2003 Cilt 4 Sayı 4
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13340
Browse
Browsing by Subject "Akıl"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Nietzsche felsefesinde hakikatin estetize edilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2003-06-01) Kahveci, KutsiNietzsche felsefesinin özgün yorumlarından biri, evreni kaotik bir oluş süreci olarak görmesinde ve buna bağlı olarak perspektivist bilgi anlayışının doruğa çıkarttığı estetist bir hakikat görüşünü öne çıkartmasında yatmaktadır. Bu bağlamda Nietzsche modern kabullerin aksine insan – hakikat ilişkisini sanatsal yaratı çerçevesine katarak genel felsefesinin aktif ve dinamik yaşam öğretisine paralel biçimde yeniden inşa eder. Sonuçta ortaya çıkan şey, estetiğin yolunu açtığı bir özgürlük düşüncesidir.Item Toplumsal düzen oluşturmaya ilişkin üç yaklaşım: Kant, Popper ve Sartre(Uludağ Üniversitesi, 2003-06-01) Ürek, Ogün; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.Bu yazı, aklı merkeze alarak toplumu düzenlemeyi amaçlayan üç farklı yaklaşımın ortaya koyduğu toplum tasarımlarından hangisinin ya da hangilerinin bilgisel bir temele sahip olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, aklı biçimsel bir yapı olarak gören Kant’ın, aklı içerikli bir yapı olarak gören Popper’ın ve “dialektik akıl” olarak nitelendirdiği akıl anlayışıyla aklı bilgiyle varlık arasındaki ilgi olarak gören Sartre’ın toplum tasarımları serimlenerek, bu tasarımlardan Kant’ın toplum tasarımı önplana çıkarılacaktır. Kant’ın toplumsal düzen anlayışını dile getirdiği “amaçlar krallığı” düşüncesinin temeline koyduğu aklın ürünü olan ahlâk yasası, akıl sahibi olan bütün varlıkların istemelerini belirleyebilecek nitelikte olan bu tek yasa, onun toplum anlayışının bilgisel temelini oluşturur. Çünkü, Popper ve Sartre’dan farklı olarak, Kant’ta ahlâk yasasının varlıksal temeli olan akıl, nesnel geçerliliğe sahip olan, yani her insanda ortak olarak bulunan, insanı insan yapan biçimsel yapıdır. Başka bir ifadeyle Kant, nesnel geçerliliği, herkes için geçerliliği, toplum anlayışının merkezinde olan aklın temel özelliği olarak görür. Bununla da Kant, nesnel geçerliliği, bir varlık tarzı olarak düşüncede varolanlara ilişkin yargıların bilgiler olup olmadığının sınanabilmesi için bakılacak yer, temel yapar.