2018 Cilt 23 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12466
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 30
- Results Per Page
- Sort Options
Item Petrol ve doğal gaz üretim atıksularının biyolojik arıtılabilirliğinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-04) Kaya, Recep; Özgün, Hale; Köse-Mutlu, Börte; Erşahin, Mustafa Evren; Altınbaş, Mahmut; Sayılı, Sema; Hoşhan, Pelin; Atay, Doğa; Eren, Esra; Kınacı, Cumali; Koyuncu, İsmailÜretim atıksuyu, petrol ve doğalgaz eldesi sırasında oluşarak petrol ve doğalgazın yeraltından pompalanması ile birlikte yüzeye çıkmaktadır. Üretim atıksuyu, içerisinde birçok organik ve inorganik bileşik içeren ve bu nedenle deşarjı öncesinde uygun şekilde arıtılması gereken bir atıksu türüdür. Bu atıksularının arıtılmasında fiziksel, kimyasal ve/veya biyolojik yöntemler kullanılmaktadır. Bu çalışmada, petrol ve doğalgaz üretim atıksularının biyolojik olarak arıtılabilirliğinin ortaya konması amaçlanmıştır. Bu kapsamda; petrol ve doğalgaz üretimi ve sadece doğalgaz üretimi yapan sahalardan elde edilen üretim atıksuyu ardışık kesikli reaktör (AKR) sisteminde arıtılmıştır. Doğalgaz üretim sahasından alınan atıksuyun yüksek tuzluluk içeriğinden dolayı, biyolojik arıtılabilirliğinin düşük seviyede olduğu görülmüştür. Petrol ve doğalgaz çıkarımının gerçekleştiği sahadan alınan üretim atıksuyunda ise ortalama KOİ giderim verimi %68 seviyesine ulaşmıştır. Petrol ve doğalgaz üretim atıksuyunun biyolojik olarak arıtılamayacak (inert) fraksiyonları da çalışma kapsamında belirlenmiştir. Üretim atıksuyunda %86 oranında biyolojik olarak giderilebilen KOİ içeriği olduğu saptanmış ve geri kalan kısmın inert partiküler ve inert çözünmüş KOİ olduğu tespit edilmiştir. Üretim atıksuyunda inert karakterizayonun ve biyolojik arıtılabilirliğinin belirlenmesi, en uygun arıtma prosesi seçiminde yol gösterici olması bakımından oldukça önemlidir.Item Termokimyasal ön işlem ile atık aktif çamurun parçalanması(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-04) Şahinkaya, SerkanAtık aktif çamurun çürütülmesinde hız sınırlayan aşama, hidroliz aşamasıdır. Biyokimyasal bir süreç olan hidroliz aşamasını kısaltmak ve çürütücü kapasitesini arttırabilmek için, ısıl işlem ve kimyasal çamur parçalama metotları kullanılabilmektedir. Bu çalışmada, atık aktif çamurun ısıl işlem, potasyum permanganat ile kimyasal oksidasyon ve bu metodun eş zamanlı kombinasyonu olan ve literatürde rastlanmayan termokimyasal metot ile parçalanması araştırılmıştır. Proses optimizasyonları çözünmüş fazdaki kimyasal oksidasyon ihtiyacı, karbonhidrat ve protein konsantrasyonlarındaki artışa bağlı olarak yapılmıştır. Bu parametrelere bağlı olarak belirlenen optimum şartların anaerobik çamur çürütmeye etkileri ise biyokimyasal metan üretim testi ile incelenmiştir. Ayrıca, çamurun su verme özelliklerindeki değişim, bulanıklık ve kapiler emme süresi parametreleri ile araştırılmıştır. Sonuç olarak, ısıl işlem için optimum sıcaklık 100 °C ve KMnO4 ile kimyasal oksidasyon için optimum konsantrasyon 1000 mg l-1 belirlenmiş iken; termokimyasal ön arıtma metodu için optimum şartlar, 250 mg l-1 ’lik potasyum permanganat konsantrasyonu ve 100 °C sıcaklık olarak belirlenmiştir. Bu şartlarda termokimyasal ön arıtmanın, anaerobik çürütmede ham çamura kıyasla, biyogaz üretimini % 38 ve metan gazı üretimini ise % 34 oranında arttırdığı belirlenmiştir. Sonuç olarak termokimyasal ön arıtmanın, kimyasal oksidason metoduna kıyasla, daha yüksek verimle çamur parçaladığı ve daha düşük kimyasal dozlarında bile çamur çürütmeyi geliştirdiği belirlenmiştir.Item Baryum titanatın tekstilde elektromanyetik kalkanlama uygulamalarında kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-08) Çelen, Rumeysa; Ulcay, Yusuf; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği Bölümü.Baryum titanat kimyasal formülü ABO3 olan, rengi beyazdan griye değişen perovskit ailesine bağlı inorganik bir bileşiktir. 60 yıldan daha fazla süredir ilgi gören bir malzemedir. İlgi çekmesinin ilk nedeni kimyasal ve mekanik olarak stabil olmasıdır. Geniş kapsamda çalışılan en önemli ferro elektrik malzemelerden biridir. Elektromanyetik dalgaların kullanımının gün geçtikçe artması başta insanlar olmak üzere tüm canlıları etkilemektedir. Elektromanyetik kalkanlama uygulamalarıyla, radyasyon kullanılarak yapılan uygulamaları aksatmadan canlıların maruz kalacağı radyasyon dozunu minimize etmek ve onları korumak amaçlanmaktadır. Bu çalışmada, elektromanyetik kalkanlama, tekstilde elektromanyetik kalkanlama uygulamaları, baryum titanatın yapısı, özellikleri ve elektromanyetik kalkanlama uygulamalarındaki yeri incelenmiştir.Item A new message processing mechanism for internet of things(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-15) Toğay, Cengiz; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği Bölümü.Data is the most valuable thing in Industry 4.0 Era. Devices in the industry produce a tremendous amount of data and they are stored or processed by the services. Because of the advantages of the cloud computing, now the data is on the Internet instead of the local servers. Therefore, thanks to the cloud computing, the data can be processed by third parties. There are two concerns about sharing the data; namely performance and privacy. For near real-time problems, the data should be sent to services as soon as possible. For privacy, only required and allowed part of the data payload should be shared among parties.Therefore, a processing mechanism is needed before sending the data to target nodes. In this study, a new mechanism is proposed for processing/filtering the data based on the target node needs and rules defined by the administrator.Item Stability analysis of a class of Takagi-Sugeno Fuzzy Cohen-Grossberg neural networks with time delays(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-15) Özcan, Neyir; Barış, Samet; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Elektronik Mühendisliği Bölümü.This paper deals with the problem of the global asymptotic stability of the class of TakagiSugeno Fuzzy Cohen-Grossberg neural networks with multiple time delays. By constructing a suitable fuzzy Lyapunov functional, we present a new delay-independent sufficient condition for the global asymptotic stability of the equilibrium point for delayed Takagi-Sugeno Fuzzy Cohen-Grossberg neural networks with respect to the Lipschitz activation functions. The obtained condition simply relies on the network parameters of the neural system. Therefore, the equilibrium and stability properties of the neural network model considered in this paper can be easily verified by exploiting some basic properties of some certain classes of matrices.Item The combined impact of SRS and FWM phenomena on the downlink channel performance of DWDM-GPON systems(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-23) Ibrahim, Faisal Ibrahim Mohamed; Karlık, Sait Eser; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü.In this paper the combined impact of stimulated Raman scattering (SRS) and four-wave mixing (FWM) on the downlink channel performance of dense wavelength division multiplexed-gigabit passive optical networks (DWDM-GPONs) has been compared with the single impact of FWM via signal-tocrosstalk ratio (SXR) simulations performed on center downlink channels of 7-, 15- and 31-channel DWDM-GPON systems. Simulation results show that SRS compensates negative impacts of FWM and compensation significance enhances with increasing channel numbers and channel spacing values. At high channel spacing values of 50 GHz and 100 GHz, variation of SXR can display a strong oscillatory behavior in very short channel length variations of 0.5 km. The combined impact of SRS and FWM enhances the maximum oscillation amplitude of SXR variation with respect to the single impact of FWM at those channel spacing values. It has been observed that Raman gain exhibits an approximately linear variation with channel input powers in 0.1-5 mW range and it increases with increasing fiber lengths, channel spacing values and channel numbers. Results of this research emphasize the significant difference between the combined impact of SRS and FWM and the single impact of FWM on DWDM-GPON systems and give important hints for current DWDM-GPON implementations.Item A novel survey on solvent based-dyes containing shellac and pumice(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-25) Acaralı, NilThis study aimed the dyes as decorative usage and improving the physical properties by using solvent based-dye with additives to evaluate in construction and chemical applications. The physical tests as viscosity, hydrophobicity, drying time, gloss effect, hiding power/transparency were applied on surfaces. Taguchi Method was used as an optimization method and characterization of molecular bonds was investigated with FT-IR. Shellac was used for protection of metallic surfaces and pumice increased the adhesive effect of dye. The test results showed that the additives did not affect the glossiness, color availability and drying time as a negative result. When the prepared dyes compared reference dyes, it was seen that hydrophobicity and hiding power/transparency effects were increased. FT-IR spectra showed that the prepared dyes had similar bonds with reference dyes.Item Atmospheric organochlorinated pesticide levels and gas/particle partitioning in Istanbul during winter weather conditions(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-28) Kuzu, S. LeventIn this study, gas and particle phase ambient organochlorine pesticide (OCP) levels were investigated atan urban site in Istanbul. Samples were collected by a high-volume sampler for fourteen days in winter. Individual OCP concentrations were between13 and 593 pg.m-3 for particle phase and 14 and 1,748 pg.m-3 for gaseous phase. The sums of the average concentration of each OCP in gaseous and particle phases were 3,219 and 2,746 pg.m-3 , respectively. δ-HCH had the highest individual concentration. The abundance of DDTs followed the order 4.4'-DDT > 4.4'-DDD > 4.4'-DDE.The Σ(gas+particle)OCP concentrations ranged between 1,845 and 10,196 pg.m-3 . On the days when high concentrations were observed, the trajectories of air masses were investigated by the HYSPLIT model. logKp versus logPL 0 model was applied in order to determine the fate of gas/particle partitioning. The average slope of the regression line was -0.35, whereas the intercept was -2.89.Item Komşu zemin yapılarının parametrik analizi “dolgu-şev etkileşimi”(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-28) Arama, Zülal Akbay; Akın, Muhammed Selahaddin; Çinicioğlu, Safiye FeyzaUygulama sahalarındaki sınırlar sebebi ile yapıların şevler üzerine ve/veya içine inşa edilmesi durumunda yapıların davranışı şevlerin varlığından etkilenmekte olup bu durum etkileşimli davranış analizlerini gerektirmektedir. Yapı-şev sisteminin bütünsel stabilitesini etkileyen faktörler şevin yüksekliği ve eğimi, yapının şeve uzaklığı, temel zemini türü ve yapının geometrik durumudur. Bunların yanı sıra, dolguların yumuşak zeminler üzerine inşa edilmesi taşıma kapasitesi göçmesi ve şev stabilitesi gibi geoteknik problemleri de barındıran bir zemin-yapı etkileşimi problemi oluşturmaktadır. Bu çalışmanın amacı bütünsel davranış üzerinde farklılık oluşturan tüm faktörlerin davranış üzerindeki etki derecesinin belirlenmesidir. Bu amaçla, dolgu-şev ve temel zemininden oluşan etkileşimli sistemin davranışı birçok parametrik değerlendirme yapılarak iki boyutlu uzayda sonlu elemanlar analizleri yapılarak irdelenmiştir.Item Kademeli pompalama testleri ile kuyu performansının zaman içinde değişiminin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-31) Türkkan, Gökçen Eryılmaz; Korkmaz, Serdar; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.Bu çalışmanın amacı, kademeli pompalama testi ile kuyu performansının yıllar içerisindeki değişimini incelemektir. Çalışmada Neojen Mühendislik tarafından Bursa Küçük Sanayi bölgesindeki serbest akiferde açılan 27 metre derinliğindeki kuyu kullanılmıştır. İlk olarak 2 Kasım 2012 tarihinde bir adet kademeli pompalama testi yapılmıştır. Kademeli pompalama testi, aynı kuyuda 23 Mart 2017 tarihinde tekrar yapılmıştır. Arazi çalışması sonucu elde edilen kademeli pompalama test verileri Hantush-Bierschenk ve Rorabaugh analitik metotları ile çözülüp kuyu performans parametreleri elde edilmiştir. İki testin uygulandığı tarih arasında kuyu verimindeki ve özgül kapasitedeki değişim incelenmiştir. Kuyu performansının artırılması için öneriler sunulmuştur.Item Tekstil ramöz bacasından kaynaklanan kirliliğe önlem olarak oluşturulan filtrasyon sisteminin değerlendirilmesi: Bir örnek çalışma(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-31) Elitaş, Aslı Cansu; Şağban, F. Olcay Topaç; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.Tekstil fabrikalarının kumaş boyahanelerinde uygulanan termofikse (özellikle ön fikse) ve kurutma işlemleri sırasında ram makinelerinin bacalarından atmosfere atılan dumanın içinde bol miktarda yağ zerrecikleri ve zararlı tozlar bulunmaktadır. Bu işlem sırasında kumaşın cinsine bağlı olarak bacadan atılan yağ miktarı da değişkenlik göstermektedir. Bu yanmış yağ ve tozlardan kaynaklı yoğun bir koku emisyonu oluşmaktadır. Ayrıca bu yağlar bacalardan sızarak birikmekte ve çevresel kirliliğe sebep olmaktadır. Bu çalışma kapsamında Bursa‟da bulunan bir pamuk/polyester kumaş boyama tekstil fabrikasında Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrolü Direktifine uygun olarak temiz üretim değerlendirme çalışmaları yürütülmüştür. Uygulama için seçilen tekstil fabrikasının ramöz makinasının bacalarına takılan elektrostatik filtre sayesinde, filtreden geçen kirli havanın içindeki partiküller yüksek voltajda elektrikle yüklenip, arkasından gelen toplayıcı kısım ile toplanmakta ve yağ ayırıcı ile ayrıştırılıp bir haznede biriktirilmektedir. Çalışmada en iyi mevcut tekniklerin uygulanması ile teknik ve çevresel performanslar, potansiyel faydalar ve tasarruflar belirlenmiştir. Bu değerlendirmeler sonucu, önerilen en iyi mevcut tekniklerin uygulanmasının ardından ve gelecekte uygulanması halinde doğalgaz kullanımından yaklaşık % 15 tasarruf edileceği, koku emisyonlarında ise yaklaşık % 90 azalma olacağı sonucuna varılmıştır. Önerilen en iyi mevcut tekniklerin geri dönüş sürelerinin yaklaşık 3 yıl olduğu belirlenmiştir.Item Bazı kireçtaşlarının parlatılmasında abrasiv kafa devrinin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2018-05-31) Çetintaş, Sevgi; Türk, TurgayBu çalışma, kireçtaşların parlatılabilirlik özellikleri üzerine abrasiv kafa devrinin etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada ticari olarak üretimi yapılan iki adet kireçtaşı örneği kullanılmıştır. Parlatma işlemi, 30x30x2 cm boyutlarındaki kireçtaşı örneklerine aynı abrasiv serisi, sabit bant hızı, sabit kafa basıncı ve sabit su miktarında, 400 dv/dk, 600 dv/dk ve 800 dv/dk abrasiv kafa devrinde laboratuvar ölçekli cila makinasında yapılmıştır. Farklı devir hızlarında parlatılan örneklerdeki değişimin tanımlanması amacıyla; pürüzlülük parametrelerinden Ra, Rq ve Rz değerleri ve parlaklık ölçümleri yapılmıştır. Parlatma deneyleri sonucunda, artan abrasiv devir hızına bağlı olarak pürüzlülüğün azaldığı ve parlaklığın arttığı tespit edilmiştir. Bunun yanısıra; parlatma işleminde devir hızının etkisi ile yüzey topografyasının değiştiği Rq ve Rz pürüzlülük değerlerinin artmasıyla gözlenmiştir. Sonuç olarak, kireçtaşlarının farklı abrasiv kafa devrinde parlatılması ile pürüzlülük ve parlaklık değerlerinin değişim gösterdiği ve abrasiv devrinin pürüzlülük ve parlaklık özelliklerini önemli ölçüde etkilediği sonucuna varılmıştır.Item H2S’ün elementel kükürde seçici oksidasyonunda Ti-V-Cr ve Ti-V-Fe katalizörleri(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-08) Taşdemir, H. MehmetBu çalışmada kompleksleştirme yöntemiyle eşmolar oranda Ti-V-Fe ve Ti-V-Cr katalizörleri sentezlenmiş ve H2S’ün seçici oksidasyon reaksiyonuyla elementel kükürt eldesindeki aktiviteleri incelenmiştir. Katalizörlerin yapısal özellikleri N2 adsorpsiyon-desorpsiyon, XRD, TPR, SEM-EDS analizleri ile belirlenmiştir. Gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre sentezlenen katalizörlerin mezogözenekli yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Ti-V-Cr katalizörünün kristal yapısı TiO2’in rutile fazı ve Cr2O3 bileşiklerinden oluşurken, Ti-V-Fe katalizörü kompleks bir kristal yapı sergilemiştir. Bu katalizörün yapısında Fe2TiO5, V2O5, FeV2O4, rutile TiO2 ve Fe2O3 bileşikleri görülmüştür. Katalizörlerin katalitik aktiviteleri dolgulu kolon reaktör sisteminde farklı sıcaklık (200°C, 250°C, 300°C) ve stokiyometrik gaz (O2/H2S:0,5) bileşiminde incelenmiştir. Sentezlenen her iki katalizörle de 250°C reaksiyon sıcaklığında % 100 H2S dönüşümü elde edilmiştir. Reaksiyon sıcaklığındaki artış ve azalış katalizör yapısındaki kükürt birikiminin artmasından dolayı H2S dönüşümünde azalmaya sebep olmuştur. Bunun yanı sıra çalışılan tüm şartlarda her iki katalizörle de oldukça yüksek (≥% 97) elementel kükürt seçiciliği elde edilmiştir. Özellikle 200°C sıcaklıkta, yapısında kompleks bileşikleri içeren Ti-V-Fe katalizörü ile (% 73 H2S dönüşümü) Ti-V-Cr katalizörüne kıyasla (% 51 H2S dönüşümü) daha yüksek dönüşüm elde edilmiştir.Item Gümüşhane yöresinde yüzeylenen magmatik kökenli bazı kayaların jeomekanik özellikleri arasındaki ilişkilerin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-13) Alkan, Fatih; Dağ, SerhatBu çalışmada, Gümüşhane il merkezinde yüzeylenen andezit ve monzogranit bileşimindeki magmatik kökenli kayaların jeomekanik özellikleri belirlenmiş ve aralarındaki görgül ilişkiler araştırılmıştır. Deneysel çalışmalar sonucunda, andezit ve monzogranitlerin özgül ağırlık, birim hacim ağırlık, ağırlıkça su emme, hacimce su emme ve gözeneklilik değerleri belirlenmiştir. Her iki kaya türü için kuru ve doygun koşullarda P ve S dalga hızı ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Bu değerlere bağlı olarak dinamik elastik parametreler saptanmıştır. Mekanik özelliklerden tek eksenli basınç dayanımı, nokta yükü dayanım indeksi ve dolaylı çekilme dayanımı ile statik elastik parametrelerden elastisite modülü ve poisson oranı değerleri belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel değerlendirmeler sonucunda, en yüksek korelasyon katsayısı andezitlerde r: 0,90 ve monzogranitlerde r: 0,94 değeri ile P ve S dalga hızı ölçümlerine ait verilerden elde edilmiştir. En düşük korelasyon katsayısı değeri ise monzogranitlerde Kuvars/Alkali Feldispat oranı ile gözeneklilik arasında tespit edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde istatistiksel olarak anlamlı bulunan ve yüksek korelasyon katsayısına sahip ilişkilerin çalışma açısından önemli olduğu ve ilgili parametrelerin dolaylı tahminlerinde kullanılabilir nitelikte olduğu görülmüştür.Item Depolama ve geri-alma makinesi bekleme noktası optimizasyonu: Atanmış depolama politikası durumu(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-13) Çavdur, Fatih; Değirmen, Sema; Şener, Erdi; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Endüstri Mühendisliği Bölümü.Bu çalışma, otomatik depolama ve geri-alma sistemlerinde kullanılan depolama ve geri-alma makinesinin, hiçbir işlem gerçekleştirmiyorken (boştayken) konumlandırıldığı bekleme noktasını optimize etmek için bir yaklaşım sunmaktadır. Çalışma kapsamında, depolama ve geri-alma makinesinin sadece geri-alma işlemini gerçekleştirdiği bir süreç dikkate alınarak, makinenin depodaki mevcut ürün gruplarının ağırlık merkezlerine olan toplam uzaklığını minimize etmek için bir matematiksel programlama modeli önerilmektedir. Depodaki ürün yerleşimlerinde anlamlı farklılıkların oluştuğu belirli zamanlarda, depolama ve geri-alma makinesi bekleme noktasının güncellenmesiyle de dinamik bir şekilde makine pozisyonunun optimize edilmesi amaçlanmaktadır. Atanmış depolama politikası altında ürünlerin depolandığı, tek koridora sahip örnek bir depo üzerinde, depolama ve geri-alma makinesi bekleme noktası dinamik olarak optimize edilerek, önerilen yaklaşımın çalışması örnek bir problem ile gösterilmektedir.Item Sıcaklık, askorbik asit ve ph’nın kırmızı pancar (Beta vulgaris L.) betasiyaninlerinin bozunma kinetiği üzerine etkilerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-18) Tekin, Esra; Türe, Hasan; Mazı, Işıl BarutçuBu çalışmada farklı sıcaklık (4, 25, 40, 60oC) ve pH (5,5, 7,5, 9,5) koşullarında stabilizatör olarak askorbik asit ilavesinin kırmızı pancar (Beta vulgaris L.) suyu betasiyanin pigmentlerinin bozunma kinetiği üzerine etkileri incelenmiştir. Genel olarak betasiyaninlerin bozunumunun tüm koşullar için birinci dereceden reaksiyon kinetiğine uyum sağladığı görülse de, pH 5,5‟ta askorbik asit ilavesiyle ve tüm pH değerlerinde 4°C sıcaklıkta betasiyanin bozunum kinetiğinin değişim gösterdiği ve ikinci dereceden reaksiyon kinetiğine daha iyi uyum sağladığı tespit edilmiştir. Reaksiyon hız sabiti (k) değerlerinin artan pH ve sıcaklık ile önemli derecede arttığı gözlenmiştir. Askorbik asit ilavesi ile k değerleri önemli oranda azalırken, aktivasyon enerjisi (Ea) değerleri artmaktadır. Tüm sonuçlar içerisinde en düşük k değerine 4oC‟de 5,5 pH‟da askorbik asit ilave edilmiş örneklerde 0,006×10-3 dak-1 değeri ile ulaşılırken en yüksek k değerlerine 60oC‟de 9,5 pH‟da askorbik asit ilavesiz örneklerde 28,65×10-3 dak-1 değeri ile ulaşılmıştır. 53,4-87,7 kJ/mol arasında değişen aktivasyon enerjisi değerleri, pH 9,5‟ta en düşük bulunmuştur. Ayrıca örneklerin renk değişim kinetiği de birinci dereceden model kullanılarak incelenmiştirItem Effect of attack angle on flow around a square prısm wıth a splıtter plate(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-22) Seyhan, Mehmet; Sarıoğlu, Mustafa; Akansu, Yahya ErkanLift and drag forces on a square prism with a (splitter) plate are experimentally investigated by force measurements with a load cell. Results showed that drag and lift coefficients are independent of Reynolds number for Re = 9700 – 36500 at 0°, 45°, 90°, 135° and 180°. Drag coefficient at 0 is obtained as 2.02 for the square prism alone, and 1.04 for the square cylinder with splitter plate. Maximum drag reduction for the square cylinder with the plate is 50% as compared to the square cylinder at 0° and 15°. For α < 30° and α > 114°, drag coefficient of a square prism with splitter plate is smaller than that of the square prism alone. At Re = 20000, lift and drag coefficients significantly change with increasing attack angle.Item Hidrolik sistemlerdeki enerji verimliliği(Uludağ Üniversitesi, 2018-06-25) Ergür, Hayriye SevilGünümüzde hidrolik sistemlere ilişkin bilimsel çalışmalarda, bu sistemlerin geliştirilmesi ve enerji kayıplarının azaltılması sağlanmaktadır. Enerji kayıpları, borulardaki sürtünmeden, ekipmanlardan, dirseklerden ve çap değişikliğinden oluşur. Isı artışına sebep olan hidrolik basınç kayıpları, sisteme hasar vereceğinden soğutucu kullanımı gerekmektedir. Bir diğer enerji kaybı nedeni ise başlangıçta küçük, ancak zamanla artan hidrolik kaçaklardır. Buna ek olarak, emniyet valfinden tanka geri dönen akışkan da enerji kaybını artırır. Hidrolik sistemlere ilave edilen ekipmanlar ve teknolojik iyileştirmeler ile enerji kayıpları azalmaktadır. Sistemdeki basınç kontrolünü kolaylaştırmak için, pompaya en yakın noktaya monte edilen emniyet valfinden geçen yüksek basınçlı sıvı, tanka dönüş debisini artırır. Endüstriyel gelişimdeki rolü sürekli artan hidrolik sistemlerin yerini çok daha ekonomik bir alternatif olan dijital kumandalı sistemler almaktadır. Bu çalışmada, konvansiyonel ve enerji verimli sistemler ile valf ve pompa kontrollü mobil cihazlar karşılaştırılmıştır.Item Effects of elastic supports on nonlinear vibrations of a slightly curved beam(Uludağ Üniversitesi, 2018-07-02) Sarıgül, MuratIn this study, nonlinear vibrations of a slightly curved beam having arbitrary rising function are handled. The beam is restricted in longitudinal direction using elastic supports on both ends. Sag-to-span ratio of the beam, which is assumed to have sinusoidal curvature function at the beginning, is taken as 1/10. Beam being of Euler-Bernoulli type rests on Winkler elastic foundation and carries an arbitrarily placed concentrated mass. Equations of motion are obtained by using Hamilton Principle. Cubic and quadratic nonlinear terms have been aroused at the mathematical model because of the foundation and the beam's elongation. The Method of Multiple Scales (MMS), a perturbation technique, is used to solve the equations of motion analytically. The primary resonance case is taken into account during steady-state vibrations. The natural frequencies are obtained exactly for different control parameters such as supports' types, locations of the masses and linear coefficient of foundation. Frequency-amplitude and frequencyresponse graphs are drawn by using amplitude-phase modulation equations.Item Sanayi kaynaklı karbonmonoksit salınımlarının AERMOD dağılım modeli ile incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018-07-06) Mutlu, AtillaBu çalışma, özellikle kış mevsimlerinde yoğun hava kirliliğinin yaşandığı Balıkesir ili için yapılmış ilk hava kalitesi modelleme çalışmasıdır. Balıkesir il merkezinde bulunan bir sanayi işletmesinden atmosferik karbonmonoksit (CO) salınımlarının kent merkezine olan olası etkileri mevcut meteorolojik ve yüzey topoğrafya özellikleri dikkate alınarak incelenmiş ve CO salınımlarına ait yeryüzü konsantrasyonlarının dağılımlarını gösteren haritalar AERMOD ile oluşturulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre, Balıkesir ili için uzun yıllık hakim rüzgar yönü Kuzey (N) ve Kuzey-Doğu (NE) yönlü olarak belirlenmiştir ve kaynaktan yayılan maksimum günlük 8 saatlik ortalama CO konsantrasyonu modelleme sonucuna göre 34,01 μg.m-3 olarak tahmin edilmektedir. Bu nedenle, tahmin edilen CO seviyelerinin yasal sınırları aşmadığı ve şehir merkezine olumsuz bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca incelenen kaynağa yakın kabul edilebilecek yerde tam teşekküllü bir hastanenin olması, yapılan çalışmayı daha önemli bir hale getirmektedir. Modelleme sonucuna göre, kaynaktan salınan maksimum günlük 8 saatlik ortalama CO konsantrasyonu yaklaşık 10 μg.m-3 olarak tahmin edilmiş olup, bu değerin yine aynı yönetmelikte izin verilen yasal sınırları aşmadığı tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarının, halkın bilinçlendirilmesine katkı sağlanması ve yerel otoriteye karar alma sürecinde öneriler sunulması da ayrıca çalışma kapsamında önem arz etmektedir.