2006 Cilt 20 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/1745
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bitkisel üretimde ve bitki korumada yeni bir etken madde: Harpin(Uludağ Üniversitesi, 2006) Akbudak, Nuray; Tezcan, Himmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma Bölümü.Günümüzde üretici ve tüketicilerin bilinçlenmesi sonucunda patojen kaynaklı hastalıklara karşı uygulanan klasik fungusitlere olan talep her geçen gün azalmaktadır ve biyolojik kontrol ve entegre mücadele programları popüler hale gelmektedir. Hastalık ve zararlılara karşı dayanımı arttırıcı olarak kullanılan bioaktivatörler biyolojik mücadelenin önemli yapı taşlarındandır. Ticari olarak kullanılan biyoaktivatörler arasında en çok tercih edilenlerden birisi de Messenger ticari ismiyle satışa sunulan harpin proteindir. Bitki aktivatörlerinin kullanımı son yıllarda organik tarımda da artış göstermektedir. Bu makalede, hastalıklara karşı pratikte de kullanılabilen harpinin doğal dayanım mekanizmasını tetiklemedeki rolü değerlendirilmiş ve harpinin yapısal özellikleri, kullanımı, çeşitli meyve ve sebze türlerinde farklı hastalıklara karşı etkinliği incelenmiştir.Item Gonioctena fornicata (Brüggeman) (Coleoptera: Chrysomelidae)’nın Bursa ili yonca ekiliş alanlarında biyolojisi, yayılışı ve populasyon dalgalanması(Uludağ Üniversitesi, 2006) Coşkuncu, Kıymet Senan; Gençer, Nimet Sema; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma Bölümü.Bu çalışma, Bursa ilinde yonca ekiliş alanlarında zarar yapan Gonioctena fornicata (Brüggemann)’nın, biyolojisini, yayılışını ve popülasyon dalgalanmasını belirlemek amacıyla doğada ve laboratuvar koşullarında (21.0±2.0°C, % 65±5 orantılı nem ve 16 saat aydınlık, 8 saat karanlık ), 2004 ve 2006 yıllarında yürütülmüştür. Laboratuvar çalışmalarında, G. fornicata’ nın dişi başına düşen yumurta sayısı ortalama 243±213 (47-665) adet olarak tespit edilmiştir. G. fornicata’nın gelişme dönemi ise ortalama 37.4±4.4 gün sürmüştür. Doğa çalışmalarında, ilk erginler Mart sonu Nisan başında tespit edilmiştir. Zararlının Temmuz sonuna kadar tarlalarda görüldüğü belirlenmiştir. Zararlı yılda bir döl vermektedir.Ayrıca, Nilüfer, İnegöl, Orhaneli, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Orhangazi, Kestel ve Yenişehir ilçelerinde G. fornicata az veya çok saptanmıştır.Item Bazı nohut genotiplerinin (Cicer arietunum L.) Isparta şartlarına adaptasyonu üzerine kantitatif bir yaklaşım(Uludağ Üniversitesi, 2006) Karasu, Abdullah; Vural, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Ekonomisi Bölümü.Bu araştırma bazı nohut çeşitlerinin Isparta ekolojik koşullarında adaptasyonunu ve çeşitlerin farklılıklarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekrarlamalı olarak 1996-1997 yıllarında yapılan iki yıllık denemede 11 çeşit kullanılmıştır. Elde edilen veriler çok değişkenli istatistik analiz yöntemleri ile değerlendirilmiştir.İki yıllık sonuçlara göre, gözlenen tüm özelliklerde çeşitler arası farklılıkların önemli olduğu saptanmıştır. Dane verimi bakımından en yüksek değeri, Isparta yöresinde yaygın olarak kullanılan üretilip tüketime sunulan İspanyol nohut (125.6 kg/da) ve Akçin-91 (123.2 Kg/da) verirken, diğer çeşit ve hatlardan düşük dane verimi (104.6-115.3 kg/da) elde edilmiştir. Ana bileşenli faktör analizi sonuçlarına göre bir anabileşen (PC1) elde edilmiştir. Buna göre, çeşitler benzerliklerine göre bir gurupta toplanmaktadır. Ancak, kümeleme analizi sonuçlarına göre 2 ana öbek ve 3 alt öbekte benzerliklerine ve farklılıklarına göre çeşitlerin guruplandığı ortaya çıkmıştır.Item Bazı kızılcık (Cornus mas L.) çeşitlerinin döllenme biyolojisi üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 2006) Mert, Cevriye; Soylu, Arif; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Bu çalışmada, Bursa koşullarında yetiştiriciliği yapılan Değirmendere, Erkenci Değirmendere, Yuvarlak Bardak, İri Bardak ve Uzun Memeli kızılcık yerel çeşitlerinde; kendilemenin ve serbest tozlanmanın meyve tutumuna etkisi araştırılmıştır. Ayrıca bu çeşitlerde in vitro koşullarında çiçek tozu canlılık ve çimlenme testleri yapılmıştır. Çeşitlerin çiçek tozu canlılık değerleri (% 56.02-75.01) genellikle yüksek bulunmuş, çimlenme düzeyi ise % 2.36-34.36 değerleri arasında değişim göstermiştir. Tüm çeşitlerde % 15 sakkaroz konsantrasyonundan en iyi çimlenme (% 13.85-34.36) oranı elde edilmiştir. Çeşitlerin serbest tozlanma koşullarındaki meyve tutma oranları % 11.50-13.93 ve kendilemelerdeki meyve tutma oranları ise % 1.0-5.73 arasında değişmiştir. Ancak, çiçek tozu borularının dişicik borusu içindeki gelişimleri, kendileme ve serbest tozlaşma koşullarında belirgin bir farklılık göstermemiş, diğer meyve türlerinde dişicik borusunda görülen tipik uyuşmazlık belirtilerine rastlanmamıştır. Elde edilen sonuçlar, incelenen kızılcık çeşitlerinden yüksek düzeyde ürün elde edebilmek için yabancı tozlaşmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.Item Yalova yöresinde örtü altında yetiştirilen hıyarın beslenme durumunun toprak ve bitki analizleri ile incelenmesi I. sera topraklarının verimlilik durumları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Gürel, Serhat; Başar, Haluk; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.Bu çalışmada, Yalova yöresi seralarında yetiştirilen, hıyarın beslenme durumları araştırılmıştır. Bu amaçla bölgeden 20 adet seradan toprak örnekleri iki farklı derinlikten (0-20 cm) ve (20-40 cm) toplam 40 adet alınmıştır. Toprak örneklerinde pH, tuz, CaCO3, organik madde, tekstür, toplam azot (N), bitkiye yarayışı fosfor (P), değişebilir potasyum (K), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), alınabilir demir (Fe), çinko (Zn), mangan (Mn), bakır (Cu) ve bor (B) analizleri yapılmıştır. Toprak örneklerine ait analiz sonuçları, sınır değerleri ile karşılaştırılarak, toprakların fiziksel koşulları ve besin elementi durumları ortaya konulmuştur. Elde edilen bulgulara göre araştırma bölgesi sera topraklarının çoğu az kireçlidir. Organik maddece genelde orta ve iyi düzeyde, tuz bakımından hafif tuzlu ve tuzsuz olduğu belirlenmiştir. Topraklar nötr ve hafif alkali reaksiyonludur. Toprakların büyük çoğunluğunun bünyeleri; killi tın, kumlu killi tın ve killi olarak belirlenmiştir. Sera topraklarının toplam N, elverişli P, değişebilir K, Ca ve Mg içerikleri genelde yeterli ve fazla düzeyde, değişebilir Na içeriklerinin sodik olmadığı, bitkiye yarayışlı Fe, Zn, Cu, Mn ve B içerikleri yönünden de örneklerin büyük kısmının yeterli olduğu belirlenmiştir.Item Bursa bölgesinde bir yumurta tavuğu kümesinin yapı içi iklimsel çevre koşullarının yumurta iç ve dış kalite özellikleri üzerine etkilerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kılıç, İlker; Şimşek, Ercan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü.Bu çalışmada, Bursa bölgesi koşullarında yetiştiricilik yapılan 5400 kapasiteli kafesli bir kümeste, yapı içi iklimsel çevre koşulları ile yumurta kalite özellikleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Yumurta kalite özelliklerinin yapı içi iklimsel çevre koşullarına göre değişimi varyans ve regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçları, üretimin yapıldığı dönemlerin yumurta iç ve dış kalitesi üzerine önemli derecede etkili olduğunu göstermektedir (P< 0.01). Çalışmada yapısal çevre olarak ele alınan kafes katları ve kafes sıralarının yumurta dış kalite özellikleri üzerine olan etkilerinin önemsiz olduğu belirlenmiştir. İç kalite özelliklerinde ise kafes katı ve sıralarının ak indeksi ve Haugh birimi üzerine etkileri önemli bulunmuştur (P<0.05, P<0.01). Ayrıca, parametreler arasındaki interaksiyonlarda, kabuk kalınlığı ve Haugh birimi için üretim dönemi ve kafes sırası interaksiyonu ve şekil indeksi için ise kafes katı ve kafes sırası interaksiyonu istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. İklimsel çevre koşullarının (sıcaklık ve bağıl nem) yumurta kalite özellikleri üzerine olan etkilerini ortaya koymak amacıyla yapılan regresyon analizi sonucunda, yumurta ağırlığı, şekil indeksi, kabuk kalınlığı, ak indeksi ( sadece yaz dönemi için), sarı indeksi ve Haugh birimi için elde edilen regresyon denklemlerinin istatistiksel açıdan önemli olduğu belirlenmiştir(P<0.05, P<0.01). Kümes içi iklimsel çevre koşullarının, yumurta kalite özellikleri üzerinde önemli etkilere sahip olduğu ifade edilebilir. Bu nedenle, kümes içi ortam sıcaklık ve bağıl neminin optimum sınırlar içerisinde tutulması için alınması gereken önlemler kaliteli bir üretim için vazgeçilmez olacaktır.Item Sonlu elemanlar yöntemiyle 3.5 tonluk tek dingilli bir tarım arabasına ait çeki halkasının gerilme analizi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Zeytinoğlu, Muharrem; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Makinaları Bölümü.Çekilerek çalıştırılan tarım alet ve makinalarının ve tarım arabalarının çeşitli tarım faaliyetlerinde sıkça kullanıldığı bilinmektedir. Bu tip araçların çeki oku ucunda yer alan çeki halkası, bir pim vasıtasıyla Traktör gibi çekici bir aracın çeki demirine bağlanmaktadır. Böyle bir bağlantıda traktörün hareket etmesi ve fren yapmasıyla çeki halkası dinamik olarak çekiye ve basıya zorlanmaktadır. Zorlanmalara ilişkin gerilmelerin belirlenmesi amacıyla, araştırmada 3.5 tonluk tek dingilli bir tarım arabasının çeki halkası incelemeye alınmıştır. İlk olarak çeki halkasının çeki kuvveti ve düşey reaksiyon kuvveti belirlenmiş daha sonra bu kuvvetlere göre çekme ve kesme gerilmeleri belirlenerek mukavemet analizi yapılmıştır.Item Farklı düzeyde balık unu ve soya küspesi ile balık yağı veya soya yağı içeren yemlerin gökkuşağı alabalıklarında (Oncorhynchus mykiss, Walbaum) besi performansı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2006) Bilgüven, MuratBalık unu, protein yarayışlılığının yüksek olması nedeniyle, balık unu salmonid yemlerinde yüksek oranda kullanılmaktadır. Ancak fiyatının yüksek oluşu yanında her zaman bulunamaması, kalitesinin sıkça değişmesi ve saklama güçlüklerinin olması, balık yemlerinde kullanımını sınırlayan başlıca nedenlerdir. Balık ununa alternatif protein kaynağı olarak soya ve ürünleri, fiyatının ucuzluğu, bulunurluğu ve yetersiz olduğu besin madde unsurlarının tamamlanması halinde balık unu proteinindeki esansiyel amino asit profiline en yakın kaynak olması nedeniyle, günümüzde balık yemlerinde, hemen hemen mutlaka kullanılan yem hammaddesi durumundadır. Özel bir işletmede ortalama canlı ağırlığı 75 g olan gökkuşağı alabalıkları ile 2×2 faktöriyel deneme deseninde ve 3 paralel halinde yürütülen bu çalışmada, iki farklı balık unu ve soya küspesi düzeyinin araştırılması yanında, test edilen yemlerde balık yağı ve soya yağının etkileri de araştırılmıştır. Rasyonlar izokalorik (ort. 3375 kcal SE/kg) ve izonitrojenik (ort. % 42 HP) olarak hazırlanmıştır. Araştırma sonunda, balık unu düzeyinin besi sonu canlı ağırlığını, besi boyunca canlı ağırlık artışını ve yemden yararlanma oranını önemli derecede etkilediği (P<0.01), ancak yem yağ kaynağının bu parametreleri etkilemediği (P>0.05) saptanmıştır.Item İzmir kekiğinde (Origanum onites L.) farklı sıklıkların bazı agronomik ve kalite özellikleri üzerine etkisinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kaçar, Oya; Göksu, Erdinç; Azkan, Nedime; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma Bursa ekolojik koşullarında farklı bitki sıklıklarının İzmir kekiğinde (Origanum onites L. - Syn. Origanum smyrnaeum L., Majorana onites L.) bazı agronomik ve kalite özellikleri üzerine etkisinin belirlenmesi amacı ile Uludağ Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme tarlalarında 2002-2004 yılları arasında yürütülmüştür. Çalışma Tesadüf Blokları Deneme Deseni’nde 3 tekrarlamalı olarak planlanmış ve 3 farklı bitki sıklığı (45x15 cm, 45x25 cm, 45x35 cm) kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre genel olarak artan bitki sıklıkları incelenen özellikleri olumlu yönde etkilemiştir. Yıllara göre sırası ile en yüksek yaş herba verimi (855.7, 1931.2, 1543.1 kg/da), drog herba verimi (269.1, 799.6, 614.2 kg/da), drog yaprak verimi (180.0, 464.3, 219.1 kg/da), drog çiçek verimi (12.6, 63.5, 188.1 kg/da) ve toplam uçucu yağ verimi (3.7, 15.5, 12.1 l/da) 45x15 cm bitki sıklığından elde edilmiştir. Genel olarak bitki sıklıklarının yaprak ve çiçeklerdeki uçucu yağ oranı üzerine bir etkisi görülmemiştir. Çiçekteki uçucu yağ oranı (% 2.85-4.53) yaprakta belirlenen uçucu yağ oranından (% 1.88- 3.06) daha yüksek bulunmuştur. Çalışmada yaprak ve çiçekteki uçucu yağın ana bileşeninin karvakrol olduğu, bu bileşeni 1.8 cineol, borneol, linalool ve γ-terpinenin değişen sıralarda izlediği belirlenmiştir. Karvakrol oranı yapraklarda % 68.68-89.06, çiçeklerde % 78.94-97.97 arasında değişim göstermiştir. Bu araştırma ile İzmir kekiğinin (Origanum onites L.) yüksek drog ve uçucu yağ verimi için Bursa ve benzer ekolojilerde 45x15 cm dikim sıklığında yetiştirilmesinin uygun olacağı sonucuna varılmıştır.