Browsing by Author "Keser, Ulvi"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çatışmalarda ikinci derece kurbanların sevdiklerinin belirsiz kayıp olması durumunda düşünceleri ve “öteki” ile ilgili algıları: Kıbrıs’ta kayıp şahıslar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019) Şahoğlu, Hasibe; Keser, UlviBu makale 1963 ve 1974 yıllarında Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında yaşanan çatışmalar neticesinde kaybolan ve belirsiz kayıp (ambigious loss) olan kişilerin ailelerinin yaşadıkları ve yaşamakta oldukları zorlukları ve “diğeri” hakkında düşüncelerini analiz etmek için 22 kişi ile yüz yüze yapılan mülakatlar ışığında yazılmıştır. Makale, iki tarafın kayıp şahıs ailelerinin yıllar boyunca hissettiklerini ve değişimlerini içermektedir. görüşmeler sonunda ailelerin sevdiklerini yeni kaybettikleri zamanlarda karşı tarafı suçladıkları, ancak zaman geçtikçe ve karşı taraf ile temasa geçilince bu duygunun empati ve anlayışa dönüştüğü tespit edilmiştir. Hem Kıbrıslı Türk hem Kıbrıslı Rumlar birbirlerine karşı nefret hissetmediklerini ifade etmişler ve bunun yerine, somut adımlar atmadıkları ve kayıp şahıslar konusunda pasif davrandıkları için, politikacıları suçlamışlardır. Bu noktada kayıp şahısların kaderini bulmak, kalıntılarını ailelerine teslim ederek mezara gömülmelerini sağlamak için kurulan Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK)’nin kayıp ailelerinin acılarını biraz hafiflettiği, karşı tarafı affetmek hususunda yardımcı olduğu, barış konusunda çaba gösterdiği ve kayıp kalıntılarını bulmakta başarılı olduğu iki tarafın aileleri tarafından da kabul edilmektedir.Item Kıbrıs Türk mücadele tarihinde Bayrak ve diğer Sancak radyoları 1963-1974(Uludağ Üniversitesi, 2017-09-08) Keser, Ulvi1960 yılında Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti özellikle Makarios’un bunu Enosis ve Megali İdea için bir atlama tahtası olarak görmesi nedeniyle sadece 3 yıl sonra 21 Aralık 1963 tarihinde Akritas Planı çerçevesinde adadaki Türkleri ortadan kaldırmayı amaçlayan saldırılarla yıkılmıştır. Bu tarihten sonra Kıbrıs Türkleri bir kere daha acı, gözyaşı, göç ve çeşitli ambargolarla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti Radyo İstasyonu da Rumların elinde olduğundan gerek ada içine ve gerekse ada dışına seslerini duyurabilmek için Kıbrıslı Türkler yeni çabalara girmişler ve uzun mücadelelerin ardından önce Bayrak Radyosu ve ardından diğer Türk radyolarını tesis etmeyi başarmışlardır. Bu çalışma kapsamında adada 1963-1974 döneminde faaliyette olan Kıbrıs Türk radyoları mercek altına alınacaktır.Item Kıbrıs’ta birlikte yaşama sanatı: Gürpınar Köyü örneği(Uludağ Üniversitesi, 2016) Keser, Ulvi; Özdemir, MuharremTarih boyunca göçler ve sorunlar adası olarak bilinen Kıbrıs Adası’nda bugüne kadar pek çok topluluk yerleşmiş, yaşamış ve egemenlik sürmüştür. Yahudiler ve Ermeniler yanında özellikle azınlıklar bağlamında adada adından söz edilmesi gereken bir azınlık topluluk ise Marunilerdir. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar ağırlıklı olarak 5 Maruni Köyü’nde yaşayan Marunilerden çoğu harekâtın ardından yaşadıkları köyleri terk ederken sadece Kormacit (Koruçam) ve Karpaşa Köyleri’nde yaşamaya devam ederler. Halen KKTC’de ağırlıklı olarak sadece Koruçam (Kormacit) ve Karpaşa Köyleri’nde yaşayan Maruni azınlık toplumlararası çatışmalara ve huzursuzluklara inat barış ve dostluk havasını korumaya devam etmektedir. Dini inançlarını herhangi bir kısıtlamaya uğramadan yerine getiren Maruniler başta AB, GKRY ve Yunanistan olmak üzere bazı ülkeler tarafından kaşınarak sorun haline getirilmeye çalışılsa da KKTC’de barış ve hoşgörü ortamı içinde yaşamakta ve Kıbrıslı Türklerle herhangi bir sorunları bulunmamaktadır. KKTC’nin en güzel renklerinden birisi olan Marunilerin gerek hoşgörü gerekse inanç turizmi bağlamında lokomotif görevi taşıdığı açıktır. Bu çalışma kapsamında halen askeri bölge dâhilinde olan ve bir atölye çalışması yapılarak tekrar eski sahiplerine verilmesi planlanan Gürpınar köyü esas alınarak bu köyde yaşayanların kökenleri araştırılacak, sosyal ve kültürel hayatları yanında tarihi geçmişlerine yer verilecek ve sayıları gittikçe azalan bu toplumun KKTC sosyal hayatına, inanç turizmine ve özellikle KKTC’nin meşruiyetinin tanınması çalışmalarına katkısı ortaya konulacak; çalışmanın tamamlanması aşamasında sözlü tarih kaynaklarından da istifade edilecektir.Item Kıbrıs’ta canbulat haber merkezi’nin propaganda ve iletişim yöntemleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-20) Keser, Ulvi; Saygılı, NerimanKitle iletişim araçlarının tümü bilgilendirme ve kamuoyu oluşturma açısından çok önemlidir. İnsanların düzenli takibinde olduğu bilindiği ve her iletiden olumlu veya olumsuz etkilendiği görüldüğü için propaganda amaçlı da sürekli kullanılmıştır. Siyasal amaçlara uygun yapılan yayınlarla insanlarda ve kitlelerde algı yaratma amaçlı kullanılan söz konusu araçlar onları harekete geçirmede ya da korkutup baskı altına almada çok etkilidir. Bu çalışmada da radyonun Kıbrıs’ta kullanımı ve özellikle Türkler üzerinde yapılmak istenen dezenformasyon yoluyla propaganda konu edilmektedir. Kurdukları Bayrak Radyosu ve sancak radyolarıyla Rumların kötü propagandasına karşı koyan Kıbrıslı Türkler başta Mağusa Canbulat Radyosu’nun Haberler Merkezi’nde hazırlanan yayınlarla karşı propaganda yapmış, kendi halkının moral gücünü sürekli yüksek tutmuştur. Tüm imkânsızlıklara ve kısıtlı teknolojiye rağmen Türkler kendi strateji ve iletişim yöntemleriyle kendi algısını yaratmıştır.Item Kıbrısta azınlıklar; ermeniler, maruniler ve gurbetler(Uludağ Üniversitesi, 2017) Keser, Ulvi; Özdemir, MuharremKıbrıslı Rumların adanın bir Yunan adası haline gelmesi yönündeki girişimlerinin 1950’li yıllarda BM tarafından kabul görmemesi, ardından yapılan halkoylaması ve sonrasındaki diplomatik girişimlerin de başarısızlıkla sonuçlanmasıyla Yunanistan destekli EOKA tedhiş teşkilatı kurulur ve 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti bile Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların Enosis isteklerini engelleyemez. Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası ise adada yaşayan Maruni, Ermeni ve çingeneleri azınlık olarak kabul eder. Özellikle 1963 sonrasında başlayan süreçte adada yaşayan Ermeni ve Maruniler adayı terk etmeye başlarlar. Bugün adanın kuzeyinde Ermeni nüfus bulunmazken az sayıda Maruni ve Gurbet yaşamaktadır. Bu çalışma kapsamında adada yaşayan Ermeni, Maruni ve Gurbetlerin geçmişi irdelenecek ve bugün adanın özellikle kuzeyinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarında yaşayan azınlıkların durumu irdelenecektir.Item KKTC su temin projesine karşı yürütülen algı operasyonlarının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-03-26) Dağaşan, Selçuk; Keser, UlviKKTC (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti) Su Temin Projesi, 15 Kasım 1983’te kurulan ve Rum husumeti nedeniyle yalnızca Türkiye tarafından tanınıp türlü ambargo ve izolasyon politikalarına maruz bırakılan KKTC için hem su sorununa sürdürülebilir bir çözüm sağlamakta, hem de müzakere süreçlerinde Türk tarafına stratejik bir koz potansiyeli sunmaktadır. Rum tarafı, günümüzde başarıyla tamamlanmış olan bu projenin planlama aşamasından itibaren bir itibarsızlaştırma çabasına girişmiştir. KKTC içindeki belirli gruplar tarafından da desteklenen bu çabalar algı yönetiminin açık örnekleridir. Bu çalışmada projeye karşı yürütülen karalama kampanyalarının işleyişini belirlemek amacıyla projede aktif rol oynamış kilit paydaşlar ve uzmanlarla yarı yapılandırılmış görüşmeler yürütülmüştür. Bu çabalarının, Rumların Türklere karşı önyargılı tutumları ve KKTC içindeki Türklük ve Türkiye karşıtı grupların ideolojik saplantılarından kaynaklandığı belirlenmiştir. Türkiye’den gelen su, Kıbrıs Türklerine yaşamsal ve politik düzlemlerde büyük fayda sağlamaktadır. Bu nedenle karalama çabalarına karşı sistemli ve somut bir şekilde yanıt verilerek, elde edilebilecek gücün siyasi arenada da bir koz olarak kullanılabilir hale gelmesi gerekmektedirItem Türk Mukavemet Teşkilatı’nda muhabere 1955-1974(Uludağ Üniversitesi, 2017-05-06) Keser, UlviYunanistan destekli olarak 1953 yılında Atina’da kurulan ve 1 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıs adasında tedhiş eylemlerine başlayan EOKA’nın bu faaliyetleri Kıbrıs Türkleri için adayı yaşanmaz hale getirir. 16 Ağustos 1960 tarihinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti kurulsa da maalesef uzun soluklu olmaz ve 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan Rum saldırılarıyla o da ortadan kalkar. EOKA karşısında mal, can ve namus güvenliklerini korumaya çabalayan Kıbrıs Türkleri ise çeşitli yeraltı örgütlerinin ardından Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nı kurarlar. Temel özelliği mutlak gizlilik olan teşkilat 20 Temmuz 1974 tarihine kadar geçen süreçte buna titizlikle riayet ederek gerek istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetleri ve gerekse muhabere ve haberleşme faaliyetlerinde açık vermemeye ve en üst düzey bilgi toplamaya gayret eder. Kıbrıs Türkleri bu dönemde ağır baskılar, izolasyonlar, kısıtlamalar ve ambargolara karşı da mücadeleye etmeye çabalarken bir yandan da askeri haberleşmeyi hatasız ve açık vermeden yürütme gayreti içerisindedir. Bu çalışma 1 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıs’ta EOKA tarafından başlatılan tedhiş eylemlerinden 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar geçen süreçte Kıbrıslı Türklerin askeri haberleşme sistemlerine ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır.