Person: KÜÇÜKALP, KASİM
Loading...
Email Address
Birth Date
Research Projects
Organizational Units
Job Title
Last Name
KÜÇÜKALP
First Name
KASİM
Name
2 results
Search Results
Now showing 1 - 2 of 2
Publication Öznenin epistemik dışlayıcılığından nesnenin nesneliğine: Alev Ebüzziya’nın sonsuz formda sade çanakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-01) ZARARSIZ, PINAR; KÜÇÜKALP, KASİM; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü; 0000-0001-8205-4384; 0000-0001-6270-372XSanat, tarih boyunca duygu ve düşüncelerin estetik tezahürü olarak kendini gösterirken, felsefe ise daha çok kavramsal ve teorik bir düşünme biçimi olarak ilerlemiştir. Bu iki disiplinin etkileşimi, düşüncenin salt bir zihinsel süreç olmaktan çıkıp, estetik bir biçimde ifade edilmesi gerekliliği üzerinde önemli bir felsefi tartışma alanı açmıştır. Özellikle 19. yüzyılda başlayan düşüncenin estetize edilmesi tartışmaları, günümüz felsefelerinde önemini korumaktadır. Bu düşüncenin temelinde yatan sebep, modern düşüncenin epistemik özneye merkezi ve dışlayıcı bir ontolojik statü vermesiyle ortaya çıkan özne-nesne dikotomisinin yarattığı indirgemeci, totalleştirici ve mütehakkim bakış açısıdır. Sanat, özellikle, Heidegger’in alımladığı şekliyle, bu indirgemeci tutumun aşılması, hakikatin açığa çıkması ve sonsuza tanıklık etme imkânını sağlaması ile önemli bir araç olarak görülür. Sanat ve felsefenin kesiştiği noktada, Alev Ebüzziya’nın seramik çanakları, yalnızca estetik nesneler olarak değil, derinlemesine bir felsefi soruşturmanın somut örnekleri olarak değerlendirilmektedir. Onun eserleri, özne-nesne dikotomisinin dayattığı sınırları bulanıklaştırır, anlamı yeniden düşünmeye davet eder, mutlak normlara meydan okur. Heidegger'in sanatın hakikati açığa çıkarmada nasıl bir araç olduğunu vurgulayan görüşleri, Ebüzziya'nın çalışmalarının anlam dünyasını kavramak için önemli bir referans noktası sunar. Bu makale, Türk seramik sanatçısı Alev Ebüzziya’nın sonsuz formda sade çanaklarını sanat felsefesi perspektifinden değerlendirerek, düşüncenin estetize edilmesi gerekliliği üzerine ortaya konmuş felsefi yaklaşımlarla ilişkisini kurmaktadır.Publication Neo-humanism and diminution of the concept of the human(Bursa İlahlyat Vakfı, 2017-12-01) Küçükalp, Kasım; KÜÇÜKALP, KASİM; Uludağ Üniversitesi; AAG-8112-2021The argument of this study is that the horizon of the "human" concept in premodern eras underwent a gradual constriction in terms of content and meaning upon the emergence of modern thought; accordingly, such constriction and diminution are examined within the course of history. Therefore, the diminution of concept of the "human" is discussed, first, within the context of "modern secular humanism,"in the sense of the bereavement of the idea of complete being and completion (kamal) in the wake of positioning the knowing (rational) subject into the center of being and thought. Second, the same discussion is offered in more detail with regard to the transformation of the knowing subject into the desiring/willing subject under the influence of the legitimizing effect of Freudian and Lacanian psychoanalysis. According to this study, abovementioned diminution or constriction in the concept of the human has occurred over a course that led to the decentralization of the subject; nevertheless, it paved the way for a new human condition with no ground of legitimacy other than unconscious desires. Consequently, man has remained in the middle of a complete experience of nihilism in the sense of total disconnection from truth, in line with the reproduction of being and values arising pursuant to the culture of consumption and the image.