Browsing by Author "Sivritepe, Nuray"
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Item Asmalarda tuza dayanıklılık testleri ve tuza dayanımda etkili bazı faktörler üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1995-10-16) Sivritepe, Nuray; Eriş, Atilla; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı.5 BB, 41 B ve 1613 asma anaçlan ile Çavuş, Müşküle ve Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşitlerine in vitro ve sera koşullarında tuz testleri uygulanmıştır. In vitro tuz testlerinde kullanılan materyal aktif tomurcuk kültürü yöntemi ile çoğaltılmıştır. Tek boğumlu sürgünler MS+5pM BA ortamında, %0.00, 0.25, 0.50, 0.75 ve 1.00 olmak üzere 5 farklı NaCl konsantrasyonu ile 4 ve 8 hafta olmak üzere iki farklı zaman periyodunda tuza maruz bırakılmışlardır. Artan NaCl konsantrasyonu ve uygulama süresine bağlı olarak eksplantlarda çoğalma, büyüme ve toplam klorofil miktannın azaldığı tespit edilmiştir. Sera koşullannda yapılan tuz testlerinde kullanılan materyal ise aktif tomurcuğu olan tek boğumlu çeliklerin, içinde perlit bulunan büyütme kaplarında sürdürülmesiyle elde edilmiştir. Sürgünler tek boğumlu hale geldiklerinde, aynı konsantrasyonlarda NaCl içeren MS çözeltisi ile sulanarak 4 hafta süreyle tuza maruz bırakılmışlardır. Artan NaCl konsantrasyonlarına bağlı olarak çeliklerin sürgün ve kök büyümesi ile yapraklarında toplam klorofil miktarının azaldığı tespit edilmiştir. Tuz uygulamaları, bitkinin tüm organlarında Na birikimine neden olmuş; ayrıca Na:Ca oranlan artarken, K:Na oranlan azalmıştır. Gerek in vitro gerek sera koşullannda yapılan tuz uygulamalan, NaCl konsantrasyonlan ve uygulama süreleri ile çeşitlere bağlı olarak bitkilerde farklı şiddetlerde zararlanmalann meydana gelmesine ve canlılığın yitirilmesine neden olmuştur. Kullanılan anaç ve kültür çeşitlerinde tuza dayanımlarının belirlenmesi için in vitro tuz testlerinde eksplant ağırlığı ve toplam klorofil bazında hesaplanan tolerans oram ve tolerans indeksi ile yüzde canlılık; Merada tuz testlerinde ise bunlara ilave olarak kök ağırlığı bazında hesaplanan tolerans oram Ne tolerans indeksleri ile farklı organların Na kapsamları, K:Na ve Na:Ca dengelerini koruyabilme yetenekleri kullanılmıştır. Her iki koşulda anaç ve kültür çeşitleri arasında tuza dayanımları bakımından benzer farklılıklar ortaya çıkmıştır. Anaçlar arasında 1613 tuza en dayanıldı olarak belirlenirken, bunu sırasıyla 5 BB ve 41 B izlemiştir. Kültür çeşitleri arasında ise Çavuş tuza en dayanıldı olarak tespit edilmiş, bunu sırasıyla Sultani Çekirdeksiz ve Müşküle takip etmiştir. Tuza dayanıklı olduğu tespit edilen anaç ya da kültür çeşitlerinin tuzlu ortamlarda büyüme oranlarını nispeten koruyabildikleri ve klorofil noksanlığı gibi metabolik bozukluklardan sakınabildikleri belirlenmiştir. Ayrıca, kökleri ile daha az Na alıp, bunu yapraklarından uzak tutabilen, dolayısı ile iyon dengelerini koruyabilen çeşitlerin tuza daha dayanıldı oldukları tespit edilmiştir.Item Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerinde dona dayanımın belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Burak, Masum; Yalçın, Temel; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Denemede Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerine ait bir yaşlı sürgünlerden hazırlanan, tek gözlü çelikler kullanılmıştır. Yapay don testleri, 1. (-15 ve -20°C), 3. (-10 ve -15°C) ve 5. fenolojik safhalarda (-2 ve -5°C) gerçekleştirilmiştir. 1. ve 3. fenolojik safhalarda soğutma hızı 5°C/saat, uygulama süresi 24 saattir. 5. fenolojik safhada ise soğutma hızı 2°C/saat, uygulama süresi ise 5 saattir. Dona dayanım kabiliyetlerinin belirlenmesi amacıyla, don testlerinin hemen sonrasında kışlık göz ve dal dokularında iyon akışı (%) tespit edilmiştir. Ayrıca iklim dolabında (20°C sıcaklık, %80 nispi nem ve 16 saat fotoperiyot) 6 haftalık iyileştirme periyodunu takiben, büyüme ve gelişme fizyolojisine dair parametreler değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerinin 1. fenolojik safhada -15°C’ye, 5. fenolojik safhada ise –5°C’ye kadar olan düşük sıcaklıklara dayanıklı olduğu belirlenmiştir. 1. fenolojik safhada –20°C, 3. fenolojik safhada ise –10°C ve –15°C’lerin ölüme neden olduğu tespit edilmiştir.Item Biochemical changes and quality losses of kiwifruit under normal, modified and controlled atmosphere storage conditions(International Society Horticultural Science, 1998) Bieleski, R.; Laing, W. A.; Clark, C. J.; Eriş, Atilla; Türk, R.; Özer, M. Hakan; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; AAH-4101-2021Item Bitkilerde tuza dayanım mekanizması(Uludağ Üniversitesi, 1996) Sivritepe, Nuray; Eriş, Atilla; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Tuza maruz kalan bir bitkide, büyüme ve normal metabolizmanın korunabilme derecesi "tuza dayanım” olarak tanımlanır. Tuza dayanım ise tuzdan sakınım ve tuza tolerans olmak üzere iki farklı mekanizma ile sağlanmaktadır.Item Determination of moisture content in grape seeds(Insta-Int Seed Testing Assoc, 2008) Sivritepe, Nuray; Sivritepe, Özkan; Türkben, Cihat; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0093-9785; AAH-3249-2020; 6507111971; 6505928088; 6506365712Different procedures of ISTA methods were evaluated to develop a protocol for moisture content determination of grape (Vitis vinifera L.) seeds. Therefore, ground or un-ground seeds of seven grape cultivars were compared at different temperatures and durations of the test by the use of High and Low Constant Temperature Oven Methods prescribed by the ISTA. The results suggest that the use of High Constant Temperature Oven Method (at 130 degrees C for 1 hour) in ground seeds of grape could be the preferred procedure for moisture content determination.Item Dinlenme halindeki asma çeliklerinde sıcak su ve sıcaklık şoku uygulamalarının termotolerans üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2004-08-02) Üzümcüler, Burcu; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırmada "Ata Şansı", "Müşküle" ve "Sultani Çekirdeksiz" üzüm çeşitlerine ait aşı kalemleri kullanılmıştır. Aşı kalemleri 3°C'de muhafazayı takiben Önce 45°C'de sıcak hava kullanılarak 30 dakika süre ile sıcaklık şokuna tabi tutulmuşlardır. 20°C'de 4 saat inkübasyon sonrasında (3°C'de saklanan ve sıcaklık şoku uygulanmayan) kontrol grubu aşı kalemleriyle birlikte termoterapi uygulamasına alınmışlardır. Termoterapi 50°C'de 30, 60, 90; 55°C'de ise 30 ve 60 dakika uygulanmıştır. Termoterapi sonrası 24 saat süre ile 20°C'de su çektirilen aşı kalemlerinin bir grubu perlite dikilmiş diğer bir grup ise Kober 5BB anacı ile aşılanmıştır. Uygulamalar sonrasında çeşitlerin termotoleransı ve sıcaklık şokunun etkileri tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinin, Ata Şansı ve Müşküle üzüm çeşitlerinden daha dayanıklı olduğunu göstermiştir. Ata Şansı ve Müşküle üzüm çeşitleri 50°C'de 90 dakikaya tolerans gösterirken, Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi 55°C'de 30 dakika uygulamasını tolere edebilmiştir. Uygulamalar sonrasında perlite dikimi yapılan çeliklerin kışlık gözlerinde canlılık, sürme oranı, sürgün uzunluğu, köklenme oranı ve kök sayısı artan sıcaklık ve uygulama süreleri ile belirgin bir azalma göstermiştir. Üç üzüm çeşidinin de sıcaklık şoku uygulanan gruplarda, termotoleransın arttığı ve 55°C'de 60 dakika süreyle yapılan uygulamaya dayanım gösterdikleri belirlenmiştir. Kober 5BB anacı ile aşılanan çeliklerde ise kaynaşma ve sürme oranında termoterapi süre ve sıcaklığının artmasıyla oluşan azalış sıcaklık şoku uygulaması ile engellenmiştir. Kaynaşma düzeyine ise ne termoterapi ne de sıcaklık şokunun etkili olmadığı gözlenmiştir.Item The effect of NaCl priming on salt tolerance in melon seedlings(International Society Horticultural Science, 1998) Abak, K.; Büyükalaca, S.; Sivritepe, H. Özkan; Eriş, Atilla; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0093-9785; AAH-3249-2020; 6505928088; 6602612385; 6507111971Melon seeds (cvs. Hasanbey and Kirkagac) primed with 1.0% NaCl were sown in peat medium and irrigated with various NaCl concentrations (0.0, 0.25, 0.5, 0.75 and 1.0%) for 4 weeks to examine their response to salinity. Physical analyses such as total emergence and dry weight were carried out. For each melon cultivar, tolerance ratio and tolerance index were determined on the basis of dry weight. Moreover, physiological changes such as total sugar and proline were also determined to clearly show the response of melon seedlings during salinity stress. It was concluded that priming of melon seeds with NaCl resulted in increased salt tolerance in seedlings of both melon cultivars. Consequently, cv. Kirkagac was more tolerant to salinity than cv. Hasanbey.Item The effects of NaCl pre-treatments on salt tolerance of melons grown under long-term salinity(Elsevier, 2005-11-01) Sivritepe, H. Özkan; Sivritepe, Nuray; Eriş, Atilla; Turhan, Ece; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0093-9785; 0000-0003-0991-3802; AAH-3249-2020; AAH-3180-2020The response of melon (Cucumis melo) plants to long-term salinity was investigated to determine the availability of the NaCl pre-treatments (seed priming + seedling conditioning) as an interesting strategy for increasing the salt tolerance. Seeds of melon cultivars "Hasanbey" and "Kirkagac" were primed with 18 dS m(-1) NaCl solution for 3 days at 20 degrees C. During emergence and seedling growth, non-primed seeds were irrigated with local irrigation water (EC: 0.3 dS m(-1)) whereas primed groups were treated with 9.0 dS m(-1) saline solution for 35 days. Seedlings derived from pre-treated (P) and non-pre-treated (NP) groups were transplanted to 8 1 pots. After transplanting, salinity treatments were started with the first irrigation. The salinity treatments consisted of five levels (control, 4.5, 9.0, 13.5 and 18.0 dS m(-1)) of irrigation solution for a period of 90 days. NaCl pre-treatments diminished the inhibiting effect of salinity on growth of melon plants. However, competence for salt adaptation varied with cultivar and the level of salinity. The physiological response of the P plants was also maintained in the long-term. Stomatal conductance and relative chlorophyll content of P plants tended to be higher than those of the NP ones. In addition, NaCl pre-treatments enhanced K and Ca concentrations of leaves and stems, and prevented toxic effects of salinity because less Na accumulated in stems. These results suggest that the use of NaCl pre-treatments could be a useful strategy to increase the salt tolerance of melon plants in the long-term and also to permit the establishment of melon crop by direct sowing in a saline medium.Item The effects of NaCl priming on salt tolerance in melon seedlings grown under saline conditions(Elsevier Science Bv, 2003-02-17) Sivritepe, Nuray; Sivritepe, H.Özkan; Eriş, Atilla; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Seeds of melon cultivars "Hasanbey" and "Kirkagac" were primed (P) with 18 dS m(-1) NaCl solution for 3 days at 20 degreesC. After priming, non-primed (NP) and P seeds were sown in germination boxes containing sphagnum peat. The germination boxes were placed in an unheated greenhouse and watered with five different NaCl solutions (0.3 (control), 4.5, 9.0, 13.5 and 18.0 dS m(-1)), for a period of 4 weeks. Total emergence and dry weight were higher in melon seedlings derived from P seeds and they emerged earlier than NP seeds. Moreover, seeds from NP groups could tolerate up to 9.0 dS m(-1) NaCl salinity, while the total emergence values of P groups in cvs. "Hasanbey" and "Kirkagac" did not decrease below 50% at 13.5 and 18.0 dS m(-1), respectively. NaCl priming enhanced total sugar and proline accumulation and prevented toxic and nutrient deficiency effects of salinity because less Na but more K and especially Ca was accumulated in melon seedlings. As a matter of fact, Na:Ca balances of seedlings derived from P seeds were significantly lower than those of NP seeds under similar salinity levels. These results suggest that NaCl priming of melon seeds increased salt tolerance of seedlings by promoting K and Ca accumulation, besides inducing osmoregulation by the accumulation of organic solutes.Item The effects of priming treatments on salt tolerance in melon seeds(International Society Horticultural Science, 1998) Abak, Kazım; Büyükalaca, Saadet; Sivritepe, H. Özkan; Eriş, Atilla; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0093-9785; AAH-3249-2020; 6505928088; 6602612385; 6507111971Possibilities of using NaCl priming were investigated to increase salt tolerance of melon seeds (cvs. Hasanbey and Kirkagac) during germination. Priming treatments in seeds were conducted for 3 days at 20 degrees C by the use of various concentrations (0.0, 0.5, 1.0, 1.5, 2.0, 2.5 and 3.0%) of NaCl. The NaCl concentration of 1.0%, which did not show any difference compared with control due to total germination and mean germination time parameters, was determined as the optimum dose for priming treatments conducted in melon seeds. Then, seeds primed with 1.0% NaCl were taken to germination tests with different NaCl concentrations (0.0, 0.25, 0.5, 0.75 and 1.0%). Beside the results of total germination and mean germination time, the results of tolerance ratio and tolerance index clearly showed that priming treatments affected the increase of salt resistance in both melon cultivars. Furthermore, it was concluded that cv. Kirkagac was more tolerant to salinity than cv. Hasanbey.Item The effects of seaweed (Ascophyllum nodosum) extract on yield and quality criteria in peppers(International Society Horticultural Science, 1995) Eris, Atilla; Sivritepe, H. Ozkan; Sivritepe, Nuray; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.; 0000-0002-0093-9785; AAH-3249-2020Three different treatments of seaweed extract (Ascophyllum nodosum) were applied at five different stages of growth, as foliar applications, to examine their effects on yield and quality criteria in peppers (cv. California Wonder) Each treatment caused an increase in fruit yield, and a 10-day earlier first harvest was observed in treatment groups (trt-1, trt-2 and trt-3) compared with control. Fruit length and fruit diameter significantly increased with increased seaweed extract treatment. Nevertheless, the difference between treatments was not significant in wall thickness of fruits. Soluble solids and chlorophyll contents increased whereas titratable acidity decreased in line with the seaweed extract treatments. However, there was no significant difference between control and the seaweed extract treated groups in terms of pH of the fruits. Lt was concluded that trt-2 (340g/da) gave the best results with regard to fruit yield and quality.Item Effects of water stress on plant growth and physiological characteristics of some grape varieties(Parlar Scientific Publications (PSP), 2014) Kamiloğlu, Önder; Önder, Sermet; Dağhan, Hatice; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; DSI-7459-2022; 6507111971The objective of the present study is to investigate the physiological, morphological and structural changes induced by water deficit on four different table grape cultivars that are commonly cultivated in the Mediterranean region. One-year-old vine (Vitis vinifera L.), cultivars 'Crimson Seedless', 'Superior Seedless', 'Razaki' and 'Horoz Karasi' grafted onto 1103 P rootstock were grown in a greenhouse in a soil/farmyard manure/sand/turf mixture (2:1:1:0.5) in pots; and subjected to water stress for 40 days. A 60% limitation of the available water caused total leaf area and dry weight decrease as well as negative impact on growth in all cultivars. As a result of this application, a distinctive decrease in root growth was observed in the Crimson Seedless, Superior Seedless and Razaki cultivars, in comparison with the control. While there was no significant change in grade of leaf thickness, leaf tissue density, or leaf succulence during water stress application, increases in leaf K, Fe, Cu, and Zn contents, chlorophyll content, and leaf electrolyte leakage were observed. Significant differences were seen among the grape cultivars in terms of adaptation to aridity conditions. Generally, the most sensitive grape cultivar in terms of tolerance to water stress was Superior Seedless, whereas the cultivar that can optimally adapt to conditions of higher aridity was Horoz Karasi.Item Gibberellik asit ve katlama uygulamalarının kivi fidelerinde çıkış ve büyüme üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Araştırmada Bruno kivi çeşidine ait tohumlar kullanılmıştır. Tohumlarda dinlenmeyi ortadan kaldırmak ve çimlenmeyi teşvik etmek amacıyla GA3, katlama ve katlama + GA3 uygulamalarından yararlanılmıştır. GA3 uygulamaları tohumların 24 saat süreyle 1500, 2000 ve 2500 ppm dozlarında bekletilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Katlama uygulamalarında ise tohumlar nemli kum içerisinde O, 2, 4 ve 6 hafta süreyle 4°C 'de bekletilmişl erdir. Bir grup tohum ise bu katlama sürelerine ilave olarak 24 saat süre ile O, 10, 50 ve 100 ppm GA3 'te bekletilmiştir. Bu uygulamalardan sonra tohumlar içlerinde kum + torf (1: 1 v/v) bulunan plastik çimlendirme tepsilerine ekilerek, 2l±l °C'ye ayarlanmış iklim dolabında 45 gün süre ile çimlenmeye bırakılmıştır. Toplam fide çıkışı ve fide büyümesine olan etkileri bakımından en iyi sonuçlar; 6 hafta katlama, 4 hafta katlama + 50 ppm GA3 uygulaması ve 2000 ppm GA3 uygulamasından elde edilmiştir.Item Hayward ve Matua kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-10) Sivritepe, Nuray; Tuğ, Yusuf; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Bu araştırmada “Hayward” ve “Matua” kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım olanakları değerlendirilmiştir. Başlangıç kültüründe en başarılı sonuçlar, 2 mg/L BA, 22.5 g/L sukroz ve 7 g/L difco-bacto agar ilave edilmiş ¾ doz MS ortamından elde edilmiştir. Elde edilen bulgular, her iki çeşitte de, in vitro kültüre başlamak için sürgün ucu eksplantlarının, tek boğumlu mikro çeliklere oranla daha avantajlı olduğunu göstermiştir. Bu nedenle sürgün çoğaltım aşamasında sadece sürgün ucu eksplantları kullanılmış ve farklı besin ortamlarının eksplantlarda büyüme ve çoğalma üzerine etkileri incelenmiştir. “Hayward” çeşidinde, en yüksek çoğalma oranı (5.3) ve sürgün sayısı (3.4); sodyum fosfat (170 mg/L), adenin sülfat (80 mg/L), thiamin-HCl (0.3 mg/L), inositol (100 mg/L), BA (2 mg/L), IBA (0.03 mg/L), sukroz (30 g/L) ve agar (6 g/L) ilave edilmiş tam doz MS besin ortamından elde edilmiştir. “Matua” kivi çeşidinde ise maksimum çoğalma oranı (5.22) ve sürgün sayısına (4.19) ulaşabilmek için söz konusu besin ortamının sıvı formda kullanılması gerekmektedir. Köklenmeyi temin etmek için çoğalan kültürlerden kesilen sürgünler (2cm), önce bir seri IBA çözeltisine bandırılmış, sonra 20 g/L sukroz ve 7 gr/L agar ilave edilmiş ½ doz MS ortamına aktarılmıştır. En yüksek köklenme oranları “Hayward” çeşidinde (%51.85) 20 mg/L IBA’nın 15 saniye uygulaması, “Matua” çeşidinde (%70.37) ise 50 mg/L IBA’nın 2 saat uygulaması ile sağlanmıştır.Item Hayward ve matua kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım(Uludağ Üniversitesi, 2002-03-19) Tuğ, Yusuf; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırmada "Hayward" ve "Matua" kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım olanakları değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular her iki çeşitte de sürgün ucu eksplantlarının, tek boğumlu mikro çeliklere oranla daha avantajlı olduğunu göstermiştir. Başlangıç kültüründe en başarılı sonuçlar, 2 mg/L BA, 22.5 g/L sukroz ve 7 g/L difco-bacto agar ilave edilmiş % doz MS ortamından elde edilmiştir. Sürgün çoğaltım aşamasıyla ilgili olarak "Hayward" çeşidinde, en iyi sonuçlar sodyum fosfat (170 mg/L), adenin sülfat (80 mg/L), thiamin-HCl (0.3 mg/L), inositol (100 mg/L), BA (2 mg/L), IBA (0.03 mg/L), sukroz (30 g/L) ve agar (6 g/L) ilave edilmiş tam doz MS besin ortamından (SA-K) sağlanmıştır. "SA-K" besin ortamında kültüre alman eksplantlarda çoğalma oram 5.3, sürgün sayısı ise 3.4 olarak belirlenmiştir. "Matua" kivi çeşidinde ise, aynı miktarlarda sodyum fosfat, adenin sülfat, thiamin-HCl, inositol, BA, IBA, sukroz ilave edilmiş tam doz MS besin ortamının (SA-S) daha avantajlı olduğu tespit edilmiştir. "SA-S" besin ortamında çoğalma oranının 5.22'ye ulaştığı ve her bir eksplantta 4.19 adet sürgün geliştiği belirlenmiştir. En yüksek köklenme oranları "Hayward" çeşidinde (%51.85) 20 mg/L IBA'nın 15 saniye uygulaması; "Matua" çeşidinde (%70.37) ise 50 mg/L IBA'nın 2 saat uygulaması ile elde edilmiştir. Köklendirme ortamı olarak 20 g/L sukroz ve 7 gr/L agar ilave edilmiş lA doz MS kullanılmıştır.Item In vitro phytoextraction capacity of blackberry for copper and zinc(Asian Journal of Chemistry, 2007-05) Yerlikaya, Cemile; Ertürk, Ümran; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 0000-0003-3023-7028; AAG-7343-2021; DSI-7459-2022; 7801661220; 6507111971In vitro propagated three-node shoots of blackberry cv. Chester Thornless were subjected to different concentrations of CuSO4.5H(2)O (control, 50, 100 and 150 ppm) and ZnSO4.7H(2)O (control, 50, 100, 200 ppm) in (1)/(4) strength MS medium, supplemented with 0.5 mg L-1 BAP, 30 g L-1 sucrose and 7 g L-1 agar, for 4 weeks. Excess levels of Cu on the growing media reduced dry biomass production of explants. In contrast to Cu treatments, dry biomass production was enhanced increasing Zn level up to 50 ppm in the growth medium. Moreover, relative growth rates of explants were not modified by 100 and 200 ppm Zn treatments. The relative chlorophyll content of leaves tended to decrease in blackberry with increasing supply of Cu and Zn. Thus, the predominant symptom appeared in metal treated explants was chlorosis. Significant changes were observed in mineral composition of the explants, however, concentrations were generally above mineral deficiency levels. The above-ground biomass of the explants exposed to different levels of Cu accumulated 499.5-1726.1 mg kg(-1) in dry matter Cu and the levels were about 54-186 times higher than those of the control. Similarly, Zn content in above-ground biomass of explants treated with 50, 100 and 200 ppm Zn increased almost 10, 14 and 18 times compared with those of the non-treated ones. Based on these preliminary results, the possible usefulness of blackberry for phytoremediation technologies is discussed.Item Influence of water deficit on iron and zinc uptake by matricaria chamomilla L.(Inst Investigaciones Agropecuarias, 2012) Pirzad, Alireza; Darvishzade, Reza; Bernousi, Iraj; Hassani, Abbas; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 6507111971Iron and zinc deficiency are a yield-limiting factor with major implications for field crop production in many agricultural regions of the world; this production is essential source of Fe and Zn in human and animal diets. Two experiments were conducted under greenhouse conditions to evaluate Fe and Zn uptake by German chamomile (Matricaria chamomilla L.) grown under several drought conditions. Treatments were arranged in four irrigation regimes (95%, 80%, 65%, and 50% field capacity) and six irrigation disruptions (stem formation, flower onset, full bloom, first harvest, second harvest, and control without disruption) based on a randomized complete block design with five and four replicates in experiments 1 and 2, respectively. In Experiment 1, the irrigation regimes had no significant effect on Fe and Zn uptake by German chamomile, which reached total means of Fe (39.68 mg kg(-1)) and Zn (29.15 mg kg(-1)). In Experiment 2, the highest amount of Fe (39.0 mg kg(-1)) was obtained from irrigation disruption at first harvest; this is similar to the results of irrigation disruption at flower onset and full bloom. However, irrigation disruption in stem formation (21.3 mg kg(-1)), second harvest (12.95 mg kg(-1)), and the control (7.79 mg kg(-1)) had a decreasing trend of Fe uptake. The maximum value of Zn (40.0 mg kg(-1)) occurred at irrigation disruption at the full bloom stage, which was also similar to irrigation disruption at flower onset and stem formation. However, later irrigation disruptions at the first and second harvest stages caused lower amounts of Zn uptake by chamomile. Therefore, the lowest Zn values were obtained from irrigation disruption at second harvest (5.0 mg kg(-1)) and the control (5.5 mg kg(-1)). Regressions between both Fe or Zn uptake and irrigation showed a binomial function.Item Müşküle üzüm çeşidinde farklı anaçların aşıda başarı ve fidan randımanı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2001) Sivritepe, Nuray; Türkben, Cihat; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Araştırmada Müşküle üzüm çeşidi, omega aşı yöntemi ile beş farklı anaç üzerine aşılanmıştır. Parafinlenen aşılı çelikler, kavak talaşı:perlit (3:1) ortamında katlanarak, 4 hafta süreyle kaynaştırma odasında (25°C ve % 75-80 oransal nem) bekletilmiştir. Aşı kesitinin ¾’ünü saracak şekilde kallus oluşturan aşılı çelikler, kum, tınlı toprak, torf, perlit ve ahır gübresinden (1:2:1:0.5:0.5) oluşan harç karışımına dikilerek, 6 hafta süreyle kontrollü koşullarda (25±2°C, % 70-75 oransal nem ve 16 saat fotoperiyot) köklendirilmiştir. Daha sonra dış koşullara aktarılan fidanlar, gölgeleme evine yerleştirilmiştir. Sonuç olarak, aşı yerinde kaynaşma oranı (%), kaynaşma düzeyi (0- 4), sürme ve köklenme oranı (%), kök sayısı, fidanlığa dikilebilecek nitelikte aşılı çelik oranı (%) ile fidan randımanı bakımından anaçların farklı etkilere sahip olduğu saptanmıştır. Fidan randımanı açısından, en iyi sonuç 1616 C (%73.75) ve 1613 C’den (%71.14) elde edilmiş; bunları Salt Creek (%69.50) ve 41 B (%65.00) izlemiştir. En düşük canlı fidan randımanı ise, %30.47 ile 5 BB’de belirlenmiştir.Item NaCl pre-treatments mediate salt adaptation in melon plants through antioxidative system(ISTA-INT Seed Testing Assoc, 2008) Türkan, İsmail; Bor, Melike; Özdemir, Fethi Ahmet; Sivritepe, Nuray; Sivritepe, Özkan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; DSI-7459-2022; JKM-5097-2023; 6507111971; 6505928088Seeds of melon (Cucumis melo var. inodorus) cultivars Hasanbey and Kirkagac were primed with 18 dS m(-1) NaCl for 3 days at 20 degrees C. During emergence and seedling growth, non-primed seeds were irrigated with local irrigation water (EC: 0.3 dS m(-1)) whereas primed groups were treated with 9.0 dS m(-1) saline solution for 35 days (seedling conditioning). After transplanting, the seedlings derived from NaCl pre-treated (P) and non pre-treated (NP) groups were irrigated with or without 18 dS m(-1) NaCl solution for a period of 90 days. NaCl pre-treatments diminished inhibiting effect of salinity on plant dry matter production in Kirkagac and induced a significant recovery survival in Hasanbey. NaCl pre-treatments mitigate the negative impacts of salt stress due to increased adaptation of melon plants to NaCl salinity by enhancing chlorophyll content, stomatal conductance and transpiration ill both cultivars. Malondialdehyde (MDA) content decreased in salt-stressed P plants of both cultivars, but was practically unaffected in those of the NP ones. Comparing the response of P and NP plants in both cultivars, NaCl pre-treatments had no effect on SOD activity while they induced APX activity only in Hasanbey. However. NaCl pre-treatments enhanced the activities of CAT, POX and GR in salt-stressed plants of both cultivars. These results suggested that NaCl pre-treatments might be activating antioxidative enzymes. at least in part, thereby controlling overproduction of ROS, hence preventing lipid peroxidation resulting into unproved salt adaptation of long term salinity stressed melon plants.Item NaCl priming affects salt tolerance of onion (Allium cepa L.) seedlings(Int Soc Horticultural Science, 2007) Sivritepe, H. Özkan; Sivritepe, Nuray; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 6505928088; 6507111971Seeds of onion cultivars 'Valencia' and 'TEG-502' were primed for 3 days at 15 degrees C with a NaCl solution (EC: 18 dS m(-1)) to examine the response of the seedlings to salinity. Non-primed (NP) and primed (P) seeds were sown in plastic trays containing sphagnum peat and sand. The plastic trays were placed in a heated greenhouse and watered with NaCl solutions at different salinity levels (0.3, 4.5, 9.0 and 13.5 dS m(-1)) for a period of 4 weeks. The effects of NaCl priming on increasing salt tolerance in both onion cultivars were examined on the bases of total emergence rate, mean emergence time, tolerance ratio and tolerance index parameters. Total emergence rates decreased due to the increase in NaCl concentrations, in both onion cultivars. However, seedlings derived from P seeds were more tolerant to salinity than those of the NP ones. Moreover, it was concluded that cv. 'TEG-502' was more tolerant to salinity than cv. 'Valencia'.