ilişkisini değerlendirmektir. Çalışmada nicel yöntem benimsenmiştir. Bu kapsamda toplam 800 veri STK örneklemi ve 552 veri Belediye örneklemi için anket toplanmıştır. Çalışmada elde edilen en önemli bulgu karar alma süreçlerine katılımcılık konusunda Türkiye’de belediyeler ile STK’lar arasındaki paydaşlık ilişkisinin zayıf olduğu ve dirençli kent tasarımında katılımcılık ilişkisine önem verilmesi gerektiği yönündedir.Item Enerji sübvansiyonlarının etkileri ve Türkiye açısından ampirik bir değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-20) Akar, Hakan; Giray, Filiz; Çınar, Mehmet; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Maliye Bölümü; 0000-0002-2145-5894; 0000-0002-8765-8248; 0000-0001-8441-243XEnerjinin kullanım alanları ve işlevlerine binaen hükümetler tarafından desteklenmeleri söz konusu olmaktadır. Bu desteklerin başında sübvansiyonlar gelmektedir. Günümüzde birçok ülke her yıl gayrisafi yurtiçi hasılaları (GSYİH)’nın önemli bir kısmını enerji sübvansiyonlarına ayırmaktadırlar. Çeşitli enerji kaynakları olmakla birlikte enerji elde etmek için dünyada en çok başvurulan fosil yakıtlardır. Ancak fosil yakıtların neden olduğu olumsuz etkiler bu alandaki sübvansiyoların da sorgulanmasını gündeme getirmiştir. Bu çalışmanın amacı, enerji sübvansiyonlarının çevresel, ekonomik ve sosyal etkilerini Türkiye uygulaması ile incelemektir. Böylece Türkiye açısından elde edilen bulguların ışığı altında izlenecek enerji sübvansiyonu politikası konusunda önerilerde bulunulabilinecektir. Bu çerçevede Türkiye için 1990-2018 dönemi verileri kullanılarak ARD eştümleşme analizi ve Toda-Yamamoto nedensellik analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre Toda-Yamamoto nedensellik analizi ile enerji sübvansiyonları ve çevresel etkiler arasında kısa vadede tek yönlü ilişki olduğu bulunmuştur. Bu sonuca göre enerji sübvansiyonlarının aşamalı olarak tamamen kaldırılması, küresel CO2 emisyonlarını %5,8 azaltabilme potansiyeline sahiptir. Eştümleşme analiz sonuçlarına göre, enerji sübvansiyonlarının uzun dönemli ekonomik etkilerine rastlanmamıştır. Sosyal etkiler açısından da eştümleşme analizine göre enerji sübvansiyonlarının işsizlikle olan ilişkisi uzun dönemde anlamsız bulunmuştur. Bu bulgulara dayalı olarak Türkiye’de de enerji sübvansiyon politikalarından değişim yapılması gerektiği söylenebilir.Item Fiyat, gelir ve faiz oranlarının konut talebi üzerindeki etkisi: Panel veri yaklaşımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-22) Çınar, Mehmet; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0001-8441-243XKonut talebi, konutun gerek zorunlu gerekse yatırım aracı olarak kullanılabilmesi açısından önemli bir kavramdır. Zira özellikle riskten kaçınan yatırımcılar konuta yönelmektedir. Bu kavram birçok faktör tarafından şekillenmektedir. Bu faktörlerden önemli bir tanesi konut kredisi faiz oranlarıdır. Konut kredi faiz oranları tüketiciler açısından doğrudan borçlanma maliyetini temsil etmekte ve dolayısıyla konut talebini etkilemektedir. Çalışmada fiyat, gelir ve konut kredi faiz oranlarının konut talebi üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Bu bağlamda 81 il bazında 2013-2021 dönemi yıllık verileri kullanılmıştır. Panel veri ekonometrisi yaklaşımıyla tahmin edilen regresyon modeli sonucunda; konut kredi faiz oranlarının konut talebini beklendiği gibi negatif etkilediği görülmektedir. Aksine toplam hane sayısı ve tüketici gelirinin ise konut talebini pozitif etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Diğer bir ifadeyle hane sayısındaki artış, konuta olan ihtiyacı artırmaktadır. Benzer şekilde konut kredi faiz oranlarındaki düşüş, tüketicilerin konut satın alma kararlarını etkilemekte ve tüketiciler daha fazla konut talep etmektedirler. Yani konut kredi faiz oranlarındaki düşüşün, konut talebini pozitif yönde etkilemesi beklenmektedir. Çalışma sonuçlarına göre konut kredi faiz oranlarındaki %1’lik azalış, konut talebini %1.23 artırmaktadır. İlaveten birim boyutlu modelin uygun model olarak belirlenmesi, iller bazında doğrudan gözlenemeyen etkilerin konut talebi üzerinde önemli olduğunu göstermektedir. Analiz sonuçlarına göre bu etki en fazla İstanbul’dadır. İstanbul’dan sonra; İzmir, Ankara, Bursa ve Konya gelmektedir.Item Hata terimlerindeki otokorelasyonun Dickey Fuller birim kök testinin gücü üzerindeki etkisi: Simülasyon model yaklaşımı(Uludağ Üniversitesi, 2017-09-07) Hepkorucu, Atilla; Çınar, Mehmet; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüBu çalışmada en temel birim kök testi olarak kabul edilen Dickey Fuller birim kök testlerinin, hata terimlerinin korelasyonlu olması sonucu etkilenmesi durumu incelenmiştir. Bilindiği üzere Dickey Fuller birim kök testleri ile sistemdeki otoregresif değişkenin parametre katsayısının 𝜏 (tau) istatistiği ile söz konusu değişkenin durağanlığı belirlenmektedir. Ancak parametre katsayısının bire yakın çıkması durumunda test eleştirilmektedir. Test bu durumda durağanlık olgusu yerine durağan dışılığı sıkça önermektedir. Çalışmada belirlenen sonuçlara göre, hata terimlerinin korelasyonlu olması ve bu durumunun göz ardı edilmesi ile durağan seriler daha sık bir şekilde durağan dışı olma eğilimindedir. Bununla beraber otokorelasyonun zayıf olsa da sistemden uzaklaştırılması halinde serinin durağan çıkma olasılığı daha net bir şekilde önerilmektedir.Item Prediction of economic crisis period with logistic regression analysis based on the trading volume of companies in the stock exchange Istanbul(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-27) Işığıçok, Erkan; Tarkun, Savaş; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ekonometri Ana Bilim Dalı; 0000-0003-4037-0869; 0000-0002-2684-184XThe prediction of an economic crisis is the most critical area of study for all actors related to the economy. Crises, a sign of uncertainty, do not have a specific timeline, but they can be predicted by analyzing particular indications. Studies on predicting the crisis are commonly related to macroeconomic variables. This study addresses an alternative approach to predicting crisis periods, which involves analyzing changes in the trading volumes of companies listed on Borsa Istanbul (BIST) instead of relying solely on macroeconomic variables. The study aims to examine the transaction volume data from 169 firms that regularly traded in BIST between 2000 and 2018. The predictability of economic crises in Türkiye has been investigated by applying binary logistic regression analysis, a methodology commonly employed in the literature as a signal approach for detecting economic crises. Some statistically significant parameters were discovered positive, and some were found negative in estimated logistic regression models, and the companies to which the statistically insignificant parameters belonged were evaluated as companies that did not give a signal for the economic crisis model. The findings suggest that changes in the trading volume of many companies, not just a few ones, can be a valuable predictor of crises.Item Seçilmiş G-20 ülkelerinde doğrudan yabancı yatırımlar: Bir performans analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-23) İnam, Betül; Murat, Dilek; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0002-6160-3740Doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), günümüzde ülkelerin ekonomik kalkınma ve gelişmesinde önemli rol oynayan enstrümanlardan biridir. Ülkelere kattıkları fiziksel sermaye ve rekabet gücünün dışında istihdam, teknoloji, yönetim ve denetim anlayışı gibi çok sayıda avantajı içinde barındıran yapılardır. Yabancı bir ülkede uzun vadeli bir iş çabası taahhüdünü içerirler. Dolayısıyla lokasyon olarak nereyi tercih edecekleri çok sayıda kritere bağlıdır. Bu çalışmada seçilmiş G-20 ülkelerinin doğrudan yabancı yatırım girişleri konusunda performanslarının ölçülmesine odaklanılmıştır. Bu bağlamda ülkelerde doğrudan yabancı yatırım girişlerini etkileyen faktörler literatür ve yatırım raporları kullanılarak derlenmiş ve toplanan veriler COPRAS (Complex Proportional Assessment) metodu uygulanarak değerlendirilmiştir. Elde edilen ampirik bulgular doğrudan yabancı yatırımlar konusunda performansı en iyi ülkelerin sırası ile Çin, ABD ve Hindistan olduğunu göstermektedir.Item Sosyal medyada duygu analizi: COVID-19 sürecinde 5G algısı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-02-28) Çakmak, Elçin Timur; Oğuzlar, Ayşe; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; İstatistik Ana Bilim Dalı; Ekonometri Bölümü; 0000-0003-3247-6823; 0000-0003-3228-9366Bu çalışmada toplum için fırsatlar yaratacak yeni yetenekler getirmesi beklenen beşinci nesil hücresel ağlar (5G) ile COVID-19 aşısının dünya genelinde insanlar üzerinde oluşturduğu algının Duygu Analizi yöntemi ile ölçülmesi hedeflenmektedir. Bu amaçla, yaygın olarak kullanılan bir sosyal medya aracı olan Twitter’dan Ekim – Aralık 2020 tarihleri arasında 25642 adet tweet çekilmiş ve Python yazılımı aracılığı ile hesaplamalar yapılmıştır. Buna göre dünya genelinde Twitter üzerinden fikrini beyan eden kişilerin %36,4’ünün 5G ile COVID-19 aşısı hakkında pozitif algıya sahip olduğu görülmüştür. Tweet atan kişilerin %35,6’sının ise konuyla ilgili olarak pozitif ya da negatif görüşe sahip olmadığı ve %28’inin de negatif görüş bildirdiği sonucuna varılmıştır. Tüm tweetler için genel duygu skoru ortalaması 0,15 olarak bulunmuştur. Çalışmada ayrıca verilere makine öğrenmesi yöntemlerinden Sınıflandırma ve Regresyon Ağaçları (CART), Naïve Bayes (NB), k-En Yakın Komşuluk (KNN) ve Rastgele Orman (RF) algoritmaları uygulanmıştır. Elde edilen bulgulara göre sınıflandırmada en iyi sonuçları 0,7852 kesinlik (P) ve 0,7445 doğruluk (A) değerleri ile NB; 0,8209 duyarlılık (R) değeri ile KNN ve 0,7866 F-ölçütü (F) değeri ile RF algoritmaları vermiştir.Item Sosyal normlar ve dağıtım adaleti algısının vergi uyumu üzerindeki etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-15) Akbelen, Zuhal; Arlı, Nuran Bayram; Leba, Reyhan; Aydemir, Mine; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0002-3745-4677; 0000-0001-5492-184X; 0000-0002-9992-9666; 0000-0003-3276-8148Bugün ülke ekonomilerine bakıldığında, küçük ve orta ölçekli işletmelerin, tüm işletmelerin yaklaşık %95-99'unu oluşturduğu ve yatırım, ihracat ve istihdam açısından ülke ekonomilerindeki paylarının sürekli arttığı görülmektedir. Bu da onları vergi uyumu açısından önemli bir grup haline getirmektedir. Bu çalışmanın amacı, vergi uyum niyetinin, sosyal normlar ve dağıtım adaleti tarafından nasıl etkilendiğinin küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından incelenmesidir. Çalışmada vergi uyum niyetini, sosyal normları ve dağıtım adaletini ölçmek için üç farklı ölçek kullanılmıştır. Yapısal eşitlik modeli oluşturulduktan sonra tahmin edilmiştir. Tahmin edilen model sonucunda, vergi uyum niyetinin, dağıtım adaleti ve sosyal normlar tarafından etkilendiği bulgusuna ulaşılmıştır. Dağıtım adaleti doğrudan ve pozitif olarak vergi uyum niyetini etkilemektedir. Kişisel normlar, vergi uyumunu pozitif ve anlamlı şekilde etkilemektedir. Subjektif normların dağıtım adaleti üzerinde anlamlı ve pozitif bir etkisi vardır ve aynı zamanda dağıtım adaleti yoluyla vergi uyum niyeti üzerindeki dolaylı etkileri de söz konusudur. Tahmin edilen modelin bulgularına göre, vergi uyum niyeti hem sosyal normlardan hem de dağıtım adaletinden anlamlı ve pozitif bir şekilde etkilenmektedir. Bu sonuç vergi uyum niyetini ortaya koymak için sosyal normların ve dağıtım adaletinin önemini göstermektedir.Item Structural equation modeling analysis of mediator role of fear of negative evaluation in foreign language anxiety(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-11) Aral, Neşe; Arlı, Nuran Bayram; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüIn this research main goal is to show the mediator role of the fear of negative evaluation in student’s sense of self-efficacy in the effect of foreign language anxiety. For this purpose structural equation modeling was performed. Goodness of fit index of the model which is X2/df=1.665; RMSEA= 0.08; SRMR=0.08 identified within acceptable limits. Fear of negative evaluation according to the structural equation model has been observed to have a mediator effect on foreign language anxiety. As a result of the model, it has been concluded that self- efficacy affects fear of negative evaluation negatively (β=-0.79); fear of negative evaluation affects foreign language anxiety positively (β=0.50), and achievement affects foreign language anxiety negatively (β=-0.25). However, it has been concluded that self- efficacy affects foreign language anxiety indirectly in a negative direction (β=-0.33). In this study among factors affecting foreign language anxieties of students, the fear of negative evaluation and self-efficacy have been found to have important effects.Item Türkiye ve bir grup ülke için çatışma verilerinin kuvvet yasasına uygunluğu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-09-27) Çelik, Sadullah; Oğuzlar, Ayşe; İktisadi İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüBugün birçok toplumsal sorun, bir bireye ya da gruba yönelik sürekli bir şiddeti içermektedir. Bu sorunlar; aile içi şiddet, kadına yönelik cinsel şiddet, sivil saldırılar, şiddetli çatışmalar, şiddetli protestolar, terör eylemleri ve ulusal güvenliğe yönelik siber saldırılar ile ticarete yönelik siber saldırılardır. Özellikle hükümetler ve politik yapıcılar bu şiddet olaylarının ölçülmesi sayesinde stratejiler geliştirerek birçok toplumsal olayın en düşük zarar ile sonuçlanmasını sağlamaktadır. Bugün, bu şiddet olaylarının şiddetini ölçmek için bir kuvvet yasası kullanılmaktadır. Genel olarak, kuvvet yasası bir olayın frekansının olayın artan boyutundan daha hızlı azaldığını tanımlar. Teknik olarak, bir "kuvvet yasası", birinin diğerinin gücü olarak değişen iki büyüklük arasındaki matematiksel ilişkiyi ifade etmektedir. Bu çalışmada, kuvvet yasalarını ve diğer uzun kuyruk dağılımları basitleştiren R’nin “poweRlaw” paketi kullanılmıştır. Çalışmada, 2014-2017 yılları arasında GDELT’ten elde edilen çatışma verileri kullanılarak; Irak, Suriye, Türkiye, Filistin, Ukrayna, Afganistan, İsrail ve Rusya’daki çatışmaların kuvvet yasası dağılımına uygun olup olmadığı test edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda Türkiye ve Afganistan’daki çatışmaların kuvvet yasası dağılımına uygun olmadığı; Irak, Suriye, Filistin, Ukrayna, İsrail ve Rusya’daki çatışmaların kuvvet yasası dağılımına uygun olduğu bulunmuştur. Buradan kuvvet yasası dağılımının ölçeğe göre değişmediği, yani farklı yerlerden elde edilen verilerin aynı dağılım özelliklerine sahip olduğu sonucuna varılmıştır.Item Türkiye’de iç göçün mekansal analiz yöntemleriyle incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-10-30) Aral, Neşe; Oğuzlar, Ayşe; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0001-7599-5047; 0000-0003-3228-9366Bireylerin bir mekandan başka bir mekana göç etmesi ekonomik ve sosyokültürel bir çok sebebe dayanmaktadır. Söz konusu sebepler bağlamında, bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıkların da göçü etkilemesi beklenir. Bu kapsamda bu çalışmada, bölgeler arasındaki farklılıkları analiz etme imkanı sunan mekânsal analiz teknikleri kullanılarak, Türkiye’de iller bazında net göç hızı farklılıklarının incelemesi ve net göç hızını etkileyen değişkenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, net göç hızının mekansal örüntüsü incelenmiş, göçle ilişkili değişkenler ele alınarak, bu değişkenlerin net göç hızı üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Analiz sonuçları, net göç hızı düşük olan ve net göç hızı yüksek olan illerin kümelenme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, nüfus yoğunluğu net göç hızı üzerinde negatif etkiye sahipken; gayri safi yurtiçi hasıla ve nüfus artış hızı net göç hızı üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Ayrıca çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgu net göç hızının, söz konusu değişkenlerin yanı sıra komşu illerin net göç hızından da etkilenmesidir. Dolaysıyla çalışmanın bulguları, Türkiye’de illerin net göç hızları arasında mekânsal bağımlılık olduğunu göstermektedir. Nitekim çalışmanın en önemli sonuçlarından biri net göç hızını etkileyen faktörlerin incelenmesinde coğrafyanın göz önünde bulundurulması gereken önemli bir faktör olduğudur.Item Tweetlerin etkinliğinin sosyal ağlar ile irdelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-11-02) Kızılkaya, Yusuf Murat; Oğuzlar, Ayşe; İktisadi İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri BölümüWeb 2.0 teknolojisinin hayatımıza girmesiyle birlikte, internet dünyasında insanlar içerik tüketen değil, aksine kendileri de artık içerik üreten, aktif bireyler haline gelmiştir. Web 2.0’ın belki de hayatımıza en büyük katkısı sosyal ağlar olmuştur. Bu çalışmada, önemli bir sosyal ağ aracı olan twitterdan elde edilen verilerden hareketle sosyal ağ analizi yapılmaktadır. Twitter 320 milyondan fazla kullanıcısıyla dünyada en büyük ikinci sosyal ağ sitesidir. Elde edilen veriler, sosyal ağ analizi için özel olarak tasarlanmış NodeXL Pro programı yardımıyla analiz edilmiştir. Bir mikroblog sitesi olan twitterdan, son zamanlarda ülkemizde çok fazla tartışma konusu haline gelmiş olan, ÖSYM hakkında atılan tweetler çekilmiş ve ağın yapısı detaylı olarak incelenmiş ve görselleştirme yapılarak önemli algoritmalar hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar bize, son zamanlarda ÖSYM’nin imajının sarsıldığını ve kuruma güven duyulmadığını ortaya çıkarmıştır. ÖSYM’nin toplum gözündeki güvenirliliğini arttırabilmesi için, bir an önce birtakım önlemler alarak, bu yönde çalışmalar yapması bir zorunluluktur.Item Vergi afları ve vergilemede adalet algısının vergi uyumuna etkisi: Bursa ili örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-10-24) Akbelen, Zuhal; Aydın, Zehra Berna; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0002-3745-4677; 0000-0003-1313-7543Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sık sık uygulanan vergi afları gelir arttırıcı ve vergi idaresinin yükünü azaltıcı araç olarak görülmektedir. Bununla birlikte vergi aflarına sık sık başvurulması dürüst vergi mükelleflerinde cezalandırıldığı ve vergi kaçağının yaygın olduğu algısını yaratarak, vergilemede adalet algısını ve vergi uyumunu olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışmada vergi aflarının ve vergilemede adalet algısının vergi uyumu üzerindeki etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda Bursa ilinde 754 ticari kazanç elde eden vergi mükellefine anket gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ilk olarak mükelleflerin vergi afları ve vergi adalet algılarına ilişkin ölçeklere faktör analizi uygulanmıştır. Sonrasında elde edilen faktörlerin vergi uyumuna etkisi çoklu doğrusal regresyon analiziyle ortaya konulmuştur. Analiz sonucunda, vergi uyumunun %18,2’sini ceza adaleti, prosedürel adalet ve vergi affı değişkenlerinin açıkladığı görülmüştür. Modeli en iyi açıklayan değişkenin vergi afları olduğu belirlenmiştir. Söz konusu değişkenlerin vergi uyumunu negatif yönde etkilediği görülmüştür. Bu durumda vergi affı uygulamasına sık sık başvurulmamalıdır. Prosedürel adalet algısı açısından vergi kanunları herkese eşit uygulanmalıdır.Item Yaşam kalitesini açıklamada sosyal dışlanma ve yaşam tatmininin rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-10-21) Aydemir, Mine; Arlı, Nuran Bayram; İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi; Ekonometri Bölümü; 0000-0003-3276-8148; 0000-0001-5492-184XBu çalışmada bireylerin yaşam kalitesini açıklamada sosyo-demografik değişkenlerin yanı sıra, sosyal dışlanma ve yaşam tatminin rolünün ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaçla katılımcılara Yaşam Kalitesi, Sosyal Dışlanma, Yaşam Tatmini ölçeklerinin ve sosyo-demografik soruların yer aldığı bir anket formu verilmiştir. Gönüllü olarak 864 kişinin katıldığı bu çalışmada veriler ikili lojistik regresyon ile analiz edilmiştir. Analiz sonucuna göre kadınların yaşam kalitesinin erkeklere göre daha yüksek olduğu, ekonomik düzeyi yüksek olanların yaşam kalitesinin ekonomik düzeyi düşük olanlara göre daha yüksek olduğu, yaşam tatmini yüksek olanların yaşam kalitesinin yaşam tatmini düşük olanlara göre daha yüksek olduğu sonuçları elde edilmiştir. Bunun yanı sıra sosyal dışlanma bağlamında sosyal katılımcılığı düşük olan bireylerin yaşam kalitesinin daha düşük olduğu ve uygun ev ve çevre koşullarına sahip olmanın bireylerin yaşam kalitesini arttırdığı sonuçları elde edilmiştir. Bu sonuçlar sosyal dışlanmanın bazı boyutlarının, yaşam tatmininin ve ekonomik durumun yaşam kalitesini açıklamada önemli rol oynadığını göstermiştir.