2006 Cilt 19 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10912
Browse
Browsing by Subject "Ein in sich geschlossenes programm"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Eğitim bilimi açısından örtük program ve halk anlatılarının örtük program bağlamında değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Cemiloğlu, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Eğitim genel olarak “örgün bir işlem”dir. Çünkü insanları eğitme adına bütün faaliyetlerin düzenli bir biçimde yürütülebilmesi için örgütlü bir işleyişe ihtiyaç duyulmaktadır. Günümüzde bu örgütlü işleyişin adına okul denmekte, bu okullarda yürütülen işlemler de “öğretme” olarak tanımlanmaktadır. Ancak; eğitime getirilen bakış açılarının zaman içerisinde değişmesi ve öğrenci merkezli anlayışların yaygınlaşması bu defa “öğretme” yerine “öğrenme” kavramının öne çekilmesini sağlamıştır. Bu felsefi anlayış da zamanla eskidiği için eğitim bilimi yönünü tekrar insanın doğasına ve insanın kolay değiştirilemeyen kendi doğal gerçeğine çevirmiştir. O nedenle de özellikle sosyal bilimlerde artık ne “öğretme” den, ne “öğrenme” den söz edilmekte, onun yerine “edinme” ya da “kazanma” terimleri kullanılmaktadır. Çünkü, eğitimde çoğu zaman sizin anlattıklarınız önemli gibi görünse bile, aksine; dinleyenlerin ondan aldıkları pay bir değer taşımaktadır. Eğitim bilimlerinde görülen bu değişiklik diğer bilim dallarıyla beraber halk bilimini de etkilemiştir. Daha önce geliştirilmiş olan folklor kuramları sadece anlatı metnini ele alıp yorumlarken, yakın dönemlerde folklor ürününün icrasının da önemli olduğu gerçeği anlaşılmıştır. Bu bakımdan, anlatanların ve dinleyenlerin hangi ortamlarda, icra olayına nasıl katıldıkları ve hem katılma anında hem de onun sonrasında hangi davranışları sergiledikleri de incelenmeye başlanmıştır. Anlatma esasına dayanan ve birçok karmaşık olayı, olay motiflerini birbirleri ile örgütlü olarak veren “destan, hikaye, masal ve efsane” gibi türlerin dinleyenleri kültürleme yönünden son derece önemli işlevleri vardır. Bu açıdan her anlatı, kendi bağlamında bir “örtük program” kompozisyonudur. Bu makalede 1989 yılında Güney Azerbaycan’da Aşık Aslan Kosalı’dan derlenmiş olan, “Köroğlu’nun Ağca Kuzu Kolu” “örtük program” ve “dinleyici kazanımları” açısından değerlendirilmektedir.