Browsing by Author "Pamuk, Rabia Can"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Mevlana ve Schopenhauer’ın insan anlayışlarının karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-08) Pamuk, Rabia Can; Eren, Işık; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe Anabilim Dalı / Felsefe Bilim Dalı; 0000-0002-4048-2273Bu çalışmanın amacı Mevlana Celaleddin Rumi ve Arthur Schopenhauer’ın insan anlayışını ele almaktır. Bu iki düşünürün insan felsefesi bağlamında ele alınmasının sebebi düşünürlerin insan ve insanlığa dair özgeci içerik sunan bir ahlak ve insan anlayışı ortaya koymaları ve bu anlamda insan görüşlerinin evrensel bir değer taşımasıdır. Bu çalışmanın özellikle esas aldığı diğer neden de farklı dönemde yaşayan biri Doğu diğeri Batı düşüncesini temsil eden düşünürlerin keskin farklılıklarına rağmen benzer sonuçlara ulaşmalarıdır. Bu bağlamda en temel farklılık inanma olgusunda Schopenhauer’ın hiçbir dini benimsememesi ve içkin bir metafizik anlayışıyla ahlak görüşünü temellendirmesi buna karşın Mevlana’nın tam aksine dini esas alarak evrene aşkın bir bakış açısıyla ahlak görüşü ortaya koymasıdır. En temel benzerlikleri de insanın kendini bilmesi noktasında isteme kavramı bağlamında Schopenhauer, nefs kavramı bağlamında ise Mevlana nedenselliğe dayalı olan aklın dışına çıkmışlardır. Schopenhauer ahlakı merhamet ilkesi bağlamında metafiziksel bir alan olarak değerlendirir ve evrendeki birliği yaratan Kant’ın -kendinde şey- olarak adlandırdığı istemeyi kavrayacak ve birliği görecek insanı ahlak anlayışına konu edinir. Diğer yandan Mevlana din temelli bir bakış açısıyla tasavvuf öğretisi bağlamında aklı aşarak mistik bir insan ve ahlak anlayışına ulaşır. İnsân-ı kâmil ya da arif tasavvuru ile anlattığı bu insan nefsini bilen insan olarak ahlakın sırrına eren evrendeki birliği gören insandır. Bu yüzden Mevlana’da nefsini bilen insanın ulaştığı idrak “aşk” olarak ifade edilir ve bu aklın kavrayabileceği bir şey değildir. İşte bu çalışma bu argümanlardan hareketle düşünürlerin ahlak ve insan görüşlerindeki benzerlik ve farklılıklarını felsefi antropolojinin nesne ve yöntemini temel alarak özgün bir şekilde değerlendirmeye çalışmaktadır.