Phenomenology: Edmund Husserl, Max Scheler

Thumbnail Image

Date

2008

Authors

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Many writers of the history of philosophy think that the 20th century philosophy can not be understood without Edmund Husserl; because, Husserl, with his understanding of philosophy, served a very crucial function at the turn of the century. In his period, philosophy was mainly acknowledged to be constituted of the criticism of previous philosophical systems in philosophical studies and information in the field of psychology was to be patched to philosophy as information and methods in other fields of science. There remained no field of subject and method peculiar to philosophy. In such a period, Husserl tried to show that philosophy had its own space and method and set a target for philosophy which would lose its importance more and more due to the roles envisaged against other fields of science. Husserl contributed to formation of a group known as Göttingen School of Phenomenology. In the mean time, he influenced the establishment of a group of phenomenology- with a group having included Adolf Reinach and Max Scheler- in Munich. Max Scheler, considering a human being as such as a moral and biological being, tried to establish a philosophical discipline that would analyze phenomena such as language, science, production of instruments, ethos, conscience, art, naming, feeling of right, establishment of a state, production of concepts and historicality and present how these phenomena have come out of the fundamental structure of a human being.
Birçok felsefe tarihi yazarı Husserl olmaksızın 20. Yüzyıl felsefesinin anlaşılamayacağını düşünmektedir. Çünkü Husserl, hemen yüzyılın başında felsefe anlayışıyla gerçekten de önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Dönemi içinde felsefe çalışmalarında ağırlıklı olarak, geçmiş felsefe sistemlerinin eleştirisini yapmak, felsefe yapmanın bütünü olarak kabul edilmekteydi ve psikoloji alanındaki bilgiler diğer bilim alanlarındaki bilgi ve yöntemler gibi felsefeye yamanmaya çalışılıyordu, felsefenin kendi konu alanı ve yöntemi kalmamıştı. İşte böyle bir dönemde Husserl, felsefenin kendine özgü bir alanı ve yöntemi olduğunu göstermeye çalışmış ve öngörülen rollerden dolayı diğer bilim dalları karşısında giderek önemsizlik duygusuyla kıvranan felsefeye bir hedef göstermiştir. Husserl, Göttingen Fenomenoloji Okulu adıyla tanınan bir grubun kurulmasına katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda Münih'te de aralarında Adolf Reinach ve Max Scheler'in de bulunduğu bir grupla da bir fenomenoloji grubu kurulmasına etkisi olmuştur. İnsanı kişi boyutunda ahlaki ve biyolojik bir varlık olarak böyle gören Scheler, insana ait dil, ilim, alet yapımı, ethos, vicdan, sanat, adlandırma, hak duygusu, devlet kurma, kavram üretme, tarihlilik gibi fenomenleri inceleyecek, bu fenomenlerin insan varlığının temel yapısından nasıl ortaya çıktığını gösterebilecek bir felsefe disiplini oluşturmaya çalışmıştır.

Description

Keywords

Husserl, Scheler, Phenomenology, Transcendental phenomenology, Act of ideation, Geist, Fenomenoloji, Transcendental fenomenoloji, İdeleştirme aktı

Citation

Eren, I. (2008). "Phenomenology: Edmund Husserl, Max Scheler". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 11, 103-120.

27

Views

135

Downloads

Search on Google Scholar