Browsing by Author "Bulunuz, Nermin"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aday öğretmenlerin geçmişte aldıkları fen deneyimlerinin, fen bilgisi dersinde kendilerine olan güvenlerini belirlemesi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Bulunuz, Nermin; Ergül, Remziye; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Sınıf Öğretmenliği Bilim Dalı.Çocuklar günlük hayatlarında teknoloji ile kuşatılmışlardır. İçinde yaşadıkları kültür ne olursa olsun çocukların yaşamlarının niteliği teknoloji ya da onun yokluğu tarafından derinden etkilenmektedir. Teknoloji hem sorunların hem de çözümlerin kaynağıdır. Bu sorunların gelecekteki çözümü, şimdiki ilköğretim çocukları tarafından yapılacaktır. Bu sorunları çözmeleri için çocukların gelecekteki yaşamlarında uygulamaya sokacakları öğrenme deneyimlerine ihtiyaçları vardır. Çocuklar ilköğretim yıllarında erken yaşta, problemlere çözüm bulmayı öğrenmelidirler. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, çocukların geleceğe uyarlanmış bir fen programı ile eğitilmelerini zorunlu kılmaktadır. Bu araştırma, doğal ve yapay dünyayla doğrudan deneyimler yoluyla öğretimi ve öğrenimi desteklemektedir. Çocukların bilişsel ve fiziksel gelişim düzeyleri, onların basitten karmaşığa uzanan deneyimler içeren fen eğitimine bağlıdır. Bu durum, çocukların kendi deneyimlerini yaratmalarına yardımcı olur. Onların amacı, soruları cevaplamak ya da kendi ürettikleri problemlerin cevaplarını bulmaktır. Bu soruların ve problemlerin çoğu onların gerçek hayattaki deneyimlerinden. Bütün bu deneyimler, fen öğretmenleri tarafından kazandırılmaktadır. Bu noktada Fen Bilgisi öğretmenlerinin eğitim çok önemlidir. Gelecek yeni nesilleri etkili bir biçimde eğitmek için, iyi bir fen temeline ihtiyaç vardır. Bu çalışmanın amacı, Uludağ Üniversitesi'ndeki öğretmen adaylarının ilkokul, ortaokul, lise ve okul dışı fen deneyimlerinin nasıl olduğunu belirleyerek, bu deneyimlerin fen öğretmede kendilerine güvenlerini nasıl etkilediğini tespit etmektir. Çalışmanın, geleceğin fen eğitimcilerinin daha verimli fen öğretimi adına kendilerine ne denli güvendiklerini, eğer güvenmiyor iseler bunun nedenlerinin neler olduğunu tespit etmesi ve güveni arttırıcı alternatifleri ortaya çıkarması ümit edilmektedir.IV Araştırma, 1999-2000 ve 2000-2001 eğitim yılı bahar yarıyılın Uludağ Üniversitesi İlköğretim Bölümü 3. ve 4. sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Araştırma tarama modelindedir. Kullanılan anket iki kısımdan oluşmaktadır. Öğretmen adaylarından anketin birinci bölümünde ilköğretim, lise, okul dışı fen deneyimlerinin nasıl ve neler olduğunu, hiç unutamadıkları fen deneyimleri var ise yazmaları, ikinci bölümünde ise fen öğretmede kendilerine ne kadar güvendiklerinin ölçüldüğü sorulara beşli derecelendirme sistemi (Likert) ile cevap vermeleri istenmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde SPSS paket programı kullanılmıştır. Değişkenlerle ilgili verilerin analizinde frekans, aritmetik ortalama, standart sapma, regresyon, bağımsız çiftler t- testi analizleri kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda, genel olarak öğretmen adaylarının ilköğretim, lise ve okul dışı fen deneyimlerinin kötü olduğu, fen öğretmede kendilerine güvendikleri, sadece lise ve okul dışı fen deneyimlerinin fen öğretmede güvene etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bu araştırma ile öğretmen adayların büyük çoğunluğunun geçmişte, ezbere dayalı, deney ve aktivite içermeyen, öğretmen merkezli fen eğitimi aldığı ve bu yüzden o yıllara ait deneyimlerinin bu kadar kötü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada, ilköğretimde fen derslerinin klasik sistemden uzak, öğrenci merkezli, deney ve aktivitelerle zenginleştirilmiş bir şekilde işlenmesi, ailelerin okul dışında çocuklarına fen konusunda daha fazla imkan ve destek vermesi, eğitim fakültelerindeki fen öğretimi müfredat programlarında yer alan derslerin, bu amaca uygun ve adayların güvenlerini arttırıcı aktiviteler içeren bir biçimde değiştirilmesi gerektiği önerilmektedir.Item Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama soruları ile desteklenmiş kuvvet ve hareket ünitesinin ortaokul öğrencilerine öğretim sürecinin değerlendirilmesi: Bir eylem araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-23) Göker, Betül Çekiç; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0003-2675-5156Zaman ilerledikçe değişen ihtiyaçları karşılayabilmek için Fen eğitimi alanında yeni adımlar atılması gerekmektedir. Fen eğitimi, bireylerin yaşamındaki gereksinimleri karşılamak, bireyi topluma ve geleceğe hazırlamak için önemlidir. Özellikle fizik konularının evreni, dünyayı anlamak için fen eğitiminde gün geçtikçe daha değerli bir yeri olmuştur. COVID19 pandemisi ile beraber öğrencilere uzakken de yakın olabilmenin, dinamik ders ortamları yaratabilmenin önemi bir kez daha kendini göstermiştir. Bu çalışmada6. Sınıf Kuvvet ve Hareket ünitesi kapsamında, değerlendirilme korkusundan uzak, öğrenciyi aktif ve mutlu kılan, düşünmeye iten, ücretsiz ulaşım imkanı olan Algodoo yazılımı ile biçimlendirici yoklama soruları kullanılmıştır. Bu çalışmanın amacı Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama soruları ile desteklenmiş kuvvet ve hareket ünitesinin altıncı sınıf öğrencilerine öğretim sürecini değerlendirmektir. Çalışma 2021-2022 Güz döneminde, Bursa İli Nilüfer İlçesine bağlı Özel Şahinkaya Eğitim Kurumları’nda 40 altıncı sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada araştırmacı tarafından ünitede yer alan beş kazanıma yönelik Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama soruları ile desteklenmiş ders planları kullanılmıştır. Araştırmacı aynı zamanda öğrencilerin Fen Bilimleri öğretmeni olduğu için, çalışmada eylem araştırması yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak gözlem formu, görüşme soruları ve biçimlendirici yoklama soruları kullanılmıştır. Gözlem formundan ve yarı-yapılandırılmış görüşme sorularından elde edilen veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. Her kazanıma yönelik olarak oluşturulan 5 biçimlendirici yoklama sorusu, rubrikler kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular, öğrencilerin derste Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama sorularına karşı yaklaşımlarının olumlu olduğunu göstermektedir. Öğrenciler görüşmelerde dersler farklı öğretim yöntemleriyle işlendiğinde, dersleri daha çok severek öğrendiklerini söylemişlerdir. Öğrenciler yoklama sorularına detaylı cevaplar vermişler, düşüncelerini net biçimde ifade etmişlerdir. Görüşmelerde öğrenciler düşüncelerini yanlış yapma kaygısı taşımadan rahatlıkla paylaşabildiklerini, bu sürecin onların yaratıcı düşünme becerilerini geliştirdiğini belirtmişlerdir. Öğrenciler Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama sorularıyla desteklenen Fen derslerine aktif olarak katılmış, bu yaklaşımların öğrencilerin öğrenme süreçlerini olumlu yönde etkilediği gözlemlenmiştir. Araştırmanın sonucunda, Fen Bilgisi öğretmenlerine ve araştırmacılara Algodoo yazılımı ve biçimlendirici yoklama sorularını derslerinde etkin biçimde kullanmaları önerilmektedir.Item Astronomi okuryazarlığı üzerine kazanım temelli program geliştirme çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Ünal, Merve; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Eğitim Bilimleri Enstitüsü / Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı / Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-5917-4369Astronomi çok eski çağlardan bu yana insanoğlunun ilgisini çeken bir konu olmaklabirlikte, hızla gelişen teknoloji sayesinde uzay artık insanlar için bilinemeyen bir konuolmaktan çıkmış ve son yüzyılda ülkeler uzay çalışmalarını hızlandırmışlardır. Uzay çalışmalarındaki bu gelişmeler, dünyada eğitimin her alanına da yansımaktadır. Hem bu çalışmalara katılabilecek insan gücünü sağlayabilmek hem de ülke vatandaşlarının çalışmaları takip ederken içeriğini, amacını anlayabilmesini sağlayabilmek adına, öğrencilerin―Astronomi okuryazarı‖ olarak yetiştirmesi oldukça önemlidir. Astronomi okuryazarlığı, Astronomi hakkında genel bir çerçeve çizen hem beceri hem de davranış boyutları olan bir kavramdır. Bu çalışmada Astronomi okuryazarı öğrenciler yetiştirmek için ilkokuldan ortaöğretime kadar çeşitli dersler içerisinde bulunan Astronomi kazanımlarının bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirilmesi, düzenlenmesi ve sınıflandırılması amaçlanmıştır. Çalışmada iki veri toplama tekniği kullanılmıştır. İlk aşamada iki tur Delphi tekniği kullanılarak ilkokul, ortaokul ve lise için Astronomi okuryazarlığı yeterlikleri, Astronomi, Fizik ve Fen Bilimleri alanlarında uzmanların görüşleri alınarak belirlenmiş, ikinci aşamada ise alan uzmanlarının önerdiği Astronomi kazanımları, mevcut öğretim programlarındaki kazanımlar ile doküman inceleme tekniği kullanılarak karşılaştırılmıştır. Delphi tekniği ile toplanan verilerin analizleri sonucunda, alan uzmanlarının, toplumun genel olarak Astronomi okuryazarlığı düzeyini yetersiz gördükleri ve bu doğrultuda, Astronomi okuryazarlığının her öğrenci için oldukça gerekli olduğunu belirttikleri bulunmuştur. Bulgulara göre, Astronomi okuryazarlığı yeterlilik alanları; Bilgi, Beceri, Duyuşsal ve Astronomi- Teknoloji –Topl alanlarından oluşmaktadır. Bu ana alanların alt alanları her öğrenim düzeyine göre farklılaşmakla birlikte, uygun kazanımlar buralarda sıralanmıştır. Alan uzmanları bu beceri ve davranışların hangi okul kademesinde, hangi kazanımları kapsayacak şekilde öğretilmesi gerektiğini, Astronomide hızla gelişen güncel konuları da içine alarak, yeniden düzenlenmeye ihtiyaç duyulduğunu ifade etmişlerdir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle, mevcut Fen öğretim programlarındaki kazanımların, Astronomi okuryazarı bireyler yetiştirmek için yeterli olmaması nedeniyle, güncellemelerin yapılması, Fen derslerinden farklı olarak ayrı bir Astronomi dersinin programlara eklenmesi, bu dersin de Millî Eğitim Bakanlığı tarafından istihdam edilecek Astronomi uzmanlık alanına sahip öğretmenler tarafından öğretilmesi önerilmektedir.Item Biçimlendirici değerlendirme tekniklerinin ve biçimlendirici yoklama sorularının beşinci sınıf ‘’madde ve değişim’’ ünitesi kapsamında uygulanması: Bir eylem araştırması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-25) Acar, Sara; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0002-7849-7737Biçimlendirici değerlendirme, öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermek ve süreci iyileştirmek için öğretimin niteliğini arttırmak amacıyla öğrencilerden gelen dönütlere paralel olarak, öğretim sürecinin düzenlenmesi ve veriminin arttırılmasında tercih edilen bir değerlendirme yöntemidir. Beşinci sınıf öğrencilerinin bilişsel düzeylerini tespit edip, buna yönelik eğitim-öğretim vermeyi hedefleyen ve amacı kesinlikle not vermek olmayan biçimlendirici değerlendirme yöntemini konu alan bu araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden “eylem araştırması” yöntemi kullanılmıştır. Bu eylem çalışmasının amacı, biçimlendirici değerlendirme teknikleri ve biçimlendirici yoklama soruları ile desteklenmiş madde ve değişim ünitesinin, beşinci sınıf öğrencilerine öğretim sürecini değerlendirmektir. Araştırma 2021- 2022 Güz döneminde, Bursa İli İnegöl İlçesine bağlı Sezai Karakoç Ortaokulu’nda 59 beşinci sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada araştırmacı tarafından ünite kapsamındaki iki kazanıma yönelik dört biçimlendirici yoklama sorusu oluşturulmuş ve ünitenin işlenişi sırasında öğrencilere kazanımlara yönelik dört biçimlendirici değerlendirme tekniği uygulanmıştır. Veri toplama araçları olarak araştırmacının gözlem notları, yarı yapılandırılmış görüşme soruları ve iki aşamalı biçimlendirici yoklama soruları kullanılmıştır. Gözlem sürecinde alınan notlar ve yarı yapılandırılmış görüşme sorularından elde edilen cevaplar betimsel olarak analiz edilmiştir. İki kazanıma yönelik toplam dört biçimlendirici yoklama sorusunun analizi rubrik kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular, beşinci sınıf öğrencilerine Fen Bilgisi dersinde “Madde ve Değişim” ünitesinde yer alan kavramlara yönelik biçimlendirici değerlendirme tekniklerinin uygulanmasının, öğrencilerin bu ünitedeki kavramları öğrenmelerine pozitif yönde etki ettiğini göstermektedir. Fen Bilimleri derslerinde geleneksel yöntemlerden farklı olarak, biçimlendirici değerlendirme teknikleri kullanımının öğrenciler tarafından olumlu karşılandığı gözlemlenmiştir. Fen Bilgisi dersi biçimlendirici değerlendirme teknikleri ile işlendiğinde öğrencilerin “madde ve değişim” ünitesinde yer alan kavramlar hakkındaki kavramsal anlamalarını güçlenmiş ve eksik ya da bilimsel içerik taşımayan kavramlar doğru, bilimsel kavramlar ile değiştirilmiştir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle, fen bilimleri öğretmenlerine farklı ünitelere yönelik biçimlendirici değerlendirme teknikleri ve daha fazla sayıda biçimlendirici yoklama sorularını derslerine entegre etmeleri önerilmektedir.Item Biçimlendirici yoklama soruları ile zenginleştirilmiş öğretimin 7. sınıf öğrencilerinin "güneş sistemi ve ötesi: Uzay bilmecesi" ünitesindeki kavramsal anlamalarına etkisinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-14) Topçu, Kübra Şahin; Bulunuz, Nermin; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı.Ülkemizde değişen eğitim programları ile birlikte biçimlendirici değerlendirme yöntemi derslerde uygulanması beklenen değerlendirme yöntemleri arasında yerini almıştır. Biçimlendirici değerlendirme yöntemi öğretimin başında ve öğretim sürecinde uygulanarak öğrencilerin neyi öğrendikleri, nerelerde eksikliklerinin olduğu ve bu eksiklerini nasıl giderebilecekleri hakkında öğretmene önemli bilgiler sunar. Biçimlendirici değerlendirme yönteminde kullanılabilecek pek çok strateji vardır. Bunlardan biri de biçimlendirici yoklama sorularıdır. Bu araştırmanın iki amacı vardır: Birinci amacı yedinci sınıf öğrencilerinin Fen Bilimleri programının "Güneş sistemi ve ötesi: Uzay bilmecesi" adlı ünitesinde yer alan kavramlar ile ilgili ilk bilgilerini, bilişsel düzeylerini ve kavram yanılgılarını tespit etmektir. Araştırmanın ikinci amacı ise mevcut olan kavram yanılgılarını azaltmak amacı ile "biçimlendirici değerlendirme yöntemini" kullanarak dersi yeniden şekillendirmek, kavramsal anlama düzeylerini geliştirmek ve öğrencilerin ilk bilgileri ışığında yanlış ve eksik bildikleri konular hakkındaki bilgi seviyelerini arttırmaktır. 2012-2013 eğitim öğretim yılında Bursa ili merkez Osmangazi ilçesinde yer alan Gaziakdemir ve Tophane ortaokullarında 7. sınıfta öğrenim gören 47 öğrenciye ön test ve son test olarak dört biçimlendirici yoklama sorusu uygulanmıştır. İki aşamalı test biçiminde olan biçimlendirici yoklama sorularının seçenek içeren bölümünden nicel veriler, açık uçlu bölümünden nitel veriler elde edilmiştir. Toplanan nicel verilerin istatistiksel çözümleri için SPSS 15.0 paket programından yararlanılmıştır. Çalışma iki yedinci sınıf şubesinde toplam altı hafta sürmüştür. Ön test olarak uygulanan biçimlendirici yoklama sorularının analizinden elde edilen bulgular7. Sınıf öğrencilerinde "Güneş sistemi ve ötesi: Uzay bilmecesi" ünitesi hakkında eksik ve bilimsel içerik taşımayan alternatif kavramlar olduğunu göstermiştir. Araştırmadan elde edilen ön test verilerine göre araştırmacı biçimlendirici değerlendirme yöntemine göre öğretimi planlamış ve bu plan doğrultusunda "Güneş sistemi ve ötesi: Uzay bilmecesi" ünitesinin öğretimi gerçekleştirilmiştir. Biçimlendirici değerlendirme yöntemi çerçevesinde öğretim sürecinde öğrencilerden sürekli geribildirim alınmış ve bu geribildirimler doğrultusunda ünitenin öğretimi gerçekleştirilmiştir. Ardından son test olarak öğrencilere aynı biçimlendirici yoklama soruları uygulanmış, uygulama sonucunda öğrencilerde ön testte tespit edilmiş olan eksik, bilimsel içerik taşımayan alternatif kavramlar ve kavram yanılgılarında azalma olduğu tespit edilmiştir. Araştırmanın bulgularından hareketle biçimlendirici yoklama sorularının öğrencilerde var olan alternatif kavramları tespit etmede kullanılabilecek etkili bir araç ve biçimlendirici değerlendirme yönteminin ise öğrenmek için yapılan bir değerlendirme yöntemi olduğu olabileceği tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda elde edilen sonuçlara dayalı olarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur.Publication Clinical supervision model in teacher education and evaluation of current practices(Dergipark Akad, 2015-07-01) Bulunuz, Nermin; Bulunuz, Mızrap; BULUNUZ, NERMİN; BULUNUZ, MIZRAP; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dal/İlköğretim Bölümü; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı/İlköğretim Bölümü; 0000-0002-6650-088X; L-3255-2019; K-1318-2019This research had two purposes. The first was to evaluate current field practicum in terms of frequency, content, and types of feedback preservice teachers receive at schools by comparing preservice teachers' self-evaluations to supervisor evaluations. The second was to introduce the Georgia State University Clinical Supervision Model (CSM) currently being adapted, applied, and tested to improve teaching practice at the Uludag University with a joint TUBITAK project. Data collection tools are three surveys. The first was about self-evaluation of the type, content, and frequency of feedback provided by supervisors. The second examined self-evaluation of preservice teachers on the same variables related to the feedback they received from supervisors in field placements. The third survey identified supervisors' self-perceived roles and responsibilities in the field practicum. Descriptive analysis of the data indicated there were several significant differences between the variables in the feedback preservice teachers received and the feedback provided by supervisors. Preservice teachers were often informed about the expectations, rules and regulations of their teaching practice schools. However, they had received very little written feedback and guidance on teaching materials and resources.Item Clinical supervision model to improve supervisory skills of cooperating teachers and university supervisors during teaching practice(Hacettepe Üniveristesi, 2013) Kesner, John; Gürsoy, Esim; Bulunuz, Nermin; Göktalay, Şehnaz Baltacı; Bulunuz, Mizrap; Salihoğlu, Umut; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İlköğretim Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Yabancı Dil Eğitimi Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Bilgisayar Eğitimi ve Öğretimi Bölümü.; 0000-0002-6650-088X; 0000-0003-3715-4583; 0000-0001-7826-7301; 0000-0003-1961-1840; K-1318-2019; ABB-9052-2020; L-3255-2019; ABF-7017-2020; AAH-5144-2021; ABG-8660-2021Despite the renovation of the curriculum in education faculties in 1997, research has revealed some problems in School Experience and Teaching Practice courses. Specifically, problems were related to the quality, frequency, and type of feedback received (oral/ written), lack of training for cooperating teachers and supervisors, an inadequate number of observations, and a lack of opportunities for feedback. This paper reports the preliminary results of a TUBITAK-Evrena project to help teacher trainees develop basic teaching skills while they are continuing their education in the education faculties. The project uses a "Clinical Supervision Model" (CSM) as a solution. To improve the quality of supervisory skills of cooperating teachers and university supervisors, the project researchers provided training to university supervisors and cooperating teachers about the CSM. The present research assesses the effectiveness of this training on the quality of supervision, feedback, communication skills, and professional behavior (punctuality, professional attire) of the university supervisors. The data for the study was collected from cooperating teachers and teacher trainees via questionnaires and an interview. Results indicated that there are statistically significant differences between supervisors who took CSM training and those who did not receive training. Teacher trainees and cooperating teachers had more positive opinions of CSM-trained supervisors. These results suggest that CSM techniques can increase the quality of supervisory skills.Item Effects of formative assess ment probes integrated in extracurricular hands-on science: Middle school students' understanding(Sci Methodical Ctr-Sci Educologica, 2014) Peker, Hanife; Bulunuz, Nermin; Bulunuz, Mızrap; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; 0000-0002-6650-088X; K-1318-2019This study had three main purposes, to (a) determine students' understanding of basic physics concepts, (b) analyze the science concepts and their connection to real-life context in science curricula and teaching materials, (c) evaluate effect of formative assessment probes on students' understanding of selected key concepts. Subjects were 197, 8th grade students who had studied five basic physics concepts. To evaluate students' understanding, a questionnaire consisting of formative assessment probes was administered with 4 multiple choice and 4 open-ended questions. Findings indicated that students had poor conceptual understanding of the concepts. Science curriculum, analyzed in terms of application to real-world contexts, indicated that textbooks included few practical explanations. In an intervention, one public school received formative assessment probes integrated with extra-curricular hands-on science instruction. Pre-post data showed significant increases in students' understanding of basic physics concepts. Finding that these students significantly out-performed other groups implies: (a) the need to include students' prior learning in instruction and (b) the need for more learning time to apply understanding of concepts to real-world contexts.Item Fen bilgisi uygulama öğrencilerinin ve uygulama öğretmenlerinin klinik danışmanlık modeline göre yürütülen öğretmenlik uygulaması dersi hakkındaki görüş ve beklentilerindeki değişimin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-27) Oyanık, Aleyna; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0001-8257-411XBu çalışmada, Klinik Danışmanlık Modeli’ne (KDM) göre öğretmenlik uygulaması dersi alan uygulama öğrencilerinin ve bu öğrencilere “Öğretmenlik Uygulaması I” dersi boyunca danışmanlık yapmış olan uygulama öğretmenlerinin sürece katılan paydaşlar hakkındaki beklentilerini Klinik Danışmanlık Modeli uygulamasından önce ve sonrasında karşılaştırmak ve uygulama öğrencileri ile uygulama öğretmenlerinin öğretmenlik uygulaması süreci ile ilgili görüşlerini tespit etmek amaçlanmıştır. Araştırma 2021-2022 eğitim öğretim yılı güz dönemi döneminde Bursa İli Nilüfer ilçesinde bulunan bir devlet ortaokulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde öğrenim gören ve “Öğretmenlik Uygulaması I” dersine kayıtlı olan gönüllü dört uygulama öğrencisi ve uygulama öğrencilerine uygulama okulunda danışmanlık yapan iki uygulama öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışmada karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak: 1) Uygulama öğrencilerine uygulanan beklenti anketleri; 2) Uygulama öğretmenlerine uygulanan beklenti anketleri; 3) Uygulama öğrencilerine yöneltilen yarı yapılandırılmış görüşme soruları ve 4) Uygulama öğretmenlerine yöneltilen yarı yapılandırılmış görüşme soruları kullanılmıştır. Beklenti anketlerinden elde edilen veriler betimsel analiz, yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler ise içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, sürece katılan dört uygulama öğrencisinin de Klinik Danışmanlık Modeli ile dönüt aldıkları öğretmenlik uygulaması sürecinden ve uygulama öğretim elemanından beklentilerinin karşılandığını ve iki uygulama öğretmenin de Klinik Danışmanlık Modeli’ne göre yürütülen öğretmenlik uygulaması dersi ile ilgili beklentilerinin karşılandığını göstermektedir. Diğer yandan, aynı uygulama öğretmeninin danışmanlık yaptığı iki uygulama öğrencisinin bu uygulama öğretmenine yönelik beklentilerinin karşılanmadığı tespit edilmiştir. Uygulama öğrencileri ve uygulama öğretmenleri KDM’nin etkili bir öğretmenlik uygulaması modeli olduğunu, süreç boyunca uygulama öğrencilerine verilen dönütlerin yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca uygulama öğrencileri KDM kullanılarak oluşturulan öğretmenlik uygulaması sürecini yaşamayan akranlarına KDM’yi önermişlerdir. Bu araştırma sonucunda ülkemizdeki öğretmenlik eğitiminin uygulama boyutunun arttırılması ve uygulama boyutunda KDM gibi mesleki gelişim modellerinin kullanılması önerilebilir.Item Fen bilgisi uygulama öğrencisinin klinik danışmanlık modeline göre aldığı dönütlerin türü ile mesleki performansı arasındaki ilişkinin betimlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-02-08) Kıratlı, Hatice; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0002-2098-0873Bu çalışmada, Klinik Danışmanlık Modeli (KDM)’ne göre öğretmenlik uygulaması dersi alan bir Fen Bilgisi uygulama öğrencisine uygulama öğretmeni ve uygulama öğretim elemanın vermiş olduğu dönütlerin türünü belirlemek, dönütlerin türü ile öğrencinin dönem içindeki performansı arasında bir ilişki olup olmadığını betimlemek ve uygulama öğrencisinin Klinik Danışmanlık Modeli hakkındaki görüşlerini almak amaçlanmıştır. Araştırma 2018– 2019 eğitim/öğretim yılı bahar dönemi süresince Bursa Nilüfer’de bulunan bir devlet ortaokulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümünde öğrenim gören ve öğretmenlik uygulaması dersi alan gönüllü bir Fen Bilgisi uygulama öğrencisi oluşturmuş olup, çalışma nitel araştırma prensibiyle yürütülmüştür. Çalışma doğrultusunda üç alt problem belirlenmiş ve veriler: a) vi Uygulama öğrencisinin ders anlatımları sırasında yapılan gözlemler; b) Ders anlatımları sonrasında yapılan son görüşmeler ve c) Dönem sonunda uygulama öğrencisinin süreç ile ilgili genel düşüncelerini tespit için yapılan son görüşmeden elde edilmiştir. Son görüşmelerden elde edilen veriler ses kaydı altına alınmış, gözlem sürecinde gözlem formu ve ders sırasında paydaşların aldığı notlardan yararlanılmıştır. Elde edilen veriler betimsel analiz ve içerik analizi ile değerlendirilmiş, araştırmada tek durum deseni kullanılmıştır. Birinci alt probleme ilişkin verilerden elde edilen bulgular incelendiğinde uygulama öğrencisinin işlemiş olduğu dersler sonrasında Klinik Danışmanlık Modeline göre gerçekleştirilen son görüşmelerde uygulama öğrencisine çoğunlukta dolaylı dönüt verildiği ve her görüşme sonunda bir sonraki derste dikkat etmesi gereken hususlara yönelik bir eylem planı oluşturulduğu görülmüştür. İkinci alt probleme ilişkin bulgular incelendiğinde ise, uygulama öğrencisinin bir sonraki derslerinde bir önceki son görüşmelerde paydaşlardan aldığı dönütlere dikkat etmeye özen gösterdiği, ders planı oluşturma, ders sırasında sınıf içinde hareketli olma, ses tonunu ayarlama gibi konularda gelişim gösterdiği tespit edilmiştir. Buna karşın, uygulama öğrencisinin beklenmedik durumlara karşı önlem alma ve alternatif zaman planı oluşturma gibi konularda beklenilen düzeyde gelişim gösteremediği belirlenmiştir. Son alt probleme ilişkin bulgular incelendiğinde ise, uygulama öğrencisi süreç sonunda yapılan görüşmelerde; Klinik Danışmanlık Modeli (KDM)’ne göre gerçekleştirilen öğretmenlik uygulaması ders sürecinde yer alan paydaşlardan sistematik dönütler aldığını, işlediği derse yönelik zamanla yansıtma becerilerinin geliştiğini, KDM’ye yönelik olumlu duygular geliştirdiğini ve bu ders kapsamında etkili bir uygulama süreci geçirdiğini ifade etmiştir.Item Fen bilimleri dersinde dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin öğrencilerin bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-31) Alp, Gamze; Bulunuz, Nermin; Baltacı, Şehnaz; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0002-8406-7987Araştırmadaki temel amaç, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin, bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkilerini değerlendirmektir. İç içe geçmiş desenin kullanıldığı bu araştırmadaki nitel veriler, temel desen olan müdahale denemesinin içerisine iç içe geçirilmiştir. Müdahalenin çalışma grubu, uygun örnekleme ile seçilen224 beşinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda, maksimum çeşitleme örneklemesi kullanılmıştır. Veri toplama araçları Bilgisayarca Düşünme Ölçeği (BDÖ), Kavramsal Anlama Soruları (KAS), Araştırmacı Notları, Yarı Yapılandırılmış Görüşme ve Gözlem Formlarıdır. Deney ve kontrol grubu, BDÖ ve KAS’ı müdahale öncesi ve sonrası cevaplamışlardır. Fen bilimleri ve bilişim teknolojileri ve yazılım derslerinde, 13 hafta boyunca veri toplanmıştır. Deney grubu sınıflarında kullanılmak üzere, araştırmacı tarafından geliştirilen dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyalleri: “Kim Milyoner Olmak İster” mobil oyunu, Learning Apps oyunları ve Pixton çizgi romanlarıdır. “İnsan ve Çevre” ünitesi çerçevesinde hazırlanan özgün materyaller, müdahaledeki ikinci ve sekizinci haftalar arasında kullanılmıştır. Deney grubu, çevre sorunlarının nedenlerini ve bu sorunları çözme yollarını, Draw.io ve Pixton’da tasarladıkları öğrenci ürünleri aracılığıyla dokuzuncu ve 11. haftalar arasında temsil etmişlerdir. Fen bilimleri dersinde bilgisayarca düşünme ve kavram geliştirme süreçlerinin gelişimine yönelik, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin nasıl oluşturulacağının, katılımcıların deneyimleri doğrultusunda ortaya çıkarılması amacıyla, müdahale sonrası öğrenci ve öğretmenler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Nicel analizler, deney grubu BDÖ son test puanları ile kontrol grubu son test puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı farkın olduğunu ortaya koymaktadır. Deney ve kontrol gruplarının son test KAS puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. Nitel bulgular, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş materyallerin, “İnsan ve Çevre” ünitesine dair bütüncül bir kavramsal anlayışı ve bilgisayarca düşünme becerisini nasıl geliştirebileceklerini, öğrenme süreçlerinde dijital araçların rolü, öğrenme süreçlerinde adaptasyon ve öğrenme süreçlerinde ürün oluşturma temaları ile gözler önüne sermektedir. Bilgisayarca düşünmenin fen disipline entegre edildiği bir yaklaşımın, fen bilimlerinde kavram geliştirme ve bilgisayarca düşünme konusunda olumlu öğrenme çıktılarıyla sonuçlanabileceğini ortaya koymaktadır.Item İlköğretim 7. sınıf fen ve teknoloji dersi "vücudumuzdaki sistemler" ünitesinin biçimlendirici değerlendirme yöntemi ile işlenmesinin öğrencilerin kavramsal anlama düzeylerine olan etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2017-08-03) Çakmak, Türkan; Bulunuz, Nermin; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.Bu araştırmanın temel amacı biçimlendirici değerlendirme yönteminin 7. sınıf öğrencilerinin Fen Bilimleri dersindeki ‘Vücudumuzda Sistemler’ ünitesindeki kavramsal anlama düzeylerine etkisini incelemektir. Araştırma 2015- 2016 eğitim öğretim yılı güz döneminde İstanbul İli Ferda ve Turan Takmaz Ortaokulu’nda öğrenim görmekte olan 7-D ve 7-E sınıfları deney, 7-B ve 7-F sınıfları kontrol grubu olmak üzere dört 7. sınıf şubesinden oluşan toplam 105 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Buna göre öncelikle fen bilimleri dersinde 7. sınıf öğrencilerinin bu ünite hakkındaki ön bilgilerini tespit etmek amacı ile biçimlendirici yoklama soruları oluşturulmuş, bu sorular öğrencilere uygulanmış ve böylece öğrencilerin konu hakkında sahip oldukları ilk bilgileri ya da varsa bilimsel içerik taşımayan kavramlar (kavram yanılgıları) biçimlendirici yoklama soruları yardımı ile belirlenmiştir. Biçimlendirici yoklama soruları iki aşamadan oluşmaktadır. Bu soruların birinci kısmı soruya ilişkin seçenekleri, ikinci kısmı ise seçimin bilimsel olarak açıklanmasını içermektedir. Kullanılan biçimlendirici yoklama soruları Page Keeley (2011)' nin bu alanda yazmış olduğu yazmış olduğu kitaplardan çevrilmiş ve ayrıca kazanımlara uygun olarak araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Soruların geçerlik ve güvenirlik çalışmaları uzman ve öğrenci görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. İlk bilgilerinin tespitinin ardından deney gruplarına öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgılarını gidermeye ve kavramsal anlama düzeylerini arttırmaya yönelik biçimlendirici değerlendirme yöntemleri uygulanmıştır. Uygulanan biçimlendirici değerlendirme yöntemleri yine Page Keeley (2011)' den Türkçe’ye çevrilmiştir. Deney gruplarına kontrol gruplarından farklı olarak uygulanan her yöntem, öğrencilerin sahip olduğu belli bir kavramsal yanılgıyı gidermeyi hedefleyecek şekilde tespit edilmiştir. Kontrol gruplarında ise aynı ünite Fen Bilimleri öğretim programına uygun olarak geleneksel yöntem kullanılarak anlatılmıştır. Ünitenin öğretiminin tamamlanmasının ardından ön test olarak kullanılan biçimlendirici yoklama soruları her iki gruba da tekrar son test olarak uygulanmıştır. Araştırmada yer alan biçimlendirici yoklama sorularının sayısal olarak değerlendirilmesi için Karataş (2003) tarafından geliştirilmiş dereceli puanlama anahtarı kullanılmış ve öğrencilerin verdikleri cevaplar bu anahtara göre değerlendirilmiştir. Öğrencilerin açık uçlu cevaplarının analizi genel olarak öğrenci cevapları kategorilere ayrılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ön test sonuçlarına bakıldığında, biçimlendirici değerlendirme yöntemi uygulanmadan önce öğrencilerin vücudumuzdaki sistemler ünitesindeki kavramsal anlama düzeyleri bakımından deney ve kontrol grubu öğrencilerinin aralarında anlamlı bir fark bilgileri ya da varsa bilimsel içerik taşımayan kavramlar (kavram yanılgıları) biçimlendirici yoklama soruları yardımı ile belirlenmiştir. Biçimlendirici yoklama soruları iki aşamadan oluşmaktadır. Bu soruların birinci kısmı soruya ilişkin seçenekleri, ikinci kısmı ise seçimin bilimsel olarak açıklanmasını içermektedir. Kullanılan biçimlendirici yoklama soruları Page Keeley (2011)' nin bu alanda yazmış olduğu yazmış olduğu kitaplardan çevrilmiş ve ayrıca kazanımlara uygun olarak araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Soruların geçerlik ve güvenirlik çalışmaları uzman ve öğrenci görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. İlk bilgilerinin tespitinin ardından deney gruplarına öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgılarını gidermeye ve kavramsal anlama düzeylerini arttırmaya yönelik biçimlendirici değerlendirme yöntemleri uygulanmıştır. Uygulanan biçimlendirici değerlendirme yöntemleri yine Page Keeley (2011)' den Türkçe’ye çevrilmiştir. Deney gruplarına kontrol gruplarından farklı olarak uygulanan her yöntem, öğrencilerin sahip olduğu belli bir kavramsal yanılgıyı gidermeyi hedefleyecek şekilde tespit edilmiştir. Kontrol gruplarında ise aynı ünite Fen Bilimleri öğretim programına uygun olarak geleneksel yöntem kullanılarak anlatılmıştır. Ünitenin öğretiminin tamamlanmasının ardından ön test olarak kullanılan biçimlendirici yoklama soruları her iki gruba da tekrar son test olarak uygulanmıştır. Araştırmada yer alan biçimlendirici yoklama sorularının sayısal olarak değerlendirilmesi için Karataş (2003) tarafından geliştirilmiş dereceli puanlama anahtarı kullanılmış ve öğrencilerin verdikleri cevaplar bu anahtara göre değerlendirilmiştir. Öğrencilerin açık uçlu cevaplarının analizi genel olarak öğrenci cevapları kategorilere ayrılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ön test sonuçlarına bakıldığında, biçimlendirici değerlendirme yöntemi uygulanmadan önce öğrencilerin vücudumuzdaki sistemler ünitesindeki kavramsal anlama düzeyleri bakımından deney ve kontrol grubu öğrencilerinin aralarında anlamlı bir farkbilgileri ya da varsa bilimsel içerik taşımayan kavramlar (kavram yanılgıları) biçimlendirici yoklama soruları yardımı ile belirlenmiştir. Biçimlendirici yoklama soruları iki aşamadan oluşmaktadır. Bu soruların birinci kısmı soruya ilişkin seçenekleri, ikinci kısmı ise seçimin bilimsel olarak açıklanmasını içermektedir. Kullanılan biçimlendirici yoklama soruları Page Keeley (2011)' nin bu alanda yazmış olduğu yazmış olduğu kitaplardan çevrilmiş ve ayrıca kazanımlara uygun olarak araştırmacı tarafından oluşturulmuştur. Soruların geçerlik ve güvenirlik çalışmaları uzman ve öğrenci görüşleri alınarak gerçekleştirilmiştir. İlk bilgilerinin tespitinin ardından deney gruplarına öğrencilerin sahip oldukları kavram yanılgılarını gidermeye ve kavramsal anlama düzeylerini arttırmaya yönelik biçimlendirici değerlendirme yöntemleri uygulanmıştır. Uygulanan biçimlendirici değerlendirme yöntemleri yine Page Keeley (2011)' den Türkçe’ye çevrilmiştir. Deney gruplarına kontrol gruplarından farklı olarak uygulanan her yöntem, öğrencilerin sahip olduğu belli bir kavramsal yanılgıyı gidermeyi hedefleyecek şekilde tespit edilmiştir. Kontrol gruplarında ise aynı ünite Fen Bilimleri öğretim programına uygun olarak geleneksel yöntem kullanılarak anlatılmıştır. Ünitenin öğretiminin tamamlanmasının ardından ön test olarak kullanılan biçimlendirici yoklama soruları her iki gruba da tekrar son test olarak uygulanmıştır. Araştırmada yer alan biçimlendirici yoklama sorularının sayısal olarak değerlendirilmesi için Karataş (2003) tarafından geliştirilmiş dereceli puanlama anahtarı kullanılmış ve öğrencilerin verdikleri cevaplar bu anahtara göre değerlendirilmiştir. Öğrencilerin açık uçlu cevaplarının analizi genel olarak öğrenci cevapları kategorilere ayrılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın ön test sonuçlarına bakıldığında, biçimlendirici değerlendirme yöntemi uygulanmadan önce öğrencilerin vücudumuzdaki sistemler ünitesindeki kavramsal anlama düzeyleri bakımından deney ve kontrol grubu öğrencilerinin aralarında anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle deney ve kontrol grubu öğrencilerinin başlangıçta benzeşik olduğu sonucuna ulaşılabilir. Araştırmanın son test sonuçları ise biçimlendirici yoklama sorularının uygulandığı deney grubu öğrencileri ile geleneksel Fen Bilimleri öğretim programının uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin kavramsal anlama düzeyleri arasında istatistiksel olarak p=,00 düzeyinde anlamlı bir farkın olduğunu göstermektedir. Araştırma sonuçları ayrıca Fen Bilimleri öğretim programının geleneksel olarak uygulanıp biçimlendirici değerlendirme yönteminin uygulanmadığı kontrol gruplarının da kavramsal anlama düzeylerinde artış olduğu yönündedir. Ancak deney gruplarındaki artışın istatistiksel olarak anlamlı olup, aynı zamanda kontrol gruplarından daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Deney grupları lehine çıkan bu fark biçimlendirici değerlendirme yönteminin 7. Sınıf “Vücudumuzdaki Sistemler” ünitesinde yer alan sindirim ve boşaltım sistemleri ile ilgili kavramları anlama düzeylerini arttırmada ve sahip oldukları kavram yanılgılarını gidermede geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu sonucunu göstermektedir.Item The implementation and evaluation of a clinical supervision model in teacher education in Turkey: Is it an effective method?(EDAM, 2014) Kesner, John; Bulunuz, Nermin; Gürsoy, Esim; Baltacı Göktalay, Şehnaz; Sali̇hoğlu, Umut M.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İlköğretim Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İngilizce Öğretmenliği Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü.; 0000-0003-3715-4583; 0000-0003-1961-1840; 0000-0001-7826-7301; 0000-0002-5321-6556; ABF-7017-2020; ABG-8660-2021; AAH-5144-2021Implementation of the standards established by the Higher Education Council (HEC) has shown great variation between universities, between departments and even between supervisors. A TUBITAK (111K162)-EVRENA project designed to develop a "teaching practice program" using a Clinical Supervision Model (CSM) was conducted. The present study examines the effectiveness of CSM implementation on teacher trainee performance. An experimental model was utilized to compare the teaching performance of teacher trainees in a group that used the CSM (experimental group) and a group that used the traditional method (control group). Independent raters scored videotaped teaching performances. These scores were compared using t-tests and analysis of variance. The results indicated a significantly higher score on both the first and second videotaped teaching for the CSM group compared to that for the control group. Both groups increased their scores between the first and second video; however, a mixed model, repeated measures analysis of variance (ANOVA) showed no significant difference in the increase in scores for each group. The experimental group had consistently higher teaching scores, and the lack of a significant difference in the increase was most likely the result of the limited time spent using the CSM.Publication Introduction and assessment of a formative assessment strategy applied in middle school science classes: Annotated student drawings(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2019-01-01) Bulunuz, Nermin; BULUNUZ, NERMİN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü.; EPZ-5535-2022Formative assessment is a teaching method that helps to determine the prior knowledge of students, schedule the course plan accordingly, give it the final shape based on the feedback received from students, and encourage conceptual learning. The aim of this study is to introduce the "annotated student drawings" as one of the common formative assessment strategies used in science courses in middle schools and to evaluate the practices. The study was conducted during the classes of two science teachers who are doing their master's degree. In total, 48 students participated in the study from 5th (20) and 6th (28) grades. For data collection tools, annotated student drawings on the concepts of "pollination" and "water cycle" before and after the intervention and the science teachers' feedback about the strategy were used. The pre and post-interventional annotated drawings of the middle school students were compared. On both concepts, it was several alternative conceptions from the students' pre-interventional annotated drawings that were recovered on the post-interventional drawings. The findings indicated that the annotated student drawings are fairly effective formative assessment strategies in uncovering the prior knowledge and alternative conceptions of students in class. After the intervention, the students' second drawings gave detailed information on how the students' level of understandings improved. Formative assessment techniques are suggested to be used by science teachers instead of traditional assessments in order to: 1) Getting info about their students' initial understanding; 2) Reshaping their classroom instruction according to the feedback they get from their students; and 3) Always revising their interventional methods until the students got the main idea during the teaching period.Item Öğrenme istasyonları tekniğinin altıncı sınıf öğrencilerinin “elektriğin iletimi” ünitesindeki kavramsal anlama düzeylerine ve görüşlerine etkisinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-25) Yavuz, Burak; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.; 0000-0003-3185-5450Öğrenme istasyonları tekniği öğrencilerin aynı konuya yönelik olarak bir araya getirilmiş etkinlikleri grup olarak gerçekleştirdikleri, bu etkinliklerde yer alan materyallerle bilfiil çalışarak, yönergeleri sırasıyla takip ederek yapılması istenen çalışmaları tamamladıkları, etkinlik sonrası yönergede yer alan soruları cevaplayarak sürece aktif biçimde dâhil oldukları bir yöntemdir. Bu tez çalışmasının amaçları: 1) Öğrenme istasyonları tekniğinin uygulanmasının öncesinde ve sonrasında 6. sınıf öğrencilerinin "Elektriğin İletimi" ünitesinde yer alan kavramlar hakkındaki kavramsal anlama düzeylerini tespit etmek ve 2) Öğrencilerin "Elektriğin İletimi" ünitesi ile ilgili öğrenme istasyonları kullanılarak işlenmiş Fen Bilimleri dersleri hakkındaki görüş ve düşüncelerini belirlemektir. Araştırma 2022- 2023 Bahar döneminde, Şanlıurfa İli Bozova İlçesine bağlı Şanlıavşar Hacı Avcı İmam Hatip Ortaokulu’nda, 35 altıncı sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Öğrenme istasyonlarından önce öğrencilerin "elektriğin iletimi" ünitesi ile ilgili ön bilgilerini tespit etmek amacı ile açık uçlu sorular yöneltilmiştir (Bakınız Ek 3).İkinci olarak bu çalışmada beş kazanıma yönelik beş öğrenme istasyonu tasarlanmış ve ünitenin öğrenme istasyonları tekniği ile işlenişi sırasında öğrencilere, kazanımlara yönelik beş iki aşamalı biçimlendirici yoklama sorusu uygulanmıştır. Üçüncü olarak, açık uçlu sorular öğrencilere bir daha uygulanmış ve ünite sonunda kavramsal anlama düzeylerinde bir farklılık olup olmadığı tespit edilmiştir. Son olarak ise öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmış bu sayede öğrencilerin fen dersinde öğrenme istasyonları ile ders işlemek ile ilgili düşünceleri tespit edilmiştir. Veri toplama araçları olarak açık uçlu sorular, iki aşamalı biçimlendirici yoklama soruları ve yarı yapılandırılmış görüşme soruları kullanılmıştır. Açık uçlu sorular, iki aşamalı biçimlendirici yoklama soruları ve yarı yapılandırılmış görüşme sorularından elde edilen veriler, betimsel olarak analiz edilmiştir. Bulgular, altıncı sınıf öğrencilerine Fen Bilgisi dersinde “Elektriğin İletimi” ünitesinde yer alan kavramlara yönelik öğrenme istasyonları tekniğinin uygulanmasının, öğrencilerin bu ünitedeki kavramları öğrenmelerine olumlu yönde etki ettiğini göstermektedir. Fen Bilimleri derslerinde geleneksel yöntemlerden farklı olarak, öğrenme istasyonları tekniği kullanımının genel olarak öğrenciler tarafından olumlu karşılandığı gözlemlenmiştir. Bulgular, çalışmanın sonunda altıncı sınıf Fen Bilgisi dersi öğrenme istasyonları tekniği ile işlendiğinde, öğrencilerin “elektriğin iletimi” ünitesinde yer alan kavramlar hakkındaki kavramsal anlama düzeylerinin geliştiğini ve öğrencilerin eksik ya da bilimsel içerik taşımayan kavramları doğru, bilimsel kavramlar ile değiştirdiklerini göstermiştir. Sonuç olarak, fen bilimleri öğretmenlerinin elektrik ünitesinden daha farklı ünitelerde de öğrenme istasyonları tekniğini daha sıklıkla uygulanmaları, öğrenme istasyonlarına öğrencilerin ilgilerini çekecek eğlenceli deney / etkinlikleri dâhil etmeleri önerilmektedir. Böylece öğrenme istasyonlarının öğrencilerin fen dersindeki kavrama düzeylerine katkı sağlayacağı ve bu istasyonlar ile fen derslerinde daha verimli ve eğlenceli bir öğrenme süreci geçirileceği düşünülmektedir.Item Öğretmen adaylarının fen öğretiminde matematik bilgiyi ve laboratuvar ölçüm araçlarını kullanmalarında kendilerine olan güvenlerini belirleme üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2001-04-01) Bulunuz, Nermin; Ergül, Remziye; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İlköğretim Bölümü.Bu çalışma Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı 3. Sınıf öğrencilerinin fen öğretiminde matematik bilgiyi ve lâboratuar ölçüm araçlarını kullanmada kendilerine olan güvenlerini ölçmek amacı ile yapılmıştır. Yapılan incelemede, genel olarak öğretmen adaylarının matematik dersine olan ilgilerinin fazla olmamasına karşın, matematik ve fen derslerini birbirinden bağımsız düşünemedikleri, lâboratuar ölçüm araçlarını kullanmada kendilerine güvendikleri tespit edilmiştir. İstatistiksel çalışmalar göstermiştir ki; metre, dereceli silindir, termometre ve terazinin kullanımında kendine güvenen öğretmen adayı bu ölçüm araçları ile toplanan verileri gruplamak ve grafik çizmek konusunda kendine güvenmemektedir.Item Öğretmen adaylarının mesleki gelişimi için iyi öğretmenlik uygulamaları: Klinik danışmanlık modeli(Uludağ Üniversitesi, 2016-08-05) Bulunuz, Nermin; Bulunuz, Mızrap; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.“Ben öğretmenliği, öğretmenliğe başladıktan sonra öğrendim” sözünü hemen herkes çevresindeki bir öğretmenden duymuştur. Bu sözler eğitim fakültesinde öğretilen teorik bilgiler ile uygulama arasında büyük bir boşluk olduğunun en çarpıcı ifadesidir. Bu boşluğu doldurmanın yolu, öğretilen teorik bilgilerin okullarda yapılan uygulama dersleri arasına köprüler kurmaktan geçmektedir. Bu çalışmada Fakülte-Okul İşbirliği kılavuz kitabı kapsamında yürütülen öğretmenlik uygulaması kritik bir bakış açısıyla ele alınıp, eğitim fakültelerimizdeki öğretmenlik uygulamasını her yönden geliştirmek amacıyla Georgia State ve Uludağ Üniversiteleri İlköğretim Bölümleri işbirliği ve TÜBİTAK’ın desteği ile yürütülmüş olan “İyi Öğretmenlik Uygulamaları: Klinik Danışmanlık Modeli” adlı öğretmenlik uygulaması modelinin kuramsal temeli ve uygulama aşamaları tanıtılmaya çalışılmıştır. Alan bilgisi, öğretmen adayının yeteneği gibi unsurlar ile karşılaştırıldığında bu model, adayın teorik bilgileri okulda uygulamaya koyarken aldığı rehberlik hizmetinin kalitesini arttırdığı için etkili öğretmen yetiştirmede potansiyeli en yüksek bileşen olarak kabul edilmektedir.Item Okuldaki gürültü kirliliği: Nedenleri, etkileri ve kontrol edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-01) Bulunuz, Mızrap; Orbak, Ali Yurdun; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Fakültesi/Temel Eğitim Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Fakültesi/Matematik ve Fen Bilgisi Eğitimi Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Endüstri Mühendisliği.Okulda gürültü kirliliği farkında olmadığımız ancak uzun vadede sağlığımızı ve öğrencilerin öğrenme ortamlarını olumsuz etkileyen çok boyutlu bir problemdir. Ses izolasyonu yönetmeliğine göre en düşük C sınıfı akustik performansa sahip okulun boşken gürültü düzeyi 39dB; eğitim öğretim sırasında ise 54dB civarında olmalıdır. Ancak okullarımızda özellikle teneffüsteki gürültü bu sınırların ortalama iki katıdır. Araştırma eğitim, mühendislik ve Tıp Fakültesi’nden akademisyenler ile disiplinlerarası bir yaklaşım içerisinde gerçekleştirilmiştir. Karma yöntem ve yakınsayan paralel desen kullanılmıştır. Nicel verileri gürültü ve çınlanım verileri ile anketler, nitel verileri ise gözlem, görüşme ve doküman analizleri oluşturmaktadır. Bir okulun yeni binasına akustik iyileştirme yapılmasına rehberlik edilmiştir. Sonuçlar bu okuldaki gürültü ve çınlanım değerlerinin diğer okullardan daha düşük olduğu yönündedir. Bu okuldaki ses düzeyleri ders esnasında sınıfın içinde 63 dB, koridorda 47dB; teneffüste sınıf içi 68dB, koridorda ise 69dB‘dir. Çınlanım değerleri 1,2-1,4 saniye seviyesinde olup, yönetmelikteki (0,8-1,2s) değerlere yakındır. Arka plan gürültüsü de B-C aralığına karşılık gelmektedir. İzolasyonsuz okulların gürültü düzeylerinin derste ortalama 65-70dB, teneffüste ise 80dB’i aştığı bulunmuştur. Sonuçlar yönetmelikte belirlenen gürültü üst sınırına en yakın okulun izolasyonu olan okul olduğunu, asma tavan ve yerdeki plastik PVC kaplamanın dikkat çekici fark yarattığını göstermektedir. Bazı okullarda gürültü düzeyinde azalma, bazılarında azalma ve artmalar görülmüş olup, hiç bir okulda yeni yönetmelikte belirlenen sınır değerlerine ulaşılamamıştır. Gürültünün en yüksek olduğu zamanlar, teneffüs, okula giriş çıkış ve yemek araları olarak belirlenmiş olup, 80 dB civarındadır. “Gürültüden çok rahatsız olurum” diyen öğretmen ve öğrencilerdeki artış farkındalık eğitiminin etkili olduğunu ve paydaşların maruz kaldıkları aynı miktardaki gürültüden artık daha fazla rahatsızlık duyduklarını göstermektedir. Ancak gürültünün hala sınır değerlerinin üzerinde olması eğitimin tek başına yeterli olmadığını, yürürlüğe giren ses izolasyonu yönetmeliğinin biran evvel uygulanmaya başlanmasının gerekliliğini göstermektedir. Akustik iyileştirme yapılmış okullarda gürültüye karşı farkındalık eğitimi verilmeye başlandığında, diğer paydaşların da desteği ile toplumsal hayatın her alanında daha sessiz ve sükûnetli bir yaşam kalitesine ulaşılabileceği düşünülmektedir.Publication Pre-service teacher scientific behavior: Comparative study of paired science project assignments(Ani Yayincilik, 2016-01-01) Bulunuz, Mizrap; Tapan Broutin, Menekse Seden; TAPAN BROUTIN, MENEKŞE SEDEN; Bulunuz, Nermin; BULUNUZ, NERMİN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.; 0000-0002-6650-088X; 0000-0002-1860-852X; W-2281-2017; L-3255-2019; K-1318-2019Problem Statement: University students usually lack the skills to rigorously define a multi-dimensional real-life problem and its limitations in an explicit, clear and testable way, which prevents them from forming a reliable method, obtaining relevant results and making balanced judgments to solve a problem.Purpose of the Study: The study examines the processes undergone by students in two projects and the results of these projects. One of the projects was on the subject of heat waste in the buildings of a university's school of education. The other project was a new version of that project conducted by a group of students in the following year.Method: The study was conducted with eight pre-service science teachers who were third-year students in the Science Teaching and Laboratory Practices course at a state university's education school located in Turkey's Marmara Region. Case study, a qualitative research method, is used to obtain detailed and in-depth information. The research data for this report were obtained from the students' project posters, interviews with the instructor and semi-structured interview records of interviews with the students.Findings: In the first project, pre-service teachers had serious difficulty identifying a testable research problem they encountered every day as well as developing a method to solve such a problem. Therefore, the collected data could not be analyzed because of the complexity of the data, the failure to adjust the plan to reality and the abundance of variables. Pre-service teachers in the second project began by determining an explicit, clear and testable research problem, including dependent and independent variables, regarding the waste of heat in university buildings. Two factors were very influential for this project's success. First, re-evaluating a previous research problem was more advantageous than determining a research problem from scratch, which can be explained by the fact that science is a process that progresses cyclically and cumulatively. Second, there was more intense dialogue and cooperation between the instructor and the students in the second project than in the first project.Conclusion and Recommendations: The present study revealed that when linear scientific research project practices are replaced with cyclical scientific research processes, new and more advanced projects with a wider sphere of influence can be achieved. Providing pre-service teachers with scientific research opportunities is a way to help spread the attitudes and skills needed for research, development and innovative thinking more widely throughout society.Item Scratch Programı ile Web destekli işbirlikli öğrenme yönteminin ilkokul 5. sınıf öğrencilerinin kavramsal anlama düzeylerine ve eleştirel düşünme becerilerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-01) Alp, Gamze; Bulunuz, Nermin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/İlköğretim Anabilim Dalı/Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı.Ülkemizde öğretmen ve öğrencilerin teknolojiyi etkili bir şekilde kullanması amacıyla okullarda gerekli alt yapının sağlanarak, bilişim teknolojileri destekli öğretimin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bunun yanı sıra, Fen Bilimleri dersi 2018 öğretim programında "Mühendislik ve Tasarım Becerileri" alt alanında öğrencilerin problemlere disiplinler arası bir bakış açısıyla yaklaşarak ürün oluşturmaları hedeflenmektedir. Kodlama becerisi, bilişim teknolojileri aracılığıyla iletişim kurmak için kullanılan bir dil olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, dijital oyun tasarımının kodlama eğitiminde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Bu alanda yapılan araştırmalarda kodlama eğitimine başlayanlara oyun ve hikâyeler oluşturmayı sağlayan Scratch programının kullanılması önerilmektedir. Bu araştırmanın amacı Scratch Programı ile Web destekli işbirlikli öğrenme yönteminin ilköğretim 5. Sınıf öğrencilerinin kavramsal anlama düzeylerine ve eleştirel düşünme becerilerine etkisini incelemektir. Araştırma 2018 Bahar döneminde Bursa ilinde bir devlet okulunda iki 5. sınıf şubesi deney, iki 5. sınıf şubesi kontrol grubu olmak üzere toplam 96 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Deney gruplarına Fen Bilimleri dersinde işlenen kontrol gruplarındaki uygulamalardan farklı olarak, 16 bilgisayar dersi boyunca Scratch programı ile kodlama eğitimi verilmiştir. Kodlama eğitimi alan deney grubu öğrencilerinden işbirlikli öğretim yöntemi ile çalışarak Fen Bilimleri dersinde öğrendikleri "biyoçeşitlilik" konusu ile ilgili oyunlar tasarlamaları istenmiştir. Öğrencilerin Fen Bilimleri öğretim programında kavramsal anlama düzeyini tespit etmek amacı ile oluşturulan "İnsan ve Çevre" ünitesinde yer alan iki kazanıma yönelik iki aşamalı değerlendirme soruları veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Araştırmada kapsam geçerliğini sağlamaya yönelik olarak uzman görüşü ve belirtke tablosu kullanılmıştır. Yüz geçerliğini sağlamak amacıyla, konuyu geçen yıl öğrenmiş olan yedi sekizinci sınıf öğrencisi ile sorular hakkında görüşme yapılmıştır. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini tespit etmeye yönelik kullanılan veri toplama aracı olarak ise "Eleştirel Düşünme Anketi" kullanılmıştır. Araştırmada ön test - son test kontrol gruplu yarı deneysel desen uygulanmış ve veriler ilişkili örneklemler için t-testi kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular deney gruplarının kavramsal anlama düzeylerindeki artışın, kontrol gruplarıyla kıyaslandığında, deney grupları lehine anlamlı fark olduğunu göstermektedir. Buna ek olarak, deney grubu öğrencilerinin son test puanlarına bakıldığında, Scratch Programı ile Web Destekli İşbirlikli Öğrenmeye dayalı öğrenim gören deney grubu öğrencilerinin, eleştirel düşünme becerilerinde artış olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma sonucunda öğrencilerin Scratch ile kodlamayı öğrenirken akademik bir konuda proje hazırlamaya teşvik edilmelerinin, kavramsal anlamalarını ve eleştirel düşünme becerilerini olumlu etkilediği görülmektedir. Araştırmanın sonucunda Fen Bilimleri öğretmenlerinin Scratch programı ile Web destekli işbirlikli öğrenme yöntemini derslerinde etkin biçimde kullanmaları önerilmektedir. Program geliştiricilerin, eleştirel düşünme gibi üst düzey düşünme becerilerini geliştirebilecek bir müfredat hazırlarken, kişilerin diğer bireylerden farklı olduğunu keşfetmesini sağlamayı dikkate alabilmelerinin yararlı olacağı düşünülmektedir.