2021 Cilt 40 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/27898
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Liyofilizasyon amaçlı kullanılan sulandırıcıların koç spermasının DNA bütünlüğü üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-04-27) Birler, Sema; Öztürk, Gül Bakırer; Papuccuoğlu, Serhat; Üstüner, Burcu; Zık, Berrin; Alçay, Selim; Güler, Sabire; Sağırkaya, Hakan; Nur, Zekariya; Veteriner Fakültesi; Histoloji Embriyoloji Ana Bilim Dalı; 0000-0001-5999-4685; 0000-0002-1053-6250; 0000-0002-2472-8157; 0000-0002-7367-6859; 0000-0001-6619-3229; 0000-0002-1438-221XDNA hasarının belirlenebilmesi, sperma saklama yöntemlerinin geliştirilmesi açısından önemlidir. Biz çalışmamızda farklı liyofilizasyon medyumları kullanılarak saklanan sperm hücrelerinin DNA bütünlüğünün değerlendirilmesinde akridin oranj (AO) ve therminal deoxynucleotidyl transferase-medited dUDP nick and labelling (TUNEL) floresan boyama yöntemlerini kullandık. Koçlardan alınan sperma dört gruba bölündü ve her bir grup: I) %10 fötal buzağı serumu (FCS) içeren TCM 199 solüsyonu II) %10 FCS ve 0,2 mol/L trehaloz içeren TCM 199 solüsyonu III) 50 mmol/L NaCl ve EGTA [Ethylen glycol-bis (β-aminoethyl ether)-N, N, N, N,-tetraacetic acid] 10 mmol/L Tris solüsyonu ve IV) %20 yumurta sarısı ve %7 gliserol içeren Tris bazlı solüsyonlardan biri ile konsantrasyonu 10 x 106 spermatozoa/100 μL olacak şekilde sulandırıldı. Taze alınan spermada DNA fragmentasyon oranı AO ve TUNEL yöntemlerinde sırasıyla %2,0 ±1,2 ve %3,8±3,7 olarak tespit edildi (P>0.05). AO ve TUNEL yöntemiyle değerlendirilen liyofilizasyon sonrası DNA bütünlüğüne sahip spermatozoa oranlarının, sulandırıcı farklılığına göre etkilenmediği tespit edildi (P>0.05). Aynı şekilde her iki boyama yöntemi karşılaştırıldığında, liyofilizasyon sonrası elde edilen DNA bütünlüğünün değerlendirilmesinde AO ve TUNEL sonuçlarının istatistiksel olarak farklı olmadığı belirlendi (P>0.05). Çalışmamızın sonuçları; sulandırıcı gruplarından her birinin koç spermasının liyofilizasyonu için uygun olduğunu ve her iki boyama yönteminin de tercih edilebileceğini göstermektedir.Item Sığır karkas ve sakatatlarında hijyen profilinin yasal mevzuat kriterleri ile değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-19) Çetin, Ece; Ertekin, Ayşegül; Coşkun, Ahmet Gökhan; Temelli, Seran; Eyigör, Ayşegül; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-5121-2631; 0000-0002-5181-7577; 0000-0002-8869-4929; 0000-0002-2707-3117Çalışmada, kasaplık sığırların karkas ve sakatatlarının Türk Gıda Kodeksi (TGK) Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği Üretim Hijyeni Kriter leri gereklilikleri dahilinde mikrobiyolojik kalitesinin belirlenmesi hedeflendi. Bu amaç ile, Marmara Bölgesinde 2013-2015 yılları arasında, 3 kombina ve 1 mezbahadan toplam 400 adet örnek alındı. Alınan 100 adet karkas örneği, Aerobik Koloni Sayısı (AKS) ve Enterobacteriaceae sayısı (ES)’nın belirlenmesi ve Salmonella varlığı yönünden, her bir karkasa ait olmak üzere toplamda 300 adet yenilebilir sakatat (100 ka raciğer, 100 dalak, 100 böbrek) örneği ise Salmonella varlığı açısından, ilgili uluslararası standartlar olan ISO 4833-1:2003 (AKS), ISO 21528- 2:2004 (ES) ve ISO 6579:2002 (Salmonella) kullanılarak analiz edildi. İncelenen karkas örneklerinde AKS, 3,0x102- 4,0x105 kob/cm2 aralığında olup ortalama 3,1 x 104 kob/cm2, ES ise 0,1 x 101- 8,5 x 102 kob/ cm2 aralığında olup ortalama 1,9 x 102 kob/cm2 olarak bulundu. AKS ve ES sonuçlarının birbirinden bağımsız olarak ilgili yönetmeliğe göre değerlendirilmesi sonucunda, örneklerin AKS yönünden; %34’ü ‘Uygun’, %56’sı ‘Kabul Edilir’ ve %10’u ‘Uygun Değil’, ES yönünden de %57’si ‘Uygun’, %34’ü ‘Kabul Edilir’ ve %9’u ‘Uygun Değil’ olduğu tespit edildi. TGK Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliği Üretim Hijyeni Kriterleri’ne göre AKS ve ES yönünden sırasıyla %90 ve %91, AKS ve ES sonuçları birlikte değerlendirildiğinde ise %84 oranında uygun bulunan sığır karkaslarının, ayrıca sakatatları dahil Salmonella içermediği göz önünde bulundurulduğunda, örnekleme yapılan dönem içinde hijyenik kalitesinin oldukça iyi düzeyde olduğuna karar verildi.Item Tulareminin serolojik tanısı için in house enzyme- linked immunosorbent assay (ELISA) prototipi ve mikroaglütinasyon Test (MAT) antijeninin geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-05-04) Gürbilek, Sevil Erdenliğ; Tel, Osman Yaşar; Yücetepe, Ayfer Güllü; Keskin, OktayBu çalışmada, Francisella tularensis (F. tularensis)’e karşı gelişen antikorları saptamak için bir Enzyme- Linked Immunosorbent Assay (ELI SA) prototipi ve kristal viyole boyalı bir mikroaglütinasyon test (MAT) antijeni geliştirildi. Ayrıca konfirme edici Western blot (WB) tekniği de serumlara uygulandı. Alınan sonuçlara göre MAT, ELISA ve WB testlerinin tanısal duyarlılıkları %100 olarak bulunurken, özgüllükleri sırası ile %100, %98 ve %96 olarak bulundu. Geliştirilen MAT ve ELISA ile 72 insan serumunda seropozitiflik oranı her iki teste de %4.2 olarak bulunurken, 190 koyun serumunda MAT ve ELISA seropozitifliği sırası ile %3.2 ve %4.7 olarak bulundu. Alınan sonuçlara göre ülke mizde tularemi insan ve hayvanlarda varlığını sürdüren bir infeksiyondur. Ancak daha sağlıklı epidemiyolojik yorum yapabilmek için daha çok sayıda seruma ve farklı hayvan türleri ile çalışılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Sonuç olarak, ELISA ve konfirme edici Western blotting kombinasyonunun tulareminin serolojik tanısında kullanılabilecek uygun bir kombinasyon olduğu düşünülmektedir.