Browsing by Author "Bilgin, Asude"
Now showing 1 - 20 of 46
- Results Per Page
- Sort Options
Item 10-14 yaş arası çocuklarda televizyon bağımlılığı üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2009) Balantekin, Yakup; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Televizyon yayınları, çocukların gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Televizyon yayınları, çocukların kişilik gelişiminde önemli bir unsur olduğundan önemsenmelidir. Çocuklar geleceğimizi şekillendireceği için ülkemiz için çok önemlidirler.Televizyon yayınları önemini, üzerinde etkili olduğu çocukların öneminden almaktadır. Televizyonun çocuklar üzerinde olumsuz etkileri birçok araştırmaya konu olmuştur. Bu çalışmada 10-14 yaş arası çocukların televizyona yönelik tutumlarını ve bağımlılık düzeylerini ortaya çıkaracak bir ölçek geliştirmek amaçlanmıştır. Çalışma sırasında betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Ölçeği geliştirmek için öncelikle madde havuzu oluşturulmuştur. Madde havuzu altmış cümleden oluşmaktadır. Cümleler araştırmacı tarafından yazılmış ve eğitim psikolojisi alanında dört akademisyene sunulmuştur. Akademisyenlerin önerileri doğrultusunda on dokuz cümle ölçekten çıkarılmıştır. Kırk bir maddeden oluşan ölçek Bursa'nın İnegöl ilçesinde bulunan Şakir Lakşe İlköğretim Okulunda dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfta eğitim gören öğrencilerden elverişli örnekleme yöntemiyle seçilen bir grup öğrenciye uygulanmıştır. Uygulama biçiminin güvenilirliğe etkisini ortaya koymak için, uygulama; birincisi ölçeğin öğrencilere dağıtılarak uygulanması şeklinde, ikincisi ise yapılandırılmış görüşme şeklinde olmak üzere iki biçimde gerçekleştirilmiştir. Birinci uygulama 394 öğrenci ile ikinci uygulama ise 150 öğrenci ile yapılmıştır. Uygulamanın ardından güvenilirlik ve geçerlilik analizleri yapılmıştır. Birinci uygulama için Cronbach Alfa değeri .82 ; ikinci uygulama için Cronbach Alfa değeri .85 bulunmuştur. Yapılandırılmış görüşme tekniği ile gerçekleştirilen uygulamada güvenilirlik düzeyi daha yüksek çıktığı için diğer analizler bu uygulamanın verilerine uygun olarak yapılmıştır. Son olarak madde analizi yapılmış ve dört cümlenin daha ölçekten çıkarılması kararlaştırılmıştır. Katılımcıların ölçekten aldıkları puanlar ile sosyo-kültürel özellikleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı araştırılmış ve anlamlı bir ilişki bulunmamıştır.Item ARCS motivasyon modeline göre tasarlanan yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının öğrencilerin motivasyonlarına, tutumlarına ve akademik başarılarına etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2014-07-04) Balantekin, Yakup; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı.Öğrenme-öğretme sürecinin verimli bir şekilde yürütülerek öğrencilerin akademik başarılarının artırılması birçok kavramla ilişkilidir. Öğrencilerin derse yönelik motivasyon düzeyi ve tutumu bu kavramların en önemlilerindendir. Bu araştırmada, literatürde bilgisayar yazılımlarına dayalı öğretimde kullanılan ARCS Motivasyon Modeli sınıf öğretimine uygulanarak modelin motivasyona, tutuma ve akademik başarıya etkisi incelenmiştir. Matematik dersi kesirler konusunun öğretimi, yapılandırmacı öğrenme süreci bu modele göre dizayn edilerek gerçekleştirilmiştir. Araştırma, Bursa merkezde bulunan bir devlet ilköğretim okulunda beşinci sınıfta öğrenim görmekte olan ve yirmi altışar öğrenciden oluşan deney ve kontrol grubu ile yürütülmüştür. Öğrencilerin motivasyon düzeyleri Eğitimde Motivasyon Ölçeği ile tutum düzeyleri İlköğretim 4. ve 5. Sınıf Öğrencilerinin Matematik Etkinliklerine Yönelik Tutum Ölçeği ile akademik başarıları ise Kesirler Testi ile ölçülmüştür. Araştırma sonunda deney grubu ve kontrol grubu birbirleri ile karşılaştırılırken grupların deneysel çalışma öncesi ve sonrası kendi performansları da karşılaştırılmıştır. Motivasyon ve tutum düzeyleri ile ilgili ölçümler faktör bazında değerlendirilmiştir. Verilerin analizi için İlişkisiz Örneklemler t Testi, İlişkili Örneklemler t Testi, MANOVA ve ANCOVA kullanılmıştır. Araştırma sonucunda deney ve kontrol grubunun Eğitimde Motivasyon Ölçeği alt boyutlarından aldıkları puan ortalamaları arasında dört faktörde de istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmıştır (p<.05). Deney grubunun deneysel çalışma öncesi ve sonrasındaki motivasyon performansları arasında anlamlı farklılık saptanırken (p<.05) kontrol grubunda sadece İçsel Motivasyon boyutunda anlamlı farklılık saptanmıştır(p=.013). Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin tutum performansları karşılaştırıldığında sadece Güven faktöründe istatistiksel olarak anlamlı fark saptanırken (p=.04) diğer iki alt boyutta anlamlı bir farklılık saptanamamıştır. Deney grubunun deneysel çalışma öncesindeki tutum puan ortalamaları ile deneysel çalışma sonrasındaki tutum puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanırken kontrol grubunun deneysel çalışma öncesindeki tutum puan ortalamaları ile deneysel çalışma sonrasındaki tutum puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanamamıştır. Akademik başarı anlamında deney grubu ile kontrol grubu arasında deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır(p=.028). Bu farkta motivasyon düzeyinin etkisini belirlemek için öğrencilerin motivasyon ölçeği alt boyutlarından aldıkları puanlar kontrol altına alınarak akademik başarıda deney ve kontrol grubu arasında fark olup olmadığı sınanmıştır. Analiz sonucunda deney ve kontrol grubunun motivasyon puanları kontrol altına alındığında akademik başarılarında anlamlı bir farklılık olmadığını belirlenmiştir. Buradan hareketle ARCS Motivasyon Modelinin akademik başarıyı arttırmada etkili olduğunu söylenebilir.Item Bellek(Uludağ Üniversitesi, 1992) Flavell, J.N.; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Rastgele sıralanmış rakamlardan saniyede bir tane okunduğunda tekrar edebileceklerinize "bellek uzantı" aralığı adı verilir. Bu tür basit bellek problemleri çeyrek yüzyıldan fazla süredir zeka testlerinde yer almaktadır. Bunlar zeka ve performansın diğer ölçümleriyle oldukça iyi korelasyon verir ve yaşla gelişirler. Örneğin, 4 yaşındaki bir çocuğun bellek uzantı aralığı 3-4, 12 yaşındakinin 6- 7 hane olacaktır. Bellek gelişimi konusu gelişimsel psikolojinin en hareketli araştırma alanlarından biridir ve ilgi giderek görünür bellek ürünlerinden, onun yaratıcısı olan bilişsel aktivitelere yönelmektedir.Item Bullying and school climate from the aspects of the students and teachers(Anı Yayıncılık, 2009) Kartal, Hülya; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı.; AAW-8954-2020; 35339190200; 55793254000Problem Statement: School culture and school climate describe the environment that affects the behavior of teachers and students. School climate reflects the physical and psychological aspects of the school that are more susceptible to change and that provide the preconditions necessary for teaching and learning to take place. In addition, school climate is a significant element in discussions about improving academic performance. The most important component of school climate is safety. However, incidents of bullying are frequent occurrences for many children at school and in the community. Children who are bullied fear coming to school, and they believe school to be an unsafe and distressing place. Purpose of Study: The primary purpose of the present study is to investigate the feelings of both elementary students and their teachers about the school climate in terms of their perceptions of safety in the school. It is also of importance to describe the types and the prevalence of bullying, and possible incidents where bullying occurs, where they feel safe, and whom they tell about bullying. Methods: 688 students from the 4(th) through 8(th) grade from one elementary school and 58 randomly selected teachers were presented a questionnaire called the Colorado School Climate Survey. The data was analyzed in terms of frequencies and variance. Findings and Results: 41.3% reported that over the last month they were bullied at least once in a week or more. The results showed an average school climate scored 42.5 points out of a 56 point maximum. 25.4% of the students were found to be neither bullies nor victims. 41.3% of them were victims, 3.3% were bullies, and 29.9 % were bully-victims. Conclusion and Recommendations: Bullying is a serious problem in many schools and there seems to be no one single solution for every student. It is known, however, that the social context and supervision of the school play a major role in the frequency and severity of bullying problems.Item Bütünüyle Gestalt terapi(Uludağ Üniversitesi, 1998) Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.This article is about the views of Fritz Perls who is the founder of the Gestalt therapy. For this purpose the book of Perls "Gestalt Therapy Verhalim" is investigated and his toughts are explained as summarized.Item Çatışma çözme taktikleri: Bir ölçek geliştirme çalışması(Uludağ Üniversitesi, 2000) Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmanın amacı çatışma taktikleri kuramı doğrultusunda saptanmış 5 çatışma çözme tekniğini geçerli ve güvenilir biçimde ölçebilecek bir araç geliştirmektir. 110 maddeden oluşan ve 5 alt ölçeğe sahip olan (zorlama, geri çekilme, yatıştırma, uzlaşma ve müzakere) ön-deneme testi, 205 (115 kız 90 erkek) üniversite öğrencisine uygulanmıştır. Maddeler "t" değerlerinin hesaplanması, faktör analizi, Cronbach Alpha değerlerinin bulunması ve temel bileşen analizi yoluyla analiz edilerek, herbiri 10'ar maddeden oluşan 5 ölçekli ve toplam 50 maddeli bir sonuç teste ulaşılmıştır.Item Çoklu zeka kuramına göre hayat bilgisi dersinde sınıf içi etkinliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2004) Akpınar, Yavuz; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Bu araştırmada çoklu zeka kuramının Hayat Bilgisi dersindeki öğrenci başarısı üzerindeki etkinliğinin ne olduğu araştırılmıştır. Araştırma, 2004-2005 Eğitim - Öğretim Yılı güz döneminde Dr.Necla Yazıcıoğlu İlköğretim Okulu'ndaki 3-B ve 3-F sınıflarında "Sağlıklı Büyüyelim" ünitesi işlenerek uygulanmıştır. Çalışma 20 Eylül -8 Ekim tarihleri arasını kapsamaktadır. Her bir ders saati 40 dakika olmak üzere toplam 600 dakikalık 15 ders saati süresi içinde uygulama bitirilmiştir. Bu uygulamada ilkin rastgele seçilen iki sınıf deney ve kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. Çoklu zeka kuramının etkinliğini ortaya çıkarmak için, işlenecek ünitenin hedeflerinden oluşan 20 maddelik bir başarı testi oluşturulmuştur. Her iki grubun düzeylerinin eşit olduğunu belirlemek için bu sorular ön test olarak uygulanmıştır. Grupların ön test puanları arasında anlamlı bir fark yoktur. Araştırmacı tarafından çoklu zeka kuramına göre düzenlenen planlar deney grubuna, standart planlar ise kontrol grubuna uygulanmıştır. Uygulama bittikten sonra her iki gruba da son test uygulanmıştır. Öğretmen ve okul yöneticilerin çoklu zeka kuramı hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla 5 maddelik bir görüşme metni hazırlanmıştır. Velilerin, yapılan çalışmalar hakkındaki düşünceleri görüşme metni ile öğrenilmiştir. Öğrencilerin çoklu zeka kuramına göre hazırlanan Hayat Bilgisi planlannın uygulanmasından sonra, dersin işlenişi konusundaki görüşlerini öğrenmek amacıyla günlükler tutturulmuştur. Çalışmanın öğrenci düşüncelerine etkisi nitel araştırma teknikleriyle incelenip, öğrenci başarısına etkisinin nasıl olduğunu öğrenmek için başarı testi uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar şunlardır: 1. Çoklu zeka kuramına göre hazırlanmış olan Hayat Bilgisi planlarının uygulanmasından sonra deney grubunun ön ve son test puanları arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. (p<.05) Kontrol grubunda böyle bir fark saptanmamıştır. 2. Deney ve kontrol gruplarının son test puanlan arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.(p>.05) 3. Öğrencilerin" Sağlıklı Büyüyelim" ünitesine^ çoklu zeka kuramının belirlediği davranışlara uygun olarak derse katıldıkları tespit edilmiştir. Çoklu zeka kuramına göre hazırlanmış olan planların uygulanmasından sonra, öğrencilerin Hayat Bilgisi dersine olan ilgilerinin daha da artmış olduğu gözlemlenmiştir. Öğrencilerin gerek ders sırasında gerekse ders sonrasında çok mutlu oldukları görülmüştür. Günlüklerine yazdıkları yazılardan bunlar anlaşılmaktadır. 4.Uygulama sırasında sınıf içerisinde etkin olmayan, kendine güveni az olan öğrencilerin, farklı öğrenme ve öğretme etkinliklerine olumlu cevap verdikleri görülmüştür. Bu öğrenciler zaman zaman derse katılıp arkadaşlarıyla beraber heyecan duydukları, üzerilerinden çekingenliklerini attıkları görülmüştür. 5.Teknolojik araçlarla (projeksiyon makinesi, eğitim CD, müzik CD, slaytlar, fotoğraf makinesi) desteklenen çalışmalara öğrencilerin, ilgilerinin arttığı ve çalışmaları dikkatlice izledikleri görülmüştür. Ayrıca çoklu zeka kuramına göre hazırlanan planların uygulanması sırasında yapılan canlandırma, rol yapma, tartışma, hikaye tamamlama, şarkı oluşturma çalışmalarından, temizlik maddelerinin ne işe yaradığını anlatan etkinliklerden, oyun hamurlarıyla vücudumuzun organlarının yapılması çalışmalarından, organlarımızın nasıl çalıştığını anlatan etkinliklerden, sağlıklı beslenmenin nasıl olduğunu anlatan oyunlardan olumlu yönde etkilendikleri gözlemlenmiştir. Çoklu zeka kuramına dayalı öğrenme - öğretme etkirdi Herinin uygulanması sonucunda, öğrenci velilerinden de olumlu tepkiler alındığı görülmüştür. Bu tür çalışmaların öğrencileri, derse daha iyi motive ettiklerini belirtmişlerdir. Velilere verilen görüşme metinlerinden, öğrencilerin okulda yapılan çalışmaları evde istekli bir biçimde aileleriyle paylaştıkları görülmüştür. 7. Çalışmanın yapıldığı okuldaki öğretmenlere çoklu zeka kuramı hakkında düşüncelerini öğrenmek için bir görüşme metni sunulmuştur. Bu görüşme metninden çıkan sonuçlara göre; öğretmenlerin tamamı bu konuda kendilerini yeterli görmediklerini ifade etmişlerdir. Öğretmenler tarafından çoklu zeka kuramına ön yargıyla yaklaşılmadığı, planların sınıflarda uygulamalarında olumlu sonuçlar elde ettiklerini ifade etmişlerdir. Farklı zeka tiplerine sahip öğrencilerin de derse katıldıklarım gözlemlediklerini belirtmişlerdir. Bu konuda hizmetiçi eğitim çalışmalarıyla, görsel ve yazılı materyallerle desteklenmek istediklerini ifade etmişlerdir. Çoklu zeka kuramının öğrenci kazanımları açısından olumlu olduğunu ancak programın çok yüklü olmasından dolayı konulan yetiştirmede sıkıntılar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. 8.Çoklu zeka kuramına dayalı öğrenme - öğretme etkinlilerinin uygulanması sonucunda okul yöneticilerinin de görüşleri alınmıştır. Okul yöneticileri yeni yeni eğitim sistemimize giren çoklu zeka kuramı hakkında kendilerini yeterli görmediklerini ifade etmişlerdir. Bu konuda şiddetle hizmetiçi eğitime ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Çoklu zekanın öğrenciler için faydalı olacağına inandıklarını ancak sınıf mevcutlarının buna uygun olması gerektiğini ifade etmişlerdir. 9.Çoklu zeka kuramının uygulanması ile eğitim sistemimize sihirli bir değnek değmiş olmayacaktır. Ancak öğrencilere farklı yöntemlerle ders anlatma, onları daha etkin duruma getirici çalışmalar yapma ve bireysel farklılıklarım kabul ederek yaklaşma bir çok şeyi değiştirecektir. Bu çalışmada böyle bir uygulamanın öğrenciler üzerinde olumlu izleri görülmüştür.Item Danışma sürecinde danışmadan ve danışmandan beklentiler(Uludağ Üniversitesi, 1998) Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.This article is intended to discuss the expectations of the counselee and parents about counseling process from different aspects. Knowing the expectations of counselee about counselor is very important for defining the role of counselor, because the role and the tasks of the counselor is not clear yet.Item The effect of group counseling and group guidance on independent career decisions of adolescents(John Wiley & Sons, 1996) Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Item Eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği adaylarının yaratıcılık hakkındaki düşünceleri(Uludağ Üniversitesi, 2002-04-01) İşler, Ahmet Şinasi; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmanın amacı öğretmen adaylarının yaratıcılık ve yaratıcılığa ilişkin etkenler ile ilgili düşüncelerini ortaya koymaktır. Eğitim ortamında yaratıcılık, yaratıcılığın önemi, yaratıcılığı kolaylaştırmanın yolları hep tartışılmış konulardır; ancak öğretmen adaylarının yaratıcılık hakkındaki inançları üzerinde pek durulmamıştır. Bu amaçla yaratıcılık ve onunla ilgili konulardaki kavramlaştırmaları ölçebilecek bir anket geliştirilmiş ve 185 öğretmen adayına uygulanmıştır. Öğretmen adayları, Bursa Uludağ Üniversitesi İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı 1, 2, 3. ve 4. Sınıf öğrencilerinden oluşturulmuştur. Örneklem grubunun 151’i kız, 54’ü erkektir. Toplanan verilerin değerlendirilmesi ile elde edilen bulgular eğitim ortamını iyileştirme doğrultusunda tartışılacaktır.Item Eleştirel düşünme ve öğretimi(Uludağ Üniversitesi, 2008-06-01) Şenşekerci, Erkan; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi.İnsan düşüncesi, aralarında bağımlı ve dinamik bir etkileşim bulunan farklı işlevlerin ürünüdür. Düşüncenin niteliğinin belirlenmesinde bütün işlevlerin rolü varsa da asıl belirleyici olan düşünme işlevidir. Eğitim yoluyla geliştirilebilir olan bu işlev, yalnızca düşünme becerileri kazanmak aşısından değil; bireyin yaşamının benmerkezci ya da akılcı bir temele dayandı-rılmasını belirlemesi açısından da son derece önemlidir. Düşünme eğitiminin önemli bir boyutu olarak eleştirel düşünme ve öğretimi, 1950’lerden günümüze oldukça geniş bir kavramsal çerçeve kazanmıştır. Geliştirilen tanım ve kuramlar arasındaki çeşitli farklılık ve uzlaşmazlıklara karşın, günümüzde eleştirel düşüncenin göstergesi olabilecek yeterlilik, tutum ve stratejilere ilişkin ortak kabullerin oluşmaya başladığı söylenebilir. Bu gelişme de doğal olarak bir yandan düşünme yeterliliklerinin eğitim yoluyla geliştirilebileceği düşüncesini güçlendirmekte öte yandan da düşünme eğitimine yönelik öğretim yöntem ve tekniklerinin geliştirilmesine temel oluşturmaktadır.Item Ergenlerde duygusal istismar ile benlik algısı ve genel kaygı düzeyi arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 1999) Savi, Firdevs; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı/Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bilim Dalı.Bu araştırmada, 15 ve 16 yaş. grubundaki ergenlerin Algıladıkları Duygusal İstismar düzeyleri ile Benlik Algılan ve Genel Kaygı düzeyleri arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada ergenler tararından Algılanan Duygusal İstismar düzeyini belirlemek için Öğrenci Bilgi Formu (Kars, 1997), Benlik Algılarım belirlemek için Offer- Benlik İmgesi Ölçeği (Offer ve ark., 1989), ve Genel Kaygı Düzeylerini belirlemek için Sürekli Kaygı Ölçeği (Spielberger ve ark., 1966-1970) uygulanmıştır. Araştırmanın ömeldemini; Denizli İT in de farklı liselerin 1. ve 2. sınıflarında okuyan 15 ve 16 yaş grubundaki ergenlerden 86 kız ve 86 erkek olmak üzere toplam 166 öğrenci oluşturmaktadır. Verilerin analizi için araştırmanın amaçlarına uygun olduğu düşünülen Korelasyon Tekniği kullanılmıştır. Sonuçlar Spearman Sıra Farkları Korelasyon Tekniği ile test edilerek bulgular kısmında tablolar halinde sunulmuştur. Araştırmada elde edilen bulgular kısaca şunlardır: Örneklem grubunu oluşturan ergenlerin, Duygusal İstismar düzeyleri ile Benlik Algıları arasında ters orantılı bir ilişki bulunmuştur. Elde edilen bu bulguya göre ergenlerin Duygusal İstismar düzeyleri yükseldikçe Benlik Algılarının azaldığı görülmüştür. Ergenlerin Duygusal İstismar düzeyleri ile Genel Kaygı düzeyleri arasında doğru orantılı bir ilişki bulunmuştur. Buna göre ergenlerin algıladıklan Duygusal İstismar düzeyleri yükseldikçe genel kaygı düzeylerinin de yükseldiği görülmüştür. Yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre Ergenlerin algıladıkları Duygusal İstismar düzeyleri ile Benlik Algılan arasında : 15 yaş grubundaki kızlarda ve 16 yaş grubundaki rvkız ve erkeklerde ters orantılı bir ilişki bulunurken 15 yaş grubundaki erkeklerde ilişki bulunamamıştır. Yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre Ergenlerin Algıladıkları Duygusal istismar düzeyleri ile Genel Kaygı düzeyleri arasında sadece 16 yaş grubundaki kızlarda doğru orantılı bir ilişki bulunurken 16 yaş grubundaki erkeklerde ve 15 yaş grubundaki kız ve erkeklerde ilişki bulunamamıştır. Ayrıca ergenlerin Algıladıkları Duygusal İstismar alt boyutları ile Benlik Algısı alt boyutları arasındaki ilişkinin yaş ve cinsiyet değişkenlerine göre farklılaştığı görülmüştür. Buna göre ergenlerin algıladıkları duygusal istismar düzeyleri ile benlik algısı arasında: 15 yaş grubundaki kızlarda: aile aşağılama, izole etme, kapasite üstü istek ve kendi çıkarına kullanma, şiddet ve korkuya dayalı iletişim ve reddetme alt boyuttan arasında, 15 yaş grubundaki erkeklerde sadece aile suça yöneltme alt boyutunda ters orantılı bir ilişki bulunurken diğer alt boyutlarda ve 16 yaş grubundaki kız ve erkeklerde ilişki bulunamamıştır. Araştırma sonunda elde edilen bulgulara dayanılarak ergenlerin Duygusal İstismardan korunmaları, Benlik Algılarının yükseltilmesi ve Genel Kaygı düzeylerinin azaltılması, konu ile ilgili araştırmaların arttırılmasına yönelik öneriler geliştirilmiştir.Item Erken çocukluk eğitim programlarından Anne-Çocuk Eğitim Programı'nın altı yaş grubundaki çocukların bilişsel gelişimlerin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2005) Kartal, Hülya; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Bu araştırma ile Erken Çocukluk Eğitimi Programlarından “Anne-Çocuk Eğitim Programı”nın altı yaş grubundaki çocukların bilişsel gelişimlerine etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 2003-2004 öğretim yılında Osmangazi Halk Eğitim Merkezi’ne bağlı İstiklal ve Elmasbahçeler Kurs Merkezi’ndeki Anne-Çocuk Eğitim Programı’na devam eden 40 anne-çocuk ve herhangi bir programa devam etmeyen 40 anne-çocuk ikilisi üzerinde yapılmıştır. Araştırmada deney ve kontrol gruplarının bilişsel gelişim düzeyleri, (ön Test-son Test) Bekman ve arkadaşları (1998:39) tarafından geliştirilen “Okulöncesi Sözel ve Sayısal Beceriler Ölçeği” uygulanarak belirlenmiştir. Ailelerin demografik özellikleri Anne-Çocuk Egitim Programı Bilgi Formu’ndan ve annelerin program hakkındaki düşünceleri ise annelerin programı değerlendirmeye yönelik doldurdukları Anne-Çocuk Eğitimi Programı Değerlendirme Formu’ndan edinilen bilgilerle belirlenmiştir. Araştırma verilerinin analizinde, programın çocukların bilişsel gelişimleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılan ölçümlerde, programa katılan ve katılmayan gruplar için ön Test-son Test arasındaki değişim puanları t-Testi ile karşılaştırılmıştır. Ayrıca annelerin program hakkındaki görüşlerinin frekans ve yüzdeleri hesaplanmıştır. Bu amaçla tüm verilerin analizi; Sosyal Bilimler için istatistiksel Paket (SPSS 8.0 for Windows) Programı ile yapılmıştır. İstatistiksel karşılaştırmalarda anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, Anne-Çocuk Eğitim Programı’nın programa katılan çocukların bilişsel gelişimi üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Programa katılan annelerin ise, çocuklarına uygulanan Zihinsel Eğitim Programı’nı ve programdaki sohbet konularını çok yararlı buldukları ve programın çocuğun okulda başarılı olmasına çok yardımcı olacağını düşündükleri belirlenmiştir. Bu sonuçlar, elverişsiz ortamlarda yaşayıp maddi yetersizliklerden ötürü erken çocukluk eğitimi hizmetlerinden yararlanamayan çocuklara erken çocukluk eğitimi programlarının, gelişimin çevre şartlarından en fazla etkilendiği erken yaslarda ulaştırılmasının önemini ortaya koymaktadır. Çünkü bu destek aynı zamanda bu çocukların okula daha hazır olarak baslamasına, daha kolay uyum sağlamasına ve okulda daha başarılı olmasına da yol açacaktır. Bu nedenle düşük maliyetle sunulabilen ve etkisi kanıtlanmış alternatif erken çocukluk eğitimi programlarına yönelik geliştirilecek kamusal politikalar ülkemizdeki erken çocukluk eğitiminin geleceğine yönelik hayati önem taşımaktadır.Publication Factors affecting bullying in home and school life: A mixed method research(Ani Publishing, 2019-01-01) Kartal, Hülya; KARTAL, HÜLYA; Balantekin, Yakup; BALANTEKİN, YAKUP; SOYUÇOK, MEHMET; Bilgin, Asude; BİLGİN, ASUDE; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; AAR-3555-2020; AAW-8954-2020In this research, it was aimed to determine the factors affecting the bullying in secondary school students' home and school life in a multifaceted and comprehensive manner with qualitative and quantitative approaches. The study group of this research was determined according to sequential mixed method (quantitative-qualitative) sampling, one of the mixed method research designs. In this context, for collection of the quantitative data, fifth-grade students studying in randomly-selected classes at 19 secondary schools located in the centre of Bursa and chosen by the probability sampling method made up the study group. The qualitative data were obtained from the answers given to the survey questions by students determined to have been subjected to bullying or to have engaged in bullying. The research findings reveal that male students engaged in bullying or were subjected to bullying at a significantly higher rate than female students. There was a positive relation between the engagement of the students' in out of school activities and not participating in any kind of bullying situations. It was found that there was a negative relationship between playing daily video or computer games and participation in bullying situations. It was also found a negative relationship between friendship relations and being in bullying anyhow. There was a strong negative relation between the avarage points of self evaluation of students and participating in bullying situations. Students were frequently exposed to physical and verbal bullying; that students who engaged in bullying did so because they were themselves made fun of and sworn at; that when bullying took place, both students who were subjected to bullying and those who engaged in bullying generally moved away from the scene and that bullying was generally carried out in places where and at times when teachers were absent.Item Hayat bilgisi ders kitaplarının zorbalık konusuna yer verilmesi bakımından incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-07-26) Sönmez, Abdulsamet; Bilgin, Asude; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Temel Eğitim Anabilim Dalı/Sınıf Eğitimi Bilim Dalı.Bu araştırmada 1. 2. ve 3. sınıf Hayat Bilgisi ders kitaplarındaki metinleri zorbalık, akran zorbalığı, zorbalık davranışlar, zorbalıkla mücadele yöntemleri açısından incelemek, zorbalık davranışlar ve zorbalıkla başa çıkma metinlerde nasıl ve hangi sıklıkta örneklendiğini tespit ederek ders kitaplarında erken farkındalık adına bu konuların daha işlevsel bir şekilde yer almasına katkı sunmak amaçlanmıştır. Araştırmanın temel veri kaynağı zorbalığa dair davranış çeşitlerinin, zorbalıkla mücadele yöntemlerinin incelendiği ilkokul Hayat Bilgisi ders kitapları olduğu için araştırma nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi deseniyle yürütülmüştür. Bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim ve Bilişim Ağı İnternet sitesinde bulunan bir adet 1. Sınıf Hayat Bilgisi Ders Kitabı, iki adet 2. Sınıf Hayat Bilgisi Ders Kitabı, iki adet 3. sınıf Hayat Bilgisi ders kitabı olmak üzere beş adet ders kitabı içindeki metinler ve etkinlikler incelenmiştir. Araştırma verileri, zorbalık alan yazın taraması sonucunda araştırmacı tarafından geliştirilen kontrol listesi ile toplanmıştır.Araştırma bulgularına göre incelenen ilkokul Hayat Bilgisi ders kitaplarının tamamında zorbalıkla ilgili bilgilere yerverildiği görülmüştür. Araştırma sonuçlarına göre zorba davranış örneklerinin en çok 2. Sınıf Hayat Bilgisi ders kitaplarında yeraldığı tespit edilirken bunu sırasıyla 3. Sınıf Hayat Bilgisi ders kitapları ve 1. Sınıf Hayat Bilgisi ders kitabı takip etmektedir. Tema olarak zorba davranış örneklerine yer verilme sıklığına bakıldığında Okulumuzda Hayat temasının ilk sırada yer aldığı daha sonra Güvenli Hayat ve Ülkemizde Hayat temalarının sıralandığı görülmektedir. Hayat Bilgisi ders kitaplarında en sık ele alınan zorbalık davranış örneklerinin sırasıyla kırıcı olma, istemediği bir şeyi yapmaya zorlanma, olumsuz/hatalı davranışlar, kabakırıcı-kötü-nezaketsiz sözler söyleme/konuşma, zarar verecek hareketler/davranışlar olduğu belirlenirken, ders kitaplarında zorbalığın öğrenci üzerindeki etkisinin en fazla incinme/kırılma ve üzülme davranışı olarak yansıdığı görülmektedir. Zorbalık davranışlara karşı verilen tepkilerde en çok anne-baba ve öğretmenden yardım alma davranışlarına yer verilmiştir. Sonuç olarak elde edilen bulgular ışığında Hayat Bilgisi ders kitaplarında toplumsal bir sorun olan ve okul iklimini doğrudan olumsuz olarak etkileyen zorbalık konusuna yönelik farkındalık oluşturulması ve sorunun çözümü için somut öneriler getirilecek şekilde ders kitaplarının düzenlenmesi yönünde katkılar sunulması hedeflenmektedir.Item Hayat bilgisi öğretiminde çocuklar için felsefe (P4C) yaratıcı düşünme becerisi etkinliklerinin öğrencilerin yaratıcı düşünme becerisine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-06) Akan, Ramazan; Bilgin, Asude; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Temel Eğitim Anabilim Dalı/Sınıf Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0002-0525-0389Araştırmanın amacı, Hayat Bilgisi Öğretiminde Çocuklar İçin Felsefe (P4C) Yaratıcı Düşünme Becerisini Geliştirici Etkinliklerin Öğrencilerin Yaratıcı Düşünme Becerisinin Gelişimine Etkisi’ nin belirlenmesidir. Yapılan nitel çalışma verilerine bakıldığında ön test ve sontest arasında değişiklikler olduğu öğrnecilerin görüşlerinin tamamına yakınında özllikle tasarlarıkları ürünler olasun ifade becerileri olsun hepsinde teknik düşünme, teknolojik özelliklere dayalı projeler üretme gibi düşüncelerin çok fazla yer aldığı görülmektedir. Torrance Yaratıcı Düşünme Testi’nin A ve B formunun uygulama öncesi ve sonrasında uygulanması ile elde edilmiştir. Aşağıda bu deneceler ile ilgili ulaşılan bulguların sonuçlan özetlenmiştir. Hayat bilgisi dersinde yaratıcı düşünmeyi geliştirmeye yönelik bir program uygulanan deney grubunun ön Torrance Yaratıcı Düşünce Testleri ile son Torrance Yaratıcı Düşünce Testleri arasında son testler lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Deney ve kontrol gruplarının Torrance Yaratıcı Düşünce Testi sözel/şekilsel son testleri arasında yapılan istatistiksel çalışma sonrasında tüm alt boyutlarda deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Çalışmada öğrencilerden toplanan veriler sonucu ulaşılan bulgular incelenerek her bir öğrenci için cevaplar işlenmiştir. Buna bağlı olarak öğrencilerin verdiği cevaplara ilişkin olarak elde edilen verilerin analizi sonucunda öğrencilerin 2020-2021 eğitim-öğretim programında viii ‘’Çocuklar İçin Felsefe(P4C) Yaratıcı Düşünme Becerisini Geliştirici Etkinliklerin Öğrencilerin Yaratıcı Düşünme Becerisinin Gelişimine Etkisi’’ konulu tezin Yaratıcı Düşünme Becerisini Geliştirici Etkinlikler Uygulanmadan önce Kontrol grubundaki öğrencilerin ülkemizde Hayat ve Doğada Hayat ünitelerine yönelik yaratıcılıklarına ait görüşleri nelerdir? Bu görüşlerin benzerlik ve farklılık durumu nedir? Görüşlerini belirttikleri araştırma alt sorularına cevaplar aranmıştır. Bu bölümde öğrencilerin ‘’ Ülkemizde Hayat ve Doğada Hayat Ünitelerine yönelik yaratıcılıklarına ait görüşlerine göre bulgular alt problemler gruplandırılarak verilmiştir. Deney ve kontrol gruplarının Torrance Yaratıcı Düşünce Testi sözel/şekilsel son testleri arasında yapılan istatistiksel çalışma sonrasında tüm alt boyutlarda deney grubu lehine anlamlı bir fark bulunmuştur. Eğitimde yaratıcılığın geliştirilebileceği en etkili alan olduğuna göre daha duyarlı bir gençlik daha güzel bir çevre ve daha insancıl bir toplum için çocuklarımızın sanatsal zekalarının eğitimine gereken zaman ve önem verilmelidir. Günümüzde çocukların bakış açılarının geliştirilmesi çok önemlidir. Yaratıcı, araştırmacı, yenilikçi bir nesil yetiştirilebilmesi için yaratıcılığı geliştirmeye gereken önem verilmeli ve tüm müfredat programlan içinde yerini almalıdır. Hayat bilgisi dersi programlarında yer alan üç boyutlu çalışmalar ile yaratıcı düşünmeyi geliştirmeye yönelik olarak çok etkili bir şekilde kullanılabilir.Item İlköğretim (3., 4., 5. sınıf) öğrencilerinin olumlu çevresel tutumlarının yaş ve sosyoekonomik düzeye göre değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1999) İşyar, Nilüfer; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı.Item İlköğretim 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin uyku düzenlerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2009-08-11) Özgür, Kerime; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Bu araştırmanın amacı; ilköğretim öğrencilerinin uyku düzenlerini ve uyku düzenini etkileyen faktörler açısından öğrencilerin uyku alışkanlıklarını incelemektir. Araştırmada araştırmacı tarafından geliştirilen ve güvenirlik katsayısı 0,88 bulunan 50 maddelik Uyku Düzeni Anketi ile 30 soruluk Uyku Düzeni Bilgi Formu kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Bursa ilindeki ilköğretim okullarının 5., 6., 7., ve 8. sınıflarında öğrenim gören 413 öğrenci oluşturmuştur.Uyku Düzeni Anketi'nden alınan puanların ortalamaları sınıf düzeyi ve uykuyu etkileyen faktörler açısından Varyans Analizi ile; uyku düzeni puan ortalamaları, evet-hayır cevaplı sorular ve cinsiyet değişkenleri açısından t-Testi ile; uyku saatleri, sınıf düzeyi ve cinsiyet değişkenleri açısından Kay-kare analizi ile değerlendirilmiştir. Uyku Düzeni Bilgi formuna verilen cevaplar yüzde ve frekans dağılımları ile belirtilmiştir.Araştırma sonucunda, öğrencilerin uyku düzeni puan ortalamalarının sınıf düzeyleri arttıkça azaldığı, kızların erkeklerden daha fazla olduğu görülmüştür. Uyku düzeni puan ortalamaları ile sabahları uyanma durumu, gece boyunca uyanma sayısı, uyudukları yatak tipi, yatmadan önce süt içme, uyku ile ilgili probleme sahip olma, gün içi uyku, odalarının çevresinin gürültülü olması, gündüz uykululuk puan ortalamaları, uyku süreleri, yatış saatleri arasında anlamlı bir farklılık vardır. Sınıf düzeyi arttıkça hafta içi-sonu yatış ve hafta sonu kalkış saatlerinin geciktiği, sınıf düzeyine göre hafta içi kalkış saatlerinde anlamlı bir farklılık yokken, hafta içi-sonu uyku süreleri arasında anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Hafta sonları erkekler daha geç yatmakta; okul günlerinde kızlar daha erken kalkmaktadır. Hafta sonları erkekler daha az uyumaktadır.. Hafta içi yatış ve hafta sonu kalkış saatleri ile hafta içi uyku sürelerinin cinsiyete göre anlamlı bir faklılık yaratmadığı görülmüştür.Item İlköğretim birinci sınıf öğrencilerinde kelime dağarcığı gelişimin ilk okuma yazma başarısı ve sosyoekonomik düzey ile ilişkisi (Şırnak ili örneği)(Uludağ Üniversitesi, 2011-03-02) Yazanoğlu, Gökçen; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Bu araştırmanın genel amacı ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinde kelime dağarcığı gelişiminin ilk okuma yazma başarısı ve sosyoekonomik düzey ile ilişkisini incelemektir. Araştırma Şırnak ili Silopi ilçesinde, Atatürk ve Mehmet Akif İlköğretim Okullarında eğitim ve öğrenim gören toplam 100 ilköğretim birinci sınıf öğrencisi ile 2008-2009 öğretim yılının ikinci dönem süresince gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak ailenin eğitim ve ekonomik durumunu tespit etmek amacıyla Sosyoekonomik düzey ölçeği öğrencilerin kelime dağarcığına ilişkin bilgileri tespit etmek amacıyla Peabody Resim Kelime Testi uygulanmıştır. Okuma yazma başarıları ölçümü ise sene sonu Türkçe ders notları incelenerek gerçekleştirilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için SPSS 13.0 Paket Programı kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, yüzdelikler, Mann Whitney U Testi ve korelasyon analizi ile çözümlenmiştir. Tek yönlü 0.05 ve 0.01 anlamlık düzeyleri esas alınmıştır. Araştırma sonucunda ulaşılan bulgular aşağıda gösterilen biçimdedir. İlköğretim 1. sınıf öğrencilerinin kelime darcığı ile ilk okuma yazma başarısı arasında anlamlı bir ilişki vardır ve kelime dağarcığı gelişmiş olan öğrencilerin gelişmemiş olan öğrencilere göre okuma yazma başarılarının daha yüksek seviyede olduğu bulunmuştur. İlköğretim 1. sınıf öğrencilerinin sosyoekonomik düzeyleri arttıkça kelime dağarcığı gelişim düzeyi de artmaktadır. Alt sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin kelime dağarcığı gelişimleri orta ve üst sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin kelime dağarcığı gelişimlerinden daha düşük olduğu bulunmuştur. İlköğretim 1. Sınıf öğrencilerinin cinsiyet kelime dağarcıkları arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Cinsiyet ve ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin ilk okuma yazma başarıları arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Sosyoekonomik düzey yükseldikçe ilköğretim 1. sınıf öğrencilerinin ilk okuma yazma başarıları da yükselmektedir. Alt sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin ilk okuma yazma başarılarının orta ve üst sosyoekonomik düzeyden gelen öğrencilerin ilk okuma yazma başarılarından daha düşük olduğu bulunmuştur.Item İlköğretim birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerine yönelik aile içi bedensel ceza(Uludağ Üniversitesi, 2007) Demiraslan, Hayriye; Bilgin, Asude; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Araştırmanın genel amacı ilköğretim birinci, ikinci ve üçüncü sınıftaki öğrencilere anne ve babaları tarafından çocuklara uygulanan şiddet içermeyen disiplin, psikolojik saldırganlık, hafif fiziksel saldırganlık, şiddetli fiziksel saldırganlık ve yok şiddetli fiziksel saldırganlığın saptanması ile anne ve babanın eğitim düzeyi, yaş ve ailedeki çocuk sayısı ile çocuğun cinsiyetine göre farklılaşma durumunu incelemektir. Araştırmanın evrenini, 2005-2006 eğitim-oğretim yılında Bursa ili sınırları içerisinde bulunan resmi ilköğretim okullarının birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarına devam eden öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklerini ise Bursa ili sınırları içinde bulunan Ahmet Tanpınar İlköğretim Okulu'nun birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarından 53 kız ve 47 erkek öğrenci olmak üzere toplam 100 öğrenci oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak anne, baba ve çocuklar (6-9 yaş arası) arasında yaşanan çalışmalarda kullanılan çözüm taktiklerini anlamaya yonelik, CTS33 PIcture-Card Version For Young Children Of The Parent-To-Child Confict TactIcs Scales, (Carolyn Mebert ve Murray A. Straus (2002) tarafından geliştirilen Çatışma Çözme Taktigi Ölçeğinin Resimli Kart Versiyonu) kullanılmıştır. Bu ölçeğin yaratıcılarından olan Straus ile yazılarak, Ölçeğin kullanımı ile ilgili izin alınmıştır. Verilerin çözümlenmesi Kay-Kare Bağımsızlık Testi yardımıyla incelenmiştir. Uygulama sonucunda, gruplar arası fark ve bu fark ortaya çıkaran değişkenler ile gruplar arası farkı kaynağı belirlenmeye çalışılmış ve elde edilen bulgular istatistiksel olarak yorumlanmıştır. Bulgular tablolar halinde özetlenmiştir. Araştırma sonucunda; elde edilen bulgulara gore anne ve baba tarafından uygulanan şiddet içermeyen disiplinin, psikolojinin . saldırganlığın, hafif fiziksel saldırganlık, şiddetli fiziksel saldırganlık ve yok şiddetli fiziksel saldırganlığın, anne ve babanın eğitim, yaşı ve çocuk sayısı ile çocuğun cinsiyetine göre farklılıklar saptanmıştır . Araştırma bulguları, anne ve babanın eğitim düzeyi, yaşı, ailedeki çocuk sayısı ve çocuğun cinsiyeti ile uyguladıktan disiplin yöntemleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Araştırma sonucunda ortaya çıkan sonuçlara dayanak olarak araştırmacı tarafından ortaya konulan önerilere yer verilmeye çalışılmıştır.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »