2021 Cilt 19 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20060
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Akut lösemili çocuklarda konjenital malformasyon sıklığı: Tek merkez raporu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-07) Güler, Salih; Temuroğlu, Aytül; Sezgin, Melike; Baytan, Birol; Güneş, Adalet Meral; Tıp Fakültesi; Çocuk Hematoloji Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2398-0959; 0000-0002-8943-6585; 0000-0002-4792-269X; 0000-0002-9375-2855; 0000-0002-0686-7129Giriş: Lösemi, multifaktöriyel bir hastalıktır. Bazı genetik sendromların lösemi sıklığını artırdığı iyi bilinmektedir. Biz çalışmamızda sendromik olmayan malformasyon ile lösemi ilişkisini değerlendirdik. Gereç ve Yöntem: Akut lösemi tanısı almış 288 hasta çalışmaya dahil edildi. Malign olmayan hematolojik hastalığı olan 201 hasta kontrol grubu olarak kabul edildi. Sendromik çocuklar her iki grupta da dışlandı. Tüm çocuklar ICD-10, Bölüm XVII’ye göre konjenital malformasyon açısından muayene edildi. Her iki grupta malformasyonların tipi ve sayısı karşılaştırıldı. Bulgular: Tanı anındaki yaş, cinsiyet, ebeveynler arasında akrabalık, anne babanın doğum yaşı, ailede kanser öyküsü ve annenin önceki gebelikleri açısından lösemi ve kontrol grubu arasında fark yoktu. Lösemili popülasyonda konjenital malformasyonlar daha fazla görüldü (p<0,001). Kontrol grubunda en sık görülen malformasyon cilt üzerindeydi. Lösemili çocuklarda en sık görülen malformasyon dolaşım sisteminde görülürken, ikinci bölge ciltti. Dolaşım sistemi malformasyonuna sahip olmanın lösemi riskini 12,53 kat artırdığı bulundu. Sonuç: Konjenital malformasyonlar lösemili çocuklarda daha yaygındı. Dolaşım sistemi malformasyonuna sahip olmanın lösemi riskini önemli ölçüde artırdığını bulduk. Bu risk daha önceki çalışmalara göre daha yüksekti. Bu durumun lösemide kemoterapiye başlamadan önce kardiyak fonksiyonların değerlendirilmesi amacıyla her hastaya rutin ekokardiyografinin yapılıyor olmasından kaynaklanabileceğini düşündük.Item Bursa Bölgesinde alerjik astım tanılı çocuklarda ağaç polen alerjenlerine duyarlılık oranlarının araştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-03-22) Canıtez, Yakup; Çekiç, Şükrü; Tıp Fakültesi; Çocuk Alerji Bilim Dalı; 0000-0001-8929-679X; 0000-0002-9574-1842Giriş: Alerjik astım tanılı çocuk olgularda ağaç polenleri alerjenlerine karşı duyarlılık oranlarının, ağaç polen duyarlılığına etki eden çeşitli faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya alerjik astım tanılı 5-18 yaş arası 560 çocuk olgu alındı. Olguların klinik, laboratuvar ve deri prik testi verileri retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Çalışmada yer alan olgularda deri prik testlerinde, ağaç polen alerjilerine genel duyarlılık [Olea europeae (Zeytin ağacı), Alnus glutinosa (kızılağaç), Platanus acerifolia (Çınar ağacı), Corylus avellena (Fındık ağacı), Betula verrucosa (Huş ağacı), Pinus silvestris (Sarıçam ağacı)]’ den en az birine duyarlılık varlığı) oranı %17,7 olarak saptandı. Diğer alerjen duyarlılıkları; akarlar %75,0, çimen polenleri %47,3, tahıl polenleri %39,5, yabani ot polenleri %18,4, kedi ve/ veya köpek %13,4, mantarlar %12,9, hamam böceği %6,1 olarak bulundu. Ağaç polen alerjenlerine genel duyarlılık oranlarının 5-8 yaş grubunda (%9,5), 9-13 yaş grubunda (%20,7), 14-18 yaş grubunda (%28,8) oranlarında bulunduğu ve yaş ile paralel artış gösterdiği saptandı (p<0,001). Ağaç polenleri genel duyarlılığının, eşlik eden alerjik rinit veya alerjik konjonktivit varlığında daha yüksek oranlarda görüldüğü (sırasıyla p=0,019, p=0,002), akar duyarlılığı varlığında ise daha düşük oranda görüldüğü (p<0,001) bulundu. Sonuç: Bu çalışmada 5-18 yaş alerjik astımlı çocuklarda ağaç polen duyarlılığı oranları dikkate değer bir oranda saptanmıştır. Ağaç polen ve diğer alerjen duyarlılıkları ile ilgili alerjik astımlı çocuklardan elde edilen bu veriler, hastaların tanı ve tedavi yaklaşımlarında göz önünde bulundurulmalıdır.Item Pediatrik vakalarda philadelphia benzeri akut lenfoblastik lösemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-11) Erdem, Ecem Efendi; Cecener, Gülşah; Tezcan, Havva; Evim, Melike Sezgin; Tıp Fakültesi; Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı; Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Bilim Dalı; 0000-0001-9003-8755; 0000-0002-3820-424X; 0000-0002-0910-4258; 0000-0002-4792-269XLösemi, hematopoietik hücrelerin malign transformasyonu sonucu gelişen, heterojen neoplastik hastalıklar grubudur. Philadelphia (Ph) benzeri akut lenfoblastik lösemi (ALL), yüksek risk sınıflamasında yer alan ve kötü prognoz gösteren B- hücreli akut lenfoblastik löseminin (B-ALL) alt grubudur. Gen ekspresyon profili olarak Ph pozitif ALL’ye benzemektedir, ancak bu alt tipte BCR ABL1 füzyonu mevcut değildir. Hastalık genetik olarak heterojendir. Ayrıca, etnik kökenleri farklı olan Ph benzeri ALL vakalarının genetik değişimleri de farklılık göstermektedir. Ph benzeri ALL vakalarının B-ALL’li hastalar arasından ayırt edilerek sınıflandırılabilmesi etkin tedavi almaları için önemlidir. Son yıllarda, Ph benzeri ALL alt grubuna ait vakaların tanımlanması için, B-ALL vakalarında genetik ve klinik bulgular değerlendirilmesinin yanı sıra, gen ifade farklılıklarının analiz edildiği panellerin tasarlanması gündemdedir.