2016 Cilt 30 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/2339
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item DSİ tarafından devredilen sulama projelerinde sulanmayan alanlar ve nedenleri(Uludağ Üniversitesi, 2016-06-13) Çimenci, Fatma; Değirmenci, HasanÜlkemizde büyük maliyetlerle gerçekleştirilen sulama projelerinden beklenen fayda tam olarak sağlanamamıştır. DSİ tarafından işletilen ve devredilen sulama projelerinde düşük sulama oranının en önemli sorun olduğu görülmektedir. Çalışmada 21 bölgeden 2000 ha'dan büyük 163 sulama projesi materyal olarak alınmıştır. Çalışma kapsamında; su kaynağı yetersizliği, sulama tesislerinin yetersizliği, drenaj sorunları, bakım-onarım yetersizliği, topografik yetersizlik, yağışların yeterli görülerek su talebinin olmaması, nadas, sosyo-ekonomik faktörler gibi nedenler araştırılmıştır. Veriler SPSS programında basit uyum analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 11., 12., 18., 21., 25. Bölgelerde çiftçiler tarafından yağışların yeterli görülmesi; 8., 9., 13., 24. Bölgelerde sosyoekonomik sorunlar; 19. Bölgede arazilerin nadasa bırakılması; 10., 20. Bölgelerde arazilerdeki topografik yetersizlik; 15. Bölgede su kaynağı yetersizliği; 17. Bölgede sulama tesislerinin bakım-onarım yetersizliği nedeniyle sulama alanlarında sulama oranı düşmektedir. Sulama oranını düşüren sulama sistem faktörlerinin tüm faktörlerden daha az etkili olduğu belirlenmiştir.Item Yarı-kurak iklim koşullarında A sınıfı kap buharlaşmasını tahmin için çeşitli eşitliklerin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2016-06-15) Kaya, Sebahattin; Evren, Salih; Daşcı, ErdalKap buharlaşması (Epan) verileri, birçok tarla ve bahçe bitkilerinin sulama planlaması ve su yönetimi için evapotranspirasyonu tahmin etmenin yanında göl, rezervuar, ıslak alanlar ve diğer su kaynaklarından olan buharlaşmayı tahmin etmek için de kullanılmaktadır. Buharlaşma kaplarını standartlaştırmak için A sınıfı buharlaşma kabı geliştirilmiş ve birçok ülkede hâlihazırda en yaygın kullanılan buharlaşma kabı sınıfını oluşturmaktadır. Bazı durumlarda A sınıfı kap buharlaşmasının günlük ölçümü uygulama, teorik ve finansal sebeplerden dolayı mümkün olmayabilir veya bazı ölçüm sonuçları kaybedilmiş olabilir. Bu nedenle, çeşitli araştırmacılar tarafından bazı iklim verilerine dayalı olarak Epan’ı tahmin etmek için geliştirilmiş eşitlikler önemli olmaktadır. Ancak, bu eşitlikler geliştirilmiş oldukları çevre için güvenilir sonuçlar verdiğinden dolayı, farklı bir çevre için bu eşitliklerin tutarlılığının ve güvenilirliğinin test edilmesi gerekmektedir. Bu araştırmada, Iğdır Ovası koşullarında 2003-2008 yılları arasındaki 6 yıllık dönemin bitki yetişme periyodunda ölçülmüş olan ortalama günlük A sınıfı buharlaşma kabı verileri; Penman, Kohler-Nordenson-Fox (KNF), Christiansen ve Linacre tarafından Epan’ı tahmin etmek için geliştirilmiş olan eşitliklerden elde edilen sonuçlar ile günlük, haftalık ve aylık olarak karşılaştırılarak en güvenilir sonucu veren eşitliğin belirlenmesi amaçlanmıştır. Karşılaştırma kriteri olarak, kök ortalama karesel hata (RMSE), determinasyon katsayısı (R2 ), standart sapma (SD) ve bağıl hata (%E) kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre en güvenilir sonuçlar; günlük (RMSE=0.622, R2 = 0.835, SD=1.189 ve %E=9.0), haftalık (RMSE=0.477, R2 = 0.925, SD=1.13 ve %E=8.2) ve aylık değerlendirmelere göre (RMSE=0.455, R2 = 0.938, SD=1.043 ve %E=8.2) KNF eşitliğinden elde edilmiştir.Item Basınç transdüseri ve programlanabilir lojik kontrol (PLC) kullanarak buharlaşma kabındaki su yüksekliğinin ölçülmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-07-22) Gençoğlan, Cafer; Gençoğlan, SerpilBu çalışmanın amacı, basınç transdüseri ve PLC kullanarak A sınıfı buharlaşma kabındaki su yüksekliğini atölye koşullarında ölçmek; PLC ve elle ölçülen su yüksekliği değerlerini karşılaştırmaktır. Ölçümler, buharlaşma kabının 130 ile 200 mm'lik su seviyesi arasında sabah saat 10'da yapılmıştır. Buharlaşma kabı su yüksekliğinin elle ölçümlerinde, şeritmetre kullanılmıştır. PLC kullanarak A sınıfı buharlaşma kabından su yüksekliği ölçümü yapabilmek için CODESYS-ST dilinde bir program yazılmıştır. Bu program, PLC'ye yüklenerek çalıştırılmıştır. Kol aşağı yukarı hareket ettirilerek, PLC su yüksekliği okuma değeri ile elle ölçülen su yüksekliği değeri biri birine eşitlenmiştir. Her iki ölçümde de toplam gözlem sayısı 33 adettir. Elle ve PLC ile ölçülen 33 adet değerin farkları incelendiğinde bir gözlemde fark 2, 13 gözlemde fark 1 mm ve geri kalan 17 gözlemde ise fark 0 olarak belirlenmiştir. Elle ve PLC ile ölçülen değerler arasında hesaplanan korelasyon katsayısı 0.999 olarak bulunmuştur (p=0.000). Yapılan analiz sonuçlarına göre, 33 ölçüm sonucunda elle ölçüm ortalaması 172.485 ve PLC ile ölçülen değerlerin ortalaması ise 172.273 olarak saptanmıştır. Buna göre iki ortalama arasında %95 güven aralığında önemli bir fark olmadığı belirlenmiştir (P=0.09). Elle ve PLC ölçümü arasında ortalama 0.212 mm fark bulunmuştur. Bu çalışma sonuçları, PLC’nin buharlaşma kabındaki su yüksekliğini doğruya yakın ölçebileceğini ortaya koymuştur.Item Bitkisel üretimde çiftçilerin girdi kullanım kararlarının analizi: Trakya Bölgesi örneği(Uludağ Üniversitesi, 2016-08-04) Aydın, Başak; Unakıtan, Gökhan; Hurma, Harun; Azabağaoğlu, Ömer; Demirkol, Celal; Yılmaz, FuatBu çalışmada, Trakya Bölgesinde faaliyet gösteren çiftçilerin bitkisel üretimde girdi kullanımı hakkındaki karar alma süreçleri analitik hiyerarşi prosesi ile analiz edilmiştir. Saha çalışması kapsamında tesadüfî olarak seçilen 383 üretici ile anket çalışması yapılmıştır. Çiftçilerin işletmelerindeki girdi kullanım kararlarını almadan önce ilk olarak ziraat mühendislerine (0.4393) danıştıkları, daha sonra sırasıyla kendi tecrübelerine dayanarak (0.3396), girdi temin yerlerine (0.1274) ve arkadaşlarına danışarak (0.0937) karar verdikleri belirlenmiştir. Girdi kullanımında arkadaşa danışma önceliği (p<0.01) ve firma bilgisine önem verme önceliği (p<0.01) iller arasında istatistiksel olarak anlamlı fark göstermektedir. Çiftçilerin bilgiye ulaşmadaki ilk tercihleri ziraat mühendisleri olarak belirlenmiştir. Bölgedeki birçok çiftçi özellikle buğday ve ayçiçeği tarımı konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahiptir. Bu nedenle girdi kullanım kararlarında bilgiye ulaşma tercihinde çiftçinin kendi tecrübesi ikinci sırayı almıştır.Item Bifidojenik faktör olarak laktoz türevlerinin önemi(Uludağ Üniversitesi, 2016-08-05) Ersan, Lütfiye Yılmaz; Özcan, Tülay; Bayizit, Arzu Akpınar; Delikanlı, Berrak; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.Laktoz sadece memeli hayvanların sütlerinde bulunan bir disakkarittir. Oldukça düşük tatlandırma gücü, kalori değeri ve glisemik indeksi nedeniyle dikkat çekici besleyici bir özelliğe sahiptir. Aynı zamanda, diyet lif benzeri prebiyotik özelliğe sahip olup kalsiyum ve magnezyumun biyoyararlılığını arttırmaktadır. Laktoz türevleri olan laktuloz, laktitol, laktobionik asit ve tagatoz gıdalarda ve farmasötik karışımlarda bağırsak sağlığını iyileştirici prebiyotik olarak yer almaktadır. Bifidobacterium türleri probiyotik mikroorganizma olarak sağlık üzerine olumlu etkileri nedeniyle farklı gıda ürünlerinde geniş ölçüde kullanılmaktadırlar. Bu derlemenin amacı, ticari olarak üretilen laktoz türevlerinin bifidojenik faktör olarak Bifidobacterium türlerinin gelişmelerini destekleme yeteneklerini özetlemektir.Item Çiftçilerin arazi toplulaştırma projesine bakışı: Kahramanmaraş Türkoğlu ilçesi ve köyleri(Uludağ Üniversitesi, 2016-10-25) Arslan, Fırat; Değirmenci, HasanArazi toplulaştırma projelerinin başarısı işletme sahiplerinin arazi toplulaştırması hakkında bilgi sahibi olması ve proje aşamalarında karşılıklı sağlıklı iletişim kurulması ile artmaktadır. Bu çalışmada, Kahramanmaraş Türkoğlu ilçesi ve köylerinde yaşayan işletme sahiplerinin arazi toplulaştırma projesine bakışı ve bilgi düzeylerini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmanın materyalini çiftçilerle birebir yapılan anketlerden toplanan veriler oluşturmuştur. Araştırmanın örnek hacminin belirlenmesinde oransal örnek hacmi formülü kullanılmıştır. Veriler SPSS programında analiz edilmiş, çiftçilerin yerleşim yerlerinde yeniliklere ve projelere katkıda bulunma istekleri belirlenmiş ve öneriler sunulmuştur. Araştırmada rastgele seçilen 194 işletme sahibi ile yapılan anket sonuçlarına göre; düşük eğitime (okuryazar değil ve ilkokul mezunu) sahip olanların oranı % 57, ortalama parsel büyüklüğü 51.3 da, arazi parçalılık durumu 3.27, yüzey sulama yöntemlerini kullananların oranı % 92.8, traktör sahibi olan çiftçilerin oranı % 52.3, tarla yollarının tamamen yetersiz olduğunu düşünenlerin oranı % 37 olduğu tespit edilmiştir. Katılımcıların % 73’ünün arazi toplulaştırma hakkında bilgi sahibi olmadığı, % 82’sinin sosyal-kültürel tesislerin yapılmasını desteklediği belirlenmiştir. Ayrıca ki-kare analizleri ile katılımcıların verdiği cevaplar incelendiğinde yeterli sulama suyu temini, tarla yollarının yeterliliği, arazi parçalılığı ve eğitim seviyeleri arasındaki ilişki önemli bulunmuştur.Item Cronobacter sakazakii’nin gıda güvenliği açısından önemi(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-04) Doğangün, Esra; Uylaşer, Vildan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.Cronobacter sakazakii, özellikle erken doğmuş ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde hayati risk oluşturan enfeksiyonlara neden olan fırsatçı bir patojendir. Değişik gıdalarda ve diğer çevresel kaynaklarda tespit edilmiş olmasına rağmen, sadece kontamine olmuş toz bebek mamaları (bebek formulü) C. sakazakii’nin neden olduğu bebek enfeksiyonları ile epidemiyolojik olarak ilişkilendirilmiştir. Bu derlemede, bebek mamalarında bulunabilen ve önemli bir patojen olan C. sakazakii’nin taksonomisi, genel özellikleri, kontaminasyon kaynakları, neden olduğu enfeksiyonlar ve enfeksiyonlardan korunma yolları ile izolasyon yöntemleri hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Enzime dirençli nişasta ve sağlık üzerindeki etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-10) Demirekin, Ayşe; Gül, HülyaEnzime dirençli nişasta (EDN) kavramının ortaya çıkmasıyla nişastanın biyo-yararlılığı ve özellikle yetişkinlerde diyet lif kaynağı olarak kullanımı konusunda yeni bir araştırma alanı doğmuştur. EDN ince bağırsaklarda sindirime uğramayan, kalın bağırsaklara geçen fakat buradaki bakteri florası tarafından fermente edilen nişastadır. EDN'nın, gıdanın tekstürel özelliklerini ve görünümünü iyileştirme, gevreklik sağlama, yağ ikame etme gibi fonksiyonel etkilerinin yanı sıra sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenleme, kalın bağırsakta mikrobiyal florayı olumlu etkileme, kan kolesterol seviyesini ve glisemik indeksi düşürme gibi sağlık üzerine olumlu etkileri de söz konusudur.Item Süt ve süt ürünlerinde güvenceyi etkileyen faktörlerin tüketiciler açısından değerlendirilmesi: TR22 Güney Marmara Bölgesi örneği(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-25) Niyaz, Özge Can; İnan, İ. HakkıSüt, insan beslenmesi başta olmak üzere tarım ve sanayi gibi birçok alanda kullanılan önemli bir üründür. Türkiye, süt ve süt ürünleri üretimi açısından dünya sıralamasında ilk onda yer almasına rağmen süt ve süt ürünleri tüketimi açısından gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’de süt ve süt ürünlerinde güvenceyi etkileyen faktörlerin tüketiciler açısından değerlendirilmesidir. Araştırma kapsamında büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan elde edilen süt çeşitleri ele alınmıştır. Bu nedenle araştırma Türkiye’nin hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan sütü üretiminde önde gelen bölgelerinden biri olan TR22 Güney Marmara Bölgesinde yürütülmüştür. Çalışma birincil verilerden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında 166 süt ve süt ürünleri tüketicisi ile anket yapılmıştır. Elde edilen birincil verilerin analizinde temel istatistiki yöntemlerin yanı sıra Güvenirlik Analizi, Faktör Analizi ve İkili Lojistik Regresyon Analizinden yararlanılmıştır. Araştırma bölgesindeki tüketicilerin üçte ikisi, süt ve süt ürünlerinde güvencenin sağlanmadığını belirtmiştir. Süt ve süt ürünlerinde güvencenin sağlanması üzerinde etkili bulunan değişkenler; kişi başına miktar, toplam miktar, hijyen, gelecek endişesi, tüketicinin yaşı ve boyu, süt ürünleri fiyatı, hane aylık süt harcaması, AB süt hijyeni çalışmalarından haberdar olma durumu olarak belirlenmiştir.Item Vejetaryen beslenme ve sağlık üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2016-12-12) Özcan, Tülay; Baysal, Serap; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.Vejetaryenler et ya da hayvansal kaynaklı gıdaları hiç tüketmeyen ya da sınırlı olarak tüketen kişiler olarak tanımlanmaktadır. Vejetaryen beslenme biçimleri lakto vejetaryen, ovo vejetaryen, lakto-ovo vejetaryen, vegan vb. olarak sınıflandırılabilmektedir. Vejetaryen beslenmesi genellikle beden kütle indeksi, toplam serum ve kolesterol seviyesi ile tansiyonun daha düşük olmasını sağlayarak kalp hastalıkları, hipertansiyon, felç, tip 2 diyabet ve belirli kanser türlerinin vejetaryen olmayanlara kıyasla daha az gözlenmesine neden olmaktadır. Bununla birlikte, vejetaryenlerin sağlığın korunması ve bazı kronik hastalıkların risklerinin azaltılması için tek tip beslenme sonucu eksiklikleri belirlenen vitamin B12, vit D, ω-3 yağ asitleri, kalsiyum, demir ve çinkoyu diyetlerinde yeterli miktarda almaları gerekmektedir. Bu derlemede vejetaryen beslenme şekillerinin sağlığa olan etkileri incelenmiştir.