Person:
SAĞLIK, ÖZHAN

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Organizational Unit

Job Title

Last Name

SAĞLIK

First Name

ÖZHAN

Name

Search Results

Now showing 1 - 8 of 8
  • Publication
    Blokzincir teknolojisinin elektronik belgelerin güvenilirliğinin korunmasında başarıya katkısı
    (Ankara Üniversitesi/Bilgi Yönetim Sistemleri Belgelendirme ve Bilgi Güvenliği Merkezi., 2019-12) Çiçek, Niyazi; Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014
    İnternetin keşfinden sonraki önemli gelişmelerden biri olarak değerlendirilen blokzincir teknolojisi, ilk başlarda daha çok altın, para vb. gibi değerli varlıkların transferi sırasında ortaya çıkan kayıt bilgilerinin teyit edilip kanıtlanması için kullanılmış, bu uygulamadan sağlık, telif hakları ve maliye gibi alanlarda da yararlanılabileceği görülmüştür. Bu teknoloji, elektronik ortamdaki bir kaydın güvenilirliğini merkezi bir otoriteye ihtiyaç duymadan, çevrimiçi bir ortamda dağıtarak sağladığı için böyle bir uygulamadan elektronik şekilde üretilip transfer edilen, dosyalanıp arşivlenen belgelerin güvenilirliğini kontrol etmek için de yararlanılabileceği düşünülmektedir. Bu konuda literatüre girmiş yabancı dilde yayınlanan çalışmalar bulunmaktadır. Fakat blokzincir teknolojisi kullanarak oluşturulan belgelerin arşivsel bağı nasıl kurulacak, özgünlüğü nasıl muhafaza edilecek ve güvenilirliği nasıl korunacak gibi soruların, Türkiye’de yeteri kadar tartışılmadığı görülmektedir. Çalışmanın amacı, bu teknolojinin elektronik belgelerin güvenilirliğinin başarılı bir şekilde korunmasına yapacağı olumlu ve olumsuz etkileri, Türkiye koşullarında incelemektir. Çalışmanın kapsamı blokzincir teknolojisinin belge yönetimi alanında kullanılabilirliğiyle sınırlandırılmıştır. Bu teknolojinin kullanıldığı belge yönetim sistemlerinde belgeler, iz değerleri (hash) aracılığıyla muhafaza edilmektedir. Durum böyle olunca, belgelerin bütünlüğünün korunabileceği savını ileri sürmek mümkündür. Bununla birlikte, elektronik belge yönetimi sistemlerinde belgelerin ait oldukları faaliyet ve fonksiyonla ilişkisi kurularak arşivsel bağın muhafaza edilmesi ve kontekstin korunmasında çeşitli sorunların yaşandığı bilinmektedir. Ayrıca, sistem kriterlerinin doğru işletilmediği elektronik belge yönetimi sistemlerinde belgenin bütünlüğü ve tamlığının da ciddi olarak zarar görme ihtimali yüksektir. Bu durumda, blokzincir teknolojisi elektronik belgelerin güvenilirliğinin başarılı bir şekilde korunması için nasıl kullanılabilir ve hangi yönleri geliştirilebilir soruları sorulmaktadır. Böyle bir teknolojinin gelişmekte olması nedeniyle çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış, durum çalışması benimsenmiştir. Literatürdeki kaynaklardan yararlanılmış; ayrıca 4 saha uzmanıyla da görüşme yapılmıştır. Çalışma neticesinde blokzincir teknolojisi kullanılarak elektronik belgelerin güvenilirliğinin başarılı bir şekilde korunabileceğini söylemenin erken olduğu, yeni bir takım çalışmalara ihtiyaç bulunduğu görülmüştür. Buna rağmen sorunun uygulamalı çalışmalar yapılarak ortadan kalkabileceği; böylece, bu teknolojinin elektronik belgelerin güvenilirliğini başarılı bir şekilde korunmasına önemli katkılar yapabileceği kanaatine varılmıştır. Çalışmadan, belge yönetiminde kullanılacak blokzincir teknolojisinin güvenilirlik bakış açısıyla incelenmesi yönünde bir farkındalık oluşturması beklenmektedir.
  • Publication
    ANKOS lisans anlaşmaları kapsamında elektronik kaynakların paylaşımı ve telif hakları
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-23) Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014; 57094099700
    Kişilerin fikri emeği ile oluşturduğu ürünlerin üzerindeki yayma ve koruma gibi hukuki haklardır. Bu hakların korunması tabii olarak mevzuatla düzenlenir. Telif haklarının korunmasında ülkesellik ilkesi söz konusudur. Hakkın hangi ülkede korunması talep ediliyorsa o ülkedeki şartlara göre değerlendirme yapılır. Telif hakları aynı zamanda karşılıklı sözleşmelerle de korunur. Ancak burada kamu düzeninin korunması, kamu yararının sağlanması ve şahsi kullanımın yasaklanmaması gibi sınırlamalar söz konusudur.
  • Publication
    Dosyalamanın elektronik belgelerin güvenilirliğinin başarıyla korunmasına katkısı
    (Ankara Üniversitesi Bilgi Yönetim Sistemleri Belgelendirme ve Bilgi Güvenliği Merkezi., 2023) Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014; 57094099700
    Kurumsal fonksiyonlar neticesinde oluşan belgeler, aralarında organik bağ kurularak bütünlük içerisinde tasnif edilirler. Organik bağ, bir vaka ya da konu ışığında oluşurken belgeler de bu bağ etrafında kümelenerek bir araya getirilir. Bu bir araya getirme işlemi, dosyalama olarak adlandırılır. Vaka/konuya göre dosya kodu vermek gibi araçlar kullanılarak oluşturulan organik bağ, aynı zamanda belgelerin güvenilirliğini işaret eden entelektüel bir eylem olarak kabul edilmektedir. Güvenilirliğin korunması için arşivlenen belgelerin en az bir dosyayla, dosyaların da en az bir seriyle ilişkilendirilmesi son derece önemlidir. Belge hiyerarşisi olarak adlandırılan bu ilişki ağı, işlem, belge, faaliyet, dosya, fonksiyon, seri ve birim münasebetini kurarak açığa çıkarılabilir. Bu sebeple arşivlenen belgelerin ait oldukları konu ya da vaka dosyalarıyla bunların doğduğu fonksiyon ve seriyle olan ilişkileri koparılmadan devam ettirilmelidir. Kâğıt belgelerle ilgili geçerli olan bu ilişki ağı prensibi elektronik belgeler (e-belge) için de vazgeçilmezdir. Ancak elektronik ortamda bu prensibe yeteri kadar dikkat edilmediği bilinmektedir. Bu olumsuz durum neticesinde e-belgelerin güvenilirliğinin yeteri kadar iyi korunamaması riskiyle karşılaşılabilir. Durum böyle olunca, sorunun tartışılıp çözümleme yapılması ihtiyacı gündeme gelmektedir. Söz konusu ihtiyaca bir katkı sunmak amacıyla bu çalışmanın yapılmasına karar verilmiştir. Çalışmanın sorusu “e-belgelerin güvenilirliğinin başarıyla korunmasına dosyalama nasıl bir katkı sunabilir” şeklindedir. Bu soru keşfedilip yorumlanarak çözümlenebileceğinden çalışmada yorumlayıcı çatı benimsenmiştir. Bununla birlikte, çalışmanın sonuçlarına odaklanmak gerektiğinden araştırmanın felsefesi pragmatizm olarak belirlenmiştir. Çünkü pragmatizmde problemler tartışılarak onlara bir çözümleme getirmek amaçlanmaktadır. Problemlerin açıklanıp yorumlandığı, incelenen konunun keşfedilerek yeni yaklaşımların sunulduğu araştırmalar ise daha çok nitel olanlardır. Hâliyle, çalışmada nitel araştırma deseni tercih edilmiş, durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda iyi bir dosyalamanın belgelerin güvenilirliğini koruduğu gibi delil değerini de güvence altına aldığı görülmüştür.
  • Publication
    Blokzincir teknolojisi bilgi ve belge yönetiminde neleri dönüştürecek?
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-27) Türk Kütüphaneciler Derneği, Bursa Şubesi; Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014
    Blokzincir teknolojisi, internetten sonraki en önemli keşiflerden biri olarak değerlendirilmektedir. Bu teknolojinin bilgi ve belge yönetimi alanında birtakım değişiklikler meydana getirmesi beklenmektedir. Bu sunumda söz konusu değişikliklerin neler olabileceği tartışılmıştır.
  • Publication
    Digital Preservation Capabilities of the Bursa Uludag University: Survey in the light of Digital Preservation Coalition Rapid Assessment Model
    (Digital Preservation Coalition (DPC), 2022-11-03) Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014
    While performing their primary functions as research and education, universities also carry out in the ordinary course of activities such as naturally occurring personnel employment, procurement and promotion. As a result of these activities, materials with different types are created. These materials, which are created electronically or digitized, are the memory of the universities as well as evidence of their activities. Therefore, these materials need to be preserved for a long time. To predict the success of these materials in terms of long-term preservation, it is necessary to examine the capabilities of universities in this field. While doing this review, is thought to benefit from the Rapid Assessment Model (RAM) created by Digital Preservation Coalition (DPC). Because the RAM is designed to evaluate the digital preservation capability of organizations at a basic level. As a result of this evaluation, it will be possible for universities to improve their digital preservation capabilities and monitor their progress. In this study, in which quantitative research methods will be used, Bursa Uludag University, one of the universities with the highest number of students in Turkey, is the sample. The study aims to contribute to raising awareness in universities about how DPC RAM can be used in the evaluation of digital preservation practices in universities.
  • Publication
    Elektronik imzalı belgelerin delil değerinin korunmasında mevzuatta öngörülen delil özelliklerinin incelenmesi
    (Ankara Üniversitesi Bilgi Yönetim Sistemleri Belgelendirme ve Bilgi Güvenliği Merkezi, 2020-12-31) Çiçek, Niyazi; Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; 0000-0002-9868-242X; B-4436-2014
    E-imza teknolojileri, günümüzde e-imzalı belgelerin delil değerini koruması için sahip olması gereken özellikleri karşılayabiliyorken, ilerleyen yıllarda nasıl bir durumla karşılaşılacağıyla alakalı tereddütler henüz giderilememiştir. E-imza algoritmalarının teknolojik eskimeye uğraması, saldırı ihtimali gibi güvenlik açıkları, uygulama yazılımlarının eksikliği ve teknolojik göç yöntemleriyle ilgili sonuçların henüz yeteri kadar görülmemesi gibi çeşitli riskler söz konusudur. Bu riskler, e-imza doğrulanamazsa ya da doğrulama sırasında şüpheye düşülürse ne yapılabilir, belgelerin delil değeri nasıl korunabilir sorularını gündeme getirmektedir. E-imza ile ilgili şüpheye düşüldüğünde sertifika doğrulaması yapılmakta; bir karara varılamazsa bilirkişiye başvurulabilmektedir. Bunların yanı sıra elektronik belge yönetim sistemlerinde (EBYS) kayıt altına alınan e-imzalı belgelerin delil değerinin korunmasında başka mekanizmaların da kullanılabileceği düşünülmektedir. Bu mekanizmalardan biri olarak söz konusu belgelerin mevzuatta yer alan delil özelliklerine göre üretilip üretilmediğini değerlendirmek amacıyla kullanılabilecek bir kontrol listesinin belgelerin delil değerinin korunmasına olumlu bir katkı yapacağı kanaati savunulmaktadır. Çalışmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmaktadır.Mevzuatta e-imzalı belgelerin sahip olması gereken özellikler,delil değerinin korunmasında bir kontrol listesi oluşturmak hedefiyle incelenmiştir.Bu kontrol listesi aracılığıyla e-imzalı belgelerin delil değerinin korunup korunmadığının değerlendirilebileceği önerilmektedir.
  • Publication
    Dosya bütünlüğünün belgelerin delil değerine etkisi: Kişisel verileri koruma mevzuatı ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu Kararları açısından bir inceleme
    (Seçkin Yayıncılık, 2023) Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014; 57094099700
    Kurumlarda oluşan belgeler, gerçekleştirilen faaliyetlerin birer temsilcisidir. Aynı zamanda bir hak, yetki veya yükümlülük gösterdiklerinden delil değerine sahiptirler. Belgeler, ait olduğu faaliyetle ilgili ilk işlem başladığında üretilir, tanımlanır, aralarında organik bağ kurularak yeni oluşan belgelerle bir araya getirilir ve işlemler tamamlandığında saklanmak ya da imha edilmek üzere dosyalarıyla birlikte tasfiye edilir. Tüm bunlar, tabii olarak farklı süreç yönetimlerini gündeme getirmektedir. İşte bu süreçlerden belgeleri ait olduğu işe göre aralarında organik bağ kurarak bütünlük içerisinde bir araya getirme olarak adlandırılan dosyalama, delil değeri açısından ayrı bir önem teşkil etmektedir. Burada kritik olan husus ise dosya bütünlüğüdür. Çünkü, kurumsal fonksiyonlar neticesinde oluşan ve bu yönüyle bir hak, yetki veya yükümlülük içererek delil değerine sahip olan belgelerin diğer paydaşlarıyla birlikte bir bütünlük içerisinde yapılan işleri temsil edecek mahiyette bir araya getirilmesi gerekir. Hâliyle dosya bütünlüğü belgelerin delil değerini kuvvetlendirdiği gibi, mevcut olmaması da delil değerini tartışmaya açabilir. Dosyalama işi yapılırken kişisel verileri koruma kanunu gibi prosedürlere dayanılarak imha edilmesi talep edilen belgelerin durumu da dikkate alınmalıdır. Bu belgeler, imha edildikleri takdirde ait olduğu işin ihtiva ettiği hak, yetki veya yükümlülüğün gücünü azaltacak mahiyetteyse dosyadaki diğer belgelerin de delil değeri zayıflayabilecektir. Bu yüzden Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK) kapsamında yapılan belge imha talepleri sadece belgenin içeriği değil, onun üretildiği kurumda paydaşı olan diğer belgelerle arz ettiği dosya bütünlüğü açısından da kritik edilmelidir. Durum böyle olunca çalışmanın sorusu, “belgelerin delil değeri açısından değerlendirildiğinde KVKK dosya bütünlüğü meselesine nasıl bir etki yapmaktadır” şeklinde belirlenmiştir. Çalışmada “KVKK mevzuatı ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu (Kurul) kararlarında dosya bütünlüğü meselesine yeteri kadar dikkat edilmemektedir” kanaatiyle hareket edilmiştir. Bu kanaati sınamak için nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması benimsenmiş, literatürdeki kaynaklar incelenmiştir. Çalışmada öncelikle dosya bütünlüğü ve dosyalama meselesi açıklanmış; KVKK mevzuatının dosyalamayla ilişkili olabileceği düşünülen hükümleri irdelenmiştir. Sonrasında ise dosya bütünlüğü ile belgelerin delil değerine etkisi açısından Kurulun çeşitli kararları üzerinden örnek olay incelemesi yapılmıştır. Bu yapılırken saklama ve imha politikalarıyla birlikte kişisel veri envanteri hazırlama süreci de tartışılmıştır. Tüm bunların neticesinde kanun yapıcılar ile uygulamacılara çeşitli öneriler sunulmuştur.
  • Publication
    Elektronik imzalı belgelerin sahteciliği: Yargıtay kararları bağlamında bir inceleme
    (Paradigma Akademi Yayınları, 2024) Sağlık, Özhan; SAĞLIK, ÖZHAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı.; 0000-0002-1436-7431; B-4436-2014; 57094099700
    2000’li yıllardan itibaren teknolojinin gelişmesiyle birlikte ticaret hacmi artmış ve ticari işlemlerin daha hızlı ilerlemesi için belgelerin elektronik ortamda da üretilmesi gündeme gelmiştir. Bu amaçla çok uluslu kuruluşlar tarafından çeşitli prosedürler düzenlenmiştir. Türkiye’de de 2004 yılında Elektronik İmza Kanunu’nun (EİK) yürürlüğe girmesiyle güvenli elektronik imza (e-imza), ıslak imza ile aynı ispat kuvvetine sahip olmuştur. EİK’de e-imzalarla ilgili usul ve esaslarla birlikte tarih boyunca karşılaşılan bir vaka olan sahteciliğe ilişkin önlemler de alınmıştır. Bu önlemlere rağmen e-imzalı belgelerin sahteciliğiyle ilgili olayların da mahkemelere yansıdığı görülmektedir. Bu meseleler Yargıtayın da önüne gelmiş ve konuyla ilgili çeşitli kararlar alınmıştır. Alınan bu kararların incelenmesi için çalışmanın sorusu, “Yargıtay, e-imzalı belgelerin sahteciliğiyle ilgili hangi kararlar almaktadır” şeklinde belirlenmiştir. Çünkü ilk başlarda bir zan olarak gelişen “Yargıtayın e-imzalı belgelerin sahteciliğiyle ilgili kararlarda belirli bir usul ve teknikle hareket etmediği” düşüncesi çeşitli araştırmalar neticesinde kanaate dönüşmüş ve bu kanaati sınamak için nitel araştırma yöntemlerinin kullanılmasına karar verilmiştir. Bu amaçla konuyla ilgili yayınlar incelenmiş ve Yargıtay kararları kritik edilmiştir. İncelenen kararlar neticesinde Yargıtayın benzer olaylarda birbirinden farklı sonuçlara ulaştığı görülmüştür. Hâliyle çalışmanın başındaki kanaatin doğrulandığı söylenebilir. Türkiye’de e-belge yönetimi kanunu gibi müstakil bir prosedürün eksikliğinin ilk derece mahkemeleriyle temyiz mahkemelerinde e-imzalı belgelerle ilgili ihtilaflı durumlarda sorunları çözecek kararların alınamamasında nedenlerden biri olduğu düşünülmektedir. Bunun için kapsamlı bir prosedüre ihtiyaç duyulmaktadır. Her ne kadar henüz gerçekleşmiş bir vaka görülemese de e-imzalı belgelerin sahteciliği, imza sertifikaların güncellenmemesi ve kullanılan imza algoritmalarının yenilenmemesi gibi nedenlerden kaynaklanabilmektedir. Bu gibi durumların tespiti günümüz teknolojileri marifetiyle çok emek gerektirmeden yapılabilmektedir. Sahtecilikle ilgili durumlarda benimsenecek usul ve tekniklerde bilgi teknolojilerinin kazanımlarından yararlanılabilir. Bu çalışma e-imzalı belgelerin sahteciliğiyle ilgili meseleler hakkında uygulayıcılarda yeni bir fikir oluşturur ve konuyla ilgili yeni araştırmalara kaynaklık ederse amacına ulaşmış kabul edilecektir.