Preliminary survey results on 2006–2007 colony losses in Turkey
Files
Date
2007
Authors
Giray, Tuğrul
Kandemir, İrfan
İnci, Ahmet
Oskay, Devrim
Döke, Mehmet Ali
Kence, Meral
Kence, Aykut
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Uludağ Üniversitesi
Abstract
Extraordinary colony losses have been reported in early 2007 from several eastern provinces of Turkey. We have conducted a questionnaire study on a subsample of beekeepers from Turkey. This is the first report on 80 questionnaires representing over 10,000 colonies. We investigated whether there has been extraordinary winter losses in comparison to previous years through pairwise analysis of self-reported past and present losses of same beekeepers. This analysis indicated regional extraordinary bee losses. In addition we have analyzed a battery of 9 question groups to investigate several hypotheses related to causes of bee deaths. These hypotheses included; irregular season, known bee diseases, colony collapse disorder, honey bee genetic source, use of different beekeeping inputs such as sugar feed, wax foundation, queens, and parasite and disease treatments. The results support hypotheses related to irregular season and an unknown regional factor.
Türkiye’de 2007 başında arıcıların bildirmeğe başladığı yüksek kovan kayıplarını araştırmak üzere bir anket çalışması düzenlenmiştir. Bu anketle daha önce ABD’de kovan kayıplarını araştırmak üzere düzenlenen anketin sonuçları da gözönüne alınarak geçmiş yıllar ve bu yıl görülen kayıplar karşılaştırılmıştır. Bu yıl geçen yıllara göre istatistiki anlamlı bir koloni kaybı anketlerde bildirilmiştir. 2006–2007 ortalaması % 43, 2005 ortalaması % 10, 2004 ve 2003 ortalaması % 10 altında olarak bulunmuştur (Şekil 1). Arıcıların 2003, 2004 ve 2005 kayıpları birbiri ile oranlı iken 2006–2007 kayıpları arıcının önceki kışlatma başarısı ile alakasız bulunmuştur (bkz. Tablo 1). Bu sonuçlar arıcıların besleme, kovan yönetimi gibi konularda farklı yaklaşımlarının kovan kaybı ile ilgisi olmadığı kanısını desteklemektedir. Koloni kayıplarının dağılımı incelendiğinde olağanüstü kayıpların üç bölgede toplandığı görülmektedir (Şekil 2): Batı Akdeniz (Muğla, Marmaris), Güney Doğu Anadolu (Hatay, Diyarbakır), Kuzey Doğu Anadolu ve Karadeniz’in doğu kıyısı (Artvin, Ardahan, Trabzon, Rize, Giresun). Bu dağılım yörelerde arıcıların belirttiği anormal iklim koşullarını işaret etmekle birlikte komşu bölgelerde kayıpların olmaması yerel başka bilinmeyen etkenlerin önemli olduğuna işaret ediyor. Olağanüstü hava koşullarına karşı arıcılara özel meteoroloji raporlarının hazırlanması arıcıların hazırlıklı olmasını sağlayacağından önemli olabilir. Diğer bilinmeyen etmenler tarımda kullanılan kimyasal maddeler veya bilinmeyen yeni hastalıklar olabilir. Arı kayıplarının bulunduğu bölgeler ve bunun dışındaki bölgelerin ve buralardan alınacak örneklerin sistemli olarak incelenmesi bilinmeyen etmenleri bulmak için önemli olabilir. Sonuçların iyi bir yönü şüphelenilenin aksine arıcılık girdilerinin ölümlerle ilgili görünmemesidir. Kullanılan ana arıların kaynağı, arıya verilen kek ve diğer besin tipi ve kaynağı, bilinen hastalıklar ve bunlara karşı kullanılan ilaçlar, kullanılan temel petek kaynakları ölümlerle alakalı bulunmamıştır. Türkiye’deki kovan kayıpları ABD’de görülen Koloni Çökme Bozukluğu’ndan farklı bulunmuştur. İncelenen 80 ankette yalnız 16 yanıt Koloni Çökme Bozukluğu belirtileri ile uyumlu bulunmuştur. Koloni Çökme Bozukluğu kovanlarda arı sayısının bir hafta gibi kısa bir zamanda azalması, bu sırada kovanda yavru miktarının azalmaması, çoğu kez ana arı ve bir avuç kadar arının kovanda kalması, buna rağmen kovanlarda balın kalması ve mum güvesi gibi parazitlerin kovanlarda görülmemesi olarak özetlenebilir. Bu gözlemlerin yapıldığı az sayıda anket genele dağılmamış, yalnız Rize ve Ardahan’dan gelmiştir. Önemli ve umut verici bir bulgu yerli arı ırklarından (Anadolu, Suriye, Muğla ve Trakya arıları), ve yerli arılarla melezlenmiş Kafkas ırkından arıların, Artvin ve Ardahan dışında %20’nin altında kayba uğramasıdır (Şekil 3). Yöresi dışında kullanılan saf Kafkas ve Avrupa kökenli arılar en çok kayba uğramışlardır. Bu sonuç Türkiye’ye dışardan arı getirilmesini yasaklama uygulamasının yerinde olduğunu da göstermektedir. Koloni kayıplarının nedenleri araştırılırken yerli arı ırklarını seçerek arıcıların biraz olsun bu kayıpları azaltabileceklerini düşünmekteyiz.
Türkiye’de 2007 başında arıcıların bildirmeğe başladığı yüksek kovan kayıplarını araştırmak üzere bir anket çalışması düzenlenmiştir. Bu anketle daha önce ABD’de kovan kayıplarını araştırmak üzere düzenlenen anketin sonuçları da gözönüne alınarak geçmiş yıllar ve bu yıl görülen kayıplar karşılaştırılmıştır. Bu yıl geçen yıllara göre istatistiki anlamlı bir koloni kaybı anketlerde bildirilmiştir. 2006–2007 ortalaması % 43, 2005 ortalaması % 10, 2004 ve 2003 ortalaması % 10 altında olarak bulunmuştur (Şekil 1). Arıcıların 2003, 2004 ve 2005 kayıpları birbiri ile oranlı iken 2006–2007 kayıpları arıcının önceki kışlatma başarısı ile alakasız bulunmuştur (bkz. Tablo 1). Bu sonuçlar arıcıların besleme, kovan yönetimi gibi konularda farklı yaklaşımlarının kovan kaybı ile ilgisi olmadığı kanısını desteklemektedir. Koloni kayıplarının dağılımı incelendiğinde olağanüstü kayıpların üç bölgede toplandığı görülmektedir (Şekil 2): Batı Akdeniz (Muğla, Marmaris), Güney Doğu Anadolu (Hatay, Diyarbakır), Kuzey Doğu Anadolu ve Karadeniz’in doğu kıyısı (Artvin, Ardahan, Trabzon, Rize, Giresun). Bu dağılım yörelerde arıcıların belirttiği anormal iklim koşullarını işaret etmekle birlikte komşu bölgelerde kayıpların olmaması yerel başka bilinmeyen etkenlerin önemli olduğuna işaret ediyor. Olağanüstü hava koşullarına karşı arıcılara özel meteoroloji raporlarının hazırlanması arıcıların hazırlıklı olmasını sağlayacağından önemli olabilir. Diğer bilinmeyen etmenler tarımda kullanılan kimyasal maddeler veya bilinmeyen yeni hastalıklar olabilir. Arı kayıplarının bulunduğu bölgeler ve bunun dışındaki bölgelerin ve buralardan alınacak örneklerin sistemli olarak incelenmesi bilinmeyen etmenleri bulmak için önemli olabilir. Sonuçların iyi bir yönü şüphelenilenin aksine arıcılık girdilerinin ölümlerle ilgili görünmemesidir. Kullanılan ana arıların kaynağı, arıya verilen kek ve diğer besin tipi ve kaynağı, bilinen hastalıklar ve bunlara karşı kullanılan ilaçlar, kullanılan temel petek kaynakları ölümlerle alakalı bulunmamıştır. Türkiye’deki kovan kayıpları ABD’de görülen Koloni Çökme Bozukluğu’ndan farklı bulunmuştur. İncelenen 80 ankette yalnız 16 yanıt Koloni Çökme Bozukluğu belirtileri ile uyumlu bulunmuştur. Koloni Çökme Bozukluğu kovanlarda arı sayısının bir hafta gibi kısa bir zamanda azalması, bu sırada kovanda yavru miktarının azalmaması, çoğu kez ana arı ve bir avuç kadar arının kovanda kalması, buna rağmen kovanlarda balın kalması ve mum güvesi gibi parazitlerin kovanlarda görülmemesi olarak özetlenebilir. Bu gözlemlerin yapıldığı az sayıda anket genele dağılmamış, yalnız Rize ve Ardahan’dan gelmiştir. Önemli ve umut verici bir bulgu yerli arı ırklarından (Anadolu, Suriye, Muğla ve Trakya arıları), ve yerli arılarla melezlenmiş Kafkas ırkından arıların, Artvin ve Ardahan dışında %20’nin altında kayba uğramasıdır (Şekil 3). Yöresi dışında kullanılan saf Kafkas ve Avrupa kökenli arılar en çok kayba uğramışlardır. Bu sonuç Türkiye’ye dışardan arı getirilmesini yasaklama uygulamasının yerinde olduğunu da göstermektedir. Koloni kayıplarının nedenleri araştırılırken yerli arı ırklarını seçerek arıcıların biraz olsun bu kayıpları azaltabileceklerini düşünmekteyiz.
Description
Keywords
Anatolia, Bee deaths, Colony losses, Climate, Disease, Pesticide, Bee races, Colony collapse disorder, Koloni çökme bozukluğu, Apis mellifera, Balarısı, Türkiye, Kovan kayıplar, İklim, Hastalık, Pestisit
Citation
Giray, T. vd. (2007). ''Preliminary survey results on 2006–2007 colony losses in Turkey''. Uludağ Arıcılık Dergisi, 7(3), 102-108.