2016 Sayı 27
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13121
Browse
Browsing by Subject "Adalet"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aristoteles’in siyaset felsefesinde anayasal yönetim(Uludağ Üniversitesi, 2016) Urhan, VeliAristoteles’in siyasetle ilgili düşüncelerinin, Politika, Nikomakhos’a Etik, Eudemos’a Etik, Atinalıların Devleti ve Retorik adlı eserlerinde yer aldığı söylenebilir. Politika’nın ikinci kitabında sözlerine “sırada devletin biçimini tartışmak ve hangisinin daha iyi olduğunu anlayabilecek durumda olduğumuzu varsayarak bunu anlamaya çalışmak var” diyerek başlayan Aristoteles, bunun için iyi yönetilen bazı devletlerin anayasalarına bakmaya ve, hiç kuşkusuz Platon’u kast ederek, bazı yazarların ütopyalarına bakmaya ihtiyaç duyulacağına işaret eder. Platon’da olduğu gibi, devletten hep site devletini anlayan Aristoteles’e göre, devlet adamıyla devlet, kralla uyrukları, aile reisiyle ev halkı, efendiyle köleleri arasındaki ilişkilerin hep aynı türden ilişkiler olduğunu sanmak yanlıştır. Aristoteles, ne zengin azınlığın ne de yoksul çoğunluğun değil de, ancak ortak çıkarın gözetilmesiyle oluşabilecek orta tabakanın güçlü olduğu ve adaletin kendisiyle tecelli ettiği bir yönetim biçimi olan politeianın oligarşi ile demokrasinin uzlaştırılması sonucunda ortaya çıkabileceğini öne sürer. Demokratik anayasanın oligarşik anayasaya göre isyana ve devrime daha az açık olması nedeniyle ötekine göre daha sürdürülebilir bir nitelik taşıdığı kanısında olan Aristoteles, hem etik hem siyaset anlayışının merkezinde yer alan altın orta ilkesi gereği, güçlü bir orta tabakaya yaslanan anayasanın en güvenli ve en sürdürülebilir bir anayasa olacağından kuşku duymamaktadır.Item John Rawls’un siyasal liberalizmi ve hoşgörü üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2016) Çelik, RaşitBu çalışma John Rawls’un siyasal liberalizmi içerisinde ortaya çıkan hoşgörü anlayışının bir analizini ve çağdaş çoğulcu demokrasiler açısından önemini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda bu yazıda, öncelikle hoşgörünün kavramsal analizlerinde ortaya çıkan bazı önemli görüşler ve hoşgörünün liberal düşünce geleneği içerisindeki yeri incelenmektedir. Ardından, siyasal liberalizminin özellikle muhakeme zorlukları, makullük ve siyasal adalet gibi temel kavramlarına odaklanarak, siyasal liberal hoşgörü düşüncesi tartışılmaktadır.Item Michael Walzer ve komüniteryen bireycilik(Uludağ Üniversitesi, 2016) Karademir, AretLiberal siyaset felsefesi, toplumundan ve kültüründen bağımsız seçimler yapabilen, toplumsal çoğunluk veya kültürel miras karşısında korunması gereken, toplumsal çoğunluğun refahı veya kültürel mirasın sürekliliği için feda edilmesi söz konusu olmayan haklara sahip, atomik ve izole birey anlayışı üzerine inşa edildiğinden, komüniteryen felsefenin yoğun eleştirilerine maruz kalmıştır. Bu yazıda, komüniteryen siyaset felsefesinin çoğulcu ve demokratik çağdaş toplumlar için liberal teoriye alternatif sunma gücüne sahip olup olmadığı Michael Walzer felsefesi üzerinden tartışmaya açılacak; bu da, Walzercı komüniteryenizmin, çağdaş siyaset felsefesi literatüründe komüniteryen eleştirilerden en çok pay alan John Rawls ve onun “hakkaniyet olarak adalet” anlayışı ile karşılaştırılması aracılığıyla yapılacaktır. Sonuç olarak Walzercı komüniteryenizmin, özellikle söz konusu kültürel çoğulculuk temelli adalet sorunları olduğunda, Rawlsçu liberal bireyciliğin ötesine geçemediği iddia edilecektir. Bu iddianın amacı, modern dünyanın çoğulcu yapısına uygun olmayı amaçlayan herhangi bir siyaset teorisinin liberalizm/komüniteryenizm ikiliğine hapsolmaması gerektiğinin gösterilmesidir.