Browsing by Author "Turan, Z. Metin"
Now showing 1 - 20 of 27
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ayçiçeğinde (helianthus annuus L.) fosforlu ve potasyumlu gübrelerin verim ve bazı teknolojik özellikler üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1989) Türkeç, Aydın; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırma Bursa yöresinde, ayçiçeğinde fosforlu. ve potasyumlu gübrelerin verim ve bası verim komponentleri üzerine etkilerini saptamak amacıyla 1988 yılında yapılmıştır, Farklı fosfor ve potasyum dozlarının verim ve verim komponentleri üzerine etkisinin araştırıldığı denemede, tesadüf blokları deneme deseni kullanılmıştır, Fosfor denemesindeki bitki boyu ve iç oranı hariç, araştırılan diğer bütün özelliklerde fosfor ve potasyumun etkileri önemsiz çıkmıştır. Fosfor dozu arttıkça, tane verimi az oranda da olsa artmıştır, Deneme sonuçları, araştırma yapılan yerde ayçiçeğinin fosfor ihtiyacının genel olarak 5-10 kg PaOs/da olarak uygulanan fosforla karşılanabileceğini göstermiştir, Potasyum denemesinde ise tane verimi açısından dozlar arası farklılıklar, önemli çıkmadığı gibi verimlerde büyük bir varyasyon göstermemiştir, Q nedenle topraklarımızın potasyumca zengin olduğu düşünülerek, herhangi bir potas dozu saptanmıştır.Item Ayçiçeğinde ekim zamanı ve bitki sıklığının verim ve kalite üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1992-01-31) Göksoy, Abdurrahim Tanju; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı.Bu araştırma,Marmara Bölgesi'nin ana ürünü olan ayçiçeğinde yüksek tane verimi ve kalite yönünden en uygun ekim zamanı ve bitki sıklığını saptamak amacıyla yapılmıştır. Denemeler iki yıl süre ile (1989 ve 1990) Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma Çiftliği'nde yürütülmüştür. Araştırmada üç ekim zamanı; 15 Mart, 15 Nisan ve 15 Mayıs,üç bitki sıklığı;70xl5 cm(9500 bitki/dah70x30 cm(4800 bitki/da) ve 70x45 cm(3200 bitki/da) ve üç çeşit ;Sunbred-265,H-l ve Vniimk-8931 ele alınmıştır. İs-tatistiki analizler 4 tekerrürlü Bölünen Bölünmüş Parseller Deneme Desenine uygun olarak yapılmıştır. Denemeler; an a parsellere ekim zamanı(A), alt parsellere çeşitler(B) ve altın altı parsellere de bitki sıklıkları(C) gelecek şekilde tertiplenmiştir. Elde edilen bulgulara göre erken ekimden geç ekime doğru gidildikçe,bitkide olum devreleri hızlandığından ilk tabla görülme süresi,ilk çiçek görülme süresi ve olgunlaşma süresi kısalmakta,bitki boyu,tabla çapı tablada tohum say ısı, 1000 tane ağırlığı ve tek tabla verimi gibi verim komponentleri ise olumsuz yönde etkilenmektedir. Buna bağlı olarak,ekimdeki gecikme ile tane verimi önemli ölçüde düşmektedir. Nitekim, 15 Mart (270.6 kg/da) ve 15 Nisan (257.6 kg/da) ekimlerinin 15 Mayıs ekimine (191.9 kg/da) göre sırasıyla % 41 ve % 34 oranlarında daha yüksek verim sağladığı saptanmıştır. Öte yandan,geç ekimle sap verimi de önemli ölçüde azalmıştır. Ekim zamanının kalite özellikleri üzerine etkisi oldukça yüksektir. Nitekim,erken ekimden geç ekime doğru gidildikçe tanede iç kısmının kayba uğradığı,yağ oranında önemli bir değişikliğin olmadığı ancak,yağ veriminin azaldığı saptanmıştır. 15 Mart, 15 Nisan ve 15 Mayıs ekimlerinden sırasıyla 109.7 kg/da;107.2 kg/da ve 101.9 kg/da yağ verimi sağlanmıştır. Bitki sıklığının ayçiçeğinde fenolojik karakterler üzerine önemli bir etkide bulunmadığı buna karşın,verim ve verim komponentleri ile kalite özelliklerini önemli ölçüde etkilediği saptanmıştır. Bitki sıklığı arttıkça tabla çapı küçülmekte,tablada tohum sayısı, 1000 tane ağırlığı ve tek tabla verimi azalmakta fakat,bitki boyu ve tane verimi artmaktadır. Araştırmada,70x15 cm(9500 bitki/da) sıklığından 252.3 kg/da, 70x30 cm(4800 bitki/da) ve 70x45 cm(3200 bitki/da) sıklıklarından ise sırası ile 240.2 kg/da ve 227.7 kg/da tane verimi elde edilmiştir. İç oranı bitki sıklığından etkilenmemiştir. Ancak,yağ oranı ve yağ verimi artan bitki sıklığına paralel olarak artmıştır. Araştırmada,verim ve kalite yönünden hibrid çeşitlerin Vniimk-8931 çeşitinden daha üstün olduğu da saptanmıştır. Sonuç olarak,yüksek verim ve kalite için en uygun ekim zamanının 15 Mart ekimi,en uygun bitki sıklığının ise 70x15 cm ekim mesafesi veya 9500 bitki/da sıklığı olduğu ve sulu koşullarda hibrid çeşitlere yer verilmesi gerektiği saptanmıştır.Item Ayçiçeğinde fertilite restorasyonun kalıtımı üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1983) Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.Ayçiçeğinde fertilite restorasyonun halıtımını araştırmak için iki restorer hat (Sf521/76 ve Sf505/76) ve bir sitoplazmik male steril (CMS) hat (Baso) kullanılmıştır. Restorer hatlar ve CMS hattı arasındaki melezlerin F2 ve BC1 generasyonlan 1983 yılında Bursa 'da yetiştirilmiştir. F2 ve BC1 generasyonlarında gözlenen male fertil bitkilerin male steril bitkilere oranı 3:1 ve 1:1 şeklinde olmuştur. Bu sonuçlar incelenen materyalde fertilite restorasyonun dominant etkili tek bir gen çifti tarafından idare edildiğini göstermiştir.Item Ayçiçeğinde Line x Tester analizi ile üstün uyum yeteneği gösteren hibrid kombinasyonlarının belirlenmesi üzerinde bir araştırma-1(Uludağ Üniversitesi, 1995) Türkeç, Aydın; Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Bu araştırma, ayçiçeğinde 5 ana (Sitoplazmik erkek kısır) hat ile 5 baba (restorer) testerin genel ve özel kombinasyon kabiliyetlerini tahmin etmek ve üstün F1 hibridlerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan ebeveynler Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde geliştirildi. Araştırmanın ilk yılında CMS hatlar ve restorer testerler mümkün bütün kombinasyonlarda melezlendi. İkinci yılda (1992), elde edilen 25 hibrid Bursa’da tekrarlamalı bir tarla denemesinde değerlendirildi. Veriler Line x Tester metoduna göre analiz edildi. Deneme sonuçlarına göre, bitki boyu için 3 ve 7 nolu; tabla çapı için 2 ve 10 nolu; 1000 tane ağırlığı için 6 nolu; tek tabla verimi için 3 ve 6 nolu; tane verimi için, 1, 5, 6 ve 10 nolu; hat (ana) ve testerlerin (baba) en iyi genel uyuşma yeteneği gösteren ebeveynler olduğu belirlenmiştir. Öte yandan, tane verimi ve gözlenen diğer karakterler yönünden 1x6, 1x7, 1x10, 4x10 ve 5x9 melez kombinasyonları en yüksek özel kombinasyon kabiliyeti göstermiştir. Genel ve özel kombinasyon kabiliyeti varyanslarının önemlilik testleri, tabla çapı, tek tabla verimi ve tohum verimi üzerine dominant gen etkilerinin eklemeli gen etkilerinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Item Ayçiçeğinde Line x Tester analizi ile üstün uyum yeteneği gösteren hibrid kombinasyonlarının belirlenmesi üzerinde bir araştırma-ll(Uludağ Üniversitesi, 1995) Göksoy, Abdurrahim T.; Türkeç, Aydın; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma ayçiçeğinde 6 ana (CMS) hat ve 3 baba (restorer) testerin genel ve özel kombinasyon kabiliyetini tahmin etmek ve iyi verim verme kapasitesine sahip olan yeni F1 hibridlerini belirlemek için yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan ebeveynler Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde geliştirilmiştir. İlk yıl (1992), CMS hatlar ve restorer testerler mümkün bütün kombinasyonlarda melezlenmiştir. Elde edilen 18 hibrid 1993 yılında Bursa'da tekrarlamalı bir tarla denemesinde değerlendirilmiş ve veriler Line x Tester metoduna göre analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, 5 nolu hat ve 9 nolu tester, tohum verimi, tabla çapı, 1000 tohum ağırlığı ve tabla başına tohum ağırlığı bakımından en yüksek genel kombinasyon kabiliyeti vermiştir. Öte yandan, bu iki ebeveynin oluşturduğu hibrid, tohum verimi bakımından en yüksek özel kombinasyon kabiliyeti göstermiştir. Genel ve özel kombinasyon kabiliyeti varyanslarının önemlilik testleri. bitki boyu dışımda gözlenen tüm karakterlerde dominant gen etkilerinin eklemeli gen etkilerinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Item Ayçiçeğinde yaprak döktürmenin tane verimi ve kalitesi üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1996-11-01) Özyavuz, Dilek; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.Ayçiçeği bitkisinde suni olarak yaprak döktürmenin çeşitli agronomik ve teknolojik karakterler üzerine etkisini saptamak için planlanan bu çalışma, 1994 ve 1995 yıllarında yapılmıştır. Araştırmada kontrol ile birlikte farklı iki gelişme döneminde (tabla oluşumu ve çiçeklerime başlangıcı) dört değişik yaprak dökümünden oluşan (tüm yapraklar, alt, orta ve üst yaprakların uzaklaştırılması) toplam 9 adet muamele kullanılmıştır, Araştırma, Sunbred-281 hibrid çeşidi ile tarla koşullarında yapılmıştır. Çok sayıda agronomik ve teknolojik özellikler üzerinde gözlemler yapılmıştır. Bütün karakterlerin yaprak döktürme uygulamalarından etkilendiği bulunmuştur. Tabla oluşum döneminde tüm yaprakların doldurulduğu durumda biç tane teşekkül etmemiştir. Bütün yaprak döktürme uygulamaları kontrole göre tane verimini % 16-100 oranında azaltmıştır. Yağ oram çiçeklerime döneminde tüm yaprakların uzaklaştırıldığı konumda kontrole göre % 10 civarında düşmüş ise de diğerleriyle kontrol arasında farklılık bulunamamıştır.Item Azot dozları ve hasat zamanının haşhaş (Papaver somniferum L.)'da verim ve kalite üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995-12-13) Engin, Derviş; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.Bu çalışma, sulu şartlarda farklı iki haşhaş hattında değişik azot dozlarının ve iki ayrı hasat zamanın bazı verim ve kalite karakterleri üzerine etkisini saptamak amacı ile yapılmıştır. Denemeler iki yıl süre ile (1991 ve 1992 ) Bölünen Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre, Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü arazisinde yürütülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, ele alınan karakterlerden dal sayısı ve morfin verimi hariç diğer karakterler uygulama yıllarından önemli derecede etkilenmiştir. İkinci yılın kurak geçen şartları morfin ve yağ oranlarında artışlara neden olurken, diğer karakterlerde azalmalara sebep olmuştur. Çalışmada yer alan hatlar (86736, 86714) arasında morfin oranı, morfin verimi ve yağ oranı özellikleri yönünde önemli kabul edilebilecek bir fark tesbit edilemezken, diğer karakterler yönünden hatlar arasında fark olduğu saptanmıştır. Uygulanan azot dozları yağ oranı hariç, diğer karakterleri olumlu yönde etkilemiştir. Bunlar içersinde azot dozlarından en az yan kapsül indeksi etkilenirken ( %2.5), en fazla morfin verimi (%68.1) etkilenmiştir. Diğer yandan kontrole göre kabuk veriminde % 40.5, tohum veriminde % 49.0, morfin oranında % 16.2 ve yağ veriminde % 53.1 oranlarında artış sağlanmıştır. Bütün bunlar bize ekonomik değeri olan karakterlerde uygun bir ürün artışı elde edebilmek için, azotlu gübrelemenin mutlaka yapılmasını ortaya koymaktadır. Bu miktarlar ekonomik önemi olan karakterler için sırasıyla şöyledir: Kabuk verimi (N9 = 85.6 kg/da), tohum verimi ( Nıo= 123.0 kg/da), morfin oranı (N?=% 0.43), morfin verimi (N9=0.380 kg/da), yağ verimi (Nıo=62.8 kg/da). Araştırmada göz önünde bulundurulan faktörlerden hasat zamanı, ekonomik değeri olan karakterlerden morfin oranını etkilemiştir. Geç hasadın morfin oranında % 2.38 değerinde bir azalmaya neden olduğu saptanmıştır. Ancak bu azalmanın morfin verimini önemli seviyede etkilemediği tesbit edilmiştir. Öte yandan kabuk, tohum, yağ verimleri ve yağ oranının hasat zamanından etkilenmediği saptanmıştır. Sonuç olarak, sulu şartlarda haşhaşta yüksek verim ve kalite için 10 kg/da azotlu gübrelemenin tavsiye edilebileceği bu çalışma ile saptanmıştır.Item Bazı ayçiçeği çeşitlerinin kurağa dayanıklılığı üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Türgeç, Aydın; Gürsoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma, Bursa ve çevresinde kurak koşullar altında ayçiçeğinin bazı morfolojik karakterlerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Deneme, Vniimk-8931, Sunbred-265 ve H-3330 çeşitleri kullanılarak 1990 yılında kurulmuştur. Üç tekerrürlü faktöryel düzende yürütülen bu araştırmada, beş farklı gelişme döneminde gözlemler yapılmıştır. Vejetatif ve generatif gelişme ile ilgili olarak; k6k kuru madde miktarı, sap ve yaprak kuru madde miktarı, k6k/toprak üstü aksamı, tabla ağırlığı ve bitki boyu gibi karakterler üzerinde durulmuştur. Kurak koşullar altında ayçiçeğinde, gelişmenin ilerleyen devrelerinde, kök gelişmesi artmış, bunun sonucu olarak kök/sürgün aksamı yüksek bulunmuş ve çeşitler arasındaki farklılıklar sadece bitki boyu bakımından önemli olmuştur.Item Bazı yağlık kolza (Brassica napus ssp. oleifera) çeşitlerinde verim ve kaliteye ilişkin karakterler üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1986) Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu araştırma, Bursa bölgesinde kışlık tahıllarla ekim nöbetine girebilecek ve yağ üretimine katkıda bulunabilecek yüksek verimli ve kaliteli kışlık kolza çeşitlerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Denemeler kışlık ve yazlık olmak üzere 2 ayrı dönemde yürütülmüştür. Denemede çeşitlerin morfolojik ve fizyolojik özellikleri yanında verim ve verim komponentlerine ilişkin özellikler ile kalite özellikleri üzerinde durulmuştur. Yazlık ekimde çeşitler gerekli soğuklanmayı olamadıkları için sapa kalkamamış/ar ve çiçeklenememişlerdir. Kışlık ekim başarılı olmuştur. Denemeye alınan çeşitler arasında tane verimi bakımından önemli farklılıklar gözlenememiştir. Buna rağmen, en düşük verime sahip Si 6720/76 çeşidi ( 171 kg/da) ile en yüksek verime sahip Chr. 1617/82 çeşidi (210 kg/da) arasında 40 kg'lık bir farklılık vardır. Tüm çeşitlerde yağ oranı % 40'ın üzerinde bulunmuştur. Diğer yandan, bu çeşitlerde erusik asit sıfır düzeyindedir. Yağ asitleri kompozisyonu da yağ kalitesi yönünden yeterli düzeyde bulunmuştur.Item Buğday, ayçiçeği ekim nöbeti sisteminde, kolzanın gübre ihtiyaçlarının belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1996-04-03) Tavukçu, Ayfer; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırma Bursa yöresinde kolzanın buğday ve ayçiçeği ekim nöbetinde gübre gereksinimini saptamak amacıyla 1994 1995 ekim mevsiminde yürütülmüştür. Dört bloklu faktöryel düzende yürütülen bu araştırmada dört farklı azot dozu 0,6,12 ve 18 kg N'da ve üç farklı fosfor potasyum kombinasyonu 0,6,12 kg P-K/ da kullanılmıştır.Çalışmada tane verimi yanında vegatatif ve generatif gelişme ile ilgili altı farklı karakter de gözlenmiştir. Bunlar bitki boyu yan dal sayısı ana sapta harnup sayısı harnup başına tane sayısı 1000 tane ağırlığı tane verimi ve çiçeklenme süresidir. Gübre dozlarına ve ön bitkiye göre gözlenen özelliklerde farklılık meydana geldiği belirlenmiştir. Azot dozu arttıkça gözlenen bütün özelliklerde artışlar meydana gelmiştir. En Yüksek tane verimi 12 ve 18 kg/ da azot dozlarında elde edilmiştir. Ancak fosfor potasyum kombinasyonlarında verim farklılığı görülmemiştir.Item Bursa koşullarında ekim nöbeti sistemlerinin mısırın verim ve verim öğeleri üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2005) Uzun, Ayşe; Karasu, Abdullah; Turgut, İlhan; Çakmak, Fevzi; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Mustafa Kemal Paşa Meslek Yüksek Okulu.Bu araştırmada, Bursa sulu koşullarında yetiştirilen mısır için en uygun ekim nöbeti sisteminin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 1998- 2001 yıllarında U.Ü.Ziraat Fakültesi Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde, 4 tekrarlamalı olarak Tesadüf Blokları Deneme Deseni’ne göre yapılmıştır. Ana ürün olarak mısır, sulu koşullarda yetiştirilmiş ve farklı ekim nöbeti sistemlerinde yeralmıştır. Araştırmanın sonucunda en yüksek mısır verimi 1464.6 kg/da ile buğday+silajlık sorgum-şeker pancarı-mısır, 1451.1 kg/da ile şekerpancarı-fasulye-mısır ve 1405.1 kg/da ile buğday+silajlık sorgum-tane bezelye+domates-mısır ekim nöbeti uygulamalarından elde edilmiştir.Item Bursa koşullarında kolzada en uygun melezleme zamanının saptanması üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1990) Göksoy, Abdurrabim T.; Türkeç, A.; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bursa koşularında kolzada en uygun melezleme zamanını saptamak amacıyla yapılan bu araştırmada, Batı Alman orjinli Chr. 1617!82 ve Cobra 0-0 çeşitleri kullanılmıştır. Chr./1617182 çeşitli melezlemelerde ana olarak ele alınmıştır. Araştırtmada 3 farklı melezleme zamanı uygulanmıştır. Bunlar; kastrasyondan hemen sonra, 24 saat sonra ve 48 saat sonra melezlemedir. Elde edilen bulgulara göre, kotasyondan 48 saat sonra melezlemelerin daha başarılı olduğu saptanmıştır.Item Deficit irrigation of sunflower (Helianthus annuus L.) in a sub-humid climate(Springer, 2006) Köksal, Eyüp; Demir, Ali Osman; Göksoy, Abdurrahim Tanju; Büyükcangaz, Hakan; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0012-4412; AAG-9296-2021; AAH-2934-2021; 7102184446; 6603101276; 6504449925; 6505789772The response of sunflower (Helianthus annuus L.) to 14 irrigation treatments in a sub-humid environment (Bursa, Turkey) was studied in the field for two seasons. A rainfed (non-irrigated) treatment as the control and 13 irrigation treatments with full and 12 different deficit irrigations were applied to the hybrid Sanbro (Novartis Seed Company) planted on clay soil, at three critical development stages: heading (H), flowering (F) and milk ripening (M). The yield increased with irrigation water amount, and the highest seed yield (3.95 t ha(-1)) and oil yield (1.78 t ha(-1)) were obtained from the HFM treatment (full irrigation at three stages); 82.9 and 85.4% increases, respectively, compared to the control. Evapotranspiration (ET) increased with increased amounts of irrigation water supplied. The highest seasonal ET (average of 652 mm) was estimated at the HFM treatment. Additionally, yield response factor (k (y)) was separately calculated for each, two and total growth stages, and k (y) was found to be 0.8382, 0.9159 (the highest value) and 0.7708 (the lowest value) for the total growing season, heading, and flowering-milk ripening combination stages, respectively. It is concluded that HFM irrigation is the best choice for maximum yield under the local conditions, but these irrigation schemes must be re-considered in areas where water resources are more limited. In the case of more restricted irrigation, the limitation of irrigation water at the flowering period should be avoided; as the highest water use efficiency (WUE) (7.80 kg ha(-1) mm(-1)) and irrigation water use efficiency (IWUE) (10.19 kg ha(-1) mm(-1)) were obtained from the F treatment.Item Doku kültür yöntemleri ve bitki ıslahında kullanım olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1992) Türkeç, Aydın; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Son yıllarda, tarım ve endüstride geniş ölçüde uygulama alaru bu lan doku kültür teknikleri, bitkiyle ilgili birçok sorunun çözümüne olanak sağlayan bir sister haline gelmiştir. Doku kültürü klasik ıslah yöntemlerinden farklı olarak bitkinin çeşitli kısımlarından alınan küçük parçaların, steril gıda ortamında ve uygun çevre koşullarında kültüre alma işlemidir. Bugün için, doku külnīr yöntemlerinden olan embriyo kültürüyle türler ve cinsler arası melezleme Sorunların çözümü anter kültürüyle haploid bitki eldesi, meristem kültürüyle virüssüz bitki eldesi, protoplast kültürüyle somatik hibridizasyon çalışmalan başanmıştır. Ne var ki, teknikteki son gelişmeler zaman ve ekonomik açıdan büyük avantaj sağlarken kuvvetli bir populasyon geliştirme metodu olarak dikkati çekmemektedir. Teknik problemler kültürün her safhasında görüle bilmektedir. Bu nedenle bitki regenerasyonu için daha çok çabaya ihtiyaç vardır.Publication Effect of rainfed and irrigated conditions on yield and quality traits of new-improved sunflower (Helianthus annuus) hybrids in a sub-humid climate(Indian Council of Agricultural Research, 2013-01-01) Öz, Mehmet; Karasu, Abdullah; Kuşcu, Hayrettin; Sincik, Mehmet; Turan, Z. Metin; Göksoy, A. Tanju; ÖZ, MEHMET; KARASU, ABDULLAH; KUŞÇU, HAYRETTİN; SİNCİK, MEHMET; TURAN, ZEKİ METİN; GÖKSOY, ABDURRAHİM TANJU; Uludağ Üniversitesi/Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu.; 0000-0001-9600-7685; 0000-0002-0012-4412; 0000-0002-1568-2564; AAH-1811-2021; AAG-9296-2021; AAH-4682-2021; AAH-1754-2021; GHD-7419-2022; S-5338-2018The study was carried out to compare the effects of a rainfed (non-irrigated) and irrigated conditions on yield, certain yield components and quality traits of new-improved sunflower (Helianthus annuus L.) hybrids in southern Marmara Region, Turkey having a sub-humid climate. Over two years (2006 and 2007), significant differences for all characters except plant height and crude oil per-cent were found between irrigation regimes (irrigated and non-irrigated conditions) while genotypes showed significant differences for all characters investigated. Also, genotype x irrigation regime interaction was highly significant for all traits except crude oil percent. In addition, year x irrigation regime, year x genotype and year x genotype x irrigation regime interactions were statistically significant for head diameter, 1 000 seed weight, seed yield and crude oil yield. The seed yield and crude oil yield increased highly with irrigations. The seed yield increases for irrigated treatment compared with non-irrigated treatment were 58.3 % in 2006 and 101.4 % in 2007. Compared with non-irrigated treatment, crude oil yield increases for irrigated treatments were 56.9 % in 2006 and 99.4 % in 2007. Differences between genotypes in seed yield and crude oil yield significantly varied according to irrigated and non-irrigated conditions. The control variety, Sanay and experimental hybrid, C 10 x R 10 produced more seed yield and crude oil yield than those of others in irrigated conditions, whereas highest seed yield and crude oil yield was obtained from the control variety, Muson in non-irrigated condition and differences among other hybrids were not statistically significant under rainfed condition.Item Effects of application times and rates of pix on growth, yield, earliness and certain fiber traits of Cotton (G. hirsutum L.) under different levels of irrigation and nitrogen in the Ege Region of Turkey(Uludağ Üniversitesi, 1983) Emiroğlu, Ş. Hazım; Akdemir, Hüseyin; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.In order to study the effects of three rates of Pix (control, 50 and 75g a.i./ha) and two Pix application times (at the beginning and the peak of the {lowering) on vegetative growth, seed cotton yield, earliness and certain fiber traits of cotton under two irrigation levels (three and six irrigations) and two rates of nitragen (75 and 150 Kg N/ha) a two-year experiment was conducted in İzmir. The application of higher irrigation and nitragen levels caused an abnormal and vegetative growth. But both rates of Pix (50 and 75 g a.i./ha) caused a reduction of height ranged from 3.0 % to 21.3 % and inhibited excessive growth of the plants. However, the di{ference between these two Pix rates was not significant. The Pix applications made at the beginning o{ the {lowering were more effective and reduced the plant height more than those o{ made at the peak of the flowering. Additionally, Pix increased the earliness of cotton significantly by 2.0% to 15.2% when the applications were made at the beginning of the flowering. The effects of Pix applications on the seed cotton yield, some components o{ the yield and the fiber traits were insignificant. The higher irrigation level (six irrigations) increased the plant height, the number of bolls per plant, the seed cotton yield and the seed index, but it reduced the earliness and lint percentage.Item Effects of controlled atmosphere storage and low-dose irradiation on potato tuber components affecting acrylamide and color formations upon frying(Springer, 2007-04) Gökmen, Vural; Serpen, Arda; Acar, Jale; Akbudak, Bülent; Eriş, Atilla; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; 13606221900; 6505789772; 6602612385The effects of normal and controlled atmosphere combinations on tuber components responsible for acrylamide formation were studied during prolonged storage at 9±1 °C using the tubers of "Agria" and "Russet Burbank." The effects of low-dose irradiation (50, 200 Gy) prior to normal atmosphere storage were also studied. There was only a limited increase in the concentrations of sugars during 6 month of storage under normal atmosphere conditions. Low-dose irradiation slightly decreased the rate of sweetening in the tubers. The potential of acrylamide formation remained almost the same; however, the loss of firmness became clearer during 6 month of storage under normal atmosphere conditions. Controlled atmosphere storage in which O2 was deficient to a sufficient respiration increased the concentrations of sugars, and thus, the potential of acrylamide formation in potatoes upon frying at 170 °C for 10 min. The sum of glucose and fructose concentrations showed a good correlation (r 2 ∼ 0.90) with the potential of acrylamide formation for both cultivars.Item Farklı azot dozlarının kolzada verim ve verim ile ilgili bazı özelliklere etkileri üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1990) Turan, Z. Metin; Ekingen, H. Ruhi; Göksoy, Abdurrahim T.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bursa ve çevresinde yetiştirilebilecek kolza çeşitlerinin azot gereksinimini saptamak için bu araştırma yapılmıştır. Denemeler, Batı Almanya kaynaklı iki çeşit, Chr. 1617/82 ve Rex, kullanarak 1987 ve 1988 yıllarında kurulmuştur. Dört blok/u faktöriyel düzende yürütülen bu araştırmada beş farklı azot dozu J kullanılmıştır: 0, 9, 12, 15 ve 18 kg N/da. Tane verimi yanında vejetatif ve generali gelişme ile ilgili beş farklı karakter de gözlenmiştir: Bitki boyu, yan dal sayısı, ana sapta harnup sayısı, harnup başına tane sayısı ve 1000-tane ağırlığı. Azot dozu artıkça, gözlenen bütün özelliklerde de artışlar meydana gelmiş ve en yüksek tane verimi 12-18 kg N/da dozların da alınmıştır. Ancak, her iki yılda da kurak geçen ilkbahar ayları azot kullanımımı kısıtlamış ve yüksek azot dozlarının etkilerini yeterince ayıramamıştır.Item Farklı azot dozlarının ve uygulama zamanının pamuk bitkisinde (gossypium hirsutum L.) verim, verim kompenentleri ve erkenciliği üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1989) Yılmaz, Bedrettin; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.Bu araştırma azot dozlarının ve uygulama zamanının pamuk bitkisinde verim, verim komponentleri ve erkenciliği üzerine olan etkisini saptamak amacıyla yapılmıştır. Fosforun taban gübresi olarak verildiği denemede kullanılan azot dozları ve uygulama zamanları şöyledir; N0 = 0 kg/da N (Kontrol) N5 = 5 kg/da N (Tümü Ekimde); N5 (1/2+1/2) = 5 kg/da N (Yarısı ekimde, yarısı birinci suda); N10 = 10 kg/da N (Tümü ekimde); N10 (1/2 + 1/2) = 10 kg/da (Yarısı ekimde, yarısı birinci suda); N15 = 15 kg/da N (Tümü ekimde) N15(1/2 + 1/2)= 15 kg/da N (Yarısı ekimde, yarısı birinci suda). Nazilli-84 pamuk çeşidi ile yapılan deneme üç tekerrürlü Tesadüf Bloklarında tasarlanmış ve 1988 yılında Aydın ilinin Koçarlı ilçesinde kurulmuştur. Araştırmada uygulanan azot dozlarının ve uygulama zamanının bitki boyu, çiçeklenme süresi, koza açma süresi ve birinci el kütlü oranı üzerine olan etkisi önemli çıkmıştır. Azot dozu arttıkça vegetatif ve generatif gelişme artmış buna karşılık olgunlaşma (erkencilik) gecikmiştir. Uygulanan muamelelerin ortalama koza, ağırlığı ve koza başına kütlü ağırlığına olan etkisi önemsiz çıkmıştır. Ancak artan azot dozları koza ağırlığını ve koza başına kütlü ağırlığını az da olsa artırmıştır. Tek yıllık bir gübre denemesi sonucuna göre uygun bir doz önerisi yapmak pek doğru olmamakla birlikte, daha önceki yıllarda yapılan benzer çalışmaların da sonuçlarına bakarak Pamuk bitkisine verilecek azotlu gübre miktarının toprağın yapısına ve besin maddeleri içeriğine bağlı olarak değiştiğini, deneme yerinin toprak özelliğine sahip yerlerde dekara 10 kg saf azot dozunun yarısının ekimde yarısının da birinci suda verilmesinin uygun olduğunu söyleyebiliriz.Item Farklı soya fasulyesi (Glycine max L. Merr.) hatlarının Bursa ekolojik koşullarında bazı verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Sincik, Mehmet; Oral, H. Selçuk; Göksoy, A. Tanju; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu araştırma, farklı soya fasulyesi hatlarının Bursa ekolojik koşullarında bazı verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla 2005 ve 2006 yıllarında Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme tarlalarında yürütülmüştür. Araştırmada materyal olarak Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden sağlanan11 adet soya fasulyesi hattı (435, 436, 517, 602, 613, 626, 1304, 1309, 1530, 1535 ve 1609) ile şahit olarak A3127 çeşidi kullanılmıştır. Denemeler, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmada, bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, bitkide bakla sayısı, bitkide tane sayısı, tane verimi, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı, ham yağ oranı, ham protein verimi ve ham yağ verimi özellikleri incelenmiştir. İki yıllık ortalama değerlere göre araştırmada en yüksek bitki boyu 106.5 cm ile 1609 hattından elde edilmiştir. En yüksek tane verimini 248.3 kg/da ile 1530 hattı sağlamıştır. 1609 ve 517 hatları en yüksek ham protein oranlarına (%39.2 ve %38.9) ulaşırken, en yüksek ham yağ oranını %19.2 ile 1535 hattı vermiştir. En yüksek ham protein verimleri sırasıyla 517, 1530, 436, 602 ve 1609 hatlarından elde edilmiştir. 1530 hattı ise 45.6 kg/da ile en yüksek ham yağ verimini sağlamıştır.