1993 Cilt 12 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17566
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item 18 aylık erkek besi danasında clavicula olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yıldız, Bahri; Bahadır, Ali; Tayyar, Mustafa; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıFakültemiz et ünitesinde bir besi danasının işlenmesi sırasında scapual ya bağlı olarak sağlı sollu birer rudimenter clavicula ya rastlanmıştır. Söz konusu kemiklerden soldaki işleme sırasında tahrip olduğundan sağdakinin özellikleri tarif edildiği gibidir. 11,4 cm uzunluğunda, belirgin bir başçık, bundan devam eden bir gövde ve bir serbest uçtan oluşan kemiktir.Item Aynı yaşlı simental boğaların plexus ischiadicus ve nervus pudendus'ların oluşumuna katılan ramus ventralis'lerdeki sinir demetlerinin morfolojik ve morfometrik incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yılmaz, Osman; Bahadır, Ali; Serbest, Ayşe; Yıldız, Bahri; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu araştırma, aynı yaşta (2.5 yaş) 20 simental boğanın plexus ischiadicus ve nervus pudendus 'ların oluşumuna katılan ramus ventralis 'leri üzerinde yapıldı. Boğalardan diseke edilen sinirler % 10 'luk formaldehit solüsyonu içerisinde tespit edildi. Daha sonra bu sinirlerden 0.2-0.4 cm. kalındığında enine kesitler alındı. Kesitler çini mürekkebi ile boyandıktan sonra üstten aydınlatma ile 0.66x2x10 ve 4x2x10 büyütmede stereo mikroskopta incelendi. Araştırmada elde edilen sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 1- Plexus ischiadicus 'un oluşumuna katılan esas sinirler L, S1 ve S2 'nin ramus ventralis 'leridir. Bununla birlikte 9 boğada bunlara S3 'den bir kol katılmaktadır. 2- Nervus pudendus 'un oluşumuna katılan esas sinirler S3 ve S4 'ün ramus ventralis 'leridir. 11 boğada bunlara S1 'den bir kol katılmaktadır. 3- Plexus ischiadicus 'un oluşumuna katılan ramus ventralis 'lerdeki demetlerin çap ortalama değerleri, nervus pudendus 'un oluşumuna katılanlarınkinden büyüktür (P < 0.001). 4- Plexus ischiadicus 'un oluşumuna katılan ramus ventralis 'lerdeki demet sayısı ortalama değeri, nervus pudendus 'u oluşturanlardan daha fazladır (PItem Hindide kanat kaslarının nomina anatomica avium (1979)' a göre morfolojik incelenmesi bölüm ll: Ossa manus'a yapışan kaslar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Serbest, Ayşe; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu çalışmada hindide kanat kasları (ossa manus 'a yapışan/ar) yeniden incelendi ve tarif edildi. Kasların isimlendirilmesi de Nomina Anatomica Avium (1979) esas alındı.Item Hindide kanat kaslarının nomina anatomica avium (1979)'a göre morfolojik incelenmesi bölüm 1: Scapula'ya, humerus'a ve antebrachium'a yapışan kaslar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Serbest, Ayşe; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu çalışmada hindide kanat kasları (scapula 'ya, humerus 'a ve antebrachium 'a yapışanlar) yeniden incelendi ve tarif edildi. Kasların isimlendirilmesi de Nomina Anatomica Avium (1979) esas alındı.Item İnsan ve evcil hayvanlarda konjenital malformasyonların nedenleri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Özfiliz, Nesrin; Veteriner Fakültesi; Histoloji Embriyoloji Bilim DalıAnormal gelişmeleri inceleyen ve doğuştan malformasyonların nedenlerini araştıran embriyoloji dalına "Teratoloji" denir. Yüzyıllardan beri beslenmeden kötü ruhlara kadar birçok faktörün embriyogenezisi etkilediği kabul edildi. Bununla beraber sadece son 30 yılda doğum defektleri üzerinde duruldu. Konjenital defekti er doğumda var olan anomalilerdir. Hatalı embriyogenesis sonucu oluşurlar ve doğumla anatomik veya mikroskopik düzeyde ortaya çıkarlar. Doğuştan malformasyonların nedenleri: 1- Genetik faktörler, 2- Çevre faktörleri, 3- Genetik ve çevre şartlarının birlikte etkilediği çok faktörlü kalıtım.Item İvermektinin pentobarbital sodyumla oluşturulan genel anestezi üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Ceylan, Selahattin; Yılmaz, Orhan; Veteriner Fakültesi; Farmakoloji ve Toksikoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada, fare ve tavşanlarda pentobarbital sodyumla gerçekleştirilen genel anestezi üzerine ivermektinin etkisi araştırıldı. Pentobarbital ile anesteziden yarım ve iki saat önce sağıtım dozunda (deri altı 0.2 mg/kg) uygulanan ivermektinin, farelerde uyku süresini önemli derecede uzattığı, fakat 24 saat önce uygulandığında önemli bir değişiklik yapmadığı saptandı. Tavşanlara anesteziden iki saat önce sağıtım dozunda uygulanan ivermektinin yutma, palpebral, pedal ve korneal reflekslerin geri geliş süresini belirgin bir şekilde uzattığı belirlendi.Item Sığırlarda plexus ischiadicus'un oluşumu ve rami ventrales'deki sinir demetlerinin dağılımı ve yerleşimi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yılmaz, Osman; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu araştırmada 20 adet erkek ve 20 adet dişi sığırın (değişik yaşlarda) rami ventrales 'i ile birlikte plexus ischiadicus 'ları ve çıkardığı sinirlerin ilk kısımları çalışma materyali olarak kullanılmıştır. Araştırma sonuçları aşağıdaki şekilde özetlenebilir:1- Plexus ischiadicus oluşumuna temelde L6> S1 ve Sı katılmaktadır. 2- Plexus ischiadicus 'u şekillendiren rami ventrales 'den en uzunu L6 olup uzunluğu 10 cm ( ± 0,7)'dir.3-Plexus ischiadicus 'un yapısında bulunan tüm sinir demetleri perineum adı verilen bir bağ dokusu kılıfı ile satılmaktadır.4- Plexus 'un cranial daha kalın yuvarlak ve geniştir. Caudal 'i daha ince, sivri ve dardır.5- Plexus şekillenirken araştırmada kullanılan 40 hayvandan 38 'inde önce L6 ve S1 'in önce bağ ve yağ dokusal bir bağlantının varlığı gözlenmiştir. 6- Plexus 'deki sinir demetleri trochanter major ossis femoris düzeyinde gruplaşmaya başladığı gözlenmektedir.7- Plexus, farklı hayvanlarda demet sayısı ve demet çapı bakımından farklılık göstermektedir.8- Rami ventrales 'de en büyük çaplı demetler S, ve Sı 'de görülmektedir.9- Rami ventrales 'de ortalama 200-250 demet bulunmasına karşılık plexus gövdesinde ortalama 300-400 demet bulunmaktadır. 10- Plexustan çıkan sinirler aynı sayıda demet içermez.11- Erkeklerde ortalama demet sayısı dişilerden yüksektir (P<0.05). 12- İki cinsin çap ölçüm değerleri ortalamaları bakılırsa rami ventrales 'deki çap artışı ile plexus gövdesindeki artış paralellik gösterir.13- Demet sayısı ile demet çapı arasında ters orantı vardır.Item Sultansuyu Tarım İşletmesi esmer ırk düvelerinde puberty yaşı(Uludağ Üniversitesi, 1993) Demirci, Eşref; Bozkurt, Tanzer; Gür, SeyfettinBu çalışma, 1985-1990 yıllarında Sultansuyu Tarım İşletmesinde yetiştirilen Esmer ırk düvelerin puberty yollarını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Veriler Sultansuyu Tarım İşletmesi şartları altında beslenen 177 düveden elde edilmiştir. Düvelerin doğum günü ile ilk östrüs günü arasındaki süre ilk östrüs yaşını veya puberty yaşını oluşturmuştur. Puberty yaşı 177 düvede 438 ile 997 gün arasında değişmiş ve ortalama 658.12 ± 7. 94 gün olmuştur. Yetiştirme yıllarına göre puberty yaşlan ortalama 574.83 ± 13.41 ile 753.60 ± 26.93 gün arasında değişmiş olup altı yıl içerisinde en az 1988 yılında, en fazla da 1986 yılında olmuştur. Sonbahar mevsiminde doğan düveler diğer mevsimlerde doğan düvelere göre bariz bir şekilde daha erken yaşta puberteye ulaşmışlardır. Doğum mevsimlerine göre ortalama puberty yaşları kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimleri için sırasıyla 660.45 ± 17.82, 708.05 ± 12.89, 605.07 ± 12.96 ve 604. I7 ± 10.09 ve gün olmuştur. Puberty yaşı için yıllar arası ve doğum mevsimleri arasındaki farklılıklar . önemli bulunmuştur (P < 0.01).Item Tavuk etinin besin değeri ve diğer et ve et yerine geçen maddelerle karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Soyutemiz, G. Ece; Veteriner Fakültesi; Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim DalıTavuk kümes hayvanları içinde her bölge koşulunda yetişebilen, canlı ağırlık artış hızı yüksek, generasyon süresi kısa ve birim et verimi çok ekonomik olan bir hayvandır. Özellikle hayvansal kökenli protein açlığının söz konusu olduğu ülkemizde tavuk etleri protein noksanlığını kapatmada çok etkili olabilir.Item Tavuklarda plexus sacralis ile bunu oluşturan ramus ventralis'lerin makro-anatomik ve subgros incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Serbest, Ayşe; Bahadır, Ali; Yıldız, Bahri; Yılmaz, Osman; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu çalışmada 14 tavuk plexus sacralis 'i ile bunu oluşturan ramus ventralis 'ler makro-anatomik ve subgros yönden incelenmiştir. % 10 formol solüsyonunda tespit edilmiş sinirlerden 2-3 mm kalınlığında enine kesitler alınmıştır. Bu kesitler çini mürekkebi ile boyandıktan sonra stereo mikroskopta incelemiştir. Bunlara ait çeşitli ölçüler ile birlikte başlıca şu özellikler tespit edilmiştir: 1- Tavuklarda plexus sacralis 26.-30.' spinal sinirlerin ventral kollarından oluşmaktadır. 2- Ramus ventralis 'ler ile bunların oluşturdukları birleşmeler birer sinir demetinden meydana gelmektedir. 3- En büyük demet çapına S2 ile S3, en küçük demet çapına da S5 sahiptir. S1 ile S4 'ün demet çapları da bunların ortası düzeyindedir. 4- N. tibialis ile n. fibularis birer büyük sinir demetinden meydana gelir. 5- Uyluğun caudalie giden sinir kolları plexus 'un distaline doğru oluşurlar. Bunlara ait sinir demetleri plexus 'un caudal ve caudo lateralinde bulunur.Item Türk çoban ve alman kurt köpeklerinde bazı kan parametreleri ile alyuvar Na+, K+ değerlerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kırbıyık, Hayrettin; Cengiz, Fahrünisa; Yıldız, Bahari; Veteriner Fakültesi; Fizyoloji Ana Bilim DalıBu araştırma, Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü 'nde yetiştirilen Türk Çoban ve Alman Kurt erkek köpeklerinde yapıldı. Alınan kan örnekleri hematokrit, alyuvar ve akyuvar sayıları, alyuvar çapı ve alyuvar Na+, K değerleri yönünden incelendi. Türk Çoban ve Alman kurt köpekleri sırasında alyuvar sayıları 7,072+ 182, 7,778+95,3, akyuvar sayıları 61,30+16,77, 82,90+35,42 f değer % 45,70+4,34, % 47,80+3,55; alyuvar çapı 6,07+0,61, 6,16+0,48 pm; alyuvar Na+ değerleri 114,10+9,90, 105,30+14,31 ve alyuvar değerleri 4,49+ 0,66, 4,54+0,48 olarak bulunmuştur. Gruplar arasında istatistik önemde bir fark görülmemiştir.Item Türk çoban ve Alman kurt köpeklerinin os penis'i üzerinde karşılaştırmalı bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yılmaz, Osman; Yıldız, Hüseyin; Bahadır, Ali; Yılmaz, Bahri; Serbest, Ayşe; Veteriner Fakültesi; Anatomi Bilim DalıBu araştırma 1-1.5 yaşlarında 7 Türk Çoban ve 7 Alman Kurt Köpeklerinin os penis 'leri üzerinde yapıldı.Çalışmada os penis 'in morfolojik ve morfometrik özellikleri incelendi. Her iki ırkın os penis 'lerinin üzerinde birçok ölçümler alındı. Araştırmada elde edilen sonuçlar şu şekilde özetlenebilir: 1- Alman Kurt Köpeklerinde os penis 'lerinin yaklaşık ortası düzeyinde ventraf'e yönelik bir kıvrım bulunmaktadır. Türk Çoban Köpeklerinde benzer bir kıvrım gözlenmektedir. 2- Türk Çoban Köpeklerinin morfometrik ölçüm değerleri nisbeten Alman Kurt Köpeklerinden daha yüksektir. Türk Çoban Köpeklerinde ortalama os penis uzunluğu 11.74 cm(± 3.00) iken Alman Kurt Köpeklerinde 10.22 cm(± 4.57) 'dir.Item Türk sucuğu üretiminde starter kültür kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 1993) Tayyar, Mustafa; Veteriner Fakültesi; Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim DalıFermente et ürünleri, mikroorganizmaların gelişmeleri ve metabolik faaliyetleri sonucunda elde edilmektedir. Üretimlerinde mikroorganizmaların karıştığı bir olgunlaşma basamağına gerek duyarlar. Bu mikroorganizmaların metabolik aktiviteleri ürünün özelliklerini belirleyen arzu edilen değişikliklere neden olur. Bu nedenle fermente et ürünlerinin üretimi için mikroorganizmaların varlığı zorunludur. Son ürünün kalitesi fermantasyonda rol oynayan mikroorganizmaların tipine, ham madde seçimine ve üretim sırasındaki koşullara bağlı olarak büyük değişim göstermektedir. Bu derleme fermente et ürünlerinin tipik örneği olan sucuğun üretim teknolojisinde starter kültürlerin rolü ana hatlarıyla incelenmiştir.Item Yoğurdun insan beslenmesindeki faydalı etkisi ve yoğurt tüketiminin günlük miktarları(Uludağ Üniversitesi, 1993) Soyutemiz, G. Ece; Veteriner Fakültesi; Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim DalıYoğurt mükemmel bir gıdadır. Onu ilginç bir gıda yapan ilgili bakterilerin karşılıklı simbiyotik ilişki yeteneği veya metabolik ürünlerin terapatik etkisi ile ilgili olabilir. İnsan beslenmesinde yoğurdun değeri, sadece besleyici değeri Üzerine değil aynı zamanda intestinal mikroflora faydalı etkisi üzerine kurulmuştur. 20. yüzyılın başlarında Metchnikoff ( 1845-1916) uzun yaşama teorisinde yoğurdun laktik asit ve içerdiği diğer ürünler aracılığı ile kalın barsaklarda anaerob spor yapan bakterilerin gelişmesini önlediğini iddia etmiştir. Balkan dağ kabileleri, Kafkasya ve Türkiye' deki uzun ömürlü insanların yoğurtla beslendikleri örnek olarak verilmiştir (The Road to Health).