1999 Cilt 1 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13291
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Eksi̇lti̇ ya da sıfır tekrar(Uludağ Üniversitesi, 1999) Üstünova, Kerime; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.İletişimde zamandan tasarruf, dilin tekrardan hoşlanmayışı, en az çaba ilkesi gibi nedenler, anlatım kısalığına yol açan etkenlerdendir. Konuşanın, dinleyenin bir takım şeyleri bildiğini, konuşmayı dikkatle dinlediğini sanması ve duyduklarını doğru yorumlayabileceğini düşünmesi, konuşmalarda kimi birimlerin atlanmasına, düşürülmesine, yarım bırakılmasına yol açmaktadır. Bütün bunlara rağmen anlatırnın gerçekleştiğini, iletişimin sağlandığını söyleyebiliriz. Ancak anlam bütünlüğünü bozmadan, cümlenin bazı öğelerinin düşürülmesi ile oluşan eksiltili yapıtarla iletişim sağlanmaya çalışılmaktadır. Eksiltilerin bir kısmının da, tıpkı tekrarlar gibi daha çarpıcı, daha etkili anlatımlara ulaşmak için yapıldığını görmezden gelemeyiz.Item Locke ve Hume'da bi̇lgi̇ni̇n kaynağı problemi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Eren, Işık; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.The philosophers John Locke and David Hume who lived in 18th century, investigated the structure of knowledge by focusing on human understanding, instead of the problem concerning the source of knowledge which had been inquired by the philosophers of 18th century. The main problem for those philosophers, i.e. , J.Locke and D. Hume, was "ide"; what is "ide", what are the structure and source of "ide". They inquired into this problem by taking into account the limits of human mind. According to John Locke, "ideas" which make up human reason are not innate. Human reason acquires "ideas" by sens and reflection. "ldeas" have two bases with regard to their sources. According to Hume, all reasoning concerning matter of fact seem to be founded on the relation of Cause and Effect. But, knowledge of this relation arises entirely from experience, when we find, that any particular objects are constantly conjoined with each other. Causes and Effects are discoverable, not by reason. but by experience. To recapitulate the reasoning: Every idea is copied from same preceding impression or sentiment; and where we cannot find any impression, we may be certain that there is no idea.Item Panorama romanında aydın meselesi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Sınar, Alev; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Panorama is a novel that tells the story of Turkish Republic until 1950. In this novel Yakup Kadri Karaosmanoğlu, one of the pioneering authors of new Turkey, talks about the phases of Turkish revolution; wornes and contrasts in Turkish political, social and cultural life, and dangers to which Turkish revolution is exposed. The writer talks about politicians, religious fanatics, opportunists, immorals, disappointed people and those who believe that they suffer from the system. In this study we have tried to show 1923 and 1950 how Turkish intellectuals had been reflected into this panorama. A variety of professional intellectuals such as politicians, teachers, journalists and doctors have different thoughts on Turkish revolutions, public life, bureaucracy, Atatürk's death, Second World War and transition to multi-party system in Turkey. Y. Kadri develops his novel within a dua/istic plot. He, thus, reflects opposite thoughts in the high social class and tragedy of the intel/ectual both before and after 1938; intellectuals act in a confused manner having different ideas in their minds. Most of intellectuals lost their enthusiasm about the revolutionary spirit that they had shared during the War of Independence, as time passed on, especially between the years 1923 and 1950. But now they are concerned only with their own interests. Halil Ramiz, who speaks on behalf of the writer, is a real inte/leetual in that he has a mature personality and can defend his own ideas quite strongly. Panorama , while trying to establish firmly the principles of Turkish Revolution via intellectuals, comes out as an impressive example pointing to disappointments in practice, and the danger of religious extremism which, even today, persists in Turkey. In sum, Panorama presents social and political processes from the very beginning of Turkish Revolution to 1950's, and the changes in the regards and thoughts of intellectuals in that arduous period.Item Yeterli̇k fi̇i̇li̇ni̇n Yalova ağzındaki̇ durumu(Uludağ Üniversitesi, 1999) Şahin, Hatice; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.Dilbilgisi içerisinde birleşik fiiller sınıfına soktuğumuz ve dilin anlatım çeşitliliğinde önemli bir rol oynayan tasviri fiiller, Türkiye Türkçesinde -A ve -I zarf-fiil eklerini almış bir fiile getirilerek yapılmış şekillerdir. "Bu fiiller zarf-fiil halindeki fiilin anlattığı oluş ve kılışın meydana geliş tarzını açıklarlar. "1. Bu açıklama, tasvir etme özellikleriyle de tasviri ya da betimlemeli fiiller adını alırlar. Bu tip birleşik fiil tabanlarında zarf-fiil durumundaki birinci fiilin anlamı esastır.