Browsing by Author "Vatansever, Nursel"
Now showing 1 - 16 of 16
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ability to perform daily life activities and learning needs of patients with kidney transplantation(Oxford University, 2018-05) Pehlivan, Seda; Vatansever, Nursel; Arslan, İlknur; Yıldız, Abdulmecit; Ersoy, Alparslan; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nefroloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Organ Nakli Bölümü.; 0000-0002-0710-0923; ABG-1164-2020; AAH-5054-2021; AAI-9108-2021Item Ameliyathane hemşirelerinin profesyonel değerlerinin mesleki otonomilerine etkisi ve ilişkili faktörler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-06) Başaran, Şeniz; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0003-4390-4838Bu araştırma bir eğitim araştırma hastanesinde ameliyathanede steril hemşire olarak çalışan hemşirelerin profesyonel değerlerinin mesleki otonomilerine etkilerini ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma Şubat 2021- Kasım 2021 tarihleri arasında 75 hemşirenin gönüllü katılımı ile yapılmıştır. Verilerin toplanması amacıyla; Hemşire Tanılama Formu, Hemşirelerin Profesyonel Değerleri Ölçeği (HPDÖ) ve Hemşirelik Aktivite Ölçeği (HAÖ) kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSSv22.0 programında yüzdelik dağılımlar, ortalamalar, Shapiro Wilk testi, Mann Whitney U testi, t testi, Cronbach alfa (α) ve Spearman kolerasyon analizi kullanılarak değerlendirildi. Spearman sıra korelasyon katsayısı ile incelenmiştir. İstatistiksel anlamlılık sınırı p=0,05 olarak kabul edildi. Çalışmaya katılan hemşirelerin; yaş ortalaması 39, meslekte çalışma yıl ortalaması 15, ameliyathanede çalışma yıl ortalaması 10 olarak bulunmuştur. Hemşirelerin %93,3’ü kadın, %65,3’ü evli ve %69,3’ünün lisans mezunu olduğu saptanmıştır. Ayrıca hemşirelerin %65,3’ü mesleği isteyerek seçtiğini ifade ederken, %42,7’si de meslekle ilgili profesyonel eğitim aldığını dile getirmiştir. HPDÖ toplam ölçek puanı 122,2±18,9 yüksek düzeyde bulunmuş ve Cronbach alfa katsayısı 0,959 bulunarak ölçeğin güvenilirliği saptanmıştır. HAÖ toplam ölçek puanı 91 düşük düzeyde otonom olarak hesaplanırken Cronbach alfa katsayısı 0,845 oranında güvenilir bulunmuştur. HPDÖ Otonomi alt ölçek toplam puanı ile HAÖ arasından aynı yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Çalışmada HPDÖ ve HAÖ ülkemizde kullanımının güvenirliği saptanmıştır. Hemşirelerin profesyonel değerlerinin yurtdışı kaynaklarla benzer olduğu görülmüştür. Profesyonel otonomi değeri yüksek olan hemşirelerin mesleki otonomlarını da yüksek olduğu görülmektedir. Buna göre; ülkemizde hemşirelerin profesyonel değerlerinin ve mesleki otonomlarının artırılması için sürekli eğitimlerin sağlanması ve motive edici yaklaşımların olması, bu doğrultuda araştırmaların sağlanması önerilmektedir.Item Böbrek nakli olan hastaların covid-19 pandemisi döneminde yaşadıkları sorunların belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-04) Vatansever, Cemile; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0001-9162-0587Bu çalışma böbrek nakli olmuş hastaların Covid-19 pandemisi döneminde yaşadıkları sorunları tespit etmek ve sonraki dönemler için çözüm önerileri sunmak amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı kalitatif nitelikte olan bu araştırmanın evrenini Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde araştırmaya başvurulduğu tarihte takipli toplam 55 böbrek nakli olmuş hasta oluşturmaktadır. Araştırmayı kabul eden 15 hasta ile örneklem oluşturularak çalışma gerçekleştirilmiştir. Veriler, Şubat 2022- Mayıs 2022 tarihleri arasında 11 sorudan oluşan Hasta Veri Formu ve 5 sorudan oluşan Yarı Yapılandırılmış Görüşme Soru Formu ile her hasta için yaklaşık 20-30 dakika boyunca görüşülerek yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile ses kayıt cihazına kayıt alınarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan 15 böbrek nakil hastasının %66,66…' sı kadın %33,33…' ü, erkektir. Hastalardan %73,33…' ü pandemi dönemi öncesi nakil olmuş, %26,66…' sı pandemi döneminde böbrek nakli olmuştur. Hastaların tümü pandemi döneminde sosyal izolasyon yaşamıştır. Pandemi döneminden önce de var olan rejeksiyon korkusunun pandemi dönemiyle beraber arttığı sonucuna varılmıştır. Çalışmaya katılan kişilerin pandemi döneminde değişen yaşam koşullarına uyum sağlamakta zorlanmış oldukları, sağlıklı yaşam aktivitelerini gerçekleştiremedikleri sonucuna varılmıştır. Bu araştırma sonucunda böbrek nakli hastalarının Covid-19 pandemisinde yaşadıkları sorunlar belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda böbrek nakil hastaları başta olmak üzere katı organ nakil alıcılarına bir sonrası ki yaşanabilecek pandemi dönemlerinde ya da benzer durumlarda karşılaştıkları zorlukları en aza indirmek için çözüm önerileri geliştirilmiştir. Pandemi döneminde hemşirelerin eğitim ve bakım planlarına katkı sağlayacak sonuçlar elde edilmiştir.Item COVID-19 pandemisinde kardiyak cerrahi geçirecek hastaların cerrahi kaygısı ve etkileyen faktörler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-05) Öztürk, Esna; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0002-7130-6950Bu araştırma Covid-19 pandemisinde kardiyak cerrahi geçirecek hastaların cerrahi kaygısı ve bunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte olan bu araştırma; 07/03/2022 ile 10/05/2022 tarihleri arasında Bursa Şehir Hastanesi'nde Kalp ve Damar Cerrahisi yataklı servisinde tedavi gören çalışmada belirlenen dahil etme kriterlerine uygun 120 hasta ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmadaki veriler Hasta Tanılama Formu, Cerrahi Anksiyete Ölçeği ve Koronavirüs (Covid-19) Korkusu Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler Statistical Package for the Social Sciences for Windows (SPSS) v25 paket programında; Shapiro Wilks testi, t-testi, Mann-Whitney U testleri kullanılarak analiz edilmiştir. Ölçek güvenirlikleri Cronbcah alpha güvenirlik katsayısı ile incelenmiştir. İstatistiksel anlamlılık düzeyi olarak α=0,05 alınmıştır. Araştırmaya katılan hastaların %50' sinin (n=60) kadın, %50' sinin (n=60) erkek, yaş ortalamasının 60,38 (SS±8,92), Cerrahi Anksiyete Ölçeği (CAÖ) puan ortalaması 25 (SS±11,84), Covid-19 (Koronavirüs) Korkusu Ölçeği puan düzeyi 16 (7-32) olarak bulunmuştur. Araştırmaya dahil edilen hastaların sosyodemografik özellikleri incelendiğinde ise %75,8' inin (n=91) evli, %45' inin (n=54) ilk-orta okul mezunu, %43,3' ünün (n=52) emekli olduğu belirlenmiştir. Çalışmada cerrahi kaygı düzeyini belirleyen faktörlerin etkisi incelendiğinde %58,3' ünün (n=70) kronik hastalığı olduğu, %73,3' ünün (n=88) daha önce hastaneye yatış öyküsünün bulunduğu, %39,2 ' sinin (n=47) daha önce ameliyat olma öyküsü olduğu, %9,2' sinin (n=11) kendisi ve çevresinden ameliyatla ilgili olumsuz deneyim yaşadığı, %92,5 'inin (n=111) refakatçısı bulunduğu saptanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre çalışmaya katılan hastalardan kadınların erkeklere oranlara cerrahi kaygısının yüksek olduğu, pandemi döneminde de cerrahi girişim geçirmede cerrahi kaygı düzeyinin kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğu bulundu. İleri yaş grubunda yer alan hastaların cerrahi kaygısının gençlere göre daha az olduğu, evli kişilerin aldığı ailesinden sosyal destek sayesinde anksiyetesinin daha düşük olduğu, çalışan kişilerin çalışmayanlara göre daha fazla cerrahi kaygısının olduğu bulunmuştur. Hastaların cerrahi sürece bağlı anksiyete düzeyini azaltmaya yönelik uygulamaların geliştirilmesi önerilmektedir.Item Diz ve kalça artroplastisi geçirmiş hastaların erken mobilizasyonunu etkileyen faktörlerin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-30) Bulut, Akif; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.Bu araştırma diz ve kalça artroplastisi uygulanan hastaların ameliyat sonrası erken mobilizasyonuna etki eden faktörlerin belirlenmesi amacı ile yapıldı. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte olan bu araştırma; 07/11/2017-21/09/2018 tarihleri arasında bir Devlet Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nde dahil etme kriterlerine uygun 60 hasta ile gerçekleştirildi. Araştırmadaki veriler, Hasta Bilgi Formu, Fonksiyonel Ambulasyon Sınıflaması (FAS) ve Amerikan Anestezistler Derneği (American Society of Anesthesiologists: ASA) sınıflaması kullanılarak toplandı. Elde edilen veriler Statistical Package for Social Science for Windows (SPSS) 24 programında yüzdelik dağılımlar, ortalamalar, Kruskal Wallis testi, Mann- Whitney U testi ve Spearman kolerasyon analizi kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık sınırı p<0,05 olarak kabul edildi. Çalışmaya katılan hastaların %90’ının (n=54) kadın, yaş ortalamasının 68,12 (SS±9,65), beden kitle indeksi (BKİ) ortalamasının 31,49 (SS±7,38) kilogram (kg)/metrekare (m2) olduğu belirlendi. Hastaların ilk mobilizasyon zaman ortalamasının 19 (9,15-72) saat olduğu belirlendi. Ameliyat sonrası 24 saat içinde erken mobilizasyon kriterini sağlayan hasta oranı %90,2 (n=54) olup bu oran parsiyal kalça artroplastisi (PKA) uygulanan hastalarda %83 (n=10), total diz artroplastisi (TDA) uygulanan hastalarda %91,2 (n=40) ve total kalça artroplastisi (TKA) uygulanan hastalarda %100 (n=4) olarak belirlendi. Çalışmada; yaş, cinsiyet, medeni durum, BKİ, geçmiş ameliyat öyküsü, kronik ağrı, ameliyat öncesi kan transfüzyonu, analjezik uygulaması, tıbbi tanısı, uygulanan cerrahi işlem, kemik çimentosu kullanımı, ASA skoru, cerrahi girişim süresi ve ameliyat sonrası beslenme ve defekasyon zamanı ile mobilizasyon zamanı arasında istatiksel olarak anlamlı ilişki olduğu belirlendi. Elde edilen sonuçlarda diz ve kalça artroplastisi uygulanan hastaların büyük çoğunluğunun erken mobilizasyon zamanın cerrahi sonrası hızlandırılmış iyileşme protkolüne uygun olduğu belirlendi.Item Hemşirelerin ameliyat sonrası iyileşme uygulamalarına ilişkin yaklaşımları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-30) Afşar, Tuğba; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.Bu araştırma hemşirelerin ameliyat sonrası hızlandırılmış iyileşme uygulamalarına ilişkin yaklaşımlarını belirlemek amacı ile yapıldı. Tanımlayıcı ve kesitsel nitelikte olan bu araştırma 11 Kasım 2019 - 14 Aralık 2019 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Cerrahi Klinikler ve Cerrahi Yoğun Bakımlarda çalışan hemşirelerden dahil etme kriterlerine uygun 160 hemşire ile gerçekleştirildi. Araştırmadaki veriler, 'Hemşirelerin Ameliyat Sonrası Hızlandırılmış İyileşme Uygulamalarına İlişkin Yaklaşımları' anketi kullanılarak toplandı. Elde edilen veriler Statistical Package for the Social Sciences for Windows (SPSS) 24 Programında; Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis testi, ki-kare testi ve Fisher'in kesin ki-kare testleri kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık sınırı p<0.05 olarak kabul edildi. Çalışmaya katılan hemşirelerin, %87,5'inin (n=140) kadın, %39,4'ünün (n=63) 35 yaşın üzerinde, %89,4'ünün (n=143) lisans mezunu, %55,6'sı (n=89) cerrahi yoğun bakım ünitelerinde, %44,3'ünün (n=71) cerrahi kliniklerde görev yaptığı belirlendi. Araştırmaya katılan hemşirelerin %91,3'ünün (n=146) ERAS protokol uygulamaları hakkında bilgisi olmadığı, %8,8'inin (n=14) bilgisi olduğu ve bu bilgiyi en çok kongrelerden edindikleri tespit edildi. Çalışmada; hemşireler tarafından "Ağrı Yönetimi" konusunun ortalama %71 düzeyi ile en yüksek bilinirliğe sahip olduğu, ilgili konuyu %68,75 doğru yanıtlanma oranı ile "Takip ve Sonuçların Denetimi", %67,85 doğru yanıtlanma oranı ile "Erken Mobilizasyon" ve %66,25 doğru yanıtlanma oranı ile "Taburculuk" bileşenlerinin takip ettiği görülmüştür. ''Ameliyat öncesi açlık'' ve Erken Beslenme'' konusuna ait doğru yanıtlanma düzeyinin klinikte görev yapan hemşirelerde daha yüksek olduğu; ''Hipotermi'' konusuna ait doğru yanıtlanma düzeyinin ise yoğun bakımda görev yapan hemşirelerde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. ERAS protokolü hakkında bilgisi olan hemşirelerin, ''Ameliyat Öncesi Açlık'' başta olmak üzere, ''Erken Beslenme'', ''Erken Mobilizasyon'', ''Ameliyat Öncesi Bağırsak Temizliği'' ve ''Hipotermi'' bileşenlerine ait doğru yanıtlanma düzeyinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Elde edilen sonuçlarda; hemşirelerin ERAS protokolleri hakkında bilgi düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir.Item Hemşirelerin yaşlıya yönelik tutumları ve etkileyen faktörler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-01-02) Pehlivan, Seda; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Bölümü/İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Bölümü/Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği Anabilim Dalı.Çalışma, hemşirelerin yaşlıya yönelik tutumlarının ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Araştırma, çalışmaya katılmayı kabul eden 217 hemşire ile yapıldı. Çalışmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan “Hemşire Bilgi Formu”, “UCLA Yaşlı Tutum Ölçeği” ve “KOGAN Yaşlı Tutum Ölçeği” ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde, student t testi, ANOVA, Pearson korelasyon analizleri yapıldı. Hemşirelerin yaş ortalamasının 33.79±7.05 yıl, çalışma sürelerinin 11.40±7.69 yıl olduğu belirlendi. Hemşirelerin %70.5’i evli, %83.9’unun ailesinde en az bir yaşlı yakını olduğu ve %34.1’inin çalıştığı klinikte yatan hastaların yarısından fazlasının yaşlı olduğunu ifade etti. Hemşirelerin yaşlı yönelik tutumlarının olumlu olduğu, yaş ve çalışma yılı arttıkça yaşlıya yönelik tutum puanının arttığı saptandı (p<0.05). Evli, çocuk sahibi olan, yaşlı yakını olan, anne/babası vefat etmiş olan hemşirelerin yaşlı yönelik tutum puan ortalamalarının daha yüksek olduğu ve özel birimlerde çalışanların en düşük yaşlı tutum puan ortalamasına sahip olduğu belirlendi (p<0.05). Hemşirelerin geriatri hemşireliği dersini alma durumunun yaşlı yönelik tutumunu etkilemediği belirlendiğinden, toplumsal, kültürel ve bireysel değerlerin yaşlıya yönelik tutumu etkilediği sonucuna varılmıştır.Publication Hemşirelik öğrencilerine eğitimleri sırasında öğretilen asepsi uygulamalarının covid -19 pandemi dönemindeki bireysel uygulamalarına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-08-31) Dalkızan, Vahit; Serpici, Ayşe; Akansel, Neriman; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi; 0000-0002-0243-4473; 0000-0002-1451-4761; 0000-0002-5858-573XHemşirelik eğitiminin bir parçası olarak klinik uygulamalara katılan hemşirelik öğrencilerinin Covid-19’da koruyucu önlemleri, bu önlemlerin doğru olarak uygulanmasını bilmesi son derece önemlidir. Bu çalışmanın amacı, hemşirelik öğrencilerine hemşirelik eğitimi sırasında öğretilen asepsi uygulamalarının Covid-19 pandemi dönemindeki bireysel uygulamalarına (el yıkama, eldiven kullanma, maske takma) etkisini belirlemektir. Araştırmanın örneklemini çalışmaya katılmayı kabul eden 233 öğrenci oluşturdu. Veriler, Ağustos 2020 – Eylül 2020 arasında Google Form aracılığı ile anket formunun linki öğrencilerin WhatsApp gruplarında paylaşılarak toplandı. Anket formunun cevaplanması her bir öğrenci için yaklaşık 10 dakika sürdü. Veriler, Tanıtıcı Özellikler Soru Formu (10 soru) ve Asepsi Uygulamalarını Değerlendirme Formu (13 madde) ile toplandı. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesine IBM SPSS 23.0 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edildi. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21,29±2,57, %81,5’i kadın ve %31,8’i pandemi başladığında ikinci sınıf öğrencisiydi. Hemşirelik öğrencilerinin, hemşirelik eğitimi sırasında öğretilen asepsi uygulamalarından Covid-19 pandemi döneminde bireysel hijyen alışkanlıklarına katkısının en fazla “maskeyi yüze takma tekniği” (9,14±1,42), en az “el antiseptiği kullanma alışkanlığı” (7,07±2,59) uygulamasında olduğu belirlendi. Kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre hijyen uygulamalarında daha dikkatli olduğu belirlendi. Hemşirelik eğitiminin bir parçası olan asepsi konusunun öğretilmesinin Covid-19 pandemi döneminde öğrencilerin bireysel hijyen alışkanlıklarına etkisi olduğu görüldü.Item Hemşirelik öğrencilerinin cerrahi sonrası hızlandırılmış iyileşme uygulamalarına ilişkin yaklaşımlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-05) Hoxha, Jasmina; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0001-9278-8699Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin ameliyat sonrası hızlandırılmış iyileşme uygulamalarına ilişkin yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma, tanımlayıcı ve kesitsel tipte olup, Kasım 2021 – Mart 2022 tarihleri arasında yürütülmüştür. Çalışma, Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünde okuyan 199 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, COVİD-19 pandemi kurallarına uyarak, "Cerrahi Sonrası Hızlandırılmış İyileşme Uygulamalarına İlişkin Yaklaşımlar Anketi" kullanılarak Google Formlar üzerinde toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 24 istatistik paket programında yapılmıştır. Verileri değerlendirmek için ortalamalar, yüzdelik dağılımlar, Mann-Whitney U, Ki-Kare testleri ve çapraz tablolar kullanılmıştır. Katılımcıların %76,9'u (n=153) kadın, %62,3'ün (n=124) genel akademik not ortalaması 3,00-4,00 arası, %78,4'ü (n=156) Nitelikli Liseden mezunu olduğu belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan anket sorularının genel doğru yanıtlanma düzeyi %62,17 olarak belirlenmiştir. Genel akademik not ortalaması yüksek olan ve Fen/Anadolu lisesinden mezun olan öğrencilerin doğru cevap ortalamasının daha yüksek olduğu görülmüştür. En yüksek bilinirliğe sahip olan sorular "Erken Mobilizasyon" ve "Ağrı Yönetimi" bileşenlere ait, en düşük bilinirliğe sahip olan sorular ise "Sonda ve Dren Kullanımı", "Erken Mobilizasyon" ve "Hipotermi" bileşenlere ait olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların cinsiyet, genel akademik not ortalaması ve okudukları lise grupları ile cevapların ERAS'a uyumlu olması ve olmaması arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur. Sonuç olarak hemşirelik öğrencilerinin cevapları ERAS uygulamalarına uygunluğu orta düzeyin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Hemşire öğrencilerin kanıta dayalı uygulamalarla ilgili farkındalığını oluşturmak için, ders programı dışında farklı etkinliklerin/programların yürütülmesini önermekteyiz.Item Hepatobiliyer cerrahide perioperatif uygulamaların ERAS protokolüne göre değerlendirilmesi ve hemşirelik uygulamalarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-27) Tekin, Nebihat; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0001-5733-7059Bu araştırmada, hepatobiliyer cerrahi geçiren hastaların perioperatif uygulamaların ERAS Protokolüne uygunluğunun değerlendirilmesi ve hemşirelik uygulamalarının belirlenmesi amaçlandı. Tanımlayıcı tipte planlanan araştırmada Ocak 2021-Haziran 2021 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği'nde hepatobiliyer cerrahi geçiren 180 hasta ile yürütüldü. Araştırmadaki veriler, literatür doğrultusunda geliştirilen sosyo-demografik veri toplama formu ve ERAS protokolü bilgi formu kullanılarak toplandı. Elde edilen veriler Statistical Package for Social Science for Windows (SPSS) 22 programında, Shapiro Wilk, Kolmogorov-Smirnov testi, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis testi, Dunn-Bonferroni testi, Pearson Chi Square testi, Fisher's exact testi ve Fisher-Freeman-Halton testi kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi olarak p<0,05 alındı. Bu çalışmada hastaların %60'ına safra kesesi ve safra yolu cerrahisi, %21,1'ine pankreas cerrahisi ve %18,9'una karaciğer cerrahisi uygulandığı bulundu. Hastalara uygulanan cerrahi girişimlerin; %46,7'si laparoskopik kolesistektomi, %17,2'si whipple prosedürü, %14,4'ü karaciğer rezeksiyonu, %9,4'ü koledok cerrahisidir. Yapılan çalışmada ameliyat öncesi hastaların %14,4'üne beslenme desteği başlandı. Hastaların hiçbirine mekanik bağırsak hazırlığı yapılmadı. Hastaların tamamının açlık süresi gece 24'den itibaren başladı. Çalışmada hastaların %46,7'sine trombo-emboli profilaksisi uygulandı. Çalışmadaki hastaların %62,8'ine antibiyotik profilaksisi cilt kesisinden önce yapıldı. Çalışmadaki hastaların %51,1'ine minimal invaziv cerrahi uygulandı. Çalışmadaki hastaların %51,1'nde nazogastrik dren vardı ve ortalama 0 (0-11) günde, hastaların foley kateterleri ortalama 1 (0-5) günde çıkarıldı. Çalışmadaki hastaların %64,4'ünde abdominal dren vardı ve drenler ortalama 3 (1-10) günde çıkarıldı. Hastalara ameliyat sonrası ortalama 1 (0-13) günde sıvı gıda ve 1 (0-15) günde katı gıda başlandı. Hastaların ameliyat sonrası %47,2'sine analjezik olarak parasetamol ile birlikte NSAİİ kullanıldı. Ameliyat sonrası hastaların % 92,2'sine antiemetik uygulandı. Çalışmamızdaki hastalar ameliyat sonrası ortalama 6. (4-24) saatte mobilize oldu. Hemşireler, preoperatif dönemden postoperatif döneme kadar ERAS bileşenlerinin uygulanmasın da aktif rol oynamaktadır.Item Jinekolojik cerrahi sonrası sakız çiğneme ve sıcak uygulamanın hastaların bağırsak fonksiyonlarına etkisinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-08-19) Aydın, Hatice; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.Araştırmada, jinekolojik ameliyat sonrası uygulanan sakız çiğneme ve sıcak uygulamanın postoperatif ileusa etkilerini belirlemek, yapılan uygulamaların hastanın bağırsak fonksiyonlarına etkilerini karşılaştırmak amaçlandı. Araştırma 25.03.2018-31.10.2018 tarihlerinde, Bursa Sağlık Bilimleri Üniversitesi Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Jinekoloji Kliniğinde randomize kontrollü bir deney çalışması olarak yapıldı. Örneklemde sakız çiğneme grubuna 38, sıcak uygulama grubuna 39 ve kontrol grubuna 37 hasta alındı. Verilerin toplanmasında, "Sakız çiğneme/ Sıcak Uygulama Grubu Veri Toplama Formu" , "Kontrol Grubu Veri Toplama Formu", ''Ameliyat Sonrası Hasta İzlem Formu'' kullanıldı. Deney grubundaki hastalara postoperatif 0. gün, 4. saatte başlayarak, gaz çıkışı sağlanana kadar (00:00-08:00 hariç) sakız çiğneme; sıcak uygulama grubundaki hastalara postoperatif 1. günden başlayarak 10 dk, 07:00 ve 19:00'da, gaz çıkışı olana kadar sıcak uygulama, kontrol grubundaki hastalara ise rutin bakım uygulandı. Veriler Shapiro-Wilk testi, Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis testi, Bonferroni testi, Wilcoxon işaret sıra testi, Spearman korelasyon katsayıları, Pearson ki-kare, Fisher kesin ki-kare, Fisher Freeman Halton testi, sayı, ortalama ve yüzdeyle değerlendirildi. Sakız çiğneme, sıcak uygulama ve kontrol grubu hastalarının ilk gaz çıkarma süreleri arasında anlamlı farklılık bulundu (p<0,05). İlk gaz çıkarma; sakız çiğnetilen grupta, diğer gruplara oranla daha kısa sürede başladı (p<0,05). Her üç grup arasında ilk bağırsak sesleri, ilk oral alım ve ilk gaita çıkarma süreleri açısından anlamlı fark görülmedi (p>0,05). Postoperatif klinik stratejik yöntem uygulanan hastalarda, sakız çiğnetilen hastaların sıcak uygulama yapılan hastalara ve rutin bakım alan hastalara göre ileus süresi daha kısadır.Item Kapak replasmanı yapılan hastalara verilen oral antikoagülan tedavi eğitim programının etkinliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-08-19) Souleiman, Esma; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.Araştırma, kapak replasmanı yapılan hastalara verilen oral antikoagülan tedavi eğitim programının etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla deneysel olarak yapılmıştır. Araştırma 01.01.2018-01.10.2018 tarihleri arasında Özel Çekirge Kalp Ve Aritmi Hastanesi'nde kapak replasmanı yapılan 70 oral antikoagülan kullanan hasta ile yapılmış, veriler Duke Antikoagülan Memnuniyet Ölçeği, sosyodemografik ve klinik özellikleri içeren hasta bilgi formu kullanılarak yüz yüze görüşme yolu ile toplanmıştır. Verilerin analizi için SPSS 22 paket programından yararlanılmıştır. Parametrelerin normal dağılıma uygunluğu ShapiroWilks testi ile değerlendirilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde ortalama değer, yüzdelik, bağımsız gruplarda t testi, ki-kare testi, korelasyon, Kruskal Wallis, Mann-Whitney U testleri ve Cronbach alfa katsayısı kullanılarak analiz edilmiştir. Anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda hastaların çoğunluğunun (%90) antikoagülan ilacı tıbbi tanı nedeni ile kullandığı, sürekli ilaç kullananların ise (%31,40) genel olarak; aspirin türevi kan sulandırıcılar kullandığı görülmüştür. OAK ilaç kullanan bireylerin %95,70'ı antikoagülan ilaç kullanımı ile ilgili eğitim alırken, %4,30'unun eğitim almadığı görülmüştür. Eğitim alan hastaların %98,60'ı hemşire tarafından, %1,40'ı hekim tarafından bilgilendirildiği belirlenmiştir. Hastaların %72,50'si aldıkları eğitimi yeterli bulduğu, eğitim almayanlar ise gerekli koşulların olmadığını belirtti. Müdahale ve kontrol grubu hastaların Oral Antikoagülan Tedavi Eğitim Programının Etkinliğini değerlendirmek için yapılan analizde; hastaların "İlacın Kullanım Saati", "İlacı Almak Unutulduğunda" ve "İlacını Etkisi Vücutta İlk Ne Zaman Başlar" konularında anlamlılık olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonuçları hastalara verilen eğitimin etkili olduğunu göstermektedir.Item Level of daily life activities and learning needs in renal transplant patients(Başkent Üniversitesi, 2020-08) Pehlivan, Seda; Vatansever, Nursel; Arslan, İlknur; Yıldız, Abdülmecit; Ersoy, Alparslan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Cerrahi Hemşireliği Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nefroloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-0710-0923; 0000-0002-1670-0672; AAH-5054-2021; B-5037-2017; ABG-1164-2020; AAI-9108-2021; 23095733400; 56222181700; 57218497922; 56256977500; 35612977100Objectives: Transplantation affects the patient's psychological state and daily life activities. Although there are various studies regarding the quality of life of patients, there are limited studies on the daily life activities and learning needs of patients after renal transplant. Here, we investigated the daily life activities and learning needs of patients after renal transplant. Materials and Methods: This descriptive and cross-sectional study was conducted on 120 renal transplant recipients. Data were collected using the "Patient Information Form," the "Nottingham Extended Activities of Daily Living Scale," and the "The Patient Learning Needs Scale." Data were evaluated with t test, analysis of variance, and Pearson correlation analyses. Results: In our patient group, the mean general health score was 6.8 +/- 2.34, and the fatigue score was 4.53 +/- 2.88. Although 66.7% of our patients reported that they had information about the drugs that they used, 58.3% could not answer questions regarding the most important adverse effects of their drugs. We found that 20% of the patients had a respiratory problem, 34.2% had sexual problems, and 26.7% had sleep problems. The average Nottingham Extended Activities of Daily Living Scale levels were lower in patients with only primary school education, patients who did not work, and patients with other illnesses. Learning needs of patients were as follows in order: quality of life, feelings related to the conditions, treatment, and complications. Conclusions: Our study patients reported that their overall daily life activities and quality of life, given the holistic approach to treatment and care, were good. However, when we examined each activity separately, our findings showed that patients lacked information regarding how to cope with stress, emotions, and the effects of renal transplant on their life.Item Nurses' perceptions of caring activities in nursing(Wiley, 2021-01) Watson, Roger; Akansel, Neriman; Vatansever, Nursel; Özdemir, Aysel; Uludağ Üniversites/Sağlık Bilimler Fakültesi/Hemşirelik Bölümü.; CAQ-5054-2022; AAI-9108-2021; AAC-9352-2021; 12797756400; 56222181700; 56015418900Aim: This study aimed to determine nurses' perceptions of caring activities in nursing. Design A descriptive study design. Methods: A Turkish translation of the 25-item version of the Caring Dimensions Inventory was completed by 260 nurses working in one university hospital. Data were analysed using Mokken scaling. Results: Technical aspects of nursing were highly endorsed items such as "observing the effects of a medication on a patient, measuring vital signs, being technically competent with a clinical procedure, consulting with the doctor" except for the item "providing privacy for a patient" which is a psychosocial item. The range of items included in the Mokken scale with "providing privacy for a patient" (mean = 4.31) as the most endorsed, and "exploring the patient's lifestyle" (mean = 2.60) being the least endorsed item. Listening to patients and involving them in their care are not considered as caring.Publication Relationship between death anxiety of Turkish nurses and their attitudes toward the dying patients(Sage Publications, 2019-12-19) Pehlivan, Seda; Lafçi, Diğdem; Vatansever, Nursel; Yıldız, Ebru; PEHLİVAN, SEDA; VATANSEVER, NURSEL; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Fakültesi/İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı; 0000-0002-1670-0672; AAI-9108-2021; B-5037-2017This study aims to investigate the relationship between death anxiety of the Turkish nurses and their attitudes toward the dying patient. This study involved 203 nurses who were working at a university hospital. The data were collected using "Nurse Information Form" (which was prepared by the authors of this research), "Thorson-Powell Death Anxiety Scale," and "Attitude Scale about Euthanasia, Death, and Dying Patient." There was a positive correlation between death anxiety and dying patient avoidance behavior and euthanasia score (p < .05). The findings showed that nurses, death anxiety, and death scores were high in the loss of a close relatives (p < .05). Our findings suggest that the situation of the dying patients and their families and also nurses should be improved. Thus, special psychological education/training should be given to the nurses to deal with death anxiety and their attitude to the dying patient.Item Yoğun bakım hemşirelerinin hasta transferine ilişkin düşünce ve deneyimleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-03) Terzi, Feride; Vatansever, Nursel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Hemşirelik Anabilim Dalı.; 0000-0002-6126-9738Yoğun Bakım Hemşirelerinin Hasta Transferine İlişkin Düşünce ve Deneyimleri Araştırma, yoğun bakım hemşirelerinin hasta transferine ilişkin düşünce ve deneyimlerinin değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan çalışma nitel araştırma tasarımlarından birisi olan fenomelojik olarak yapıldı. Bu çalışma, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 18 yoğun bakım hemşiresi ile yapıldı. Çalışmanın verileri Ağustos - Eylül 2021 tarihleri arasında toplandı. Çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan ve %5 hata payı ile çalışmaya katılmaya gönüllü olan 18 hasta çalışmanın örneklemini oluşturdu. Hemşirelere ilişkin bilgiler; hemşirelerinin tanıtıcı bilgi formu ve yoğun bakım hemşirelerinin hasta transferine ilişkin düşünce ve deneyimlerini belirlemek amacıyla araştırmacı tarafından literatürden yararlanarak geliştirilen görüşme formu ile birebir derinlemesine yapılandırılmış görüşme yöntemiyle toplandı. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde, içerik analizi yöntemi kullanıldı. Araştırmanın bulguları sayı, yüzdelik ve temalar olarak verildi. Çalışmaya katılan yoğun bakım hemşirelere göre; transfer öncesi hastanın nakil edileceği birimlerle haber verilmeli ve eksiksiz iletişim kurulmalıdır. Hastanın transfer kararı verilmeden, hasta takip edildiği birimden ayrılmadan önce hastaya eşlik edecek malzeme ekipmanların işlevi, çalışabilirliği, şarj ömürlerine dikkat edilmelidir. Transfer öncesi doğru yapılmış protokoller, iletişim, dökümantasyon ve uygun malzeme seçimi ile hastaların transferi zamanı birçok sorunların önüne geçilebilir.