2023 Cilt 32 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/33163
Browse
Browsing by Subject "Arabic language and rhetoric"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Klasik Arap edebî tenkidinde nesnelliğin imkânı üzerine: Nâbiga ez-Zübyânî ile Hassân b. sâbit tartışması ve “Mina” şiiri üzerindeki değerlendirmeler bağlamında(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-08) Soysal, Zeynel AbidinBir şeye iyi/güzel veya kötü/çirkin hükmü verme noktasında genel-geçer ölçütler var mıdır? Bu ölçütlerin ve dolayısıyla ortak yargıların varlığı mümkünse gerekçelendirmeler nasıl şekillenir? Bunların teoride gerçekleşebildiği/gerçekleşebileceği varsayılsa bile uygulamadaki karşılığı ne kadar olabilir? Bu tür sorular her ilmî disiplinin cevaplamaya çalıştığı önemli sorulardır. Ancak bu çalışmadaki muhatabı klasik Arap edebî tenkit disiplinidir. Bu çalışmada tenkitte nesnelliğin imkânı uygulamalı iki örnek üzerinden ele alınmıştır. Kudâme b. Caʿfer (öl. 337/948), Merzübânî (öl. 384/994), İbn Cinnî (öl. 392/1002), Merzûkī (öl. 421/1030), Sekkâkî (öl. 626/1229) ve İbn Ebü’l-İsbaʿ el-Mısrî (öl. 654/1256) gibi önemli eleştirmenlerin taraf oldukları Nâbiga ez-Zübyânî (öl. 604) ve Hassân b. Sâbit (öl. 60/680) tartışması, üzerinde durulan ilk meseledir. İkinci mesele ise İbn Kuteybe’nin (öl. 276/889) “lafzı güzel, manası zayıf” şiire örnek olarak zikrettiği ve İbn Tabâtabâ (öl. 322/934), Ebu Hilâl el-Askerî (öl. 400/1009), Kâdı Cürcânî (öl. 392/1001-1002), Abdülkâhir Cürcânî (öl. 471/1078-79), İbnü’l-Esîr (öl. 637/1239) ve Kazvîni (öl. 739/1338) gibi önemli münekkitler tarafından farklı değerlendirmelere tabi tutulan beyitlerdir. Bu değerlendirmedeki yorumlara ve ulaştıkları sonuçlara göre çalışmada münekkitler taksim edilmiştir. Bu yolla ölçüt, hüküm ve gerekçelendirme üçlüsü dikkate alınmış ve nesnelliğin imkânı ile ilgili birçok somut veriye ulaşılmıştır. Tüm bu veriler ışığında edebî tenkitte genel-geçer ölçütlere ve ortak yargılara ulaşmanın oldukça zor olduğu mülahaza edilmiştir. Bununla beraber ölçüt, hüküm ve gerekçelendirmenin güçlü bir şekilde ortaya konması durumunda ortak zeminde buluşma imkanının arttığı kaydedilmiştir. Aynı zamanda bu tür çalışmaların iʿcâz meselesine dair farklı açılımlar sağlayabileceği sonucuna ulaşılmıştır.