Publication: Eski Anadolu Türkçesinde yazı dilini oluşturan ağız ve müelliflerin kimliği meselesi
Date
2024-03-26
Authors
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Abstract
11. yüzyıldan itibaren Anadolu coğrafyasına gelen Oğuzlar konuştukları Türkçenin burada bir yazı dili hâline gelmesi sürecinde siyasi, kültürel ve sosyal anlamda birtakım zorlu süreçleri yaşamışlardır. Türkçe yazılan ilk eserler 13. yüzyıldan itibaren kendini göstermeye başlamış, devam eden 14. ve 15. yüzyıllarda ise en verimli dönemini yaşamıştır. Yunus Emre’nin nerede yaşadığı, Hoca Mesud ve Kul Mesud’un aynı şahsiyetler olup olmadığı, Ahi Evren’in, Âşık Paşa’nın, Dehhanî’nin, Şeyyad Hamza’nın kimliği, karışık lehçeli eserlerin müelliflerinin etnik mensubiyeti gibi meseleler yıllarca tartışılmıştır. Bu çalışmada bazı eserlerdeki çok yaygın olmayan, belirli bir bölgeye veya ağıza özgü olabileceği düşünülen sözcüklerden hareketle bu konuda bir fikir ortaya konulmaya çalışılacaktır. Müellifler eserlerini yazarken genel anlamda yaygın sözcükleri kullanırken bazı bölgesel ifadeleri de eserlerine yansıtabilmektedir. Çalışmada bu sözcüklerden ya da söz kalıplarından yola çıkarak konuyla ilgili bir tartışma alanı açılması amaçlanmaktadır.
The Oghuz that came to Anatolia during the eleventh century faced certain political, cultural and social difficulties at the point of transforming the spoken Turkish into a written language. The initial works written in Turkish began to appear since the 13th century and had their best period during the 14th and 15th centuries. Matters such as where Yunus Emre lived, whether Hodja Mesud and Kul Mesud were the same person or not, identities of Ahi Evren, Âşık Pasha, Dehhanî and Şeyyad Hamza, and ethnic affiliation of the authors of mixed-dialect works have been discussed for years. This study will try to put forward an idea on this matter based on words that are not so common and are thought to be specific to an area or dialect in certain works. When writing their works, authors use common words in general. They may also use specific regional expressions in their works. The present study aims to create an area of discussion about this matter based on these words or word patterns
The Oghuz that came to Anatolia during the eleventh century faced certain political, cultural and social difficulties at the point of transforming the spoken Turkish into a written language. The initial works written in Turkish began to appear since the 13th century and had their best period during the 14th and 15th centuries. Matters such as where Yunus Emre lived, whether Hodja Mesud and Kul Mesud were the same person or not, identities of Ahi Evren, Âşık Pasha, Dehhanî and Şeyyad Hamza, and ethnic affiliation of the authors of mixed-dialect works have been discussed for years. This study will try to put forward an idea on this matter based on words that are not so common and are thought to be specific to an area or dialect in certain works. When writing their works, authors use common words in general. They may also use specific regional expressions in their works. The present study aims to create an area of discussion about this matter based on these words or word patterns
Description
Bu makale, 20-22 Ekim 2022’de gerçekleştirilen 14. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’nda sunulan ve bildiri kitabında basılmayan bildirinin genişletilmiş biçimidir.
Keywords
Citation
Büke, H. (2024). Eski Anadolu Türkçesinde yazı dilini oluşturan ağız ve müelliflerin kimliği meselesi. BursaUludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 25(47), 547-563.
Collections
Metrikler