2014 Cilt 40 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18440
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ağır egzersiz sonrası gelişen rabdomiyolize bağlı akut böbrek yetmezliği olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2014-04-28) Ayar, Yavuz; Ulutaş, Firdevs; Sayılar, Emel Işıktaş; Yavuz, Mahmut; Ersoy, Alparslan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Nefroloji Bilim Dalı.Rabdomiyoliz kas hasarı sonrası oluşan bir tablodur. Travmatik ve travmatik olmayan sebepler bu klinik tabloyu oluşturmaktadır. Özellikle hipovolemi ve asidoz akut böbrek hasarına zemin hazırlamaktadır. Olgumuzda ağır egzersiz sonrası kas enzimleri artan [kreatinin fosfokinaz (CPK), laktat dehidrogenaz (LDH) ve aspartat aminotransferaz (AST) gibi] ve dehidrate kalan bir hastada gelişen rabdomiyolize bağlı akut renal yetmezlik sunulmuştur. Doğru tanı ve renal replasman tedavisi ile hastada olumlu yanıt gözlenmiştir.Item Diabetes mellitus hastalarında sosyoekonomik durumun diyabetik retinopati gelişimine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2014-02-17) Toka, Fatih; Avcı, Remzi; Kaderli, Berkant; Kıvanç, Sertaç Argun; Yıldız, Meral; Yücel, Ahmet Ali; Yalçınbayır, Özgür; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.Diabetes mellitus (DM) komplikasyonu olan diyabetik retinopati (DR), çalışan nüfusta en sık körlük nedenidir. Diyabetik retinopati gelişimini etkileyen birçok faktör mevcuttur. Bu çalışmada sosyoekonomik faktörlerin ve HbA1C değerinin retinopati gelişimine etkisini araştırmayı amaçladık. Çalışmaya DM tanısı konulmuş 297 hasta dahil edildi. Hastalara demografik ve sosyoekonomik durumlarını sorgulayan anket uygulandı. Hastalar göz muayeneleri sonrası retinopatinin var olup olmamasına göre 2 gruba ayrıldı. Düşük gelir ve eğitim düzeyinin, 15 yıldan uzun diyabet süresinin, yüksek HbA1C değerinin, insülin kullanımının DR gelişimi ile ilişkili olduğu bulundu. Ayrıca retinopatisi olan hastaların, DM tanısından önce DR’yi bilmedikleri, tanı aldıktan sonra DR’nin kendilerine anlatılmadığı ve bu hastaların düzenli göz kontrolüne gitmedikleri tespit edildi. Bu bulgular, hem hastayla ilişkili olan sosyoekonomik faktörlerin, hem de hekimle ilişkili hastaların bilgilendirilmesi gibi faktörlerin diyabetik retinopati gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.Item Dupuytren kontraktürü: 87 olgunun retrospektif incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-16) Şakı, Mehmet Can; Ersen, Burak; Tunalı, Orhan; Aksu, İsmail; Kahveci, RamazanDupuytren kontraktürü elin palmar bölgesi ve parmakların fleksör yüzlerinde anormal skar dokusu oluşumu ile karakterize, palmar ve dijital fasyanın benign fibroproliferatif bir hastalığıdır. Bu çalışmada Temmuz 2009- Aralık 2013 yılları arasında kliniğimizde Dupuytren kontraktürü nedeniyle opere edilen 87 hasta hastane kayıtları ve ameliyat notları taranarak retrospektif olarak incelendi. Hastaların 74’ü erkek (%85); 13’ü (%15) kadın idi. 12 hasta (%13.8) çift taraflı el tutulumu nedeniyle; 75 hasta (%86.2) tek taraflı el tutulumu nedeniyle ameliyat edildiler. Tek taraflı el tutulumu olanların 40 tanesi (%53) sol elinden; 35 tanesi (%47) sağ elinden opere edildi. Hastaların 74’ü erkek (%85); 13’ü (%15) kadın idi. (erkek/kadın oranı: 5.6/1). Hastaların en küçüğü 25 yaşında; en büyüğü 83 yaşında idi. Toplam 87 hastada opere edilen 99 elde tutulan parmakların cinsiyete göre sıklığı incelendi. Erkeklerde yaş ortalaması 58 yaş; kadınlarda 53 yaş olarak bulundu. Bu çalışmada kliniğimizde opere edilen hastalar retrospektif olarak incelenerek Bursa ilinde Dupuytren kontraktürünün prevelansına katkı yapmak amaçlandı.Item Granülomatöz prostatitis olgularının retrospektif olarak incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014-02-28) Vuruşkan, Berna Aytaç; Moray, Melike Nalbant; Vuruşkan, HakanGranülomatöz prostatitler, prostatın benign inflamatuar hastalıklarının %1’ini oluşturmaktadır. Pek çok olguda granülomatöz prostatitin sebebi bilinmemekle birlikte, prostatın transüretral rezeksiyonu, iğne biyopsisi, açık prostatektomi ve mesane içine bacillus Calmette-Guerin (BCG) uygulanması sonrası meydana gelebilir. Bu çalışmamızın amacı prostat örneklemelerinden granülomatöz prostatit tanısı almış hastalarımızın klinik ve patolojik özelliklerini araştırmak ve literatür eşliğinde değerlendirmektir.Item Katarakt cerrahisi sonrası refraksiyon sonucuna etkili faktörlerin farklı tipte intraokuler lenslerle değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014-04-09) Baykara, Mehmet; Sabur, Huri; Poroy, Ceren; Budak, Berna Akova; Yılmaz, Hakan; Tok, Mediha; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.Çalışmamızsda, cerrahi öncesi benzer özelliklere sahip, fakoemülsifikasyon cerrahisi sırasında tek veya üç parçalı lens konulan olgularda ulaşılan refraktif sonuca ve zaman içerisindeki değişimine etki eden faktörlerin değerlendirilmasi amaçlanmıştır. Retrospektif olarak yapılan çalışmaya kliniğimizde Kasım 2012- Şubat 2013 tarihleri arasında katarakt ameliyatı olan 60 hastanın 67 gözü dâhil edildi. Olgulara 2,2 mm temporal kesili fakoemülsifikasyon + göz içi lensi (GİL) ameliyatı yapıldı. Kırk iki göze 3 parçalı hidrofobik akrilik (Alcon Acrysof MA60AC) , 25 göze tek parçalı hidrofobik akrilik (Zaraccom Ultraflex UF60125) intraokuler lens konuldu. Postoperatif 1. hafta ve 1. ayda refraksiyon değerleri, ön kamara derinliği, lens pozisyonları değerlendirildi. Ameliyat sonrası sferik refraktif kayma 1. ayda 3 parçalı Acrysoft grubunda ortalama +0,034 D, tek parçalı Ultraflex grubunda ise +0,75D idi. Ameliyat sonrası erken dönemde elde edilen postoperatif ön kamara derinliği ve refraksiyon değerleri her iki lens takılan grupta geç dönemde de aynen devam etti. Ameliyat öncesi durumları benzer olan ve aynı yöntemle ameliyat edilen bu iki gruptan tek parçalı lens grubunda hedeflenenden daha hiperopik yönde sonuç ortaya çıkması ve bunun takiplerde aynen kalması, her ne kadar hasta sayısı az olsa da bu tip lens takılacak gözlerde konacak lens gücünü hesaplarken bu durumun göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermiştir.Item Ksantogranülomatöz piyelonefritis: 11 olguluk inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2014-02-06) Uğraş, Nesrin; Vuruşkan, Berna Aytaç; Vuruşkan, Hakan; Moray, Melike Nalbant; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Patoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Üroloji Anabilim Dalı.Ksantogranülomatöz piyelonefritis, nedeni bilinmeyen nadir görülen bir hastalıktır. Yaygın olmayan bu renal parankimin kronik destrüktif lezyonu, uzun süreli üriner sistem obstrüksiyonu ve enfeksiyonu ile ilişkilidir. Bu retrospektif çalışmada, hastanemizde 2007-2012 yılları arasında Ksantogranülomatöz piyelonefritis tanısı almış 11 vaka tekrar gözden geçirildi. 11 ksantogranülomatöz piyelonefritis hastasının 7’si (% 63. 6) kadın, 4’ü (% 36. 4) erkekti. Ortalama yaş 59’dur. Ağrı ve ateş en sık ortaya çıkan semptomdu. Hastaların tamamında hastalık tek taraflı olup hepsine total nefrektomi uygulanmıştı. Operasyon öncesi ksantogranülomatöz piyelonefritis tanısı koymak oldukça güçtür ve nefrektomi özellikle diffüz vakalarda tedavi seçeneğidir.Item Memenin primer skuamöz hücreli karsinomu (intrakistik komponenti bulunan): olgu sunumu eşliğinde literatür bilgileriyle tartışılması(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-16) Küçük, Şirin; Ercihan, Cemile; Ercihan, Ersoy; Çekiç, Sema; Akkalp, AslıMemenin primer skuamöz hücreli karsinomu oldukça nadir görülen ve memenin metaplastik karsinomları başlığı altında geçen bir tümördür. Olgumuz 44 yaşında kadın hasta olup kliniğe sağ memede kitle, ağrı ve şişlik şikayetleriyle başvurdu. Yapılan ince iğne aspirasyon sitolojisine şüpheli tanısı verildi. Hastaya cerrahi kliniğinde sağ kadrenektomi operasyonu uygulandı. Olgumuzda klinik olarak skuamöz hücreli karsinomun gelişebileceği organlar tarandı ve bu odaklarda tümör saptanmadı. Histopatolojik, immünhistokimyasal ve klinik/radyolojik bulgular eşliğinde olguya memenin primer skuamöz hücreli karsinomu (intrakistik komponenti bulunan) tanısı verildi. Olguya tamamlayıcı cerrahi ile lenf nodu diseksiyonu uygulandı ancak rezidü tümör ve metastaza ait bir bulguya rastlanmadı. Seyrek görülmesi nedeniyle 44 yaşında sağ memede primer skuamöz hücreli karsinom tespit edilen kadın hasta literatür bilgileri ışığında tartışıldı.Item Multifaktöriyel bir hastalık olarak gelişimsel kalça displazisi(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-05) Yıldız, Kadri; Ezirmik, NaciGelişimsel Kalça Displazisi, multifaktöriyel bir hastalıktır. Gelişimsel Kalça Displazisine neden olan faktörler genetik, gelişimsel ve çevresel faktörler olmak üzere bir arada değerlendirilmelidir. Ülkemizde önemli bir ortopedik problem olan Gelişimsel Kalça Displazisiyle mücadele etmek için demografik özelliklerinin de incelenmesi gerekmektedir. Bu çalışmada Gelişimsel Kalça Displazisinin demografik özelliklerini incelemek amaçlanmaktadır.Item Psoriatik artritli hastalarda hla-b27 sıklığı ve demografik, klinik, radyolojik bulgularla ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 2014-02-19) Fırat, Sevdenur; Yazıcı, Ayten; Yılmazer, Barış; Coşan, Fulya; Çefle, AyşePsoriatik artritte (PsA) klinik bulgular ile HLA-B27 arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar başta ülkemiz olmak üzere literatürde oldukça sınırlıdır. Bu çalışmada PsA’lı hastalarda HLA-B27 sıklığının tespit edilmesi ve hastaların demografik, klinik ve radyolojik bulguları ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. PsA tanısı konulan 51 olgu çalışmaya alındı. Hastaların poliklinik takip dosyaları taranarak demografik özellikleri, klinik ve radyolojik bulguları, tedavi şekilleri ve HLA-B27 gen analizi sonuçları kaydedildi. Hastaların HLA-B27 analizleri Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı’nda real-time PCR yöntemiyle yapıldı. PsA’lı 51 hastanın 8’inde (%15,69) HLA-B27’nin pozitif olduğu saptandı. HLA-B27 pozitiflik oranı aksiyel tutulum ve periferik tutulum olan grupta sırası ile %37,5, %11,6 idi (p=0,099). Diğer klinik bulgularla HLA-B27 varlığı arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Çalışmamızda HLA-B27 pozitiflik oranı son yayınlardaki değerlere benzer şekilde bulundu. Sonuçlarımız HLA-B27 pozitifliği olan PsA’lılarda artmış aksiyel tutulum riskini desteklemektedir.Item Üreterosigmoidostomi sonrası hiperkloremik metabolik asidoz: Bir olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2014-01-14) Sayılar, Emel; Dölarslan, Mürşide Esra; Ayar, Yavuz; Yavuz, Mahmut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Nefroloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim dalı.Ürolojik cerrahide bağırsak; mesane augmentasyonu, büyütme ve aynı zamanda üreter ve genital rekonstrüksiyon amaçlı kullanılmaktadır. Modern rekonstrüktif teknikler sayesinde genç hastaların yanı sıra, ileri yaşlı hastalarda da bu operasyonlar başarıyla gerçekleştirilmektedir. Operasyon sonrası dönemde çok sayıda komplikasyon görülebilir. Elektrolit bozuklukları, anormal ilaç metabolizması, enfeksiyon, taş oluşumu, beslenme bozuklukları, büyüme bozuklukları, osteomalazi ve kanser gelişimi bu komplikasyonların başında gelmektedir. Bu olgu sunumunda, 3 yaşında sistektomi ve üreterosigmoidostomi yapılmış, son 1 aydır kas güçsüzlüğü ve uyuşma şikayeti ile başvuran 30 yaşında hipokalemik hiperkloremik metabolik asidoz tanılı bir hasta sunmaktayız.