Browsing by Author "Bilgin, Vejdi"
Now showing 1 - 20 of 48
- Results Per Page
- Sort Options
Publication A qualitative research on the social and economic dimensions of tibb al nabawi practices(Din Bilimleri Akad Araştırma Merkezi, 2021-01-01) Bilgin, Vejdi; Turan, Sümeyra Ünalan; BİLGİN, VEJDİ; ÜNALAN TURAN, SÜMEYRA; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Din Sosyolojisi Anabilim Dalı; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Din Sosyolojisi Anabilim Dalı; JDK-9518-2023; CDV-1489-2022In the present study, the religious-health is discussed on the relationship between religion and health focusing in Tibb al-Nabawi, which is at the center of religion-health intersection. The purpose of the study was to reveal the effects of Sunnah in the health-related experiences of individuals, the processes of turning to Tibb Al-Nabawi, positive and negative outcomes of the sector with the eyes of the participants, and the legitimacy function of religion in healthcare. In this study, which was conducted with the phenomenology design, the data were obtained with in-depth interviews conducted with nine females and six male participants. The study group was created from people who applied Tibb al-Nabawi treatments. As a result of the study, it was determined that religion is effective in preferring these practices, especially for those who have religious identity. These people also choose religious- traditional practitioners who did these procedures by reading verses and prayers instead of clinics and hospitals in the scope of Traditional and Complementary Medicine (GETAT) for Hijama (The Wet Cupping Therapy) application. Especially the participants who graduated from Theology Faculty believed that Tibb al-Nabawi treatments became an economic sector, and that religion was used as a means of legitimacy and abuse of religious emotions in this sector. Although the tendency to individualize in healthcare comes to the forefront in the behavior of applying to Tibb al-Nabawi, the relations between religion and health in participants, who are affiliated with Aidin Salih school, seems to have changed from an individual sphere to a religious-health-based movement.Item Alternatif tedavi uygulamalarının din ile uzlaştırılması üzerine sosyolojik bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-09) Sönmez, Kübra Nur; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0001-7504-7979Ülkemizde yeni çağ inanışlarının bir uzantısı olan alternatif tedavi uygulamaları gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Bu araştırmada alternatif tedavi uygulamalarını, uygulayıcıların din ile nasıl uzlaştırdığı, bu süreçte geçirdikleri dönüşüm ve bunun toplum üzerindeki etkisi konularına açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Mevcut araştırmada bireylere “yeni bir sen” olmayı vaadeden EFT, theta healing, access bars adlı uygulamaların dindar uygulayıcılar tarafından din ile nasıl uzlaştırıldığı hakkında 16 kişilik çalışma grubu ile derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir. Araştırma bulgularına göre çalışma grubu, din ve tekniği birbirinden ayrı tutanlar, tekniğin dine uygun olmadığını düşündüğü kısmı uygulamayanlar, tekniği kabul edip yorumlayanlar şeklinde üç kategori altında toplanmıştır. Sonuç olarak alternatif tedavi uygulamalarından sonra çoğu uygulayıcının bakış açısında bir değişim yaşandığı ve birçoğunun tekniği dinle uzlaştırma çabasında olduğu görülmektedir. Uygulayıcıların uyguladığı tekniğin içeriğine ve bakış açılarında yaşanan değişime baktığımızda yeni çağ inanışlarıyla aralarında kuvvetli bir bağ olduğu ortaya koyulmuştur. Modern dönemin spiritüel rehberi olarak görülen uygulayıcılar dönüşen bakış açılarıyla tüm toplumun düşünce dünyasını da etkilemektedir.Item Arnavutluk'taki Bektâşî inanç ve ritüellerinin sosyolojik analizi(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-15) Lala, Avni; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu tez çalışmasında araştırılan konu Arnavutluk'taki Bektâşî inanç ve ritüellerinin sosyolojik tahlilidir. Tezde Bektâşîliğin tarih boyunca geçirdiği değişimlerin üzerine odaklanılmış ve sonra özellikle Arnavutluk'ta yaşadığı dönüşümler tahlil edilmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkede güçlenen komünizmin ardından Bektâşîlik pek çok problemin yanı sıra geleneğini idame ettirememe tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda Dünya Bektâşî Merkezi ve dolayısıyla Bektâşî geleneğinin kesintiye uğramadan korunup korunmadığı tartışılmıştır. Gerek Bektâşîliğin gelişimi ve kollara ayrılmasında gerekse yaşadıkları dönüşümün çözümlenmesinde anlayıcı sosyoloji yöntemi kullanılmıştır. Çalışmamız giriş, sonuç ve değerlendirme dışında üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde genelde dini oluşumların özelde de Bektâşîliğin ortaya çıkış nedenleri ve tarikatın temel bileşenlerinden bahsedilerek Bektâşîlik ile ilgili yapılan farklı tanımlar ele alınmıştır. İkinci bölümde Bektâşîliğin Arnavutluk'ta yayılışı, coğrafik dağılımı, tekkelerinin çokça tutunduğu bölgeler, ayrıldığı kollar ve ayrılma sebepleri araştırılmıştır. Çalışmamızın üçüncü ve asıl kısmını oluşturan bölüm ise, günümüz Arnavutluk'undaki Bektâşî örgütlenmesi, inanç ve ritüellerine odaklanmıştır. Bu bağlamda güçlü Bektâşî hiyerarşisi incelenmiş, Bektâşî din adamlarının yeterlilik, tutum ve davranışlarına ilişkin bir tipoloji yapılmış, Bektâşî inançlarının eklektik/senkretik yapısı ortaya konmuş, Bektâşîlerin formel İslami ibadetler konusundaki tutum ve davranışları ile kendilerine mahsus ayinleri incelenmiş, Bektâşîlik'te çok önemli olan sembolizm ve ziyaret konusu ele alınmıştır.Item Arnavutluk'taki resmi din politikalarının dini yapıya etkisi: (1944-1985)(Uludağ Üniversitesi, 2012-09-07) Qafa, Anis; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Arnavutluk'ta din sosyolojisiyle ilgili yapılan çalışmaların sayıları pek azdır. Bu konuyu ele almamızın ilk nedeni Arnavutluk'ta Komünizm döneminde dini hayatın hiç ele alınmamış olmasıdır. İslam dininin demokrasi dönemine kadar varlığını nasıl koruduğu ve hangi yoldan geçtiği bilinmemekte, gençler hatta orta yaşlılar bile komünizm döneminde dinin çektiği ızdırapları hatırlamamaktadırlar. Burada biz sadece Müslümanlara yapılan uygulamalar değil, Hıristiyanlara karşı yapılan haksızlardan da bahsetmeye gayret edeceğiz. Çünkü bu dönemde dini müesseseler yıkılırken sadece camiler değil, kiliseler de yıkıldı. Ancak tezde, söz konusu din politikalarının özellikle Müslümanların dini hayatını nasıl etkilediğini ortaya koymaya çalışılmıştır.Item Batılı sosyal bilimde zaman problemi ve din araştırmalarına yansıması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-08) Dilekçi, Hatice Kübra Yücedoğru; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0002-8158-2270Sosyal bilim ve din araştırmalarında zaman kavramı, üzerinde çalışma ve tartışmaların az olduğu bir kullanıma sahiptir. Batılı kavrayışın tarihsel ve kavramsal süreçlerinin yönlendirmesi ile zaman, metodolojide ve dolayısıyla araştırma alanlarında evrensel ve zorunlu bir kabul olarak ele alınmaktadır. Söz konusu kabul, zaman kavramının fiziksel, tipolojik ve özneler arası bağlamlarda tanımlanması ve bu tanımlara bağlı olarak oluşan kavramsal enstrümanlar ile gerçekleştirilmektedir. Çalışmada Batılı zaman anlayışının, sosyal bilim ve din araştırmalarında temel kabul oluşturan enstrümanları ve onlar vasıtasıyla inşa edilen zaman problemleri tanımlanmaktadır. Metodolojik alanda konumlandırılan çalışma, zaman problemlerinin çalışma örnekleri üzerinde tespitine yönelik çözümlemeler içermektedir. Nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan meta sentez yönteminin takip edildiği bu çalışmada zaman kavramı sosyal bilim ve din araştırmaları bağlamında problematik bir unsur olarak ele alınmıştır. Sonuç olarak zamanın Batılı kavrayışının neden olduğu zaman problemlerine yönelik metodolojik bir açılım oluşturulması gerekliliğine ulaşılmıştır.Item Bosna-Hersek'te tersine göçün dini ve toplumsal yapıya etkisi:Jana Örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-28) Karasalihovic, Dzenan; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0003-0305-2415Semberija bölgesinde bulunan Janja kasabası Bosna-Hersek’in kuzeydoğusunda 1992 yılında başlayan savaşta işgal edilmiş, sonrasında Boşnaklar tehcir edilmiştir. Belirli bir süre sonra Dayton Antlaşması gereğince tüm göçmenlere evlerine geri dönme hakkı tanınmış ve böylece Boşnakların Janja’ya kitlesel tersine göçü başlamıştır. Janja kasabası, tersine göçün en yoğun yaşandığı yerleşim yerlerinden biridir. Savaşta yok olan dini ve sosyal yaşam bu göç hareketi ile yeniden canlanmıştır. Bu bağlamda çalışmada göç kavramı, göç kuramları ve göçün etkilerine yer verildikten sonra gözlem ve derinlenmesine görüşmeler yapılarak dini ve sosyal yapının göç öncesi ve sonrası durumu karşılaştırılmış ve tersine göçün etkileri tespit edilmeye çalışılmıştırItem Bulgaristan göçmenlerinin dini inanç ve uygulamaları üzerine sosyolojik bir araştırma: Hatay-Erzin’de yaşayan göçmenler örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-20) Algül, İclal; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu çalışmanın amacı göçmenlerin dini tutumlarında belirleyici olan etnik kalıtsallığın halk dindarlığı üzerindeki tezahürlerini dini inanç ve tutumlar üzerinden ele almaktır. Çalışmada örneklem olarak daha önce üzerine yapılmış sosyolojik bir çalışma bulunmayan, Hatay’ın Erzin ilçesindeki iki muhacir köy seçilmiştir. Birinci bölümde Erzin ilçesinin tarihi, coğrafi konumu ve demografik yapısıyla ilgili bilgiler verilmiştir. Bununla birlikte muhacir köylerindeki dini yapı ve örgütlenme, köylerdeki dini hayatın görünürlüğü, dinî inanç ve uygulamalar ele alınmıştır. Çalışma nitel bir alan araştırmasına dayanmaktadır. Veriler katılımcı gözlem yapılarak toplanmıştır. İkinci bölümde bir toplumun dini ve kültürel bağlarını en açık şekilde görebileceğimiz, bireylerin ait olduğu muhacir alt kültürünü benimseyen topluluk ile bütünleşmesini sağlayan geçiş dönemi ritüelleri üzerinde durulmuştur. Ardından geçiş dönemi ritüellerinde görülen halk inanç ve uygulamalarına geniş bir biçimde yer verilmiş ve bu uygulamaların yeni nesil üzerinde etkilerinin niçin devam ettiği veya etmediği konusu incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre Hatay’ın Erzin ilçesinde yaşayan Bulgaristan göçmenlerinin Türkiye’nin diğer bölgelerinde yaşayan Bulgaristan göçmenlerine göre daha dindar tutumlar sergiledikleri görülmüştür. Bu durumun en temel nedeni milli ve dini kimliklerine yapılan baskı sonucunda göç etmiş olmalarıdır. Yapılan baskılara karşı muhacirlerin verdiği tepki göçmenlerin Muhacir- Müslüman- Türk sentezinde bir kimlik benimsemelerinde etkili olmuştur. İkinci bölümde yer alan geçiş dönemi ritüelleriyle ilgili bulgular bazı ritüellerin yeni nesilde uygulamadan kalktığını göstermektedir. Geçiş dönemi ritüellerindeki bazı halk inanç ve uygulamaları ortadan kalkmıştır. Bu durumda yeni neslin kitabi din konusunda daha çok bilinçlenmesiyle birlikte toplumda yaşanan sosyal değişimlerin etkili olduğu tespit edilmiştir.Item Bulgaristan müslümanlarının dini ve sosyal hayatı (Blagoevgrad ili örneği)(Uludağ Üniversitesi, 2006) Lutov, Ahmet; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bulgaristan’ın genelinde Müslümanlar azınlıkta olduğu gibi Blagoevgrad ilinde de azınlıktadır. Müslümanlar çoğunlukla kendi kimliklerini, inançlarını, örf ve adetlerini korumayı başarmıştır ve hepsini bütün ayrıntılarıyla olmasa bile uygulamaya çalışmaktadırlar. Blagoevgrad ilinde yaşayan Müslümanların çoğu Pomaktır ve Pomakça denilen lehçede konuşmaktadırlar. Temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Son yıllarda inşaat sektöründe ve sanayide çalışma imkânları da ortaya çıkmıştır. Blagoevgrad Müslümanları arasında aile kurumuna çok önem verilmektedir. Aile ilişkileri çok güçlüdür. Köylerde geniş, şehirlerde çekirdek aile görülmektedir. Blagoevgrad ilindeki Müslümanların dini hayatı daha çok gelenekten tevarüs eden davranışlarla devam ettirilir. Müslümanlarda temel dini ritüellere katılma oranı düşüktür. Günlük hayatlarında halk inançlarının yeri vardır. Blagoevgrad Müslümanlarının kimlik problemi bir taraftan etnik diğer tarafından da dini kaynaklıdır. Blagoevgrad ilindeki Müslümanlar bir taraftan komünizm sonrası meydana gelen serbestlikle dinlerini öğrenme ve yaşama gayreti içindeyken diğer taraftan da ani değişimin meydana getirdiği değer bunalımının etkileriyle baş etmek zorundadırlar. Bunların yanında uzun yıllar boyunca yaşamış oldukları baskılar nedeniyle hala içlerinde Bulgar nüfusa ve devletine karşı bir güvensizlik vardır.Item Câhiliye’den İslâm’a geçiş: Tebliğ ve sosyal akışkanlık(Uludağ Üniversitesi, 2005) Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Toplum, sürekli değişen ama bu değişim içerisinde belirli dengeleşim mekanizmaları ile süreklilik gösteren bir yapıdır. Toplumsal akışkanlık dediğimiz bu değişim sürecinde toplumsal hayat ani kırılmalara maruz kalırsa krizle karşılaşır. Temelde itikadî ve ahlâkî kaygılar taşıyan dinlerin pratik hükümleri bu akışkanlık göz önünde bulundurularak konulur. Hz. Muhammed’in tebliğine baktığımızda da, onun eski Arap toplumunun bütün uygulamalarını reddedip devrimci bir yaklaşımla yepyeni bir toplum kurmak yerine, sosyal akışkanlığa paralel bir strateji taşıdığını görürüz.Item Çalışma hayatının dindar kadının dini anlayış ve uygulamalarına etkisi üzerine sosyolojik bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2013-08-13) Turan, Sümeyra Ünalan; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Tanzimatla başlayan, II. Meşrutiyetle hız kazanan ve Cumhuriyetle en bilinçli ifadesine ulaşan Batı medeniyetine dahil olma çabasının ideolojik yükü kadınlar tarafından omuzlanmıştır. Cumhuriyetten itibaren Batıcılığın simgesel temsilciliğini üstlenen modern kadınların hegemonyasındaki kamusal alan, özellikle 80lerden sonra, bir elinde modernizmin diğer elinde İslamın değerlerini taşıyan eğitimli dindar kadınla tanışmıştır. 80lerde başörtülü olarak eğitim görme mücadelesi veren dindar kadın, 90lardan itibaren kamusal alanda aktif olarak boy göstermeye başlamıştır. Hazırlanan bu çalışmada kamusal alanın seküler diline dindar kimlikleriyle eklemlenen kadınların çalışma hayatına girdikten sonra, dînî anlayış ve uygulamalarında meydana gelen değişimler irdelenmiştir. Kamu kuruluşlarında çalışan, kendisini dindar olarak tanımlayan kadınlarla yapılan derinlemesine mülakatlarla, dindar kadınların çalışma hayatından önceki ve sonraki dini tutum, ibadet ve hassasiyetlerini mukayese etmek amaçlanmış, dindar kadının şekilsel-zihinsel değişim evreleri ve bu değişimlerin sebepleri ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmanın ilk iki bölümünde, çalışma hayatının ve dindar kadınların çalışma hayatına dahil oluşunun kuramsal çerçevesi çizilmiş üçüncü bölümde ise gerçekleştirilen derinlemesine mülakatların analizine yer verilmiştir.Item Çatışma kuramının dine bakışı: Marx ve Engels örneği(Uludağ Üniversitesi, 2017-06-23) Kamış, Ali; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu çalışmada din konusu, Marx ve Engels’in düşünceleri çerçevesinde ele alınmıştır. Modern devlet ve toplum yapısının Fransız devrimi sonrası şekillenmesinin başlangıç dönemine ait olan bu tartışma, 19. yüzyılın ağır toplumsal, ekonomik ve politik koşulları içinde başlamıştır. O dönemin yaygın düşüncesi, modern hayatın ve yeni şartların dini aşarak işlevsiz kılacağıdır. İki düşünür ve eylem adamı olan Karl Marx ve Friedrich Engels de bu düşünceyi paylaşmışlardır. Daha çok kapitalizm eleştirileriyle ele alınmalarına rağmen, aynı zamanda yeni bir yaşam ve düşünüş imkânı arayan bu iki düşünür, bize dinin modern toplumdaki konumuyla ilgili yeni ipuçları sunmaktadırlar. Toplumun teolojik temelinden, dinsel örgütlenmesine kadar kapitalizmin din ile ilişkisini göstermişlerdir. Birinci bölümde, dönemin siyasal ve sosyal şartları ele alınmıştır. İkinci bölümde Marxçı düşünce etrafında dinin konumu, üçüncü bölümde ise Marxçı din eleştirisi ve hayat içinde din gibi konumlanan Marksizm ele alınmıştır.Item Çatışmacı kuram geleneğinde din-iktidar ilişkisi: Antonio Gramsci örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-02-10) Evrenk, Faruk; Bilgin, Vejdi; Ataman, Kemal; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0001-9677-0082Marksist bir teorisyen olan Gramsci’nin din-ikitidar ilişkisine dair geliştirdiği teori, din sosyolojisi çalışmalarında az değinilmiş konulardan birisidir. Temelde politik bir teorisyen olarak kabul edilmesinin bunda etkisi olmakla beraber Marksist söylemin çoğunlukla tek tip olarak sunulması da etkin sebepler arasındadır. Ancak Gramsci’nin geliştirdiği teori çatışmacı kuram bağlamında din-iktidar ilişkisine yeni bir yorum getirmekle beraber, Marksist paradigmanın tek tipleştirici söyleminin revize edimesine de katkı sağlamaktadır. Gramsci’ye göre din, iktidarın etkin kaynaklarından birisidir. Onun modern demokratik devlet için geliştirdiği iktidar tipolojisi olan hegemonya, dinî ikidar tipolojisinin ortaya konulmasında oldukça işlevsel olabilir. Çünkü Gramsci, bu ifadenin kullanım alanını, siyasi anlam ve bağlamınıın yanında, neredeyse tüm dini geleneklerin sunduğu ahlaki ve entelektüel liderlik bağlamını da içerecek şekilde geniş tutmuştur. Nitel bir araştırma yöntemi takip edilen bu çalışmada araştırma tekniği olarak çoğunlukla doküman analizi kullanılarak Gramsci’ye ait ve onunla ilgili yazılı eserler karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Sonuç olarak Gramsci’nin modern devlet için geliştirdiği teorinin, sosyal bir gerçeklik olarak dinin ortaya çıkış, yayılma ve iktidara gelme süreçlerini analiz etmede faydalı bir teori olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.Item Cihan Aktaş eserleri bağlamında İslamcı kadın üzerine sosyolojik bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-02-28) Çeliker, Mahmut; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu çalışmanın amacı Cihan Aktaş’ın eserlerinde ele aldığı “İslamcı kadın” olgusunun sosyolojik bir analizini yapmaktır. Birinci bölümde Osmanlı modernleşmesi ve bu bağlamda tartışılmaya başlanılan “kadın” konusu hakkında bilgi verilmiştir. Osmanlı modernleşmesiyle ortaya çıkan "İslamcı tipoloji" içinde yer alan ve modernleşme-batılılaşma ideolojisi arasında kalan “kadının durumu” mercek altına alınmıştır. Akabinde Cumhuriyet Dönemi’nde yeni bir imaj ve rol biçilen “çağdaş” kadın ve bu kadına sağlanan yasal haklar ele alınmıştır. Daha sonra "İslamcılık" ve "İslamcı kadın" kavramlarının Türkiye tarihindeki tanımlanma süreci irdelenmiştir. İkinci bölümde Cihan Aktaş’ın eserleri hakkında bilgi verilmiş ve müellife göre “İslamcı kadın” olgusu incelenmeye çalışılmıştır. "Müslüman kadın"ın konumu ve rolü, Aktaş'ın eserlerindeki değişim ve gerilim noktaları tespit edilerek “İslamcı kadının” politik bağlamı sosyolojik bir analize tâbi tutulmuştur. Ayrıca modernizasyon sürecindeki "İslamcı kadın"ın kamusal alandaki iz düşümleri, geçirdiği anlamsal değişim ve dönüşüm analiz edilmiştir. Bunun yanında Aktaş’ın kadın tipolojileri ele alınmış ve ideal kadın tipolojisi incelenmiştir.Item Dindar kadının sembolik tüketim davranışı üzerine sosyolojik bir araştırma: Bursa örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-02-14) Son, Esma; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu çalışmanın amacı, Bursa merkezinde yaşayan dindar kadınların sembolik tüketim davranışlarının sosyolojik bir analizini yapmaktır. Kadınların tüketimlerine etki eden faktörler araştırılmış, dinin sembolik tüketime olan etkisi incelenmiştir. Birinci bölümde tüketimin kavramsal boyutu, tüketim davranışları ele alınırken; özelde sembolik tüketim kavramı incelenmiştir. Sembolik tüketimin kavramsal ve sosyal teşekkülü açıklanmıştır. Modern ve postmodern tüketim dönemleri ele alınmış; tüketimin dönemsel olarak geçirdiği aşamalardan bahsedilmiştir. İkinci bölümde, Bursa’daki dindar kadınların sembolik tüketim davranışları incelenmiştir. Beş kategoride kadınların tüketimlerine etki eden unsurlar araştırılmıştır. Dinin tüketim üzerindeki etkisi ayrı bir başlık altında ele alınmıştır. Çalışmamızda nitel veri analiz türlerinden betimsel analiz tekniği kullanılarak, Bursa merkezinde ikamet eden kadınlarla derinlemesine yapılan mülakatların analizine yer verilmiştir.Item Dini bir lider olarak Hafız Sabri Koçi'nin Arnavutluk'un dini ve sosyal yapısına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-31) Velija, Arsida; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.20.Yüzyılın ikinci yarısında, yarım asırlık bir süreçte tek partili komünist yönetime geçen Arnavutluk halkı din ve ifade özgürlüğü konusunda kısıtlamalarla karşı karşıya kalmıştır.1944 yılında iktidara gelen Enver Hoca'nın liderliğindeki Arnavutluk Emek Partisi dinlere karşıt tavır takınmış ve bunun sonucunda ülkenin resmi dini olarak ateizmi belirledikten sonra, radikal bir tutumla bütün dini yapıları yok etme yoluna doğru gitmiş-tir. Ulemanın sürgüne gönderilmesi, hapse atılması yahut fail-i meçhul bir şekilde öldürülmesi bu sürecin dramatik sonuçlarından birkaçıdır. Hafız Sabri Koçi bu dönemde dire-niş gösterdiği için kayıtlara geçen en önde gelen isimlerdendir. Kendisi aynı sebepten ötürü rejim tarafından hapse atılmış ve 20 yıl hapis hayatı yaşamıştır. Henüz komünizm dönemi tam anlamıyla bitmeden hapisten çıkan Hafız Sabri, 1990'dan sonra ülkenin resmi olarak demokratik sisteme geçmesiyle dini yapılarının yeniden faaliyete geçmesinde öncülük etmiş ve dolayısıyla ülkenin sadece dini değil, aynı zamanda sosyal yapısındaki değişim sürecinde de etkisi olmuştur. Bundan dolayı, bu dönem içerisinde yoğun mücade-lesiyle bilinen ve komünizmden sonra ülkenin ilk Müftüsü vasfıyla karşımıza çıkan Hafız Sabri Koçi toplumsal, kültürel ve dini bağlamlarda ön plana çıkmış olan bir figürdür. Bu çalışmada Hafız Sabri Koçi'nin bir dini lider olarak hizmetleri, mücadelesi ve özellikle bu hizmetlerinin Arnavutluk'un dini sosyal yapısına etkileri ele alınmıştır. Doğrudan konuyla alakalı olduğundan dolayı, tarihi ve siyasi açıdan komünist rejime giden aşamalar; komünist dönemi öncesi, komünist dönem ve sonrası Arnavutluk tarihi ve dini yapıları da kısaca konular arasında yer almaktadır.Item Dinî gruba mensup bireylerde dini inanç, tutum ve davranış açısından kuşaklar arası farklılaşma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020) Okucu, Birgül; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Dini gruba mensup bireylerde dini inanç tutum ve davranışlar açısından kuşak farklılaşmasını incelediğimiz alan araştırmamız sırasında ilk olarak içinde bulunduğumuz toplumun tarihsel gelişimine, siyasi geçmişine, ekonomik süreçlerine, kültürel kodlarına ve dini duyarlılıklarına uygun kapsamlı bir kuşaklama çalışmasının yapılmış olmadığını tespit ettik. İkinci olarak alan çalışmamız sırasında edindiğimiz veriler ve kaynak taraması neticesinde, 97 yıllık Türkiye Cumhuriyeti tarihini üç farklı dönem şeklinde tasnif ettik. (1) 1960 ve öncesinde doğanlar, (2) 1960 ve 1990 arası doğanlar ve (3) 1990 sonrası doğanlar. Bu tasnif doğrultusunda ülkemizdeki kuşak farklılaşmasına etki eden temel faktörleri Erenköy Cemaati üzerine yaptığımız alan araştırmamız çerçevesince tespit ettik. Kuşak farklılaşmasına etki eden faktörleri, siyasi konjonktür, ekonomik gelişmeler, eğitim düzeyinin artması, telekomünikasyonda yaşanan ilerlemeler, medya, popüler kültür, dini söylemlerin çeşitliliği ve bu söylemlerin kolay ulaşılabilirliği olarak belirledik. Çalışmanın sonuç kısmında bu faktörlerin birey üzerindeki etkileri sosyolojik bir analize tabi tutarak kuşaklar arası farklılaşmanın bireyin dini inanç tutum ve davranışları üzerindeki etkilerini tespit ettik.Item Dini gruplar, medya ve propaganda: Türkiye'deki dört dini grup üzerine göstergebilimsel bir çözümleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019) Yakışır, Gizem; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; 0000-0002-2086-6472; 0000-0002-2161-4875Propagandanın kullanımı yüzyıllar öncesine uzansa da bilimsel olarak inceleme konusu yapılması yeni bir gelişmedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı yıllarında siyasi liderler tarafından yoğun bir şekilde kullanılan propaganda tekniklerinden dolayı kavram, 20. yüzyılda siyasal bilimlerin ve sosyolojinin inceleme konusu olmuştur. Bugün siyasi partilerin yanı sıra çeşitli kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, farklı amaçlarla bir araya gelen sosyal gruplar, mesajlarını hedef kitlelere iletmek, üye sayılarını artırmak, toplumda görünürlük kazanarak varlıklarını sürdürmek gibi amaçlarla propaganda tekniklerini kullanmaktadırlar. Kamusal alanda dernek, vakıf, şirket gibi kurumsal kimlikler aracılığıyla görünürlük elde eden dini gruplar bunun bir istisnası değildir. Bu çalışmada ülkemizde ilk olarak basım-yayın çalışmaları ile kitle medyasında varlık gösteren, daha sonra değişen toplumsal şartlarla çeşitli iletişim araçlarını kullanıp şirketleşme yoluna giden dört dini grubun iletişim ve propaganda faaliyetleri göstergebilimsel açıdan analiz edilecektir.Item Dini lider tipleri üzerine sosyolojik bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2013-07-29) Cevirov, Emir; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu tez çalışmasında dinî liderlerin işlevleri ortaya konmuş ve tipoloji yapılmıştır. Öncelikle genel olarak toplumda zuhur eden liderlik olgusu ve bu bağlamda gösterdiği eğilim ve fonksiyonlar tanımlanmış, takipçileriyle olan ilişkilerinde liderin tutumu ve misyonu araştırılarak, lider ve liderlik hakkında ortaya çıkan teorilerle birlikte liderlik kavramı ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Daha sonra dinî lider kavramını daha iyi anlamak için, çeşitli dinî geleneklerdeki din adamlığı konusuna yer verilmiş; farklı dinî geleneklerde, din adamının fonksiyonları ve hiyerarşisi açıklanmıştır. Araştırmanın asıl amacı sosyolojik açıdan bir dinî lider tipolojisi kurmak olup, bu bağlamda dinî lider kavramı tanımlanarak, farklı dinî lider tipleri oluşturulmuş ve İslâm dünyasındaki çeşitli dinî lider tiplerine yer verilmiştir.Item Dinî sembollerin sosyolojik analizi: İslamcı dergilerde Ayasofya örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-03) Kaya, Özge Betül; Bilgin, Vejdi; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0001-7458-3315Bu çalışma, İslamcılar için sembolik anlamı olan Ayasofya'yı önemli kılan hususları ortaya koymak ve sembollerin gruplar üzerindeki etkilerinin tespitini amaçlayan bir araştırmadır. Çalışma metodu olarak nitel araştırma yöntemi benimsenmiştir. Daha kapsamlı araştırma yapmak için içerik ve söylem analizi tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklem grubunu, İslamcı yazarlar oluşturmaktadır. Bu araştırma, Ayasofya'nın müze olduğu 1934 tarihinden sonraki söylemleri içermektedir. Çalışmanın birinci bölümünde Ayasofya'nın sembol olması sebebiyle kimlik ve toplumsal hafıza ile olan ilişkisi kavramsal bir çerçevede ortaya konulmuştur. Son bölümde ise İslamcı yazarların Ayasofya söylemleri ile ilgili sınıflandırmalar yapılarak analiz edilmiştir. Bu bölümde Ayasofya'nın sembolik gücünün kaynağının tespit edilmesi ve toplumu etkileyen önemli unsurların belirlenmesi amaçlanmıştır.Item Dini-sosyal hareketlerin sosyolojik tahlillerinde işlevselci yaklaşım(Uludağ Üniversitesi, 2010-08-31) Lala, Avni; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Sosyolojisi Bilim Dalı.Bu tez çalışmasında araştırılan konu işlevselci yaklaşımın kritiğidir. Tezde, sosyal hareketler bağlamında yeni dini hareketlerin oluşum ve gelişimlerini, özelde de Arnavutluk'ta komünist rejimin yıkılmasının ardından Selefi hareketin gelişimini açıklamaya çalışan işlevselciliğin geçerliliği ve noksanlıkları incelenmiştir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan yeni dini akımlar hakkında farklı tipolojiler yapılmasına rağmen birçok dini akımın düşünce ve dünyaya bakış açılarını anlama konusunda sosyal bilimciler eksik kalmıştır. Yeni din hareketler bağlamında Arnavutluk'ta 1991 yılından sonra oluşmaya başlayan, 1997'ye kadar önemli gelişmeler kaydeden ve 1997'den sonra durağanlaşan ancak güçlü bir şekilde hala varlığını sürdürebilen Selefi hareket incelenmiştir. Çalışmada Arnavutluk'ta kısa bir süre içerisinde Selefi hareketin gelişiminin, hem medya ve siyaset hem de geleneksel İslam tarafından dışlanmasına rağmen hala taraftar bulmasının altında yatan faktörleri tespit etmek ve sosyolojik bir açıklama getirmek hedeflenmiştir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »