2000 Bahar Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16370
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Item Kierkegaard'ın düşüncesinin merkezi kavramı: Paradoks(Uludağ Üniversitesi, 2000) Lin, Timothy Tianmin; Becermen, MetinParadoks, Kierkegaard'ın düşüncesindeki merkezi bir kavramdır .O, açık bir şekilde ifade eder ki, "Hristiyanlık kesin olarak paradoksaldır" (1) ve "son olarak, her noktada paradoksaldır:" (2) daha sonra bildirdiği gibi "Felsefenin ifadesi arabuluculuktur- Hristiyanlığınki paradoks" (3) . Kierkegaard'ın tazılarında paradoks sözcüğü neredeyse sayısız defa ortaya çıkar. Onun Samlede Vaeker'inin İngilizce çevirisindeki 15 bölüm içinde sözcüğün 595 kullanımı olduğunu bildirir. Elbette, bu sayıya Yazılar'ının 11 bölümü ve Otorite ve Vahiy Üzerine adlı kitabı dahil değildir. Bütün çalışmaları arasında Eklenti ve Fragmanlar'ın paradoks üzerine en temel iki kitabı olduğu düşünülür. Paradoks sözcüğünün önceki çalışmasında 308 defa sonrakinde ise 103 defa göründüğünü ayırt ediyoruz. Bu, en azından, paradoksun bu iki kitabında başka herhangi bir kitabından daha adamakıllı tartışıldığını gösterir.Item Fizik'in belirsizliği ve sosyal bilimler(Uludağ Üniversitesi, 2000) Gökmen, TahirEn başta söylenecek şey, cansız doğanın da evrenimizin bir parçası olduğu. dolayısıyla kapsamlı olma savıyla ortaya çıkan bir dünya görüşünün cansız doğanın yasalarını da dikkate almak zorunda olduğu ve bu yasalarla çelişkiye düşerse uzun dönemde tutarlı olmayacağıdır. Genel olarak bilinir ki fizik biliminin yöntemleri. aşırı kesinlikleri yüzünden apayrı bir başarı düzeyine ulaşmışlar, dolayısıyla sosyal bilimler için bir ölçüde örnek sayılnuşlardır. Nasıl her bilim kökenini yaşamdan alıyorsa, fizikte kendini, kendisiyle uğraşan bilimcilerden tamamıyla soyutlayamaz. Bilimcinin daha doğrusu araştırmacının dünya görüşü de- bu yüzden kendi bilimsel eyleminin yönünü belirleyecektir. Buna ters yönde, kendi araştırmalarının sonuçları da kendi dünya görüşlerini etkilemekten geri kalmaz. Çünkü fizik dünya görüşü kavgalarında önemli bir silahtır. hem de çok keskin bir silah.Item Friedrich Nietzsche(Uludağ Üniversitesi, 2000) Altun, AyhanNietzsche 15 Ekim l844'tc Leibzig'e yakın Löcken köyünde doğdu. Babası Polonya menşeli bir papaz. Ailenin ilk çocuğudur Nietzsche. İlk önce babasını kaybeder. Sonra da kardeşini. Hayatta tek bağı kalmıştır artık, annesi ve kız kardeşi Elizabeth. Annesi Nietzsche'nin halalarıyla birlikte çocuklarını alıp Noumburg'a taşınır. Velhasıl Nietzsche'nin çocukluğu böyle akraba kadınlarla motifli dramatik bir periferide geçer. . Altı yaşını doldurmadan Noumburg'daki Burgersehule'ye veriliyor. Eğitim hayatının mukaddimesinde dindar bir Nietzsche vardır. Ağırbaşlıdır, disiplinlidir. Bu özelliklerinden ötürü, çocuklar ona "küçük papaz" diyorlar.Item Zaman, ölüm ve vicdan(Uludağ Üniversitesi, 2000) Heidegger, Martin; Dalgıç, NezihaZaman, Heidegger'in Dasein'ın kendi kendisinin önüne sıçraması iddiasında tam olmasına rağmen, Dasein'ın günü-birliktelik anlayışında. sadece zayıf bir rol oynadı. Fakat onun tanıtımda (girişte) verdiği zaman. Varlık sorunu için çok önemlidir: 'Tüm ontolojinin temel problemi, zaman fenomeninde köklenir' (Varlık ve Zaman,l8). Zaman, Dasein'ın analizi için de çok önemlidir: 'Dasein varlığının anlamını zamansallıkta bulur '(VZ,19). Niçin zaman çok önemlidir? Niçin Zaman? Niçin Varlık ve Zaman? Niçin Varlık ve Uzam değil? Ya da Doğruluk? Ya da Hiçbir şey? Heidegger bu soruları açık bir şekilde sormaz, fakat onlara çeşitli cevaplar önerir.Item Zamansallık aşkınlık ve özgürlük(Uludağ Üniversitesi, 2000) Inwood, Michael; Durmaz, BirsenZaman, artık kendisinde ortaya çıkmaktadır. Dasein, yalnızca zaman içinde ya da zaman üstünde kararlı olabilir. fakat buradan yola çıkarak, Dasein'ın zaman 'içinde' ya da zaman 'üstünde' olduğunu söylememeliyiz. Zaman, dünyanın içinde bulunduğundan daha çok Dasein'ın içinde bulunduğu bir kutu gibi değildir. Aslında ilk. asıl olan zaman (Zeit) değildir, fakat Dasein'ın geçiciliği ya da zamansallığıdır (Zeitlichkeit). Bu. Heidegger'de standart bir harekettir: Asıl olgu dünya, uzay, zaman ya da tarih değil. Dasain'ın dünya içindeki varlığı, Dascin'ın uzamsallığı, Dasein'ın zamansallığı ya da Dasein'ın tarihselliğidir. Bir isimle belirtilen bir şey ya da bir töze benzer gibi görünen ilk şey, bir sıfat ya da zarfla belirtilen Dasein'ın varlığının bir tarzı haline gelir. Dasein işte bu şeylerin, nesnelerin merkezinde yer alır. 'Zaman, Dasein'dır.' (CT, 20) Sadece o değildir.Item Etiğe giriş(Uludağ Üniversitesi, 2000) Öztürk, ÜmitÖzellikle problematik felsefe alanı söz konusu olduğunda, felsefe öğretiminde/öğreniminde (genel olarak felsefe öğretimlerinde olan fakat burada daha fazla bir şekilde hissedilen) yöntem sorunu ağırlıklı olarak kendini gösterir. Kabaca bu sunumda izlenecek olan yolun ne olması gerektiği 'bir orta yol bariz görünse de' bilhassa "bizim" gibi felsefeye kıyısından köşesinden yeni giren/girebilen(!) ülkelerde daha da önem kazanmaktadır. Prima facie, bu alandaki bir çalışmanın, felsefenin problematik felsefenin- hiçbir zaman felsefe tarihinden ayrı ele alınamayacak ve aynı zamanda belirli problem alanlarına açıklayıcı bir yaklaşımın getirilmek zorunda olması dolayısıyla, iki yönü, felsefe tarihi ve felsefe problemlerini, birleştirmesi beklenir. Fakat ne yazık ki(!) ülkemizdeki "genel felsefe literatürü" (!!)dikkate alındığında böyle açık ve sağlam bir yolun pek de tutarlı bir şekilde izlenmediği görülmektedir.Item Türkiye'den ve Dünya'dan(Uludağ Üniversitesi, 2000)Item Sen ne yaparsın, Tanrı?(Uludağ Üniversitesi, 2000) Rilke, Rainer MariaItem Neopozitivizm,uzlaşımcılık ve eleştirel rasyonalizm(Uludağ Üniversitesi, 2000) Durmaz, BirsenBilimsel bilginin niteliğini ve bilimsel yöntemin değerini incelemek. Bilimsel ifadelerin geçerliliğini tanıtlamak bilim felsefesinin temel amaçlarından bazılarıdır. İşte bu noktada filozoflar. Bilimsel bilgiyi ve bilimsel yöntemi empirist ve rasyonalist açılardan ele alarak doğa. Bilimlerinin tabam sorununa çeşitli yaklaşımlarda bulunmuşlar ve bu sorunu epistemolojik olarak temellendirmeye çalışmışlardır. Bilim felsefesinin ilk dönemlerinde yaygın olan anlayış. Bilimsel bilgiyi sağlam ve kesin bilgi olarak gören. Bilimsel bir hipotezin olgulardan yola çıkıp yine olgularla. Deneysel araçlarla doğrulanması gerektiğini öne süren neopozitivizmin doğrulamacı anlayışıdır. Empirist ve pozitivist geleneğin bir ürünü olan ve doğa bilimleri felsefesine uzun süre hakim olan bu akımın en önemli versiyonu olan "Mantıkçı Empirizm"in yanılgıları, yetersizlikleri, ilk kez doğa bilimleri felsefesini rasyonel temellerle yapılandırmaya yönelen Karl Popper tarafından fark edildi. Popper'ın bu rasyonalist yönelimli bilim felsefesinin çıkış noktası, neopozitivizmin köktenci empirist anlayışının bir eleştirisine dayanır.Item Husserl’in fenomenolojisine giriş(Uludağ Üniversitesi, 2000) Keskin, MesutYirminci Yüzyıl düşünce tarihine baktığımızda fenomenoloji, çağa damgasını vuran bir akım olarak karşımıza çıkar. Çağdaş düşünürlerin çoğu fenomenolojik yöntemi kullanmıştır. Sözgelimi Heidegger'in varlık felsefesi. Theodor Lipps In estetiği. Max Scheler’in felsefi antropolojisi ve değer etiği. Nikolai Hartman'ın etiği, Sartre'ın varoluşçu felsefesi fenomenolojik yöntemin yirminci yüzyılda ne kadar yaygın bir şekilde kullanıldığını çok iyi gösteriyor. Bununla birlikte fenomenoloji sadece felsefede etkili olmamış diğer disiplinleri de etkilemiştir: Sosyoloji'de Karl Mannheim, Rudolf Ono, Psikoloji'de Carl Rogers. Viktor E. Frankl, gibi isimler gösterilebilir. Bu yazıda da yukarıda gösterilen tüm isimleri etkileyen ve Fenomenolojinin kurucusu olarak görülen Husserl'in fenomenoloji hakkındaki görüşleri, Türkçe'deki Kaynaklar temele alınarak açıklanmaya çalışılacaktır.Item Septisizm(Uludağ Üniversitesi, 2000) Paul K., Moser; Dwagne H., Mulder; J. D, Trout; Ömer, FundaAçıklanan bilgi alanlarının bazısı hakkında. her ne kadar bu şüpheler insanlar ve gruplar arasında farklılık gösterse de, şüphelerimiz var. Bu yüzden. filozoflar ve diğerleri insan bilgisinin sınırları ya da kapsamı hakkında uzun süredir tartışmaktadırlar. Kapsamı ne kadar sınırlandırsak, o kadar septik oluruz. Bu yüzden, sözün gelişi eğer bilgiyi sübjektif tecrübelerimiz hakkındaki iddialarla sınırlandırsak, gerçekten de fazlasıyla septik oluruz. Felsefedeki meşhur septik tartışmalar, diğer şeyler arasında zihinden-bağımsız dünya, diğer zihinler, indüktif (tümevarımla ilgili) çıkarımlar, tarihsel olaylar ve bilimler tarafından kabul görmeyen bilinemez (görülemez) varlıkların bilgisi ile ilgilidir.Item Heidegger'in felsefesi(Uludağ Üniversitesi, 2000) Inwood, MichaelHeidegger'in hayranları, onun ikinci büyük çalışmasını yazıp yazmaması konusunda aynı fikirde değillerdi, eğer böyle olsaydı (yani ikinci büyük kitabını yazmayı düşünseydi), bu. 1936 ve 1938 arasında müsveddelerini yazdığı Nietzsche Konuşmaları yada (Olagelme) Felsefe Makaleleri olurdu, fakat diğer çalışmalarında gösterdiği gibi bu taslak yalnızca 1989'da yayınlandı. Yine de onun bir büyük eser yazdığı ve bunun da Varlık ve Zaman olduğuna ilişkin bir görüş birliği vardır.