Yaşam-dünyasının sömürgeleştirilmesi olarak modernitenin krizi

Thumbnail Image

Date

2017-03-09

Authors

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Habermas’ın İletişimsel Eylem Teorisi modern kapitalist toplumda baskı ve tahakkümden özgürleşimin mümkün olduğu iddiasına dayanır. Bu teoride, toplum, “yaşam-dünyası” ve “sistem”in birleşiminden meydana gelen iki katmanlı bir yapı olarak kavranır. Yaşam-dünyası, bireyler arasında anlaşma yönelimli etkileşimlerin meydana geldiği alanın sınırlarını çizer. Dolayısıyla bu alan iletişimsel rasyonelliğe dayanan iletişim eyleminin alanıdır. Buna karşın amaçrasyonel eylem üzerinden koordine edilen sistem, ekonomi ve devlet (para ve güç ilişkileri) yapısal bileşenlerinden meydana gelir. Habermas’a göre, modern toplumların temel problemi, yaşam-dünyasının sistem tarafından sömürgeleştirilmesinin kaynaklanmaktadır. Anlaşma yönelimli etkileşimler üzerinden işleyen bir alanın, giderek artan ölçüde sistemik unsurların zorunluluklarına tabi kılınması modernitenin krizidir. Modernitenin krizi, bu bağlamda, üstesinden gelinebilecek tarihsel-olgusal bir durumdur. Sonuç olarak Habermas’ın teorisi özgürleşim problemini, yaşam-dünyasını sistem yapıları karşısında güvence altına alacak kurumsal yapıların geliştirilmesine bağlar. Dolayısıyla modernite projesi, modernitenin sonuna gelindiğini iddia eden postmodern teorilerin aksine, henüz tamamlanmamış ve kendi kaynaklarına dayanılarak yeniden yapılandırılabilecek bir projedir. Bu makale, modernitenin krizi olarak sömürgeleştirme tezinin “İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim” adlı metninde yer alan ilk versiyonunu açıklamayı ve Habermas’ın kariyerinin başından itibaren aynı tezi farklı bir perspektiften savunduğunu göstermeyi amaçlamaktadır.
Habermas’ Theory of Communicative Action is based on the idea that the emancipation from oppression and domination in the modern capitalist society is possible. In this theory, society is conceived as a two level construction which consists of the synthesis of life-world and system. Life-world defines the sphere in which understanding-oriented interactions occur among individuals. Thus, this sphere is the realm of communicative action that depends on communicative rationality. As the realm of purposive-rational action, however, the system arises from the structural components of economy and state. According to Habermas, the main problem of modern societies stems from colonization of life-world through the system, penetrating into it. Subjugating the life-world coordinated on the basis of understanding-oriented interactions to the systemic imperatives is the crisis of modernity. The crisis of modernity is, in this context, a historical-factual situation which can be overcome. Consequently Habermas’ theory addresses the problem of emancipation as requiring that institutional structures that enables securing the life-world against the system to be developed. The Modernity project is, unlike postmodern theories which claim that modernity came to its end, is uncomplete and could be reconstructed on the basis of its own sources. This article aims to explain the very first version of colonization thesis which takes place in “Technology and Science as Ideology” and to show that Habermas defends the same thesis from different perspective from the beginning of his career.

Description

Keywords

Jürgen Habermas, Yaşam-dünyası, Sistem, Sömürgeleştirme, Teknik, Bilim, İdeoloji, İletişimsel eylem, İletişimsel rasyonellik, Lifeworld, System, Colonization, Technic, Science, Ideology, Communicative action, Communicative rationality

Citation

Torun, T. (2018). "Yaşam-dünyasının sömürgeleştirilmesi olarak modernitenin krizi". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 30, 173-190.

Collections

10

Views

8

Downloads

Search on Google Scholar