2009 Cilt 35 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18303
Browse
Browsing by Subject "Cerrahi tedavi"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item 10 yıllık feokromasitoma deneyimi ve literatüre bakış(Uludağ Üniversitesi, 2009-02-11) Serin, Sibel Ocak; Güçlü, Metin; Ersoy, Canan; Ayar, Koray; Bal, Öznur; İmamoğlu, Şazi; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı.Çalışmamızın Amacı feokromasitoma tanısı ile takip edilen hastalarda elde edilen bulguların incelenmesi ve literatür verileri ile karşılaştırılmasıdır. Araştırmamızda 1997–2007 yılları arasında bölümümüze başvuran hastalardan feokromasitoma tanısı almış 16 olguya ait veriler retrospektif olarak incelenmiştir. 10 yıllık dönemde yaşları 49,8±14,5 yıl olan 9 erkek, 7 kadın toplam 16 feokromasitoma olgusu tespit edildi. 16 olgunun 14’ünde 2–8 yıllık hipertansiyon (HT) öyküsü varken, 2 olguya ilk başvuru anında tanı konuldu. 13 olgu ataklar şeklinde, 1 olguda ise kronik HT mevcuttu. 6 hasta ataklar sırasında olmak üzere toplam 11 hasta antihipertansif tedavi alırken, 5 hasta ise herhangi bir tedavi almıyordu. Hipertansif ataklara en sık çarpıntı (%68,7), terleme (%68,7) ve baş ağrısı (%62,5) eşlik ediyordu. 14 hastaya (%87,5) total kitle eksizyonu gerçekleştirilirken, 2 hasta opere edilemedi. Opere olguların 10’unda (%73,3) HT kür ile sonuçlanırken, 4 (%26,6) olguya tekrar antihipertansif tedavi başlandı. MEN-2A’lı ve malign feokromasitomalı 2 hasta progresyon veya akut komplikasyon nedeniyle kaybedilirken, 1 hasta ise tümor nüksü sonrası hayatını kaybetmiş olup 13 olgunun poliklinik kontrolleri halen devam etmektedir. Feokromasitoma ön tanılı hastalarda özellikle ataklar sırasında spesifik laboratuvar incelemeleri yapılmalı ve görüntüleme yöntemleri ile tanı konulan hastalara cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Bu tedavi ile kür sağlanabilir ve anti hipertansif tedavi ihtiyacı ortadan kalkabilirken, eşlik edebilen hastalıklar ve nüks açısından hastalar yakın takip edilmelidir.