An antihumanist reinterpretation of the philosophy of singularity
Date
2016
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Uludağ Üniversitesi
Abstract
This article takes a close look at the discussion of singularity in Jean-Luc Nancy’s The Inoperative Community and Being Singular Plural as an attempt to negate the subject/object dichotomy and create a new context for a re-evaluation of resistance. With its aim of refuting individualistic subjectivity, the philosophy of singularity puts forward that the humanist point of view unnecessarily polarizes individuality and community. By placing a challenging scenario of antihumanism against the humanist sense of responsibility, the philosophy of singularity questions whether it is possible to do philosophy without saying ‘I’. This antihumanist stance, which replaces the ‘I’/‘other’ differentiation with Nancy’s ‘the other of another,’ chooses to strengthen the link between ontology and resistance in the notion of coexistence, beyond traditional hypotheses on immanence or transcendence. In order to discover the manifestation of coexistence within the frame of an antihumanist philosophy of singularity, this article begins with digging deep under the notion of individualistic subjectivity to show that it embodies a hollow and plastic category. Following this, Nancy’s stress on the term ‘ecstasy’ will be grounded upon the Freudian theory of drives and the concept of coexistence will be situated in a dark realm that the humanist worldview would expect in the least. And finally, against the background of this theoretical structure, values such as modesty and responsibility will be highlighted as an attempt to uncover an alternative moral consciousness that weaves itself out of an indefinite possibility lurking under the skin of the individual/community enigma.
Bu makale, Jean-Luc Nancy’nin Inoperative Community ve Being Singular Plural isimli eserlerinde işlediği tekillik kavramını, mevcut özne/nesne ikilemini olumsuzlama ve direniş olgusuna yeni bir bağlam yaratma çabası ile ele alıyor. Birey olma düşüncesini ortadan kaldırmayı amaçlayan tekillik felsefesi, hümanist bakış açısının bireysellik ile topluluk nosyonlarını gereksiz şekilde zıtlaştırdığını savunur. Hümanist sorumluluk bilincinin karşısına iddialı bir antihümanizm tablosunu yerleştiren tekillik felsefesi, “ben” ibaresi olmadan felsefe yapmanın mümkün olup olmadığını sorgular. Ayrı ayrı “ben” ve “öteki” demenin yerine, Nancy’nin tabiriyle “ötekinin ötekisi”ni koyan bu antihümanist konum, ontoloji ile direniş arasındaki bağı, geleneksel içkinliğin ve aşkınlığın ötesinde, “bir aradalık”ta güçlendirmeyi hedef alır. Bu çalışmada, bir arada var olmanın antihümanist tekillik felsefesi bağlamındaki görünümlerini keşfetme amacıyla, öncelikle bireysellik kavramının altı oyularak, bunun aslında içi boş ve bütünüyle yapay bir kategori oluşturduğuna dikkat çekilecek. Daha sonra Nancy’nin ekstaz kavramı Freudyen id ve itkiler teorisinde temellendirilerek bir aradalık, hümanist dünya görüşünün hiç beklemeyeceği, karanlık bir alanda konumlandırılacak. Son olarak, bu genel teorik çerçeve içinde sorumluluk ve tevazu değerlerinin önemine vurgu yapılarak, birey/bir aradalık çıkmazının altında yatan sonsuz olanaklılığa göz kırpan alternatif bir ahlak bilinci önermesi yapılacak.
Bu makale, Jean-Luc Nancy’nin Inoperative Community ve Being Singular Plural isimli eserlerinde işlediği tekillik kavramını, mevcut özne/nesne ikilemini olumsuzlama ve direniş olgusuna yeni bir bağlam yaratma çabası ile ele alıyor. Birey olma düşüncesini ortadan kaldırmayı amaçlayan tekillik felsefesi, hümanist bakış açısının bireysellik ile topluluk nosyonlarını gereksiz şekilde zıtlaştırdığını savunur. Hümanist sorumluluk bilincinin karşısına iddialı bir antihümanizm tablosunu yerleştiren tekillik felsefesi, “ben” ibaresi olmadan felsefe yapmanın mümkün olup olmadığını sorgular. Ayrı ayrı “ben” ve “öteki” demenin yerine, Nancy’nin tabiriyle “ötekinin ötekisi”ni koyan bu antihümanist konum, ontoloji ile direniş arasındaki bağı, geleneksel içkinliğin ve aşkınlığın ötesinde, “bir aradalık”ta güçlendirmeyi hedef alır. Bu çalışmada, bir arada var olmanın antihümanist tekillik felsefesi bağlamındaki görünümlerini keşfetme amacıyla, öncelikle bireysellik kavramının altı oyularak, bunun aslında içi boş ve bütünüyle yapay bir kategori oluşturduğuna dikkat çekilecek. Daha sonra Nancy’nin ekstaz kavramı Freudyen id ve itkiler teorisinde temellendirilerek bir aradalık, hümanist dünya görüşünün hiç beklemeyeceği, karanlık bir alanda konumlandırılacak. Son olarak, bu genel teorik çerçeve içinde sorumluluk ve tevazu değerlerinin önemine vurgu yapılarak, birey/bir aradalık çıkmazının altında yatan sonsuz olanaklılığa göz kırpan alternatif bir ahlak bilinci önermesi yapılacak.
Description
Keywords
Singularity, Jean-Luc Nancy, Subjectivity, Negative anthropology, Philosophy of ethics, Tekillik, Öznellik, Negatif antropoloji, Ahlak felsefesi
Citation
Bilgisel, D. (2016). "An antihumanist reinterpretation of the philosophy of singularity". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 27, 245-261.