Value matter and objectivity in historical sciences
Files
Date
2009
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Uludağ Üniversitesi
Abstract
According to Positivists, the History was the urgent ınterference area as it was one of the sciences which were the least constructed and so one of the most flexsible and open disciplines. This critical point has been declared in some evaluations with disappointing speeches as it could be seen like a dilemma. It is clear that this trouble felt even dilemma is based on Positivist uniqueness. Unique science sample was compressing the History. Idea was forming item by adding it Mathematical relations system, but Historical sciences were giving meaning to the item by ascribing it to the values; for this reason it could make a selection or a clarification. Because of that each Historical expression would be rebuilding of previous experiences in a selective way. The unique legible History that the Positivist Historians’ dream was necessitating us to reach the knowledge of the past covering its own. Yet, accepting the experienced one and its knowledge as the same things can’t be even seen absent from a kind of plot. Shoudn’t be there a limitation for History writer’s freedom of choice? The real problem is the History being out of value. The Historian doesn’t have the right of violating the sense of objectivity in people with whom he will share his plot even if it will be his own subjective product. A truth concept which will be gotten by its active role in the information’s coming out takes place of the truth concept that is devoted to only rational and formal criterians in the History.
Tarih, toplumsal bilimlerin en az yapılanmış, bu yüzden de en esnek ve açık disiplinlerinden biri olduğu için Pozitivistler açısından acil müdahale alanı olarak görülmekteydi. Bu kritik nokta kimi değerlendirmelerde bir açmaz olarak görülebilecek kadar umut kırıcı sözlerle ifade edilmiştir. Duyulan bu sıkıntının, hatta açmazın temelinde pozitivist tekçiliğin olduğu bellidir. Tek bilim modeli Tarihi sıkıştırmaktaydı. Matematiksel bilimlerde akıl maddeyi matematiksel bir ilişkiler sistemine katarak biçimlendiriyordu, ama tarihsel bilimler maddeyi değerlere mal ederek anlamlandırmaktaydı; bunun için maddede bir seçim ya da ayıklama yapabiliyordu. Dolayısıyla her tarihsel anlatım, geçmişte yaşananların seçmeli bir biçimde yeniden kuruluşu olacaktır. Pozitivist tarihçilerin hayal ettikleri tek okunuşlu tarih, geçmişin kendisiyle örtüşen bilgiye ulaşmayı gerektiriyordu. Oysa yaşanmış olanla onun bilgisini aynı şey kabul etmek bile aslında bir tür kurmacadan muaf sayılamaz. Tarih yazarının seçme özgürlüğünün bir sınırı olmamalı mıdır? Asıl tehlike Tarihin değersizleşmesidir. Tarihçinin kurmacası kendi öznel ürünü olsa bile onu paylaşacağı kişilerde nesnellik duygusunu ihlal etmeye hakkı yoktur. Tarihte sadece rasyonel ve formel ölçütlere bağlı kalan bir hakikat kavramının yerini, öznenin, bilginin meydana çıkmasındaki aktif rolüyle elde edilebilecek olan hakikat kavramı alır.
Tarih, toplumsal bilimlerin en az yapılanmış, bu yüzden de en esnek ve açık disiplinlerinden biri olduğu için Pozitivistler açısından acil müdahale alanı olarak görülmekteydi. Bu kritik nokta kimi değerlendirmelerde bir açmaz olarak görülebilecek kadar umut kırıcı sözlerle ifade edilmiştir. Duyulan bu sıkıntının, hatta açmazın temelinde pozitivist tekçiliğin olduğu bellidir. Tek bilim modeli Tarihi sıkıştırmaktaydı. Matematiksel bilimlerde akıl maddeyi matematiksel bir ilişkiler sistemine katarak biçimlendiriyordu, ama tarihsel bilimler maddeyi değerlere mal ederek anlamlandırmaktaydı; bunun için maddede bir seçim ya da ayıklama yapabiliyordu. Dolayısıyla her tarihsel anlatım, geçmişte yaşananların seçmeli bir biçimde yeniden kuruluşu olacaktır. Pozitivist tarihçilerin hayal ettikleri tek okunuşlu tarih, geçmişin kendisiyle örtüşen bilgiye ulaşmayı gerektiriyordu. Oysa yaşanmış olanla onun bilgisini aynı şey kabul etmek bile aslında bir tür kurmacadan muaf sayılamaz. Tarih yazarının seçme özgürlüğünün bir sınırı olmamalı mıdır? Asıl tehlike Tarihin değersizleşmesidir. Tarihçinin kurmacası kendi öznel ürünü olsa bile onu paylaşacağı kişilerde nesnellik duygusunu ihlal etmeye hakkı yoktur. Tarihte sadece rasyonel ve formel ölçütlere bağlı kalan bir hakikat kavramının yerini, öznenin, bilginin meydana çıkmasındaki aktif rolüyle elde edilebilecek olan hakikat kavramı alır.
Description
Keywords
Historian, Value, Being out of value, Subjectivity, Objectivity, Positivist uniqueness, Tarihçi, Değer, Değersizleşme, Öznellik, Nesnellik, Pozitivist tekçilik
Citation
Mermutlu, B. (2009). "Value matter and objectivity in historical sciences". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 12, 39-45.