2023 Cilt 32 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/33163
Browse
Browsing by Subject "Al-Fiqh al-akbar"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Osmanlı Ebeveyn-i Resûl Risâleleri geleneğinin ilk halkası: İbnü’l-Hatîb el-Amâsî’nin (ö. 940/1534) İnbâʾü’l-ıṣṭıfâʾ fî ḥaḳḳı âbâʾi’l-Muṣṭafâ’sı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-10) Bektaş, Kevser Demir; Kılavuz, Ulvi Murat; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Kelam Anabilim Dalı.; 0000-0003-3811-193Xİslam düşünce geleneğinde tartışma konusu olan Hz. Peygamber’in anne ve babasının (ebeveyn-i Resûl) dinî ve uhrevî durumu, literatürde ilk olarak Ebû Hanîfe’nin (ö. 150/767) el-Fıḳhü’l-ekber’inde “Ebeveyn-i Resûl küfür üzere öldüler.” şeklinde yer almıştır. Osmanlı döneminde de Hz. Peygamber’in anne ve babasının dinî ve uhrevî durumu hakkında müstakil risaleler yazılmıştır. Bu mesele, Osmanlı ilim dünyasında el-Fıḳhü’l-ekber şerhlerinin kaleme alınması, dönemin siyasi konjonktürünün sonucu olarak Şîa ile Râfızîlik adı altında gerçekleşen dinî mücadele, toplumda giderek yaygınlaşan tasavvufî temayüller ve esasen Ekberî bir anlayış olan nûr-i Muhammedî düşüncesi gibi sebeplerle gündeme gelmiştir. Osmanlı döneminde bu konuda yazılan risalelerin ilki İbnü’l-Hatîb el-Amâsî’nin (ö. 940/1534) İnbâʾü’l-ıṣṭıfâʾ fî ḥaḳḳı âbâʾi’l-Muṣṭafâ isimli eseridir. Kendisi de nûr-i Muhammedî düşüncesini benimseyen İbnü’l-Hatîb’in ebeveyn-i Resûl’ün ehl-i necât olduğu görüşünü benimsediği bu risalenin amacının Hz. Peygamber hakkında yanlış düşüncelere ulaşılmasının önüne geçmek olduğu anlaşılmaktadır. Eserinde İbnü’l-Hatîb görüşünü Hz. Peygamber’in şerefli nesebini temel alarak izah etmiş, bu konuda oluşan itirazlara ve karşıt görüşü iddia edenlere âyet, hadis ve rivayetler üzerinden cevaplar getirmiştir. Onun nûr-i Muhammedî düşüncesine bağlı olmasının açıklama ve istidlallerine yansıdığı görülmektedir. Bu risâlenin ebeveyn-i Resûl meselesinin Osmanlı ilim çevrelerine taşıyıcısı konumunda olması risâlenin önemini teşkil etmektedir. İbnü’l-Hatîb’in bu risâledeki görüş ve açıklamalarının kendisinden sonraki dönemde dayanak olma ve eleştiriye muhatap kılma şeklinde iki yönlü bir etki bıraktığı söylenmelidir.