2019 Cilt 28 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16128
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Alâî b. Muhibbî eş-Şîrâzî ve Müşkilü’l-Kur’ân’a dair risâlesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-14) Alpaydın, Mehmet AkifAlâî b. Muhibbî eş-Şîrâzî XVI. yüzyılda yaşamış bir Osmanlı âlimidir. Aslen Şîrâzlı olduğu anlaşılan müellifin Acem diyarından Osmanlı coğrafyasına hangi tarihlerde ve niçin geldiğine dair herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır. Farsça, Arapça ve Türkçe’ye şiir inşâd edebilecek düzeyde vâkıf olan Âlâî, farklı sahalara dair birçok eser telif etmiştir. Risâletü’l-es’ile ve’l-ecvibe fî ilmi’t-tefsîr ve’l-hadîs, müellifin Silâhdâr Cafer Paşa’ya (ö. 995/1587) ithafen, Müşkilü’l-Kur’ân ve Müşkilü’l-hadîs ilimlerine dair Türkçe olarak telif ettiği eseridir. İki bölümden oluşan eserin ilk kısmında, âyetlerde müşkil gibi görünen bazı noktaların tavzîhine yer verilmiştir. Müellif, yüz yirmi soru ve bu sorulara verdiği cevaplarla âyetlerle alakalı değerlendirmelerini yapmıştır. Alâî’nin, eserini telif ederken Vâhidî, Zemahşerî, Râzî ve Beyzâvî gibi meşhur müfessirlerden istifade ettiği görülmektedir. Fıkıhta Hanefî, itikatta Mâtürîdî olan ve Mevlevî tarîkatine müntesip olan Alâî, âyetlerin fıkıh, kelâm, belâgat ve tasavvuf gibi ilimlere taalluk eden yönlerine dair kendi perspektifi paralelinde görüşlerini belirtmiştir. Alâî, âyetlerin özellikle kelâm ilmiyle irtibatlı yönlerine dair ayrıntılara yer vermeye özen göstermiştir. Bu bağlamda yeri geldiğince Ehl-i Sünnet ve Mu‘tezile arasındaki tartışmaları zikretmiş ve Mu‘tezile’nin görüşlerini hatalı bulduğunu ifade etmiştir.Item Boşanma sürecinde ruh sağlığı ve din(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-15) İmamoğlu, Abdulvahit; Ferah, NimetAraştırmanın temel problemi boşanma sürecindeki bireylerin yaşadıkları ruhsal sorunlar karşısında inancın ve dini yaşayışın yardımcı ve iyileştirici bir etkiye sahip olup olmadığıdır. Buna bağlı olarak makalenin amacı boşanma sürecindeki bireylerin ruh sağlığı ile dini duygu, düşünce ve davranışlarını birlikte ele almaktır. Bu problem ve amaç ile yola çıkarak nitel araştırma paradigmasına uygun bir şekilde boşanma süreci devam eden on katılımcı ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Mülakat tekniği ile elde edilen bilgiler örnek olaylar şeklinde öyküleştirilmiş ve araştırmanın amacına göre analiz edilerek yorumlanmıştır. Sonuçta boşanma sürecindeki bireylerin; evliliklerine ilişkin sorunları pişmanlık, üzüntü ve öfke ile aktardıkları, fiilen bitmiş evliliğe yoğun duygusal tepkiler verdikleri ve bunaldıkları, umutsuzluk, çaresizlik ve başarısızlık hissine kapıldıkları, kaçma ve kaçınma psikolojisi ile hareket ettikleri, bu süreçte stres ve kaygı yaşadıkları ve çökkünlük belirtileri gösterdikleri bulunmuştur. Boşanma sürecinde ortaya çıkan bu ruhsal belirtiler karşısında bireylerin dini ve vicdani boyutta sorgulamalar yaptıkları; içerisinde bulundukları durumu ve olayları anlamlandırmada dini aktif bir şekilde kullandıkları; kendilerini din ile teselli ettikleri; dine ve ibadete yönelme, dua etme, Allah’a sığınma ve O’ndan yardım dileme gibi pratiklere başvurdukları; bu pratikler sonucunda ise ruhsal rahatlama yaşadıklarını ifade ettikleri tespit edilmiştir.Item Çocukluk dönemi din eğitimiMustafa Köylü- Cemil Oruç Ankara: Nobel Yayıncılık, 2017, 195 sayfa.(Uludağ Üniversitesi, 2019-11-05) Küçük, Rümeysa; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-3608-8871Yaşamın altın yılları olarak bilinen erken çocukluk dönemi, ilk öğrenme ve deneyimlerin kazanıldığı, içerisinde kritik dönemlerin bulunduğu, çocuğun bu dönemde sahip olduğu kazanımlarla ileriki yaşantısının büyük ölçüde şekillendiği ve bu nedenlerden dolayı tesadüflere bırakılmaması gereken bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Bu dönemde çocuğun gelişim özelliklerine paralel olarak verilen bütüncül bir eğitim, çocuğun gelişimi ve yaşantısı için önem taşımaktadır. Çocuğa verilen bütüncül eğitimin içinde bulunan, bilişsel, fiziksel, dil, sosyalduygusal gelişim alanlarına paralel gelişim gösteren ve çoğu kez çocukların idrak edemeyeceği, özümseyemeyeceği düşünülerek geri planda bırakılan dini gelişim alanı da bu dönem çocuklarına verilen bütüncül eğitimin kapsamı içerisinde yer almalıdır.Item Dini gruplar, medya ve propaganda: Türkiye'deki dört dini grup üzerine göstergebilimsel bir çözümleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019) Yakışır, Gizem; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-2086-6472; 0000-0002-2161-4875Propagandanın kullanımı yüzyıllar öncesine uzansa da bilimsel olarak inceleme konusu yapılması yeni bir gelişmedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı yıllarında siyasi liderler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan propaganda tekniklerinden dolayı kavram, 20. yüzyılda siyasal bilimlerin ve sosyolojinin inceleme konusu olmuştur. Bugün siyasi partilerin yanı sıra çeşitli kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, farklı amaçlarla bir araya gelen sosyal gruplar, mesajlarını hedef kitlelere iletmek, üye sayılarını artırmak, toplumda görünürlük kazanarak varlıklarını sürdürmek gibi amaçlarla propaganda tekniklerini kullanmaktadırlar. Kamusal alanda dernek, vakıf, şirket gibi kurumsal kimlikler aracılığıyla görünürlük elde eden dini gruplar bunun bir istisnası değildir. Bu çalışmada ülkemizde ilk olarak basım-yayın çalışmaları ile kitle medyasında varlık gösteren, daha sonra değişen toplumsal şartlarla çeşitli iletişim araçlarını kullanıp şirketleşme yoluna giden dört dini grubun iletişim ve propaganda faaliyetleri göstergebilimsel açıdan analiz edilecektir.Item Hadîd sûresindeki kıraat farlılıkları ve manaya etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-11-26) Efe, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-0154-2069Kur’ân-ı Kerîm’deki kıraat farlılıkları, “kırâat-i aşere” (on kıraat) olarak meşhur olmuş ve Hz. Peygamber’den tevatür yoluyla nakledilerek gelmiştir. Kıraat farklılıklarının önemli bir kısmı, manaya etkisi olmayan şive, telaffuz ve okuyuş farklarından kaynaklanan şifahî farklılıklardır. Kıraat farklılıklarının çok az kısmının manaya etkisi vardır. Bu durum anlamda bir tezat ve çelişki oluşturmayıp, bilakis manaya zenginlik katmakta ve daha kapsamlı bir mana elde edilmesini sağlamaktadır. Makalemizde Hadîd sûresindeki kıraat farlılıkları ve manaya etkisi bağlamında bu hususun gösterilmesi hedeflenmiştir.Item İslâm medeniyetinin yitik mirası Harezm Me’mun Akademisi Vahit Celal Ankara: Araştırma Yayınları, 2018, 112 sayfa.(Uludağ Üniversitesi, 2019-11-05) Bıyıklı, MuratKitap önsöz, giriş, iki bölüm, değerlendirme, resimler ve kaynakça kısmından oluşmaktadır. Celal, önsözde bir bölgenin gelişmişlik durumunun ortaya koyduğu medeniyet ve yetiştirdiği bilginlerin niteliği ile paralellik arz edeceğini belirtmektedir. Bu ifadelerden sonra Maverâünnehir ve Harezm bölgelerinin günümüzde Özbekistan Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer aldığı bilgisini vermektedir. Celal, giriş kısmında çalışmasında kullandığı kaynakların tanıtımını yapmakta ve doğrudan Harezm Me’mun Akademisi’ni konu alan çalışmaların olmaması hasebiyle ekseriyetle ikincil kaynakları kullandığını söylemektedir. Birincil kaynaklar olarak Edvard Rtveladze’nin editörlüğünde hazırlanan “Harezm Me’mun Akedemisi”, B.A. Abdulhalimov’un editörlüğünde “Harezm Me’mun Akedemisi” gösterilmekte ve eser yazılırken bunlardan çok istifade edildiği ifade edilmektedir. İkincil kaynaklardan bazıları ise: Ebû Mansur Abdülmelik b. Muhammed es-Seâlibî’nin Özbekçeye tercüme edilmiş “Yetîmetü’d-dehr fî mehâsini ehli’l-asr” adlı eseri; Ebû Reyhan el-Bîrûnî’nin (973-1050/1051) Özbekçeye tercüme edilmiş “el-Âsâru’l-bâkiye” ve “Hindistan” adlı eserleri; M. M. Hayrullayev ve R. M. Bahadirov tarafından Rusça kaleme alınan “Ebû Abdullah el-Harezmî” adlı eserdir (s. 9-15).Item Nasların anlaşılmasında lafzî ve gâî yorum ikileminde İmam Şâtıbî(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-26) Kozalı, Abdurrahman; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-9934-027XModern dönemde genelde İslam düşüncesi, özelde ise İslam hukuk düşüncesinin donuklaşma sürecine girdiği şeklinde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bu vakıa büyük ölçüde İslam dininin temel naslarının teleolojik olmaktan ziyade literal bir yoruma tabi tutulmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda geleneğe hâkim olan lafzî yorum yaklaşımının, gâî yoruma yaptığı vurguyla en fazla ön plana çıkarılan alternatifinin İmam Şâtıbî olduğu bir gerçektir. Bu makalede, Şâtıbî’nin temel eseri olan el-Muvâfakât’tan hareketle fakihimizin söz konusu iki yorum türü çerçevesindeki duruşu ortaya konmaya çalışılmıştır. Neticede müellifimizin lafzî yorum ile gâî yorum arasında orta yolcu bir tutumu benimsediği ve önerdiği, adı geçen eserinin çeşitli bölümlerindeki görüşlerinden hareketle ortaya konmaya gayret edilmiştir.Item Son dönem melâmîliği şairlerinden Ali Örfî’nin hayatı ve eserleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-06-20) Yılmaz, OğuzBu çalışma; Son Dönem Melâmîliğinin kurucusu Muhammed Nûru’l-Arabî’nin (öl. 1305/1887) Selânik’teki halifesi Ali Örfî’nin (öl. 1305/1887) hayatının, şahsiyetinin, edebî kişiliğinin ve vahdet-i vücûd eksenli kaleme aldığı eserlerinin nüsha yerleriyle birlikte biçim ve içerik açısından tanıtımını konu edinmektedir. Çalışmanın amacı; çıkan ilmî veriler ve bulgular ışığında; kaynaklarda ya hiç olmayan ya da bazı hususlarda tespit edilen eksikliklerin tekmîli, yanlışlıkların tenkidi ve tashihiyle hakkında fazla araştırma yapılmamış olan Ali Örfî’nin hayatı ve eserlerine dair bilgilerin güncellenmesidir. Ayrıca eserleri vasıtasıyla meydana çıkan şairliği, şârihliği, mütercimliği (müelliflik) yönüyle Son Dönem Melâmilîğine ve Türk Tasavvuf Edebiyatına yaptığı katkı bağlamında Örfî’nin bu gelenekteki yerinin ve öneminin tespit edilmesi de hedeflenmektedir. Çalışmanın önemi ise; özellikle tasavvufî ve edebî bağlamda Ali Örfî’ye ve eserlerine dair biraz daha net ve spesifik bilgiler verecek, değerlendirme ve tespitler yapma imkânı sağlayacak olmasıdır.Item Tefsir-Siyer ilişkisi ve taberî örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-08-14) Soycan, MustafaKur’ân, İslâmî ilimlere hem kaynaklık etmiş, hem de bu ilimlerle ilgili ilkeler, amaçlar tayin ederek çerçevesini belirlemiştir. Kur’ân’ın Hz. Peygamber’in örnekliğini nazara vermesi ve sîreti hakkında bazen tafsîlî, bazen de icmâlî bilgiler vermesi siyer ilminin ortaya çıkmasını netice vermiştir. Kur’ân’ın konuları kendine özgü bir üslupla sunması siyerle ilgili âyetlerin tespitinin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Klasik siyer kitaplarında siyerle ilgili âyetlere konuların takdiminde daha çok bağdaştırma amaçlı olarak yer verilmiş, âyetin bağlamı ve manaya delâletini tespit etme çoğunlukla söz konusu olmamıştır. Siyer yazımında Kur’ân’dan yararlanmak için hem konuyla ilgili âyetlerin bağlamının hem de manaya delâletinin vuzuha kavuşturulması gerekiyor. Bu güçlüğü aşmak için tefsir ilminden yararlanmamız gerekmektedir. Siyer-tefsir ilişkisini ortaya koyma adına ilk dönem tefsirinin zirvesi diyebileceğimiz Taberî tefsirinin önemli bir yeri vardır. Taberî, Kur’ân’ın bütünlüğü, âyetin bağlamı, sahih hadis, icmâ, tarihi ve sosyal gerçeklik, tabii gerçekler, akli gerçekler, Arapça’nın temel özellikleri, zâhir anlam, nesh gibi birtakım ilkelere başvurarak siyer-tefsir ilişkisini tespit etmeye çalışmıştır.Item الرواية العربية إشكاليات النشأة والرايدة واإلجناز(Uludağ Üniversitesi, 2019-11-15) Taan, Sulaimanتتشعب عن نشأة الرواية العربية مجلة من األسئلة تبدأ بسؤال الرايدة، وال تنتهي عند دور الرواية يف احلياة الفكرية والثقافية املعاصرة. ويف خضم هذا اجلدل احلاد يربز تياران رئيسان، يشكالن صدى للصراع احلاد بني قطيب األصالة واملعاصرة، ولالنقسام الذي يسم احلياة الفكرية بني دعاة التيارين، وما يتفرع عنه من خصومة، جند انعكاسها يف كل القضااي الفكرية. فظهور الرواية، عند دعاة املعاصرة، كان مثرة االنفتاح الثقايف والفكري على العامل األوريب، بينما يرى دعاة األصالة أن الرواية نوع أديب يتكئ على املوروث السردي العريب، وما يزخر به من حكاايت وقصص، تعد املصدر الذي تدفق منه سيل الرواية العربية، وأهنا نتاج عملية اجلدل بني العناصر السردية يف املوروث العريب، وشكل الرواية القادم إلينا من الغرب.