1982 Cilt 9 Sayı 2-3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22029
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 17 of 17
- Results Per Page
- Sort Options
Item Kas gevşetici kullanılan olgularda atropinin pupilla üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Kutlay, Oya; Tıp Fakültesi; Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim DalıGenel anestezi sırasında uzun etkili kas gevşetici verilen olgularda dekürarizasyon için rutin olarak Atropin kullanılmaktadır. 4 Grup halinde 40 olgu üzerinde yapılan bu çalışmada farklı yöntemlerde ve dozlarda verilen Atropinin pupilla üzerine etkileri incelenmiş ve bulgular tartışılmıştır.Item Hidatik kist'te az görülen yerleşimler(Uludağ Üniversitesi, 1982) Devranoğlu, Muammer; Aydın, İbrahim; Kutlay, Burçin; Tıp Fakültesi; Genel Cerrahi Ana Bilim DalıTaenia echinococcus'un etkeni olduğu hidatik kist ara konak olan insan organizmasında en sık karaciğerde (% 75) bulunur. Bu oran diğer organlarda giderek azalır. Yurdumuzda halen önemini koruyan bir hastalık olması ve çok değişik yerleşim yerlerinin bulunması nedeniyle kist hidatik hastalığı gözden geçirilmiş ve 1975- 1982 yılları arasında kliniğimize başvuran 43 kist hidatik olgusundan değişik lokalizasyonlar görülen 6 tanesi çeşitli yönleriyle sunulmuştur.Item Romatoid artritli hastalarda klinik tablo, C-reaktif protein, eritrosit sedimantasyon hızı ve romatoid faktör arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 1982) Yurtkuran, Merih; Özcan, Orhan; Karakaya, Münir K.; Tıp Fakültesi; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı33 Romatoid artritli hastada CRP, ESR, RF ve klinik aktivite arasındaki ilişki araştırıldı. 19 hastada ESR, CRP den daha fazla idi. Bu hastalar klinik aktivite göstermekteydi. 14 hastada ise ESR ve CRP klinik aktivite ile paralel değildi.Item Koyun dalağının arteriel segmantasyonu(Uludağ Üniversitesi, 1982) Çimen, Ahmet; Tıp Fakültesi; Anatomi Ana Bilim DalıA. lienalis'e plastik madde enjeksiyonu yöntemi ile koyun dalağının vasküler segmentasyonu araştırıldı. 14 olguda (% 28) iki segmentli, 4 olguda (% 8) üç segmentli dalak tipi saptandı. 32 olguda da (% 64) segmentasyon görülmedi.Item Neonatal sepsiste başlangıç antibiyotik tedavisinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Günay, Ünsal; Parıldar, Tamer; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde kesin neonatal sepsis tanısı konan 55 olgudan elde edilen 62 kan kültürlerinde üretilen mikroorganizmaların antibiyogramları incelenmiştir. Çalışmaya alınan antibiyotiklerden en sık olarak cefazoline karşı duyarlılık saptanmış (% 27.4) ve bunu sırasıyla gentamicin (% 9.6), kanamycin (% 8.0) ve ampicillin (% 3.2) izlemi tir. Penicilline karşı duyarlı bakteri ürememiştir. Bu bulgulara dayanarak neonatal sepsis ön tanısı konulmasından sonra cefazolin + gentamicin kombinasyonunun başlanılması önerilmiştir.Item Diyarbakır'da bir yıl izlenen 0-1 yaş, 1135 bebeğin beslenme durumları ve sorunlar(Uludağ Üniversitesi, 1982) Kan, İsmet; Gülesen, Özdemir; Tıp Fakültesi; Biyoistatistik Ana Bilim DalıDiyarbakır ilinde 1976-19 77 yılında doğan bebeklerden tabakalı örnekleme ile alınıp, bir yaşına kadar izlenen 1135 bebeğin beslenme durumları incelenmiş ve bunlarla ilgili sorunlar tartışılmıştır.Item Sıçan beyninde benzodiazepin reseptörlerinin gelişimi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Eralp, Özgen; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim DalıBu çalışmada sıçan yavrularında ve erişkinde beyinde benzodiazepin reseptörlerinin gelişimi incelenmiştir. 3 H. Flunitrazepam kullanılarak yapılan çalışmada reseptörlerin yaşla orantılı olarak geliştikleri, en hızlı gelişmenin 3-5 günler arasında olduğu, 21 . günde erişkin değerlerin çok yakın değerlere ulaştığı saptanmıştır.Item Crouzon hastalığı(Uludağ Üniversitesi, 1982) Yöndemli, Fuat; Sarıçoğlu, AhmetBu zayıda bir Crouzon hastasını takdim ettik. Bu nadiren görülen deformitede ekzoftalmi maksilla atrofisi, nazal kemiğin genişlemesi, hipertelorism, optik atrofi yüksek damak ve diverjans strabismus görülebilir. Ayrıca audiogram bulguları takdim edildi.Item Sterilizasyondan sonra görülen ektopik gebelik(Uludağ Üniversitesi, 1982) Cengiz, Candan; Kıyan, Suat; Tıp Fakültesi; Kadın Doğum BirimiSterilizasyondan 11 sene sonra oluşan bir ektopik gebelik olgusu sunulmuş ve literatür gözden geçirilmiştir.Item Beyin tümörlerinde B.O.S. sitolojisi ile histopatolojik korrelasyon(Uludağ Üniversitesi, 1982) Eralp, İncilay; Pehlivan, Nevzat; Oğul, ErhanBu çalışmada, beyin tümörü tespit edilen 29 vak'ada B. O.S. (Beyin-Omurilik-Sıvısı) sitolojisi bulguları ile histopatolojik bulgular arasındaki korrelasyon araştırılarak sito-diagnozun değeri tartışılmıştır. 29 vak'anın 18'inde (% 62) sitolajik olarak doğru tanı konduğu, genellikle malign patolojilerde sito-diagnoz ihtimalinin daha yüksek olduğu saptanmıştır.Item 74 tüberküloz olgusunda cerrahi sağıtım(Uludağ Üniversitesi, 1982) Özkan, Hayati; Kalaycıoğlu, M. Ertem; Sezer, Hüsnü; Baçcıoğlu, Erdal; Özcan, Fahri; Özdemir, İ. Ayhan; Tıp Fakültesi; Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim DalıPulmoner tüberkülozun cerrahi sağıtımı hastalıklı dokunun rezeksiyonu şeklinde olmalıdır. İlaç sağıtımına yanıt vermeyen lokalize tüberküloz lezyonları cerrahi girişim için uygundurlar. Kliniğimizde yetmiş dört tüberküloz olgusuna cerrahi girişimde bulunuldu. On iki olguda ayırıcı tanı için biyopsi alındı. Yirmi dokuz olguya acil tüp torakostomi yapıldı. On altı lobektomi, yedi segmentektomi, üç bilobektomi, dört pnomonektomi, iki perikardiektomi yapıldı. On bir olguda dekortikasyon, bir olguda göğüs duvarı eksizyonu yapıldı. Yedi hasta ikinci kez ameliyata alındı. Üçüne torakoplasti, dördüne açık drenaj yapıldı. İki olguda tüberküloz reaktivasyonu oldu. 38 olgu iyileşti, 6 olgu öldü. Ölüm oranı % 13.7 olarak saptandı.Item Bursa ve yöresinde yenidoğan bebeklerde patent duktus arteriozus görünme hızı(Uludağ Üniversitesi, 1982) Meriç, Nurten; Yüce, Adnan; Paksoy, Süreyya; Tıp Fakültesi; Çocuk Ana Bilim DalıBu prospektif çalışma, bazı bebeklerde doğumdan sonra bir süre açık kalabilen duktus arteriozus'a ait üfürümlerin, ülkemizde Bursa ve yöresinde duyuluş sıklığını ve bunların kayboluş zamanlarını belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmada 136 prematüre bebeğin 17'sinde (% 12,5), riskli yenidoğan 22 bebeğin 4'ünde (% 18) ve zamanında doğmuş 710 normal yenidoğanın 4'ünde (% 0,56) patent duktusa ait sistolik ya da kontinü üfürümlere rastlandı. Prematürelerde patent duktusun spantan kapanma süresinin ortalama 36,9 gün (değişkenlik 7-82 gün), riskli bebeklerde ortalama 12 gün (değişkenlik 7-20 gün) olduğu görüldü. Normal yenidoğanlarda ise, hemen ilk günde duktus arteriozus'un kapandığı belirlendi. Bazı istisnaları olmakla beraber, prematüre bebeklerde kapanma süresinin bebeğin beklenen normal doğum zamanına yakın olduğu dikkati çekti. Prematürelik arttıkça, örneğin prematüre bebeğin gestasyonel yaşı küçüldükçe, patent duktus rastlantı hızının buna paralel olarak artmadığı gözlendi.Item Tonsiller üzerinde reografik çalışma(Uludağ Üniversitesi, 1982) Tezel, İlker; Tıp Fakültesi; Kulak Burun Boğaz KliniğiAraştırmamızda reografik metodları tonsillere uyguladık ve tonsil dokularındaki kanlanmayı ölçerek iltihaplanma nedeniyle meydana gelen degenerative process 'leri gösterdik. Şu 50 vakada özel elektrotlarla normal ve kronik tonsiller arasındaki reografik farkı standartlaştırmayı amaçladık. Bu standartaştırmayla kliniğimizde tonsillektomi endikasyonu da objektif bir bulgunun uygulanmasına yol açtık.Item Aort yetmezliğinde sol ventrikül kompliansı ile ekokardiografide saptanan sol ventrikül diyastol sonu çapının arka duvar kalınlığına ve septum kalınlığına oranı arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 1982) Arslan, Nadi; Sağkan, Olcay; Kütük, Emine; Şaşmaz, Ali; Turan, FikretBu çalışma aort yetmezliği olan 24 olguda yapılmıştır. Olgular diyastol sonu basınçları 14 mmHg altında ve üstünde olmak üzere iki guruba ayrılmış ve her grupta, hemodinamik olarak hesaplanan komplians ile ekokardiografik olarak bulunan sol ventrikül diyastol sonu çapının, arka duvar kalınlığına (DSÇ/ADK) ve septum kalınlığına (DSÇ/SK) oranı incelenmiştir. Kansız, uygulaması kolay, tekrarlanabilir ekokardiografik yöntemle (DSÇ/ADK) ve (DSÇ/SK) değerleri izlenerek aort yetmezlikli olgularda kompliansın azaldığı, diyastol sonu basıncın arttığı dönemin başlıngıcını saptamak ve uygun cerrahi girişimin zamanlanması mümkün olabilir.Item Nal (Tl) kristalinin Am-241 radyoizotopunun 59,6 keV'lik gamaları için differansiyel tesir kesitinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Özmutlu, Cihan; Tıp Fakültesi; Medikal FizikAm-241 radyoizotopunun yayınladığı 59,6 keV enerjili gama ışınlarının. tatyum aktive edilmiş sodyum iyodür kristali, alüminyum ve bakır, ortamlardan saçılması, saçılma açısının 24° ile 144° arasındaki değerleri için incelenmiştir. Diferansiyel "Coherent" ve "İncoherent" saçılma tesir kesitlerinin bakır için değerleri "Form Faktörü" ve ''Saçılma Fonksiyonu" yaklaşımları ile kuramsal olarak elde edilmiştir. Tesir kesit kuramsal değerlerinin denel verilerle karşılaştırılmasıyla, her bir saçılma açısı için denel tertip kalibre edilmiştir. Böylece, talyum aktive edilmiş sodyum iyodür kristalinin, diferansiyel tesir kesiti, 59,6 keV enerjili gamalar ve on bir farklı saçılma açısı için mutlak olarak elde edilmiştir. Bileşik maddeler için diferansiyel tesir kesitinin elde edilmesinde kullanılabilecek kuramsal bir model takdim edilmiş ve model denel değerlerle karşılaştırılmıştır.Item Neonatal sepsiste cefazolin ve gentamicin tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Günay, Ünsal; Parıldar, Tamer; Çepni, Davut; Tıp Fakültesi; Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim DalıUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde kesin tanısı konan 62 neonatal sepsisli olgu, ön tanı konulup, kan kültürlerinin alınmasından sonra başlanan antibiyotik tedavisine göre 2 gruba ayrıldı. Birinci grupta ampicillin ve gentamicin alan 42 olgu ve ikinci grupta cefazolin ve gentamicin alan 20 olgu vardı. Birinci gruptaki hastalardan 19 (% 45) 'u öldü ve ikinci gruptaki hastalardan ise 4 (% 20) 'ü öldü. Her iki grubun ölüm oranları arasındaki bu farklılık istatistiksel yönden anlamlı bulundu. Bu nedenle kliniğimizde neonatal sepsisli olgularda ön tanı konulup, kan kültürlerinin alınmasından sonra cefazolin ve gentamicin tedavisinin uygulanmasının doğru olacağı sonucuna varıldı.Item Farelerde görülen düşük insidanslı spontan tümürlerin transplantasyonu ve bu tümörlerin yaşama periyotlarının azalması(Uludağ Üniversitesi, 1982) Güre, Ataman; Tıp Fakültesi; Medikal Biyoloji Bilim DalıHer canlı hücrenin ve bu hücrelerin meydana getirdiği dokuların bir ömrü vardır. Tümör dokusunu oluşturan hücrelerin belli generasyonlarda çoğalabileceği ve sonradan bu dokunun yaşama periyodunun azalarak duracağı doğaldır. Bu çalışma: Düşük insidanslı spantan tümörlerden "Diferansiye Adenakarsinam "un; transplantasyonu ile insidansının artırılabileceğini, oluşan tümör yumrularındaki hücrelerin çoğalma piglerini, istirahat fazlarını, belli bir generasyondan sonra çoğalamadıklarını ayrıca anti-türnöral aşı elde etme yöntemi ile etkisini deneysel olarak belirtmektedir.